Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Şeytanın Uyuyanın Kafasına Attığı 3 Düğüm Nasıl Çözülür?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şeytanın, Uyuyanın Kafasına Attığı 3 Düğüm Nasıl Çözülür?
Şeytanı uyuyanın kafasına attığı 3 düğüm nasıl çözülür.jpg
وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ, أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ r قَالَ : « يَعْقِدُ الشَّيْطَانُ عَلَى قَافِيَةِ رَأْسِ أَحَدِكُمْ، إِذَا هُوَ نَامَ ثَلاَثَ عُقَدٍ، يَضْرِبُ مَكَانَ كُلِّ عُقْدَةٍ، عَلَيْكَ لَيْلٌ طَوِيلٌ فَارْقُدْ، فَإِنِ اسْتَيْقَظَ فَذَكَرَ اللَّهَ انْحَلَّتْ عُقْدَةٌ، فَإِنْ تَوَضَّأَ انْحَلَّتْ عُقْدَةٌ، فَإِنْ صَلَّى انْحَلَّتْ عُقَدُهُ، فَأَصْبَحَ نَشِيطاً طَيِّبَ النَّفْسِ، وَإِلاَّ أَصْبَحَ خَبِيثَ النَّفْسِ كَسْلاَنَ »
Ebu Hurayra r.anh'den;
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: «Sizden biri uyuduğu zaman şeytan kafasına üç düğüm atar ve her düğüm de bütün gece derin bir uyku uyumasına sebeb olur. Eğer gece uyanır da Allah'ı zikrederse, düğümlerden biri çözülür, kalkar abdest alırsa, ikincisi çözülür, namaz da kılarsa, üçüncü düğüm çözülür dinç ve huzurlu olur. Şayet ne uyanıp Allah'ı zikreder, ne abdest alır, ne de namaz kılarsa, tembel ve bitkin bir vaziyette sabahlar»
(İmam Mâlik, Muvatta, Kitabu Kasru’s Salat, Bab 25, Hadis no: 411)


حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن أبي زناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:
يعقد الشيطان على قافية رأس أحدكم إذا هو نام ثلاث عقد، يضرب كل عقدة: عليك ليل طويل فاقد، فإن استيقظ فذكر الله انحلت عقدة، فإن توضأ انحلت عقدة، فإن صلى انحلت عقدة، فإصبح نشيطا طيب النفس، وإلا أصبح خبيث النفس كسلان
Ebu Hurayra (r.anh);
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Siz'den biri uyuduğu zaman şeytan onun kafasının arka tarafına üç düğüm atar ve her düğümü attıkça: 'Önünde uzun bir gece var, haydi uyu!' der. Kişi uyanıp Allah'ı zikrederse bu düğümlerden biri çözülür. Kalkıp abdest alırsa ikincisi, namaz kıldığında da üçüncüsü çözülür. Böylece o kişi dinç ve huzurlu bir şekilde sabah'a kavuşur. Aksi halde uyuşuk, tembel ve huzursuz bir halde sabahlar."
(Sahih-i Buhari, Ebvabu’t Teheccud, Bab 12, Hadis no: 588)

Şeytanın attığı düğümle ilgili olarak farklı yorumlar yapılmıştır. Bu yorumlardan birine göre söz konusu olan gerçek anlamda bir düğümdür. Tıpkı büyücülerin büyülemek istedikleri kişi için düğüm atmalarına benzer. Böyle büyü işleriyle uğraşanların çoğu kadındır. Bunlar ellerine bir ip alırlar ve bir takım büyülü sözler söyleyerek bu ipe düğüm atarlar. Böylece büyü sonunda büyülenen kişi etkilenir. Zaten bu yüzden Felak suresinde düğümlere üfürenlerin şerrinden Allah'a sığınılmıştır. Buna göre düğümlenen kafanın bizzat arka tarafı değildir; düğüm kafanın arka tarafında bir şey üzerine atılır.
Düğümlerin tamamının çözülmesi hadisten anlaşıldığı kadarıyla özellikle namazın kılınmasıyla gerçekleşir. Bir yere oturup yerleştirerek, kaba etleri yere iyice yapışmış şekilde uyumak örneğinde olduğu gibi, abdest bozulmayacak şekilde uyumak ve yeniden abdest almaya ihtiyaç duymamak hakkındaki hüküm de böyledir. Buna göre bir kimse bu şekilde uyuduktan sonra uyanıp Allah'ı zikretmeden veya abdest almadan namaz kılsa onun için atılan düğümlerin tamamı çözülür. Çünkü namaz kılmak için abdestli olmak şart olduğu gibi, namaz zikri de kapsamına alan bir ibadettir. Bu durumda Rasulullah'ın (s.a.v.) "Namaz kıldığında düğümlerin tamamı çözülür" şeklindeki buyruğu şu anlamlara gelir:


1. Burada kasdedilen abdest alması gerekmeyen kişi ise, gerçekten de sadece namaz kılmakla şeytanın attığı düğümlerin tamamı çözülür.

