Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu " Sizin En Hayırlınız Kur’ân’ı Öğrenen Ve Öğretendir " Hadisini Nasıl Anlamalıyız ?

Ü Çevrimdışı

*Ümmü Hani*

Üye
İslam-TR Üyesi
Osman ibni Affân’da (Allah ondan razı olsun) rivâyet edildiğine göre
Rasûlullâh (sallallâhu ‘aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

“Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhârî, Fedâilu’l Kur’ân 21)

Bu hadîs, meşhûr olmuş bir hadistir ve Buhârî’nin el-Camiu’s Sahîh’inin Kur’ân’ın faziletlerine dair bâbında zikredilmiştir.

Âliminden câhiline, Türkiye’de yaşayan bütün Müslümanlar, bu hadisi çok iyi bilirler.Hattâ öyle zannediyorum ki, dünyânın tüm Müslüman coğrafyalarında durum aynıdır.Fakat bu hadîsin meşhûr olması, onu en güzel biçimde anladığımız anlamına gelmiyor.Aksine meşhûr olması, onun kalıplaşmış bir anlamının olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.Evet bu hadîs, bir anlama problemine kurban gitmiştir.Hattâ, bu anlama probleminden yararlanan bazı ticaret odakları, Kur’ân’ın lafzının öğretilmesi için setler hazırlayıp pazarlara sunmuşlardır.

Evet, neden bahsettiğimi tahmin etmişsinizdir.Vahyin manasının, lafzına kurban edilmesinden bahsediyorum.Hattâ buna bir kurban değil katliam desek sanırım daha yerinde bir tarif olur.Elbette Kur’ân’ın lafız olarak okunmasına karşı değiliz.Karşı olduğumuz şey, hakikatin parçalanmasıdır.

Lafzı, manadan ayırınca, hatta hayattan ayırınca sadece sözle tekrar edilen, pratikte bize hiçbir faydası olmayan bir Kur’ân ile karşı karşıya kaldık.Halbuki Kur’ân kelimesinin, lugat anlamının içinde okuduğunu anlamak, üzerinde derin derin düşünmek gibi manalar vardır.Bu manaların amele dönüşmesi gerektiğini söylememize de gerek yok sanırım.Çünkü bir şeyi kavramak, üzerinde derin düşünmek, ancak amele dönüştüğünde bir işe yarar, bir fayda sağlar.Aksi halde, okumanın ne anlamı olabilir ki?

İşte, Efendimiz (s.a.s) Kur’ân öğrenilmesi ve öğretilmesi konusundaki bu teşvikini, onun lafzı için yapmamıştır.Çünkü O (s.a.s) zaten Arabca konuşmayı ve okumayı bilen bir halka söylemiştir öğrenme ve öğretmeyi.Dolayısıyla bunun, Kur’ân’ı okumayı ve okutmayı öğrenmek olmadığı kesindir.O (s.a.s) Kur’ân’ı ta’lim etmeyi ve ona muallim olmayı kast etmişti.Kur’ân’ın ta’lim edilmesi, onu hayata geçirmekti.Onun öğretilmesi ise, onu hayata taşıyacak bireyler yetiştirmekti.

Zannediyorum ki, dînini önemseyen bir mü’minin bu konuda bundan sonra daha dikkatli olacaktır.Lafzı okumayı öğrendiği gibi, onu hayata taşımaya da gayret edecektir.Çünkü Kur’ân, ancak hayata taşınarak anlaşılabilir.Aksi hâlde, onun hiçbir vasfı size ve bize yol gösterici olmayacaktır.Bu durumda vahiy kendisini bize açmayacaktır, o zaman da vahyin rahmetinden yani Allâh’ın rahmetin mahrum kalmış olacağız.Allâh bizi bundan muhafaza buyursun.

