ah kardeşlerim, ah iki gözüm dostlarım!
hilafete giden yolu açmadan hilafet ilan etmenin ne kadar boş bir iş olduğu yaşanan onlarca tecrübeden hala anlaşılamadı mı? Bir tarafta hilafetin yolunu müslümanlara açan mücahidlerin gayretlerini görmemezlikten gel, bir taraftan kalk hilafet ilan et! Bu nasıl bir strateji, bu nasıl bir anlayıştır. Hizbu't-Tahrir'deki kardeşlerimiz cihadsız hilafeti getirmek için onlarca yıldır uğraşıyorlar, Cemaleddin Kaplan (rh) tahta tüfeklerle kendini Emirü'l Müminin ilan etti, ama hilafetin yolunu açan mücahidler henüz böyle bir ilan da bulunmadılar. Sizce hangisi hikmetli ve vakiaya uygun?
Değerli kardeşim,
Hilafet yolun başıdır, kurulması için cihad ve başka vesileler söz konusu değildir. Allah (ac) bizlere gurbet ve güçsüzlük zamanında dini ne şekilde ikamet etmemiz gerektiğini açık ve net nass’larla bildirmiştir. Bu içtihadi bir konu değildir. Bilinmesi gereken şu ki yolun başı birlik ve beraberliktir.
Allah’ (a.c.) şöyle buyurmakta: “İşte bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de rabbinizim. Benden sakının. Ama insanlar ayrılığa düştüler. Her fırka üzerinde bulunduğu durumdan razı oldu. Şimdi sen onları bir vakte kadar sapıklıkları içinde bırak. Onlar kendilerine verdiğimiz mal ve evlat ile, bizim hayırlarına acele ettiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller.” (Mü’minun: 52-56)
Rabbimiz bizlere bu konuda halife nasb etmemizi ve bir ümmet olarak onun altında toplanmamızı emrediyor.
Huzeyfe ibn el-Yeman (ra) şöyle rivayet ediyor: “Dedim:”Peki o hayırdan sonra tekrar şer olacak mı?” Dedi ki:”Evet, cehennem kapısına davet edenler olacak. Kim onlara icabet ederse onu oraya atarlar.” Dedim:”Bu kişileri biraz daha açıklar mısın?” Dedi ki:”Evet, onlar bizim cildimizden olan bir kavim ve bizim dilimizden konuşurlar.” Dedim:”Ya Resulullah, o gün hayatta olursam ne yapma mı emrediyorsun?” Dedi:”Müslümanlar cemaatine ve imamına bağlan!” Dedim:”Ya müslümanlar cemaati ve imamı yoksa?” Dedi:”Eğer tek başına ağacın köküne ısırarak ölüm gelse bile bu fırkaların hepsinden uzak kal.” [Buhari, Müslim]
Dini emirler ancak Allahın bizlerden tek razı olduğu hilafet sistemi içinde uygulanır. Bu sisteme teslimiyetten kaçınan kişi müslüman olsa da hayatı ve ölümü cahiliye üzerinedir. İbn Ömer (ra) şöyle rivayet ediyor: Resulullah (sas) dedi ki: “(Halifeye) İtaatten elini çeken kıyamet günü hücceti olmaksızın Allah’ın karşısına çıkar. Boynunda biat olmadan vefat eden cahiliye üzerine ölmüştür. [Müslim]
Yola birlik beraberlik içinde, hilafet bayrağı altında koyulduktan sonra İslam devleti elde etmek için hicret ve cihad söz konusudur. Haris el-Eşari (r.a.) şöyle rivayet ediyor: Resulullah (s.a.s.) dedi ki: “Allah’ın bana emrettiği beş şeyi sizlere emrediyorum: Cemaat, söz dinleyip, itaat etmek, hicret ve cihad. Cemaatten bir adım bile ayrılan, bu yaptığından geri dönene kadar, İslam bağını boynundan çıkarmıştır. Cahiliye davet eden herkes cehennem ehlindendir” [Ahmed, Tirmizi sahih senedle]
Bu ve bunun gibi hadislerde geçen cemaat kavramı tek halife altında toplanmış müslümanlar cemaatini kast etmektedir Onu dağıtmayı amaçlayan her davet cahiliye davetidir. Bunu yapanlar bunu değişik isim ve şekillerde yapsa da durum aynıdır. Allah (ac), bu cemaate girmemekte ısrar edeni ya da ona tabi olduktan sonra ayrılanı ahirette azaba uğratacağını vaad etmekte.
Bu ümmetin ilk gurbet döneminde Resulullah (sas) dini aynı bu şekilde ikamet etmiştir. O bizim örneğimiz ve önderimizdir. İslam devletini kumak için önce cihad ya da hicret etmemiştir. İlk etapta müslümanlar cemaatini bir lider altında toplamıştır. Yoksa günümüzün müslümanları anladığı gibi biz küfür diyarındayız bir lider altında toplanmış müslümanlar cemaati olmaz, emirler tayin edilir onlar altında çeşitli cemaatler kurulur dememiştir efendimiz (sas). Kendisi günümüzde aramızda olsa ilk önce ne yapardı aceba? Başta paramparça cemaatler ile cihad mı, yoksa ilk olarak ümmeti bir cemaat olarak bir lider altında toplayarak mı yola çıkardı? Akıl sahibi herkes bunu iyi şekilde düşünsün!!