"Şeytanın Dürtmelerinin Hakikati" : Tasavvufta CEZBE
Amr b. Abdullah b. Zubeyr rivayet ediyor;
Bir gün eve geç geldim, babam "nerede olduğumu sordu",
Ben'de : “bazı insanlar gördüm ki onlardan daha hayırlısını görmemiştim oturmuş zikir yapıyorlardı kimisi titriyor ve o kadar cezbeye tutuluyorlardı ki Allah korkusundan düşüp bayılıyorlardı onları görünce yanlarında oturdum” dedim.
Babam: “Hayır, onlarla bundan sonra beraber oturma” dedi.
Onun bu sözünü yadırgadığımı anladı ve : “Ben Peygamberi (s.a.v.) gördüm. Ebu Bekir'i, Ömer’i Kur’an okurken gördüm onlardan hiçbiri cezbeye tutulmuyor ve düşüp bayılmıyordu. Acaba senin gördüğün bu kimseler Ebu Bekir’den Ömer’den daha mı fazla Allah’tan korkuyorlar” dedi.
Düşününce babamın dediğinin doğru olduğunu anladım ve bir daha onların yanında oturmadım.
(Ebu Nuaym, Hilye, III/167 , Amir b. Abdillah b. Zubeyr'den; Hayatu’s Sahabe - Muhtasar Hayatu's Sahabe, Kandehlevi, sf: 499; Nureddin el Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, I, sf: 189; Hâkim el-Mustedrak; Taberâni)
Taberâni'de yer alan hadisin senedinde yer alan Abdullah b. Musab b. Sabit zayıf bir ravi olduğundan hadis zayıf kabul edilmektedir. (Nureddin el Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, Kahire, 1414/1994, X/220)
İbni Ömer’in ağladığını gördüm. Muaz b. Cebel’e “Ey Muaz, niçin ağlıyorsun" diye sordu.
O'da şunları söyledi: “Hatırıma Peygamberden işittiğim şu hadisi şerif geldi de onun için ağlıyorum. “Riya’nın en azı dahi şirk’tir. Allah katında kulların en sevimlisi gizli takva sahibleridir. Böyleleri ortalıkta bulunmadığı zaman kimse tarafından aranmaz, bir yerde bulundukları zamanda tanınmazlar; yani şöhretleri yoktur. İşte asıl hidayet mumları ilim çıraları böyle kimselerdir”
(İbni Ömer, Hakim, Ebu Nuaym, Hilye)
Sema hakkında Zayıf ve Uydurma bir rivâyet!
Ehl-i hikâye ve'l menkıbe dininin muridi olan sofilerin, Kur'an ve sunnetten dehşetle kaçarak sapıkça dönmeye (sema) şeytanın kalblerine düşürdüğü fitne ile delil sandıkları bir rivayet ise şöyledir:
"Peygamber Efendimiz (a.s.) Mekke’nin fethine hazırlanıyordu. Herkes fedakârca katılımda bulundu. Fakat Ebu Bekir (r.anh) gibisi yoktu. Ebu Bekir (r.anh) ne evinde, ne üstünde başında hiçbir şey bırakmamıştı. Tek bir abası kalmıştı ve abasını üstüne atmış, abasının uçlarını göğsünde dikenle iliklemişti.
O sırada Cebrail (a.s.) geliverdi. Peygamber Efendimiz’e (a.s.) selâm verdi ve dedi ki: “Ne oluyor Ya Rasulallah! Ebu Bekir’i, abasını dikenle iliklemiş görüyorum.” Peygamber Efendimiz (a.s.) buyurdu ki: “Ya Cebrail! Bütün malını cihad için harcadı.”
Cebrail (a.s.): “Allah ona selâm ediyor ve soruyor ki, ‘Bu yoksullukta benden razı mıdır?”
Sevgili Peygamberimiz (a.s.) Sıddık-i Ekber’e (r.anh) dönüyor: “Ya Eba Bekir! Cebrail, Allah’tan sana selâm getirdi. Rabbin senden: ‘Ebu Bekir benden radı mı, değil mi?’ diye soruyor."
