Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Sizin Dininiz Size, Benim Dinim Bana

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Sizin Dininiz Size, Benim Dinim Bana

Çağdaş tağutlar tarafından işgal edilip paramparça edilerek ve her parçasına bir tağutun egemen olduğu İslâm topraklarında iktidar olanlar, tağutî hükümlerle hükmetmektedirler…
Tağutî hükümlerle hükmeden iktidar sahiblerinin bazıları, Allah'ın hükümlerini inkâr ve reddederek yasaklayıb geçersiz kılarken, bazıları da Allah'ın hükümlerini kabul etmekle beraber yasaklayıb geçersiz kılmaktadırlar…
Bunlardan bazılarını inkâr ve reddi, bazılarının da kabulu, Allah'ın hükümlerinin yasaklanıb geçersiz kılınması konusunda birbirinin aynısı olmuşlardır…
Her iki iktidar sahiblerinin iktidar dönemlerinde, Allah'ın hükümleri yasaklanıb geçersiz kılınmıştır… Birinin abdestsiz, diğerinin abdestli ve namazlı olması, sonucu değiştirmemiştir…

Sonuç: Allah'ın hükümleri yasak ve geçersiz bir hâlde terk edilmiştir!.. Allah'ın hükümlerinin yerine, ilâhlaştırdıkları hevâlarından kaynaklanan hükümler, hayata hakim edilmiştir…


İşgal edilmiş vatanlarında esaret altındaki Mustadaf, muvahhid mu'minler, Allah'ın hükümlerini yasaklayıb geçersiz kılan iktidarlar arasında sonuç bakımından fark görmezler… Çünkü onlar, Kitab ve Sünneti ölçü edinmişlerdir… Onlar, Allah ve Rasulu (s.a.v.)'e iman ve itaat etmişlerdir… Onlar, imanın emrine verdikleri akıllarını kullanır ve “Nass'"ın hükmünce düşünüp hayatî olayları değerlendirirler…

Diğer yanda bulunan kitlelerin ölçüsü, ya menfaatları ya da duygularıdır… Onlar, egemen hükümlere değil, egemen kişilerin özelliklerine bakarlar
Eğer bu egemen kişiler, abdestli ve namazlı kişiler iseler, onların tağutun hükümleriyle hükmetmeleri, Allah'ın hükümlerinin yasaklayıb geçersiz kılmaları hiçte önemli değildir… Ne de olsa abdestli ve namazlı kişilerdir…
Bunlar olmasında abdestsiz ve namazsızlar mı olsun!..
Hâlbuki abdestli ve namazlılar, abdestsiz ve namazsızların yaptıklarının aynısını yapmaktadırlar… Aynı hükümler ve aynı hükümlerin gereği olan uygulamalar… Tağutun hükümleri geçerli, Allah'ın hükümleri yasak ve geçersiz!..

İslâm topraklarını işgal edib her türlü zulüm ve sömürüyü en korkunç şekilde yapan egemen tağutî iktidarları ayakta tutanların, kendilerini müslüman gören kitleler olduğu da hayatın inkâr edilemez bir gerçeği…
Egemen zalim tağutlar, iktidar güçlerini, her yönüyle cehâletin koyu karanlığına ittikleri halk kitlelerinden almaktadırlar… Bu kitleleri politik tuzaklarla, şeytani planlarla ve koyun postuna bürünmüş vahşi kurt rolleriyle aldatmakta, sömürmekte, derin gaflet uykularına daldırmakta, bu hâlleriyle sevk ve idare etmektedirler…

İslâm ölçüsünü kaybetmiş, Kitab ve Sünnet gerçeğinden uzaklaştırılmış, isimleri müslüman, fakat fikir, hâl ve hareket bakımından işgalci, zalim egemen tağutlara itaatkâr kitleler, “gecesi, gündüzü kadar apaçık” hak yolunu bırakıp, hevâlarını ilâhlaştıran tağutların ardı sıra gitmektedirler…
Bu sapıtılmış gidişlerini de, İslâm'ın bir emri olarak görüb kabul ettiler!.. Hâlbuki muvahhid mümin müslümanların, hangi çağda ve hangi durumda olursa olsun, egemen tağutlara vereceği tek cevab:
Sizin dininiz size, benim dinim bana!”
Çünkü katıksız iman ettiği Rabbi Allah Teâlâ böyle buyurmakta ve izinde olup peşinden asla ayrılmayacağı önderi Rasulullah (s.a.v.), böyle buyurup net tavrını ortaya koymuştu…