2. Eğer kasdedilen abdest alması gereken kişi ise, bu durumda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in söylediği şeylerin her biri yapıldıkça bir düğüm çözülür veya yapılan son ibadetle tamamı çözülmüş olur.
Bazı âlimlere göre kişinin dinç ve huzurlu bir şekilde sabaha çıkması Allah Teâlâ'nın kendisine lütfettiği ve muvaffak kıldığı itaatten, va'd ettiği mükâfatlardan ve şeytanın attığı düğümlerin çözülmesinden kaynaklanan bir sevinç halidir. Bununla birlikte bana göre gece ibadetinde bulunan kişi bunlardan hiçbirini düşünmese bile, gece namazında kişiye dinçlik ve huzur veren bir sır / bir öz bulunmaktadır. Gece namazının kılmmaması ise tam tersi bir sonuç doğurur. Nitekim "Ve gerçek şu ki, gece vakti zihin daha zinde ve güçlü olur ve okuma daha da berraklaşır [Muzzemmil 1-7] âyeti de buna işaret etmektedir.
Bazı âlimler bu hadisten şöyle bir sonuç çıkarmışlardır: "Bir kimse gece kalkıp bir defa olsa bile hadiste zikredilen şeyleri yapsa ve sonra tekrar uyusa şeytan ikinci defa ona düğüm atamaz." Fakat gece kalkıp zikrettiği, abdest aldığı ve namaz kıldığı halde gizli ve açık günahlardan uzak durmayan kimselere her defasında düğüm atıldığını söyleyen âlimler de bulunmaktadır. Bize göre böyle mutlak bir ifade kullanmak yerine işlediği günahlara pişman olan ve tevbe edenler ile günahlardan uzaklaşmak için herhangi bir çaba göstermeyen, bu konuda azimli davranmayan ve günahlarında ısrarlı olan kimseleri birbirinden ayırmak gerekir.

Kişi bu hayırlı amelleri yapmazsa uyuşuk, tembel ve huzursuz bir şekilde sabaha çıkar.
İbn Abdilberr bu konuyla ilgili olarak şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu yergisi gece hiç kalkmayan ve namaz kılmayanlar hakkındadır. Fakat farz namazlara veya gece ibadetine hiç bırakmadan devam edenler uykusuzluğa yenik düşüp uykuya dalacak olurlarsa, hadislerde de belirtildiği gibi, Allah Teâlâ onlara namaz kılmış gibi sevab yazar ve uykuları da onlara Allah tarafından lütfedilen bir sadaka olur."


İzahat:
1. Şeytanın "Önünde uzun bir gece var" derken kasdettiği gece uykusudur. Fakat aynı durumun gündüz uykusu için olması da mümkündür. Zira gündüz dinlenmek için uykuya dalındığında namazın kaçırılması söz konusu olabilmektedir. Özellikle de İmam Buhârî'nin burada kılınmayan namazı, farz namazlar diye açıkladığını düşünürsek bu ihtimal de güçlenecektir.

2. Ibnu'l-Arabî'nin iddiasına göre İmam Buhârî hadiste geçen "Şeytan düğüm atar" ifadesi dolayısıyla gece ibadetinin farz olduğuna işarette bulunmuştur. Fakat bu, tartışmaya açık bir görüştür. Zira İmam Buhârî daha önce zikrettiğimiz gibi teheccud namazıyla ilgili 5. başlıkta "farz kılmaksızın" ifadesini açık bir şekilde kullanmıştır. Ayrıca İmam Buhârî'nin burada kasdedilenin farz namazlar olduğunu söylemesi de İbnu'l-Arabî'nin görüşünü çürütmektedir.

Ben bazı tabiun âlimlerinden başka gece ibadetinin farz olduğunu söyleyen hiç kimse bilmiyorum ve bu görüşle ilgili bir nakle de muttali değilim. İbn Abdilberr şöyle demiştir: "Tâbiun âlimlerinden bir kısmı bir koyun sağımı kadarlık bir sürede gece ibadetinin farz olduğunu söylemişlerdir. Fakat onlar bu konuda yalnız kalmışlardır. Alimlerin çoğunluğuna göre ise gece ibadeti mendubdur.


Muhammed İbn Nasr ile başka âlimlerin naklettiğine göre Hasan-ı Basrî'ye: "Kur'ân'ın tamamını ezbere bilen, fakat gece hiç kalkmayıp sadece farz namazları kılan bir adam hakkında ne buyurursunuz?" diye sorarlar.
Hasan-ı Basrî de onlara: "Allah onu kahretsin, Kur'ân'ı yastık gibi mi kullanıyor!" der.
Muhatabları: "Fakat Allah Teâlâ, bize Kur'ân'dan kolayımıza geleni okumamızı emretmiyor mu?" deyince de
Şöyle mukabelede bulunmuştur: "Evet, fakat bunun ölçüsü elli âyettir."
İşte bazı bilginler bu rivayete dayanarak Hasan-ı Basrî'ye göre gece ibadetinin farz olduğunu söylemişlerdir.
Tirmizî'nin naklettiğine göre İshâk İbn Râhuye şöyle demiştir: "Gece ibadeti Kur'ân ehlinin boynunun borcudur."
İşte bu ifade Hasan-ı Basrî'den nakledilen rivayeti kayıtlar/tahsîs eder; yani ona göre de gece ibadetinin Kur'ân ehli olanlar için olduğu sonucu çıkar. Bununla birlikte "farz" hükmü açık bir şekilde verilemez.


