Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

SELAM İLE NAMAZDAN ÇIKIŞ-----Imam Ahmed Bin Hanbel

H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
SELAM İLE NAMAZDAN ÇIKIŞ. PAGEREF _Toc126304258 \h 48
Namazda Selâmın Keyfiyeti ve Lafzı PAGEREF _Toc126304259 \h 49
Selâmı Uzatmamak Gerekir, El ile İşaret Edip Selâm Vermek Mekruhtur PAGEREF _Toc126304261 \h 50
Selâm Vermenin Farziyeti ve Tek Selâmın Farziyet İçin Yeterliliği PAGEREF _Toc126304262 \h 51
İmam Olan Kişinin Farz Namazdan Sonra . Bir Miktar Beklemesi, Sağdan ya da Soldan Cemaate Doğru Dönmenin Cevazı PAGEREF _Toc126304264 \h 52
Selâmdan Sonra İmamın Cemaate Dönmesi, Sahabenin Rasûlullah ile Teberrükü. PAGEREF _Toc126304265 \h 53
Namazdan Sonra Kadınların Çıkması İçin İmam ile. PAGEREF _Toc126304267 \h 54
Erkek Cemaatin Bir Müddet Beklemesi, Farz ve. PAGEREF _Toc126304268 \h 54
Nafile Namaz Arasında Çıkmak, Konuşmak ya da. PAGEREF _Toc126304269 \h 54
Yer Değiştirmek ile Fasıla Vermenin Önemi PAGEREF _Toc126304270 \h 54


O)-SELAM İLE NAMAZDAN ÇIKIŞ

Tekbir ile namaza başlayan bir insan selâm ile namazdan çıkar. Bir başka deyişle tekbir ile ibadete başlanmış olup konuşma, yeme ve içme gibi birçok dünyevi mubahlar ibadet sonuna kadar yasaklanmıştır. Bu sürede kişi sadece ibadetle meşgul olmak zorundadır. İbadeti bitirdiğinde İse selâm ile ibadetini tamamlar, sonlandınr. Artık bundan sonra her türlü mubah kendisineyeniden serbest bırakılmış ve eski serbestlik geri gelmiştir. Bütün bunları biz Rasûlullah'ın hayatından öğreniyoruz. Aşağıda sahabenin Rasûhtllah 'tan gördükleri ve duydukları konular nakledilmiştir. [1]

Namazda Selâmın Keyfiyeti ve Lafzı

751/1621-Abdullah b. Mes'ûd'dan (Radıyallahü anh).[2]
Bizzat ben gördüm, Rasûlullah (Satiaiiaku aleyhi ve seiiem) namazda her eği-- doğrulusunda, ayağa kalkışında, oturuşunda tekbir getiriyor ve yanak-ın' beyazı (arkadan) görülecek derecede başını sağına ve soluna çevirip la"n veriyordu. Hz. Ebû Bekir ve Ömer'in de böyle yaptıklarını gördüm.
§Aynı râviden ikinci tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah'ın ısaiicıihhü aleyhi ve seiu-m) sol tarafına selâm verirken başını . vırdiğinde (görülen) yanağının beyazını şu an müşahede eder gibiyim. [3]

752/1622- Abdullah b. Mes'ûd'dan (Radıyallahüanh):[4]
Şu bana unutturulan şeylerden değildi:
Rasûlullah 'es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah\ 'es-Selâmü aleyküm ve rahmetullalı diye yanağının beyazlığı görülecek şekilde (başını) sağına ve soluna (çevirerek) selâm verirdi. [5]

753/1623-Vâsi' b. Habbân,[6]
Rasûlullah'ın (Sallaliaha aleyhi ve seltem) namazım Abdullah b. Ömer'e {Radıyallahü anhüma) sordu. O da şöyle anlattı:
'Her eğildiğinde ve kalktığında 'Allahü Ekhef derdi, sonra sağına selâm verdiğinde Les-Selcunü aleyküm ve rahmelııllafr ve soluna selâm verdiğinde de 'esSelâmü aleyküm ve Rahmetullah' derdi.'[7]

754/1624-Sa'd b. Mâlik'ten (Radıyaüahu anh): [8]
Rasûlullah32' (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) yanağının beyazı görülecek kadar sağma selâm verir ve yanağının beyazı görülecek kadar soluna selâm verirdi (başını döndürürdü). [9]

755/1625-Sehl b. Sa'd el-Ensarî'den (Rad,yaiiahu anh):[10]
Uasû ullah iSaiiaiiah, aleyhi namazda (sonunda) yanaklarının be-rülecek kadar sağına ve soluna selâm verirdi (başını dondururdu). [11]

756/1626-Vâİl b. Hucr'dan {Radtyallahü anh) [12]
Hz. Peygamber (Satiaüahu aleyhi ve seiiem) (namaz sonunda) sağına ve solu s™ vprirrii fbasını döndürürdü).
na selâm verirdi (başını döndürürdü). [13]

757/1627-Adî b. Amîra'dan (RadıyaliahUanh): [14]
Hz. Peygamber (Saiiaiiahu aleyhi ve setiem) secde yaparken (kollarım övf açardı ki) koltuk altının beyazı görülürdü. Sonra yüzünü yanağının görülecek kadar sağına döndürerek selâm verir, ardından yüzünü yanağın beyazı görülecek kadar soluna döndürerek selâm verirdi. [15]

Açıklama

Bu babdaki hadisler namazdan çıkarken selam vermenin meşruiyetini gerekliliğini göstermektedir.
Hanefi, Şafiî, Harbeli mezhebine, ayrıca Ebû Sevr, Davud b. Aii ve Ebû Cafer et-Taberfye göre her iki tarafa da seiâm verilir, önce sağdan başlanır. Malikî mezhebine göre ise münferit kılan sadece sağına selâm verir, cemaatle kılan sağına ve soluna selâm verir, sonra imamın selâmına karşılık seiâm verir. Bu mezhebteki bir görüşe göre ise sağına seiâm verir, sonra İmamın selâmına karşılık selâm veriri[16]
Selâm verildiğinde bazı alimlere göre tek yanağın, bazılarına göre ise iki yanağın da görülmesi müstehabdır.
Selâmın 'es-Selâmü aleyküm ve rahmetullaK lafzı ile olması gerekir. Ancak Ebû Davud rivayetinde 've berakâtühü[17] lafzı eklenmiştir.
İmamın ilk selâm ile sağındaki meleklere, Müslüman cinlere ve insanlara, sonra sola selâm verirken de yine onlara niyet etmesi müstehabdır. Hz. Ali'den gelen bir rivayette:
...RasûMlah'ın irukarrebûn meleklerine, peygamberlere ve onlara tabi olan mümin ve Müslümanlara selâm verdiği, nakledildi. [18]
Ayrıca Ebû Davud'daki bir hadiste:
"...sonra imamınıza ve kendinize selam verin buyurulmuştur. [19]

Selâmı Uzatmamak Gerekir, El ile İşaret Edip Selâm Vermek Mekruhtur

758/1628-Ebû Hıtreyre'den (Radıyaiiuhu anh). [20]
(Satlalfolıti aleyhi ve selle m) dedî ki:
"Selâmı uzatmamak[21] sünnettir." [22]

759/1629-Câbir b. Semüra'dan (Radıyaitahuanh): [23]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve sellem) ile namaz kılarken sağa ve sola ellerimizle 'es-Selâmü aîeyküm' diye selâm verdik/işaret ettik. Bunun üzerine
Rasûlullah şöyle dedi:
"Bu insanlara ne oluyor, hırçın atların[24] kuyrukları gibi ellerini oynatıyorlar, onlardan (her) biri namazlarında sakin olsun, [25] elini uyluklarının/dizlerinin üzerine koysun, sonra sağındaki ve solundaki arkadaşına selâm versin." [26]

Selâm Vermenin Farziyeti ve Tek Selâmın Farziyet İçin Yeterliliği

760/1630- Hz. Ali'den (Radıyallahü anh)[27]
Rasulullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Namazın anahtarı temizlik (abdest), (namazda dünyevî) yasaklar, başlangıcı tekbir almak ve yasakların sona ermesi de selâm iledir. [28]

761/1631-Zürâre b. Evfâ'dan:[29]
Hz Âişe'ye (Radıyathha anhai Rasûlullah'ın gece namazı sorulunca şöyle
'Rasûlullah (Saitaiiaha aleyhi ve letiem) yatsı namazını (farzını) kıldıktan iki rekât daha kılar ve yatar uyurdu. Uyandığında yanında ağzı kapalı) abdest suyu ve ağzını fırçaladığı misvağı bulunurdu. Abdestini alır, kaP ikıp sekiz rekât namaz kılardı. Namazında Fatiha ve dilediği kadar 011 ivâyette: Allah'ın dilediği kadar) Kur'ân okurdu. Sadece sekizinci rekâtta teşehhüd okur ve selâm vermeksizin tekrar ayağa kalkardı. Bir rekât H-ha kılar ve oturur, teşehhüd okurdu. Sonra bizi uyandırmak için sesini kselterek 'es-Selâmü aleykürrf diye tek selâm verirdi. Sonra oturduğu halle tekrar tekbir alır {namaza başlar), Kur'ân okur, oturduğu halde iki rekât daha kılardı. Böylece namazı on bir rekâta ulaşırdı.
Rasûlullah hafif şişmanlayıp vücudu ağırlaştığında dokuz rekât yerine yedi rekât kılmaya başladı. Oturma durumu öncekinde olduğu gibiydi. Sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte Rasûlullah'ın ruhunu teslim edinceye kadar kıldığı (gece) namazı böyleydi.'
§Behz b. Hakim'İn Zürâre b. Evfâ yoluyla Sa'd b. Hişam'dan naklettiği diğer rivayet:
Müminlerin annesi Hz. Aişe'ye 'Rasûlullah'ın gece namazı nasıldı?' diye sorduğumda şöyle dedi:
'Rasûlullah ıSailaiiahu aleyhi ve seitem) yatsıyı kılardı.. .(hadisin kalanını yukarıdaki gibi zikretti.) Sonra bizi uyandırmak istercesine, bilakis uyandıracak şekilde sesini yükselterek ayakta iki rekât (sabahın sünelini) kılardı. Sonra bize işittirecek şekilde dua ederdi. Sonra sesini yükselterek selam verirdi. [30]

Açıklama

Hz. Peygamber'e gece teheccüd namazı kılmak vacipti ve ömrünün sonuna kadar teheccüde devam etmişti. Teheccüdden sonra da vitir namazını kılardı. Vitir namazım bir rekât kıldığında tek rekâtlık namaz olmadığı için onu desteklemek babından iki rekât daha kılardı. Teheccüd ve vitir namazları ile ilgili Rasûlullah'ın uygulaması ve konunun müctehidler tarafından tahlili kendi Özel bölümlerinde gelecektir. Burada sadece tek selâmın yeterliliğini göstermek için Bennâ tarafından söz konusu hadis zikredilmiştir.
§Tek selâmın meşruiyeti bu gibi hadislerden, ayrıca Hz. Âişe, İbn Ömer Enes b. Malik, Seleme b. Ekva' gibi sahabiler yanında tabiun ve etba'dan Hasarn Basrî, îbn Sirin, Ömer b. Abdülaziz ve Evzâî gibi alimlerin görüşlerinden alınmıştır.[31] Ancak bu konuda ihtiyatlı olmak ve icma' ile kabul edilen, Rasûlullah'ın sürekli yaptığı, tavsiye ettiği iki tarafa selâm vermek görüşü ile amel etmek gerekir
ŞHanefi , Şafiî, Hanbeli mezhebine, ayrıca Ebû Sevr, Davud b. Ali ve Ebû Cafer et-Taberî'ye göre her iki tarafa da selâm verilir, Önce sağdan başlanır. Malikî mezhebine göre ise münferit kılan sadece sağına selâm verir, cemaatle kılan sağına ve soluna selâm verir, sonra imamın selâmına karşılık selâm verir, bu mezhedeki bir görüşe göre ise sağına selâm verir, sonra imamın selâmına karşılık selâm verir. [32]

İmam Olan Kişinin Farz Namazdan Sonra . Bir Miktar Beklemesi, Sağdan ya da Soldan Cemaate Doğru Dönmenin Cevazı