İbn Abbas (r.anhuma) anlatıyor:
Kurayş muşrikleri, Rasulullah(s.a.v.)'e kendisi için bir şart ortaya koyup, dâvâsından vazgeçmesi karşılığında, Mekke'nin en zengini yapmaya, kadınlardan istediği birisiyle evlendirmeye, kendilerine idareci seçib peşinden gitmeye çağırdılar ve:
Ya Muhammed, bizim sana vereceğimiz ancak bu kadardır. Sen, bizim ilâhlarımıza sövmekten vazgeç, onları kötü sözlerle anma. Eğer radı olmazsan biz sana, teklif edeceğiz ki, orda senin için iyilik vardır, dediler.
Rasulullah (s.a.v.): “Nedir o?” diye sordu.
Onlar: —Sen, bizim ilâhlarımız olan Lât ve Uzza"ya bir yıl tap, bizde senin ilâhına bir yıl tapalım, dediler.
Rasulullah (s.a.v.): “Rabbimin emri gelinceye kadar bana zaman verin!” buyurdu.
Bunun üzerine Allah'ın indinden ve “Levh-i Mahfûz”dan bir sure ile bazı ayetler nâzil oldu.
Sûre'de şöyle buyurmaktadır:
De ki: Ey Kâfirler,

Ben, sizin taptıklarınıza tapmam.
Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz.
Bende sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

Sizin dininiz size, benim dinim bana.” (Kâfirun suresi)

Nâzil olan ayetler ise, şöyle idi:
De ki: Ey cahiller, bana, Allah'ın dışında bir başkasına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz?
Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın.

Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.” (Zumer, 64–66)
(Taberânî, Mûcemu's-Sağir Tercüme ve şerhi, çev. İsmail Mutlu, İst. 1997, c. 2, sf: 201, Hds. 517)

“Rasulullah (s.a.v.), sabah erken “Mescid-i Haram”a gitti. Kurayş'in ileri gelenleri oradaydı. Sûre'yi onlara baştan sona okuyunca, o zaman O'dan umudlarını kestiler.”
(Abdul fettah el-Kadî, Esbâb-ı Nuzûl, çev. Doç. Dr. Salih Akdemir, Ank. 1986, sf: 430;
İmam el- Vahidî, Esbâb-ı Nuzûl, çev. Dr. Necati Tetik-Necdet Çağıl, Erzurum, T-Y. sf: 559; İbn Hîşam, İslâm Tarihi-Siret-i İbn Hîşam Tercemesi, çev. Hasan Ege, İst. 1985, c. 1, sf: 484; İbn Kesîr, A.g.e. c. 15, sf: 8722)

İşte kıyamete kadar geçerli olacak olan net tavır!..
Aziz İslâm Milleti'nin ferdleri olan muvahhid şahsiyetlerin tavrı budur ve bundan başkası olamaz, olmamalıdır da!

Yeryüzünün varisi ve “Merhamet olunmuş ummet”in mutlak muctehidlerinden İmam Mâlik b. Enes (r.h.) şöyle der:
"Bu ummete, ancak ilk devrindeki ummet için uygun olan işler uygun olur!"
(Kadı Iyâz, Şifâ-ı Şerif, çev. Suat Cebeci, Ank. 1992, sh. 373)

İbn Abdilberr (rh. a)'ın rivayetine göre, İmam Mâlik (rh. a) şöyle demiştir:
Vehb b. Keysan el-Kuraşî, bizim yanımızda oturur ve şu sözü söylemeden asla kalkmazdı:
Biliniz ki, bu ummetin evvelini ne düzeltti ise, sonunu da ancak o düzeltir!
(Faysal b. Kazzâm el-Câsim, Tevhid inancına Aykırı iddialar ve Cevapları, çev. Ahmet İhsân Dündar, İst. 2006, sh, 106)


 
B Çevrimdışı

bay_hic

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH cc razı olsun guzel bır paylasım emegıne saglık kardesım
 
Üst Ana Sayfa Alt