Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sen Vehhabi Misin?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
ENSAR Çevrimdışı

ENSAR

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
diyorumki o tarafsız kaynaklardan banada ulaştır vahhabiliğin ne olduğunu öğreneyim yoksa sen iftiracısın...
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
ENSARİ'nin tarafsız kaynağı bir ingiliz casusunun itirafları kitabı sanırım :)bence sen şu kitabı oku önce sonra Muhammed b. Abdulvahhabın (Allah ona rahmet etsin) kitaplarından bizlere islama aykırı (küfür,şirk) görüşlerini getir de bilelim... imam ebu hanife'nin itikadını da iyi öğrenin derim isim ve sıfatlar konusunda,tevessül konusunda ki görüşlerini okuyun ve ebu hanife ile vahhabi diye damgalanan muvahidleri suud göbeklileriyle ve telefileriyle KARIŞTIRMAYIN
ALLAH BASİRET VERSİN


aaa Maturidi de ebu hanife rh da imam malik,ahmed b hanbel,imam şafi 'de vahhabi çıktı aşağıdaki delillere göre:Allah İçin Adaletli olun
İmam Maturudî (333/944) Kitabu't-Tevhîd'de, "İstiva" ayeti ile ilgili muhtemel bir çok te'villeri(mulk, ulûvv, Arşı ta'zim ve teşrif, istilâ, kasd vb.) sıralayıp, teşbihe kaçan anlayışları reddeddikten sonra şöyle demektedir:

"Bu mevzuda bize göre aslolan şudur ki, ALLAH Teâlâ; "Hiç bir şey O'nun benzeri olamaz" buyurmak suretiyle kendini mahlukatına benzetmekten tenzih etmiştir. Nitekim biz de O'nun fiillerinde ve sıfatlarında benzeri bulunmadığını, benzerlerinden münezzeh olduğunu yukarıda beyan etmiştik. Bundan ötürü, "Rahman'ın Arş üzerine istivâsını " vahyin getirdiği ve akılda sabit olduğu gibi kabul etmemiz gerekir. Artık biz bu ayetin belli bir anlam ile kesin te'viline hükmedemeyiz. Çünkü zikrettiğimiz te'villerden herhangi birine ihtimali olduğu kadar; henüz bize ulaşmamış, teşbih şâibesi taşımayan başka bir manaya gelmesi de muhtemeldir. Biz ancak bu ayette ALLAH'ın o tabirle muradı ne ise, ona iman ederiz. Vahy ile sabit olan ru'yetullah vb. diğer meselelerde de inancımız böyledir. Bu hususlarda teşbihi nefyederek, hiç bir yorum yapmadan murâd-ı ilâhi her ne ise ona iman gereklidir."
(Maturidî, Kitabu't-Tevhîd, s. 74).

Hanefi mezhebinin imamı Ebû Hanife (öl. 150/766) de ayni görüştedir. O şöyle demektedir:
"Bilmiyorum, Rabbim gökte midir, yerde midir" diyen kâfir olur. "ALLAH Arş'ın üzerindedir ama Arş gökte midir, yoksa yerde midir, onu bilmiyorum" diyen de kâfir olur. ALLAH'a dua ederken yukarıya yönelinir, aşağıya değil. Çünkü aşağının rubûbiyet ve ulûhiyyet vasfıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Nitekim şu hadis de bunu anlatıyor:
Bir adam Peygamber'e siyah bir cariye getirdi ve:

- Benim üzerime mu'min bir köle azat etmek vacib oldu. Bu kâfi midir? diye sordu.
Peygamber (s.a.v) o cariyeye sordu: "Sen mu'min misin?"
Cariye: "Evet" dedi.
Peygamber (s.a.v.): "Peki, ALLAH nerededir?" diye sordu.
Cariye göğe işaret etti.
Bunun üzerine Peygamber: "Onu azad et, o mu'mindir" dedi.
(Muslim, el-Mesacid, 33; Ebû Davud, es-Salat, 167, Eyman, 16; Nesâî, Sehv ; Muvatta, Itk.8-9; Ahmed îbn Hanbel, 11/291. 1;
İbnu Ebi'l-İzz el-Hanefi, Şerhu'l Akîdeti't-Tahâviyye, Beyrut 1988, s. 288; İmam-ı Azam'ın Beş Eseri, İstanbul, 1981, s. 45-48 Arabca kısmı).