Bunun üzerine Sıddık-i Ekber (r.anh) ağlıyor ve diyor ki: “Ben Rabbime nasıl darılırım? Ben Rabb’imden radıyım, ben Rabbimden radıyım! (ene radı, ene radı)” diyerek Sema etmeye başladı.
(Ebu Nuaym, Hilye, VII / 105 Uydurmadır ; Kenzu'l-Ummal, IV/353; İbn Hibban, el-Mecruhin, 2/185; Zehebi, Mizanu’l-İtidal, 5/128; Uydurmadır- Zeynu’l-Iraki, Tahricu Ahadisi’l-İhya-İhya ile birlikte-, 2/166; İbnu’l-Cevzî, Sıfatu’s-Safve, I, 249-250; Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/315-316)
(Vahidî, Esbâbu'n-Nuzul, s. 230; Kurtubî, XVII/240;
Vehbe Zuhayli, et-Tefsiru’l-Munir, Risale Yayınları: 14/255)
Yukarıdaki kaynaklarda muhaddisler bu rivayeti zayıf, bazıları tarafından ise uydurma olarak kabul edilmiştir.
Bu rivayeti İbn Kesir (rahimehullah) ele almış ve zayıf olduğunu belirtmiştir. (İbn Kesir, Tefsir, 4/260) Ayrıca rivayette etrafında döndüğüne dair bir ifade geçmemektedir.
Şeytanın Dürtmelerinin Tasavvuftaki Adı: Cezbe
Menzil Çay Ocağında Şeytanların Dürtüşü
Şeytanın dürttü, İmamın Aklı Çıktı
Tasavvufta Kâfir Cinler Bazen Dürtme İşini Düdük Komutuyla da Yapar
Kâfir Cinlerin Sofilere Musallatı Uluslararası Boyuttadır
Not:
Kafir cin ve şeytanların dürtmesinin Tasavvuftaki adı "Cezbe", Tıp'taki adı "Tourette" Sendromu'dur!
Amr b. Abdullah b. Zubeyr rivayet ediyor;
Bir gün eve geç geldim, babam "nerede olduğumu sordu",
Ben'de : “bazı insanlar gördüm ki onlardan daha hayırlısını görmemiştim oturmuş zikir yapıyorlardı kimisi titriyor ve o kadar cezbeye tutuluyorlardı ki Allah korkusundan düşüp bayılıyorlardı onları görünce yanlarında oturdum” dedim.
Babam: “Hayır, onlarla bundan sonra beraber oturma” dedi.
Onun bu sözünü yadırgadığımı anladı ve : “Ben Peygamberi (s.a.v.) gördüm. Ebu Bekir'i, Ömer’i Kur’an okurken gördüm onlardan hiçbiri cezbeye tutulmuyor ve düşüp bayılmıyordu. Acaba senin gördüğün bu kimseler Ebu Bekir’den Ömer’den daha mı fazla Allah’tan korkuyorlar” dedi.
Düşününce babamın dediğinin doğru olduğunu anladım ve bir daha onların yanında oturmadım.
(Ebu Nuaym, Hilye, III/167 , Amir b. Abdillah b. Zubeyr'den; Hayatu’s Sahabe - Muhtasar Hayatu's Sahabe, Kandehlevi, sf: 499; Nureddin el Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, I, sf: 189; Hâkim el-Mustedrak; Taberâni)
Taberâni'de yer alan hadisin senedinde yer alan Abdullah b. Musab b. Sabit zayıf bir ravi olduğundan hadis zayıf kabul edilmektedir. (Nureddin el Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, Kahire, 1414/1994, X/220)
İbni Ömer’in ağladığını gördüm. Muaz b. Cebel’e “Ey Muaz, niçin ağlıyorsun" diye sordu.
