Serzeniş

SERZENİŞ
günahlarım...
bıktım sizden ve
hissettirdiklerinizden.
geçmişimin gölgesinden ve
geleceğimin pençesinden
günahlarım
sıyrılıp çıkın karargah edindiğiniz bedenimden
haydi, uzaklaşalım
siz benden, ben de sizden...
bir fersah da olsa kaçmalıyım sizden
ceketin önünü iliklemesi gibi
ciddi bir duruş sergiliyorum artık size
bakın, beriyim kokuşmuş zevklerinizden
uzağım çünkü uzaklaşmakla emrolundum taa evvelden
çok güzel ve süslü bir vitrinde takıldınız bakışlarıma
eğmeliyim, eğmeliyim başımı
soldaysanız sağa çevirmeliyim kafamı
bir sagu okunsa artık benim için
yoksa o tanzimat devrinde miydi?
nasıl bilirdiniz derse imam
gür sesleriniz bastırabilir mi benim karanlık geçmişimi
milyonlarcası da katılsa cenazeme
biri de çıkıp rezerve eder mi tabutumun köşesini
yok kalabalıklık bir iş değil bu bayım
ben ve günahlarım olacağız toprakla sarmaş dolaş
ve siz beni sürüklediğiniz o üç boyutlu haramlarınızla
atacaksınız beni kimsesizliğin, yalnız bırakılmışlığın da ötesine
hadi diyorum halat yarışında gibi
çek çıkar şu lekeleri avuçlarımdan
sabunla da çıkmıyor ki şu melet
çek çıkar, soyutla beni istemediğim hayattan
beni benimle bırakın der gibi
der gibi bakıyor gözlerim bir ceylan yavrusu
göğe bir merdiven dayayıp
ay'a değil, mars'a hiç değil
keşfedilmemiş bir gezegen benim aradığım
kaç basamak gerek bilmiyorum
ama azim, istek, gayret
ve tüm eş anlamlarını toplar yığarım buraya
bende var hepsinden birer parça
yeter ki bir anlayın
günahlarım diyorum
siz içime öküz oturdu diyorsunuz
ben ise günahlarım yüzünden defalarca
idam ediliyorum.
anlayın aramızdaki farkı
öyle şen şakrak hareketler de beklemeyin benden
elinde bir balyoz ile beklerken başımda ödenmemiş hesaplarım
garsona bahşiş veremem ben
anlayın şu meşhur sözü
kefenin cebi yok
ve diploma da olsa benim gözüm tıka basa tok
anlayın bakın abicim
bakın bana günahlarımla ben tam ortanızdayım
benim derdim benden hiç ayrılmayan şu şeyler
anlayın gün gelir ah ederim günahlarıma
anlayın ve susun bir an da olsa.


Ümmü Erva