Ve’l Hamdu Lillâh.

 
abu suleyman Çevrimdışı

abu suleyman

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah razi olsun uhti.Cok kimseye belki de luzumsuz gorunen cok hassas bir konuya dokundun.Buna gunumuzun problemi de diye biliriz.Bu duruma katliam ismi vermekte de yanilmiyorsun.Genelde selefi salihinin kuranla davranishina baktiqimizda cok farkli bir durumla yuz yuze gelmekteyiz.Farkli sozunden kastim selefi salihinin manasini anlamak ve fehmine kavushmak isteyi ile ezber yapma sebebi ile bir surenin uzerinde uzun bir sure sekiz yila kadar kalmalari ile gunumuzde her hangi bir okul diplomasi alma ashkiyla kurani bir sene ve ya bundan daha az bir surede ezberlenmesidir.Ve de shashirtici olan gunumuzde kurani tecvidi ve okunush ahkamlarina uyarak okuyan bir cok qarinin kurandan en cok uzak kalan biri olmasidir.
Sheyhul islam ibnuteymiyye TEFSIR USULU MUKADDIMESI risalesinde shoyle buyuruyor:"Ebu Abdurrahman es selemi shoyle diyor:Bize Osman ibnu Affan,Abdullah ibnu Masud ve bashkalari gibi kurani okutanlar diyorlar ki onlar peyqamberden on ayet ezberlediklerinde bu on ayetin kapsadiqi ilim ve amelle ilgili faydalari oyrenmedikce bashka bir ayete gecmezlerdi.Ve boylelikle kurani ilmi ve ameli beraber oyrenmishlerdir.(Ibnu abi sheyba 6\117)"....Allah bizi ishitib faydalanan kullarindan etsin amin.
 
I Çevrimdışı

ibni abbas

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

İşte, Efendimiz (s.a.s) Kur’ân öğrenilmesi ve öğretilmesi konusundaki bu teşvikini, onun lafzı için yapmamıştır.Çünkü O (s.a.s) zaten Arabca konuşmayı ve okumayı bilen bir halka söylemiştir öğrenme ve öğretmeyi.Dolayısıyla bunun, Kur’ân’ı okumayı ve okutmayı öğrenmek olmadığı kesindir.O (s.a.s) Kur’ân’ı ta’lim etmeyi ve ona muallim olmayı kast etmişti.Kur’ân’ın ta’lim edilmesi, onu hayata geçirmekti.Onun öğretilmesi ise, onu hayata taşıyacak bireyler yetiştirmekti.

Çok önemli husus bu. Söz konusu Kuranı okuyabilmeyi öğrenmeye gelince bu hadis nakledilir hep. Çoğu kişi de yukarıdaki yazıyı düşünmez. Peygamberin ve ashabının dili ne idi, onlar da bizler gibi Arap harflerini mi öğreniyordu vs gibisinden. Okuma bilmeyene okuma öğretmeyi kastetmiş olsa Kuranı öğreten değil yazıyı öğreten derdi zaten.

Her harfine sevap vad eden hadisleri okuduğumda kafamda şu şekilde yorum oluşuyordu, insanların şuanki algılamasında sorun görüyordum: Maksat yine manadır. Harfleri okumak değildir. Harfler birleşir kelimeyi oluşturur, kelimeler ise cümleyi. Ve sonuçta bize emir ve yasakları bildiren, iyi Müslüman nasıl olunur konusunda bize bilgi veren ayetler topluluğu oluşur ve biz de hayatımızı ona göre şekillendiririz. Gaye budur ( bu yorumu daha sonra Faruk Beşerden de okumuştum) Peygamber de bunun çok sevap olduğunu bildirmek için her harfine sevap var demiştir. Peygamberin bu uslubunu başka yerlerde de görebiliriz. Mesela camiye giderkenki sevabı bildireceği zaman attığı her adıma şu kadar mükafat gibisinden konuşur. Maksat nedir? Camide farz namazı eda etmektir. Camiye giderkenki aşama nedir? Adım atmaktır. Ve sevabı adım atmak üzerinden bildirir.Kuran okumanın sevabını harfler üzerinden bildirdiği gibi.

Yani adım atmak ne zaman anlam kazanıyor bu hadise göre? Adımların bittiği yer cami olduğu zaman. Aynı şeyi kuranı öğrenen-öğreten hadisi için de düşünebiliriz. Yani adımlar camide bitiyorsa anlamlıdır. Kuranı okuduğunda anlıyorsa anlamlıdır ve hadiste bahsedilen fazilete erişebilir. Ya da hadisi doğru anlamış olabilir.

Kuranı öğrenen ve öğretenden maksat içindeki ayetleri karşıdakinin anlayacağı şekilde anlatmak olduğunu, anlamadığı dilde okumak olmadığını -yanılmıyorsam- İbni Hacer'in Fethul Bari'sinde okumuştum.
 
Üst Ana Sayfa Alt