762/1632- Müminlerin annesi Hz. Âişe 'den (Radıyatlahü anha) [33]
Hz. Peygamber (Saiiaiiaha aleyhi ve sethm) (farz) namazından sonra ancak şunu söyleyecek kadar otururdu:
"Allahümme Ente's-selâmü ve minke's-selâm, tebârakte ya ze'l-celâli ve'l-İkrâm."
NOT: Duanın tercemesi:
-Allahım! Sen selâmsın, selâm senden gelir. Ey celâl ve ikram sahibi, sen mübareksin." [34]

763/1633-Esved b. Yezid en-Nehâî'den:[35]
Bir adamın Abdullah b. Mes'ûd'a (Radıyaiktha anh) Rasûlullah'm namazı bitirdikten sonra:
'Sağ tarafından mı (cemaate) dönerdi, yoksa sol tarafından mı?' djv nüsünü sorduğunu duymuştum. Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ûd şöyle 'Rasûluİlah (Saiuıliahu aleyhi ve sellem) dilediği taraftan dönerdi çoğunlukla hane-i saadetine doğru olacak şekilde sol tarafından dönerdi '
§Başka lafızda: "Genellikle hane-i saadetlerine doğru olacak şekild tarafından dönerdi' şeklinde geçmektedir.
§İbn Mes'ûd'dan ikinci tarikle gelen rivayet:
'Sizden birisi, namazdan dönüş sadece sağdan olur, diye ısrar ederek kendi nefsinden şeytana bir parça/pay çıkarmasın. Ben Rasûlullah'ı gördüm dönüşlerinin çoğu soldan idi.'[36]

764/1634-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh).[37]
Rasûluİlah (Saüaiiahü aleyhi ve sellem) namazı ayakta, oturarak, ayağı çıplak ve sandaletli terlikti olarak da kılıyordu.
§(Hüseyin b. Muhammed'in Süfyan'dan gelen rivayetindeki) ziyade şöyledir:
'Rasûluİlah (namaz kıldığında) sağından da (cemaate) dönerdi, solunda. [38]

765/1635-Amr b. Şuayb babası yoluyla dedesinin (Radıyaiiaha anhum) şu sözünü nakletti:[39]
Rasûlullah'ı (Satiaiiahü aleyhi ve sellem) namaz kıldığında (selamdan sonra cemaate) sağından da solundan da döndüğünü gördüm.
Onu ayağı çıplak, ayrıca sandaletli/terlikli olarak da namaz kılarken gördüm.
Onun ayakta da oturarak da (su) içtiğini gördüm. [40]

766/1636-Enes b. Mâlik1 ten (Radıyallahü emh):[41]
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) sağından (cemaate) dönmüştü. [42]

Selâmdan Sonra İmamın Cemaate Dönmesi, Sahabenin Rasûlullah ile Teberrükü

767/1637-Yezid b. Esved (es-Süvâî el-Amirî)den [43]
Rasûlullah (SaiiaiuM aleyhi ve seiiem) ile veda haccıni yapmıştık. Bize sarı namazını kıldırdı. Sonra oturduğu yerde döndü ya da yüzünü cemaate[44] Vu döndürdü.. Baktı ki cemaatin gerisinde cemaat ile beraber namaz İdmayan iki adam duruyor. Rasûlullah:
"Bu iki adamı bana getirin!" dedi. Bunun üzerine o ikisi göğüsleri korkudan inip çıktığı/titredikleri[45] bir halde getirildiler. Rasûlullah onlara:
"Cemaatle namaz kılmanızı ne engelledi?" diye sorunca onlar:
'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz evde[46] namazı kılmıştık' dediler. Rasûlullah:
"Böyle yapmayın! Sizden biri evinde namaz kıldıktan sonra imam ile namaz kıhnan bir yere geldiğinde bu namazı da kılsın, kıldığı bu namaz kendisi için nafile olur."
Onlardan biri:
'Benim için istiğfar et!' deyince Rasûlullah onun için istiğfar etti.
(Râvi Yezid b. Esved anlatmaya şöyle devam etti;)
Bundan sonra insanlar Rasûlullah'a doğru kalktılar, ben de onlarla k : raber kalktım, o gün ben oradaki erkeklerin en genci ve kuvvetli siydim sanları biraz iteleyerek Rasûlullah'a ulaştım. Elinden tuttum, yüzüme ya h~ göğsüme koydum. Rasûlullah'ın elinden daha güzel, daha serin bir şev a güne kadar dokunmamıştım. O gün Rasûlullah Mescid-i Hayf ta[47]idi
§Aynı râviden İkinci tarikle gelen rivayet:
...İnsanlar Rasûlullah'a (Saiiaüaka aleyhi ve seiiem) doğru kalktılar, onun elinden tutuyorlar ve yüzlerine onun elini sürüyorlardı. Ben de Rasûlullah'ın elini tuttum, yüzüme onu sürdüm, o anda Rasûlullah'ın elinin kardan daha serin ve kokusunun miskten daha güzel olduğunu hissettim. [48]

Açıklama

Rasûlullah namazdan sonra insanlara doğru döner ve bir miktar dururdu. Bunun nedeni kadın cemaatin rahatça çıkması, ayrıca insanların olası problemlerini dinlemek ve çözüm getirmekti, İşte böyle bir durumda Rasûlullah cemaate katılmayan ve arkada ayakta bekleyen iki kişi gördü ve onları yanına çağırttı. O iki kişi Rasütullah'ın kendilerini çağırdığını görünce biraz korkmuşlar ya da heyecanlanmışlardı. Rasûluilah onlara namaza katılmamalarının nedenini sordu. Onlar da evlerinde bu namazı kıldıklarını söyleyince Rasûlullah, evde de kılınsa cemaatle namaz kılınan bir yerde ayrı durulmaması ve cemaate katılmaları gerektiğini anlattı. Bununla sanki Rasûlullah Müslümanlardan ayrı hareket edilmemesi gerektiğini vurguluyordu. Kendisi için istiğfar edilmesini isteyen kişi için de istiğfar etti. Çünkü İstiğfar genellikle günahlar için değil de hatalar için yapılırdı.
Bundan sonra zikredilen, insanların ona doğru kalkışması-koşuşturmaları ona olan yüksek sevgilerinden kaynaklanmaktaydı. Çünkü Rasûlullah insanların en fedakârı, en cana yakını olup, halkı/ümmeti gibi yaşamayı severdi ve emrettiği şeyi en fazla kendisi yaşamaya çalışırdı. İnsanlar onunla konuşmaya can atardı
Zaman zaman onun elini tutmak ve yüzlerine sürmek için yansırlardı. Yukarıdaki rivayetten Rasûlullah ile teberrükün caiz olduğu anlaşılmaktadır. [49] Onun gibi yaşayıp, sünneti (Rasûlullah'ın yaşadığı İslâm'ı) canlı tutan ve bu anlamda onun varisleri olan salih alimlerin de bu şekilde saygı görmeleri ve hayır dualarının alınması caizdir. [50]

768/1638-Ebü Cuhayfe'den (Radıyaiiahtı anh).[51]
Rasûlullah (Saiudiahn aleyhi ve seiiem) öğle sıcağında Bathâ[52] denilen yere aldı. Öğleyi iki rekât ve ikindiyi de iki rekât olarak kıldı. Önün de de kısa bir mızrak dikilmişti/duruyordu. Mızrağın Ötesinden
kadın gelip geçiyordu. (Namazdan) sonra insanlar kalktılar ve elini tutup onu yüzlerine sürmeye başladılar. Ben de onun elini ve yüzüme koydum. Bir de ne göreyim, onun eli kardan daha serin ve kokusu miskten daha güzel.
NOT: Bu rivayet öncekinin şahididir. Veda haccı günü Rasûlullah'ın elini tutan ve yüzüne koyan sahabilerden birisi de Ebû Cuhayfe'dir. Ayrıca bu haberden namazların yolcu İçin cem-i takdim şeklinde kılınmasının cevazı anlaşılmaktadır. [53]

Namazdan Sonra Kadınların Çıkması İçin İmam ile
Erkek Cemaatin Bir Müddet Beklemesi, Farz ve
Nafile Namaz Arasında Çıkmak, Konuşmak ya da
Yer Değiştirmek ile Fasıla Vermenin Önemi

769/1639- Hz. Peygamber'in eşi Ümmü Seleme'den (Radıyaiiaha anha)[54]
Rasûlullah (Saiiaiiakü aleyhi ve seüem) (namazın sonunda) selâm verdiğimi selâm bitince hemen kadınlar kalkar giderlerdi. Rasûlullah da gitmeden öne'
yerinde bir müddet oturur beklerdi.
§Aynı râviden ikinci tarikle gelen rivayet:
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) döneminde kadınlar namazın bitiminde hemen kalkar giderlerdi. Rasûlullah ve onunla namaz kılan erkekler Allah'ın dilediği kadar (bir süre) otururlardı. Rasûlullah kalktığında erkekler de kalkarlardı.
NOT: Kadınlar ve erkekler aynı mekanda nama'z kılıyorlarsa namazdan sonra kadınların rahatça çıkması için erkek cemaatin bir müddet oturması müstehabdır. Ayrıca imam erkek cemaatine doğru dönmelidir. Acelesi olanlar dışında erkek cemaatin imam kalkmadan kalkmaması sahabeden bize intikal eden güzel bir harekettir. [55]

770/l640-Örner b. Ata b. Ebû Huvar'dan:[56]
(Rcuhyatiahtı anin namazda yaptığı bir şeyi sorması için Nafi' kendisini Sâib b. Yezid'e göndermişti. Saib şöyle dedi: ben de onunla (Muâviye ile) mescitte ona (halifeye) ayrılmış Cuma namazı kıldım. Selâm verince yerimden kalktım ve namaz takıldım. Girince bana haber gönderdi ve şöyle dedi:
n 'Bu yaptığını (farzdan sonra kalkıp hemen başka namaz kılmayı) bir Cuma namazını (farzını) kıldığında (mescitten) çıkmadıkça ya
yapm ummadıkça hemen bir başka namaza başlama. Allah'ın Peygamberi namazdan sonra bir yere çıkılmadıkça ya da konuşulmadıkça bir hka namaza başlamama şeklinde bunu (dediğimi) emrederdi." [57]

Açıklama

Metinde maksure şeklinde geçen kelime halife/başkan için mescitte aynlan ya da ayrı yapılan Öze! bölmedir. [58] Hz. Muâviye haricilerin saldırısından sonra böyle bir tedbir almak zorunda kaldı. Bundan dolayı başkanlar için bu özel bölmede kılmaya cevaz verildi. Osmanlılarda da buna benzer uygulama görülmektedir.
Selef alimleri hükümdar için böyle özel bölme yapılmasının cevazında ihtilaf ettiler:
a-Alimierin büyük bir kısmı zaruretten dolayı bunu caiz gördüler ve hatta bazıları orada hükümdarlarla beraber namaz kıldılar. Hasan-ı Basri, Kasım b. Muhammed ve Salim gibi alimler bu görüştedir.
b-Bazıları da bunu mekruh telâkki ettiler. İbn Ömer, Şa'bî, İshak ve Ahmed b, Hanbel gibi alimler bunlardandır. Hatta İbn Ömer'in böyle camilerde Cuma namazı kılmadığı, zira bu camide insanların rahatça girmeyeceği bölmeler olduğunu ve bununla Cuma camisi olma hükmünden çıktığını ifade etti. Ancak insanları buna zorlamadı. [59]
Ayrıca bu rivayetten farz namazdan sonra bir müddet durma ya da konuşma veya yer değitişrmenin müstehap olduğunu ve sahabenin bunun üzerinde hassasiyetle durduğunu anlıyoruz. [60]

771/1641-Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiaha ank). [61]
Hz. Peygamber (Saitatiaha aleyhi ve seüem) şöyle dedi:'Sizden biri (farz) namazdan sonra Öne ilerleme ya da arkaya mekten veya sağa ya da sola çekilmekten aciz midir?" [62]

772/1642-Atâ b. Sâıb, Ebû Abdurrahman'ın şöyle dediğini nakletti: [63]
Hz. Ali'den (Radıyıdlahü anh) duydum; RasÛIullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) kul namazdan sonra namaz kıldığı yerde oturursa melekler ona (dua) eder. Salâtları (duaları) şu şekildedir: 'Allahümmağfir lehi), erfoamhü.' Diğer namazı beklemek için oturursa melekler ona ua) eder. Salâtları (duaları) şu şekildedir: "Allahümmağfir lehü, Aynı râviden ikinci tarikle gelen rivayet:
Ebû Abdurrahnıan es-Sülemî'nin yanına girdim. O, sabah namazını kılmış, bir yerde oturuyordu. Ona:
'Yatağına dönseydin senin için daha faydalı olurdu1 deyince şöyle dedi: 'Hz. Ali'yi (Rudıyaiiahüanh) şöyle derken işitmiştim: 'Ben Rasûlullah 'in (SalUıiiahn aleyhi ve seilem) şöyle dediğini duydum: "Kim sabah namazını kılar, sonra namaz kıldığı yerde oturursa melekler ona salât (dua) eder. Salâtları (duaları) şu şekildedir: 'Allahümmağfir lehü, Allahümmerhamhü.' Diğer namazı beklemek için oturursa melekler ona salât (dua) eder. Salâtları (duaları) şu şekildedir: "Allahümmağfir lehü, Allahümmerhamhü."
NOT: Meleklerin duasının tercemesi: 'Allahım onu affet, Allahım ona rahmet et.'[64]


--------------------------------------------------------------------------------
[1] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/128.
[2] Sened:
Sahih: Müsned, 1/386, H.no:3660; İkinci rivayet için bk. 1/465. H.no:4432; Benzer rivayet için bk. 1/414, H.no:3933; Bazı rivayetlerde ziyadesi de vardır: 1/448, H.no:4280: 1/444, H.no:4241; 1/438. H.no:4172; 1/426-427, H.no:4055; f/409. H.no;3887-3888; 1/408, H.no:3879; 1/406, H.no:3849; 1/394, H.no:3736; 1/390, H.no:3699; Ebû Yûsuf, Kitâbü'l-Âsâr, s.56, H.no:280; Müslim, Mesâcid, 22; Ebû Dâvûd, Salât, 184, H.no:996; Nesâî, Tatbik, 83, H.no: 1140; Sehv, 70-71, H.no:1317, 1320-1323; İbn Mâce, İkâme, 28, H.no:914.
İbn Mes'ûd'dan (Radıyaltahü anh) nakledilen diğer rivayet için bk. 558/1428, 608/1478 ve 752/1622. hadisler.
Hadisin şâhidleri:
a-Sa'd b. Ebî Vakkas'tan (Radıyallahil anh) şahidi için bk.754/1624. hadis.
b-Sehl b. Sa'd el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi İçin bk. 755/1625. hadis.
c-Adiy b. Amîra'dan (Radtyallahü anh) şahidi için bk. 757/1627. hadis.
d-Ammâr b. Yâsir'den (Radıyallahü anhüma) şahidi
İbnMâce, İkâme, 28, H.no:916.
e-Vâil b. Hucr'den (Radtyaltahü anh) şahidi için bk. 756/1626. hadis.
f-Ebû Rimse'den (Radıyallahü anh) şahidi
Ebû Dâvûd, Salât, 188, H.no:1007.
g-İbn Ömer'den (Radıyallahü anhüma) şahidi için bk. 753/1623. hadis.
h-Bİr a'râbiden:
Bk. Müsned, V/59-60, H.no:20476-20477.
i-Câbir b. Semure'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 759/1629. hadis. j-Ebû Mâlik el-Eş'arî'den (RadıyallaKü anh) şahidi için bk. 610-611/1480-1481. hadisler. k-Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, 111/294-295, H.no: •4071. Ayrıca bk. 662-665/1532-1535. hadisler.
I-Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Müsned, III/172, H.no: 12694.
[3] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/128-129.
[4] Sahih: Müsned, 1/390, H.no:3702; Hadisin diğer rivayetleri ve şâhidleri için bk. 751/1621. hadis.
[5] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/129.
[6] Senedi
Sahih: Müsned, 11/152, H.no:6397; Benzer rivayet için bk. 11/71-72, H.no:5402:
Sehv. 71, H.no: 1322-1323; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübro, 11/178. Ebû Uür&yre'den (Radı yal lahit anh) şahidi için bk.558/1428 ve 654/1524, hadisler. İbn Mes'ûd (Radıyatlahüanh) rivayeti ve şâhidleri için bk.751/1621. hadis.
[7] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/130.
[8] Sened:
Sahih: Müsned, 1/172, H.no:i484; Benzer rivayetler için bk. 1/180-181, H.no:1564 (Bu rivayetin senedinde zayıf olan Mus'ab b. Sabit bulunmaktadır); 1/186, H.no:l619 (Bu rivayetin senedinde ise zayıf olan Ebû Mi'şar Nüceyh b. Abdurrahman es-Sindî bulunmaktadır); Müslim, Mesâcid, 119; Nesâî, Sehv, 68, H.no:13I4-1315; İbn Mâce, İkâme, 28, H.no:915; Dârimi, Salât, 87, H.no: 1352.
İbn Mes'ûd (RadıyallahU anh) rivayeti ve şâhidleri için bk.751/1621. hadis. Metindeki ek: Ahmed b. Hanbel'in şeyhlerinden Ebû Said'den gelen rivayette ise; (gördüm ki Rasûlullah...selâm veriyordu) şeklinde geçmektedir.
[9] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/130.
[10] Sahih: Müsned'V!33S\ H.no: 22762; Hadisin senedinde İbn Lehîa bulunmaktadır. Bu râvî de
ilgili geniş bilgi için bk.22/64. hadis. Sehl b. Sa'd el-Ensârî (Radıyallahü anh) de bu hadis, ibn Mes'ûd (Radtyallahü anh) aracılığı ile nakletmiş olabilir. Bunun delil, ise şu rivayettir:
Mümed, 11/414, H.no: 3933;
îbn Mes'ûd fRadıyallahü anh) rivayeti ve şâhidleri için bk.75 1/1621. hadis.
[11] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/131.
[12] Sened:
Sahih: M«W,' IV/317,'H.no:18759; Benzer rivayetler için bk. İV/316, H.no:18755; İV/317. H.no: 18763; Ebû DâvÛd, Salât, 184, H.no:997; Dârimi, Salât, 42, H.no:1256......
4 Sened:
Ebû Dâvûd, Salât, 168, H.no:933;
İbn Mes'ûd (RadıyallahU anh) rivayeti ve şâhidleri için bk.751/1621. hadis.
Ayrıca 474-475/1344-1345. hadislere bk.
[13] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/131.
[14] Sahih: Müsned, IV/193, H.no: 17656; İbn Mes'ûd (Radıyallahü anh) rivayeti ve şâhidleri için bk.751/1621. hadis.
[15] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/131-132.
[16] İbn Abdilber, Temhid, X7206; İbn Nüceym. el-Bahru'r-Râik, 1/318; İbn Müflih, Mühdi'. 1/469; Azimâbâdi, Avnül-Mn'bûd, 111/211
[17] Ebü Dâvud, Salât 189. N< i 997
[18] Ahmed b. Hanbel, 1/85. 16); Timizi, Salat. 318, No. 429. Salat, 419. No: 598 (Hasen); Nesâi. Es-süııenü'l-kübru, 1/147, Ne 339
[19] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/132.
[20] Ebü Dâvud, Salât 182. Ne: 875
[21] Bu mana için bk.Bennâ, age., IV/42
[22] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/132-133.
[23] Sened:
Sahih: Müsned, V/88, H.no:20702; Mükerrer için bk. V/86, H.no:20685; Benzer rivayetler "Ç'n bk. V/101, H.no:20854. 20860: V/93, H.no:20764-20765; V/102, H.no:20868; V/107, 8-no:20925-20926; Müslim, Salât, 119-120; K>« Dâvud, Salât, 93, 163, 184, H.no:661, 912, 998, 1000; Edeb, 14, H.no:4823; Nesâî, İmame, 28, H.no:814, Sehv, 5, H.no:1182-1183;/&« İkâme, 50, H.no:992. 33, İbn Mes'ûd (Radıyallahü anh) rivayeti veşâhİdieri için bk.751/1621. hadis.
[24] Bk. Ibnü'1-Esir, MVîûve. 11/57!
[25] Ahmed b. Hanbel'den gelen diğer rivayette (S^ ^ ^) .sizden (her) biri namazında sakin olm yo, şeklinde (Bk. 5/86) ve Nesâi'den de (nun j ı>5Lj) namazınızda sakin olun şeklinde (Bk. No: 557) nakledildiği için yukarıdaki hadis bu rivayetlere uygun terceme edildi.
[26] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/133.
[27] Sahih: Müsned, 1/123, H.no: 1006; Benzer rivayet için bk. 1/129, H.no:1072; Ebû Dâvûd, Taharet, 31, H.no:61; Salât, 73, H.no:618; 7Yrratf, Taharet, 3, H.no:3; Dâranf, Vudû', 22, H.no: 693; İbn Mâce, Taharet, 3, H.no:275; Dârekutnî, 1/360, 379; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/15, 173, 253, 379; Suyûtî, hadisin hasen olduğunu belirtir. Bk.el-Câmiu's-sağîr, H.no:8193. Ayrıca 181/489 ve 483/1353. hadislere bk.
Hadisin şâhidlerİ:
a-Câbir'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 181/489 ve 24/894. hadisler.
b-Ebû Saîd'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. Tirmizî, Salât, 62, H.no:238 (hasen); îbn Mâce, Taharet, 3, H.no:276; Dârekutnî, 1/359, 365; Hâkim, 1/223-224, H.no:457 (Hâkim, Müslim'in şartına/râvisine göre sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de onaylamıştır); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/379-380;
c-İbn Abbas'tan (Radıyallahü anhüma) şahidi için bk. Heysemî hadisin Taberânî tarafından nakledildiğini, senedinin zayıf olduğunu belirtir. Bk. Mecma', 11/104
d-Abdullah b. Zeyd'den {Radıyallahü anh) şahidi için bk. Heysemî hadisin Taberânî tarafından nakledildiğini, senedinin zayıf olduğunu belirtir. Bk. Mecmu', 11/104
e-İbn Mes'ûd'dan (Radıyallahüanh) şahidi için bk. Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/15.
[28] Lafız olarak, "Yasakları başlatan tekbirdir ve yasağı sona erdiren selâmdır" şeklindedir.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/133-134.
[29] Mümed, VI/236, H.no:25865-25866; Benzer rivayetler için bk. VI/258, H.no: 26097; ' 109' H-no:24658; VI/94-95, H.no:24517; VI/53-54, H.no:24i50; VI/109, H.no:24656; mislim, MüsâfırÛn, 139-141; EbÛ DâvÛd, Tatavvu', 26. H.no: 1342, 1346; TirmizU Salât, 210, yı'n,°'" ^(Tirmizî diyor ki: "Hadis, hasen-sahihtir. Senedde yer alan Sa'd b. Hişâm, saha-. en Hışâm b. Âmir'in oğludur. Scneddekİ Zürâre b. Evfa ise Basra kadısıdır. Benû Kuşeyr'e amlık yapıyordu. Bir gün sabah namazında âyetini okurken uşerek öldü. O gün onu evine taşıyanlar arasında ben de vardım"); Nesâî, Sehv, 67:13l3;Kıyâm,2,64,H.no:I313, 1599, 1789; Dârimî, Salât, 165, H.no: 1483. Ayrıca 219/1089 ve 477/1347. hadislere bk.
[30] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/135.
[31] Bennâ, age., 03/45
[32] İbn Abdilber, Temhid, XI/206; İbn Nüceym, el-Bahru'r-Râik, 1/318; İbn Müflih, Mübdi',1/469; Azimâbâdi, Avnü'l-Ma'bûd, 111/211
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/135-136.
[33] Sened:
Sahih: Müsned, VI/235, H.no:25855; Benzer rivayetler için bk. VI/184, H.no:25383 VI/62, H.no:24219; Müslim, Mesâcid, 136; Ebû Dâvûd, Vitir, 25, H.no:15l2;
Tirmizî, Salât, 108, H.no:298 (Tirmİzî bu konuda Sevban, İbn Ömer, İbn Abbas, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre ve Muğîre b. Şu'be'den (Radıyallahü anhüm) de rivayetlerin nakledildiğini, Hz. Âişe (Radıyallahü anha) hadisinin İse hasen-sahih olduğunu ifade ederek namazın peşinden okunan şu iki mervî duaya da yer verir: Ateröf, Sehv, 82, H.no:1336; An Mâce, İkâme, 32, H.no:924; i, Salât, 82, H.no:1352.
Hz. Aişe'den (Radımüahü anha) nakledilen bu rivayet tekrar zikredilecektir. Bk. 790/1660. hadis
Sevban'dan (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 786/1656. hadis.
[34] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/136-137.
[35] Sahih: Müsned, 1/459, H.no:4383; Diğer lafızla gelen rivayet: 1/459, H.no:4384; İkinci rivayet: W83, H.no:363I; Benzer rivayetler için bk. 1/408, H.no:3872; 1/429, H.no:4084; 1/464, H.no: 4426; 1/460-461, H.no:4397 (Ebû İshâk es-Sebîî, Alkame'den işitmediğini açıkça söylediği için inkıta sebebiyle bu rivayet zayıftır. Heysemî ise Ahmed b. Hanbel'in senedindeki müphem şahsa işaret ederek Taberânî'nin muttasıl bîr sened ve sika râvilerle nakline dikkât çeker. Bk. Mecma", 11/66); Buhâri, Ezan. 159; Müslim, Müsâfirûn, 59; Ebû Dâvûd, Salât, 198, H.no: ı042; Nesâî, Sehv, 100, H.no:1358; İbn Mâce, İkâme, 33, H.no:930; Dârimi, Salât, 89, H.no: l357; Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, IX/255, H.no:9262.
Hadisin şâhidieri:
a-Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 764/1634. hadis.
b-Abdullah b. Amr b. el-Âs'tan {Radıyallahüanhüma) şahidi için bk. 765/1635. hadis.
c-Enes b. Mâlİk'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 766/1636. hadis.
d-Hillb et-Tâî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. 499/1369. hadis (Müsned, V/227, H.no: ; Mükerrer için bk. V/227, H.no:21873; İkinci rivayet: V/227, H.no:21871 (z.); Benzer tl için bk. V/226, H.no:21870 (z.); V/226, H.no: 21864; V/227, H.no:21876-21877;
H.no:21879-21880; V/4, H.no:27910; V/226, H.no:21868, 21866. 21865 (z.); V/4, :27911; Ebû Dâvûd, Salât, 198. H.no:1041; Tirmizî, Salât, 109, H.no:301; İbn Mâce,
33, H.no:929).
e-Hz.Âişe'den (Radıyallahü anha) şahidi:
[36] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/137-138.
Bk. Miisned, VI/87. H.no:24448 (Hadisin senedi zayıftır fakat Nesâî'nin senedinde mütâbü bulunmaktadır. Nesâî'nin senedi şöyledir: fAlf, Sehv, 1ÜÜ, H.no:1359; Taberâııî, el-Mu'cemü'l-evsat, 11/123, H.no:1235; Heysenıî, senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Mecma', V/80; 11/55.
Ayrıca bk. 399/1269 ve 406/1276. hadisler.
[37] Sened:
Sahih: Miisned, 11/248, H.no:7378-7379; Bennâ hadisin senedindeki râvilerin sika olduklarını söyler. Bk. Bülûğu'l-emânî, III/149-150. Bu rivayetin geçtiği yerde ise senedinin ceyyid olduğunu belirtir. Bk. age., VII1/292.
Ebu'l-Evber, Ziyâd el-Hârisî'dir ve sika biridir. Bk. Dûlâbî, KUnâ, 1/117. Heysem? bu râvi hakkında sika ve zayıflığını gösteren bir bilgiye rastlamadığını belirtir. Bk. Mecma, 11/54. Eserinin bir başka yerinde ise onun sika olduğunu söyler. Bk. age., IV/47.
Bu rivayet 402/1272. hadiste zikredilmişti.
Hadisin sahicileri için bk. 763/1633. hadis.
[38] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/138-139.
[39] Sahih: Müsned, 11/174, H.no:6627; Benzer rivayetler için bk. 11/178, H.no:6660; 11/179.
H.no:6679 ortasında "Seferî iken bazen oruç tutar, bazen de oruç tutmazdı"
ziyadesiyle: ü/190. H.no:6783 (bir önceki rivayette verilen ziyade metnin sonunda zikre-
ymiştir. Bu rivayetin senedinde İsmail b. Muhammed b. Cühâde var ki bu zat sadûk ve
a 'hu l-hadis sayılan biridir. Bazı rivayetlerinde hata yapmıştır. Bu nedenle hadis hasendir.
Ancak diğer rivayetlerle sahih li ğayrihî seviyesine yükselir); 11/206, H.no:6928; 11/215,
g-no:702l; EbÛ Dâvûd, Salat, 88, H.no:653; TirmizU Eşribe, 12, H.no:i883; Nesâî, Mesâcid,
\m, ü:723; îbn M^ce, İkâme, 33, H.no:931; 66, H.no:1038; Taberânî, el-Mu'cemul-evsat,
V"I/39,H.no:7892.
Hadis yukarıda verildiği şekli İle bir hadismiş gibi görünse de üç ayrı hadisin birleşi-Caf birleşmeyi gerçekleştiren râvi ise büyük bir ihtimalle Gunder Muhammed b.
"ad'sin sadece ilk bölümünün şâhidleri vardır. Evs b. Evs ve Esma bt. Harise (Radıyallahü ' nvâyetleri gibi. Taberânî'nin naklettiği bu rivayetler için bk. Hcysemî, Mecma'., ü/146. Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh) şahidi için 402/1272 ve 404/1274. hadislere bk. Hadisin şâhidleri için bk. 763/1633. hadis. Bu rivayetin geniş bir tahrici için bk. 399/1269. hadis.
[40] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/139.
[41] Sahih: Müsn«l m/133, H.no: 12300; Benzer rivayetler için bk. 111/179, H.no:12782 (^* III/217, H.no: 13210 III/280-281,H.no:13920:
Müslim, Müsâfırûn, 60-61; A^esâr, Sehv, 100, H.no:1357; Dârimi, Salât, 89, H.no: 1358-1359.
Hadisin şâhidteri için bk. 763/1633. hadis.
[42] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/140.
[43] Sahih: Müsned, IV/161, H.no: 17406; İkinci tarik: IV/161, H.no:17408; Benzer rivayetler için bk. IV/160-16I, H.no:17404; IV/161, H.no:17405, 17407, 17409; Ebû Dâvûd, Saiât, 56, H.no:575; Tirmizî, Salât, 49, H.no:2I9 (Bu konuda Mıhcen ed-Dîlî ve Yezîd b. Âmir'den (Radıyallahü anhüma) de nakiller vardır. Yezîd b. Esved'İn rivayeti ise hasen-sahihtir); Nesâî, İmame, 54, H.no:856; Dârimi, Salât, 97, H.no: 1374. fcbu Cuhayfe (Radıyallahü anh) de Peygamber efendimizin elini tavsif ederken benzer ifadeler kullanmıştır. İlgili rivayet için bk. 768/1638. hadis.: Hadiste bahsedilen iki kişiden birinin Yezîd b. Âmir (Radıyallahü anh) olduğunu şu rivayetten öğrenebiliriz:
Bk. Ebû Dâvûd, Salât, 56, H.no:577. Diğer şahıs ise Mıhcen b. Ebû Mıhcen ed-Dîlî'dir (Radıyallahü anh): lV/33 *?k- Müsned, IV/34, H.no: 16347; Benzer rivayetler için bk. IV/34, H.no: 16345 O:18880' Mâlik, Cemaat, 8; Nesâî, İmame, 53, H.no:855.
[44] metindeki insanlar kelimesi cemaat olarak terceme edildi.
[45] Esir, M'ftayg, ITT/432
[46] Esir, M'ftayg, ITT/432
[47] Mescid-i Hayf A/ma'da bulunan bir mescittir. Bk. İbn Abdilber, Temhid, XI/168
[48] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/141-142.
[49] Bennâ, age., IV/50
[50] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/142.
[51] Müsned, IV/309, H.no:18673; Benzer rivayetler için bk. IV/308, H.no:18665 (254/1124. s); IV/308, H.no: 18655-18657 (Bathâ'da), 18658-18659, 18661 (Ebtah'ta), 18663 (19/327. aüıs); 18664 (Mina'da); IV/307, H.no:18649-18650, 18652 (150/1320. hadis), 18653; IV/309, _^18666-18668; ıv/309, H.no:18673; Bıthârî, Vudû'. 40; Ezan, 18-19; Salât, 17; Libâs, ^eğâzî, 57; Müslim, Salât, 250, 253; Ebû DâvÛd, Salât, 34-35, 101, H.no:520-521, 688; ]'a, Salât, 30, H.no: 1.97; Nesâî, Salât, 12, H.no:468; Taharet, 103, H.no:137; Kıble, 21, H.no: HîH A/fÛCe' Sa'ât> 3' H-no:711; Dârim'- Salât< 8< H.no:1201-1202; Bennâ hadisin Nesâî, sövl UZei/mc ve 'bn Hıbbân tarafından da nakledildiğini, Tirmİzî'nin hadisi hasen saydığını ' y er' Bk. Bülûğu'l-emânî. 111/12. bk.19/327. 254/1124 ve 450/1320. hadisler.
[52] Mekke'deki bir vadidir. Buraya Ebtah UkAO da denir. Bk. lbnü'1-Esir, ,1/134
[53] Benna, age., İV/49
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/143.
[54] sened:
Sahih: Müsned, VT/297. H.no:26420; İkinci rivayet: VV316, H.no:26567; Benzer rivayet için bk. VI/310, H.no:26523: Ezan, 152
157, 163, 164; EbÛ DÛvud, Salât, 197, H.no:!()40; Ncsâî, Sehv. 77, H.no;1331;'/ÖH Mâce, İkame, 33, H.no:932; Ibn Huzeyme, III/108, H.no:17!8.
[55] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/143-144.
[56] Müsned, IV/99, H.no: 16853; Benzer rivayet İçin bk. IV/95, H.no: 16809; Abdünezzâk, r, Müslim, Cuma, 73; Ebû Dûvûd, Salât, 238, H.no: 1129; Beyhakî, age.,
[57] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/145.
[58] Manzur, Lisanü't-Arab, X/100
[59] Şerhu Sahihi Müslim, VI/160
[60] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/145.
[61] Sened:
Hasen: Müsnea\ 11/425, H.no:9464; Ebû ASviM.'saiât, 188, H.no:1006 (ş&Ji
2, İkâme, 203, H.no:1427; İbn Ebî Şeybe, 11/23, H.no:6011; Beyhakk H/190; Deylemî, 1/396, H.no: 1596. Senedinde yer alan İbrahim b. İsmail ve Haccâc b. Ubeyd simi, ravıler meçhuldürler. Bu nedenle de rivayetin senedi zayıftır. Şuayb el-Arnavut bu sebeple nvayetm çok zayıf olduğunu ileri sürmüştür. Fakat rivayetin şâhid ve mütâbaatı bulunmaktadır. Bu destekçiler iie hasen ii ğayrihî seviyesine yükselir:
Bk ü/417, H.no:3918; BeyhaM, age., 11/190; İbn Hacer, TağlîkuUa'lîk, ü/336.
[62] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/146.
[63] Sened:
12I8; İkinci ™ây* İÇİn bk. 1/147. H.no:1250; Bezzâr, 11/210. sel-i97' H.no:578-579 (şâhidleri ile hasen seviyesine yük-
Tka^lv^vZ^ İhlİ'ât CtmİŞ bİF r3vİ °lan Alâ b- es-Sâib'in varlına dikkat çeker. Bk. age m6; X 07 (Bu rivayet 38/908 ve 172/1042. hadislerin şâhidlerinde zikredildi). Hadisin şâhidleri:
a-Muazb. Enrtlen (Radıyattahiianh) şahidi için bk. 172/1042. hadis.
b"Enes b. Mâlik'ten (Radıyallahü anh) şahidi için bk. TirmizU Salât, 59, H.no: 586 j e^garib); Ebû Dâvûd, İlim, 13, H.no:3667. H nO'2?îEbÛ ÜrnâmeMen (Radıyaltahü anh) şahidi için bk. Müsned, V/255, H.no: 22094; V/261, ; v/253-254, H.no:22085 (Ali b. Zeyd ve Ebû Tâlib ed-Dubâî sebebiyle hasen). Hz. Omer' Sehl b' Sa'd es-Sâidî, Abbas b. Abdulmuttalip, Hasan b. Ali, Ebû Hüreyre,
mut T^Iû Câb" b' Semüra' Bilâi- İbn Mes'ûd ve Hz. Âişe'den - merfû olarak- (Radıyallahü m> Şahidi için bk. 172/1042. hadisin tahrici.
[64] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 6/146-147.
 
Üst Ana Sayfa Alt