3. Bazıları bu hadis ile Vekâlet bölümünde Ebu Hurayra'den nakledilen "Uyurken âyete'l-kursîyi okuyan kimselere şeytan yanaşamaz" hadisi arasında çelişki bulunduğunu düşünmüşlerdir. Fakat bu iki hadis arasında herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Zira düğüm atılması ve şeytanın yanaşması olaylarından biri psikolojik (manevî) bir durum, diğeri de fizikî (hissî) bir olay olarak yorumlanırsa herhangi bir sorun ve çelişki kalmaz.

4. Ustadımız Hafız Ebu'l-Fadl İbnu'l-Huseyin "Şerhut-Tirmizi" adlı eserde şöyle demektedir: "Gece ibadetine iki rekatlık hafif bir namazla başlanmasındaki incelik ve sır, şeytanın attığı düğümleri bir an önce çözme isteğidir." Ebü'l-Fadl'ın bu görüşünün dayanağı şeytanın attığı düğümlerin namaz kılınıp tamamlanmadan çözülemeyeceğidir.

5. Bu hadiste abdestin zikredilmesi genel bir durumu anlatmaktadır. Zira cünüp olan bir kimse için abdestin yeterli olmayacağı açıktır; böyle bir kimsenin düğümleri ancak boy abdesti ile çözülür. Suyun bulunmaması durumunda teyemmümün şeytan tarafından atılan düğümleri çözmek bakımından abdest ile boy abdestinin yerini tutup tutmayacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Fakat teyemmümün de aynı işlevi göreceği görüşü doğruya daha yakın görünmektedir. Bununla birlikte teyemmümün uykunun açılmasında abdest kadar etkili olmadığı da herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

6. Gece kalkıldığı zaman okunması gereken belirli bir zikir yoktur. Bu yüzden Allah'ı zikir anlamına gelen her ifade bu işlevi görür. Allah Teâlâ'yı zikir kapsamına Kur'ân okumak, hadis ve şer'î ilimler öğrenmek de girer.

***
Şeytan, Uyuyup da Namaza Kalkmayan Kimsenin Kulağına İşemiştir!
حدثنا مسدد قال: حدثنا أبو الأحوص قال: حدثنا منصور، عن أبي وائل، عن عبد الله رضي الله عنهه قال: ذكر عند النبي صلى الله عليه وسلم رجل، فقيل: ما زال نائما حتى أصبح، ما قام إلى الصلاة، فقال: (بال الشيطان في أذنه).
Abdullah radıyallahu anh şöyle demiştir:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında bir adamdan bahsedildi ve "Sabaha kadar uyudu, namaza kalkmadı" denildi.
Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Şeytan O'nun kulağına işedi" buyurdu.
(Sahih-i Buhari, Ebvabu’t Teheccud, Bab 13, Hadis no: 589)


Şeytanın işemesi konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre bunun hakikat anlamı kasdedilmektedir.
Kurtubî ve diğerleri şöyle derler: Burada kullanılan tabirin gerçek anlamda kullanılmış olmasına bir engel yoktur. Çünkü böyle bir olay imkansız değildir. Zira şeytanın; yediği, içtiği, nikahlandığı bilinmektedir. Bu durumda onun işemesi imkansız değildir.

Bir diğer görüşe göre bunun anlamı, şeytanın o kişinin kulağını batıl sözlerle doldurması, o kişinin kulağının zikirden uzak kalmasıdır. Bir başka görüşe göre bunun anlamı şeytanın kişiyi küçümsemesidir.


Bir görüşe göre de bunun anlamı, şeytanın kişiyi istila edip, onu üzerine değeceği tuvalet kılacak kadar hafife almasıdır. Çünkü genellikle hafife alınan Şeylerin üzerine işenir.

Başka bir görüşe göre ise, bu uykunun ağırlığı sebebiyle geceleyin namaza kalkmaktan gafil olan kişi için yapılan bir benzetmedir. Nitekim kulağına işenen ve kulağı ağırlaşan, bundan dolayı işitme duyusunu kaybeden kişi de böyle bir duruma düşer. Araplar, kulağın ifsad olması yani işitme duyusunu kaybeden kişi için kinaye olarak kulağına işenmiş, kulağa işeme tabirini kullanırlar.

et-Tîbî şöyle demiştir: Uyumaya göz daha uygun olduğu halde hadiste kulağın zikredilmesinin sebebi, uykunun ağırlığına işaret etmektir. Çünkü kulaklar kişinin uyanmasına sebep olan seslerin geldiği yerlerdir. Hadiste idrarın zikredilmesinin sebebi de bunun boşluklara kolayca girmesi, damarlarda hızlıca yol almasıdır. Bu ise bütün organlarda tembellik meydana getirir.
 
Üst Ana Sayfa Alt