O'da şunları söyledi: “Hatırıma Peygamberden işittiğim şu hadisi şerif geldi de onun için ağlıyorum. “Riya’nın en azı dahi şirk’tir. Allah katında kulların en sevimlisi gizli takva sahibleridir. Böyleleri ortalıkta bulunmadığı zaman kimse tarafından aranmaz, bir yerde bulundukları zamanda tanınmazlar; yani şöhretleri yoktur. İşte asıl hidayet mumları ilim çıraları böyle kimselerdir”
(İbni Ömer, Hakim, Ebu Nuaym, Hilye)
Sema hakkında Zayıf ve Uydurma bir rivâyet!
Ehl-i hikâye ve'l menkıbe dininin muridi olan sofilerin, Kur'an ve sunnetten dehşetle kaçarak sapıkça dönmeye (sema) şeytanın kalblerine düşürdüğü fitne ile delil sandıkları bir rivayet ise şöyledir:
"Peygamber Efendimiz (a.s.) Mekke’nin fethine hazırlanıyordu. Herkes fedakârca katılımda bulundu. Fakat Ebu Bekir (r.anh) gibisi yoktu. Ebu Bekir (r.anh) ne evinde, ne üstünde başında hiçbir şey bırakmamıştı. Tek bir abası kalmıştı ve abasını üstüne atmış, abasının uçlarını göğsünde dikenle iliklemişti.
O sırada Cebrail (a.s.) geliverdi. Peygamber Efendimiz’e (a.s.) selâm verdi ve dedi ki: “Ne oluyor Ya Rasulallah! Ebu Bekir’i, abasını dikenle iliklemiş görüyorum.” Peygamber Efendimiz (a.s.) buyurdu ki: “Ya Cebrail! Bütün malını cihad için harcadı.”
Cebrail (a.s.): “Allah ona selâm ediyor ve soruyor ki, ‘Bu yoksullukta benden razı mıdır?”
Sevgili Peygamberimiz (a.s.) Sıddık-i Ekber’e (r.anh) dönüyor: “Ya Eba Bekir! Cebrail, Allah’tan sana selâm getirdi. Rabbin senden: ‘Ebu Bekir benden radı mı, değil mi?’ diye soruyor."
Bunun üzerine Sıddık-i Ekber (r.anh) ağlıyor ve diyor ki: “Ben Rabbime nasıl darılırım? Ben Rabb’imden radıyım, ben Rabbimden radıyım! (ene radı, ene radı)” diyerek Sema etmeye başladı.
(Ebu Nuaym, Hilye, VII / 105 Uydurmadır ; Kenzu'l-Ummal, IV/353; İbn Hibban, el-Mecruhin, 2/185; Zehebi, Mizanu’l-İtidal, 5/128; Uydurmadır- Zeynu’l-Iraki, Tahricu Ahadisi’l-İhya-İhya ile birlikte-, 2/166; İbnu’l-Cevzî, Sıfatu’s-Safve, I, 249-250; Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/315-316)
(Vahidî, Esbâbu'n-Nuzul, s. 230; Kurtubî, XVII/240;
Vehbe Zuhayli, et-Tefsiru’l-Munir, Risale Yayınları: 14/255)
Yukarıdaki kaynaklarda muhaddisler bu rivayeti zayıf, bazıları tarafından ise uydurma olarak kabul edilmiştir.
Bu rivayeti İbn Kesir (rahimehullah) ele almış ve zayıf olduğunu belirtmiştir. (İbn Kesir, Tefsir, 4/260) Ayrıca rivayette etrafında döndüğüne dair bir ifade geçmemektedir.
SAPIKLIKTAN MİSALLER
Sofi Deli mi Neydi
Sofi Deli mi Neydi
Şeytanın Dürtmelerinin Tasavvuftaki Adı: Cezbe
Menzil Çay Ocağında Şeytanların Dürtüşü
Şeytanın dürttü, İmamın Aklı Çıktı
Tasavvufta Kâfir Cinler Bazen Dürtme İşini Düdük Komutuyla da Yapar
Kâfir Cinlerin Sofilere Musallatı Uluslararası Boyuttadır
Not:
Kafir cin ve şeytanların dürtmesinin Tasavvuftaki adı "Cezbe", Tıp'taki adı "Tourette" Sendromu'dur!