Nitekim Ebû Hanife'nin talebesi Ebû Yusuf, ALLAH'ın gökte (yukarıda) olduğunu reddeden Bişr el-Merisî'yi bu görüşünden dolayı hesaba çekmiş ve tövbe etmesini istemiştir.
(İbnu Ebi'l-İzz el-Hanefi, Şerhu'l Akîdeti't-Tahâviyye, Beyrut 1988, s. 288)
Görülüyor ki, kelâm metodunu büyük çapta benimseyen imamlarımızdan Eş'ari'de muşahede edilen haberî sıfatların (ve muteşabihatın) te'vili konusunda muhafazakârlık, İmam Maturîdî'de de aynen mevcuttur. Ancak, Ehl-i Sünnetin her iki koluna mensup müteahhir âlimlerin aynı tutumu devam ettirmedikleri, te'vili benimsediklerini de biliyoruz. Muteahhirin'in bu tutumunun sebepleri arasında avâmın yanlış yorumlarla teşbihe düşmelerini önlemek gayesini sayabiliriz. Onlar bu gayeyle Arap dilinin müsaadesi çerçevesinde bu sıfatların mecazi mâhiyette te'vilini caiz görmüşler, fakat yapılan bu te'villerin ihtimal dairesinin ötesine geçemediğini ve kesin olmadığını da belirtmeyi ihmâl etmemişlerdir (el-Beydâvî, İşârâtü'l-Merâm min İbârâti'l İmâm, 186-189; krş: Gazzâlî, el-İktisâd, s. 52-53).

İmam Mâlik'e ALLAH'ın Arş'a nasıl istivâ ettiği sorulduğunda; "O Rahman, kendini vasıfladığı şekilde Arş'a istivâ etmiştir, O'nun hakkında nasıl sorusu sorulmaz" demiştir. Başka bir rivayete göre ise şöyle demiştir:
"İstivâ (Arab dilinde anlamı)meçhul değildir. Keyfiyeti akıl ile bilinmez. Buna iman etmek vacibdir ve bu konuda soru sormak bid'attir" (Beyhakî, el-Esmâ' ve's-Sıfât; Mısır 1358, s. 408)

Selef hakkında şöyle denebilir: Onlar, nassların sınırlarını aşmamak için bu gibi konularda çok titiz davranır ve fazla izahatta bulunmaz, teferruata dalmazlardı.

İmam Azam Ebu Hanife , “ El-Vasiyye” adlı kitabında şöyle diyor :
“Biz ikrar ederiz ki ALLAH Teala ihtiyaç olmaksızın Arş üzerinde durmaktadır. O’nun istikrarı Arş üzerindedir. Arş’ı ve Arş’tan başka her şeyi koruyan da ALLAH Teala’dır. ALLAH teala , başkasına muhtaç olsaydı yaratılmışlar gibi , bu alemi yaratmaya ve idare etmeye kadir olamazdı. ALLAH eğer oturmaya ve bir yerde kararlaşmaya muhtaç olsaydı , o takdirde Arş’ı yaratmadan evvel nerede idi ? Öyle ise ALLAH Teala , oturmaktan ve karar kılmaktan munezzehtir .”

İmam Malik hazretleri Arş üzerinde istiva’dan sorulunca ne güzel söylemiştir. “ALLAH’ın Arş üzerinde istivası malumdur , keyfiyet meçhuldur. Bundan sormak bidattir. Bu ayete inanmak ise vacibtir.”

Bu inanç selefin yoludur . Ve en doğru bir yoldur . ALLAH teala ise daha iyi bilir .Bazı halef alimlerinin yukarıda geçen ayet ve hadisleri tevil şekilleri geçmiştir. Bu ayetleri tevil etmenin daha sağlam bir yol olduğu söylenmiştir . Fakat Şafii'lerden biri İmam’ul- Haremeyn’in önce bu ayetleri tevil ettiği , ancak ömrünün sonuna doğru bundan vazgeçtiği , bu ayetleri tevil etmeyi yasakladığı ve Selef’in muteşabih ayetlerin tevilini yasakladıkları hususundaki icmaını naklettiği rivayet edilmiştir.
İmam’ul- Haremeyn “Risale-i Nizamiye” adlı kitabında da bu görüşünü açıklamaktadır. Bu görüş Maturidi Mezhebine mensub olan alimlerimizin inancına da uygundur .

https://www.islam-tr.org/konu/allah-nerede-rahman-arsa-istiva-etti-kitap.8000
konu gereğinden fazla uzadı
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt