Cizre şehidi tekbirlerle defnedildi
GÜNCEL / ŞIRNAK - 29.12.2014 01:42
Şırnak'ın Cizre ilçesinde PKK'li çeteler tarafından katledilen HÜDA PAR gönüllüsü Abdullah Deniz, doğduğu köyde defnedildi. Sık sık tekbirlerin getirildiği cenaze töreninde PKK'ye lanet okundu.
Cizre ilçesine bağlı Nur Mahallesi'nde PKK'lilerce katledilen 65 yaşındaki Abdullah Deniz'in cenazesi, Malatya Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsinin ardından memleketi Şırnak'a bağlı Kızılsu köyüne getirildi.
“Biji biji Hizbullah, PKK lanetullah”
Köy camisinde kılınan cenaze namazının ardından omuzlara alınan Deniz'in cenazesi, tekbirler ve salavatlar eşliğinde defnedildi. Deniz'in cenazesine HÜDA PAR üye ve gönüllülerinin yanı sıra köy halkının da yoğun katılım gösterdiği görüldü. Cenazeye katılan halk, sık sık tekbirler getirerek “Biji biji Hizbullah, PKK lanetullah.” Şeklinde sloganlar attı.
Cenaze töreni sonrası HÜDA PAR Şırnak İl Başkanı, Abdullah Deniz'in yakın arkadaşları ve komşuları; İlke Haber Ajansı'na konuştular.
“Çok sevilir ve hatırı sayılırdı”
Saldırının saat: 03.00'ta başladığını, ancak güvenlik güçlerinin saat: 10.40'ta olay yerine gittiğini kaydeden HÜDA PAR Şırnak İl Başkanı Abdullah Kılınç, ikinci yılını dolduran partilerinin yüzlerce kez saldırıya uğradığını, onlarca şehit verdiklerini söyledi. Kılınç, “Üyemizin babası olan şehid Abdullah Deniz; samimi, fedakâr ve halis bir Müslüman idi. Kendisiyle defalarca bir araya gelir, sohbet ederdik. Kendisi Cizre'de çok sevilir ve hatırı sayılırdı. Allah şehadetini kabul etsin.” dedi.
20 yıllık komşusu: Tek suçu dindar olmasıydı
Katledilen Abdullah Deniz'in komşusu Hasan Gözüngü ise şunları söyledi; “Şehit ile yaklaşık 20 yıldır komşuyduk. Kimseye bir zararı yoktu, hiçbir suçu yoktu, bir suçu varsa o da dindar olmasıydı. Zaten dindar oluşu zalimleri hırçınlaştırdı ve onu şehit ettiler. İlerlemiş yaşına rağmen Kutlu Doğum programlarında en önde yerini alırdı, Peygamber aşığı bir insandı. Rabbim onu sevdiğine kavuşturdu.”
“Dindarlığı zalimlerin zoruna gidiyordu”
Cenaze törenine katılan yakın arkadaşı Said Gözüngü de şehidin çok temiz kalpli olduğunu, kimseye bir zararının dokunmadığını söyledi. Arkadaşının dindarlığı zalimlerin zoruna gittiğine dikkat çeken Gözüngü, sonunda onu katlettiklerini ifade etti.
Ne olmuştu
Abdullah Deniz (65), Cuma günü sabaha doğru saat: 03.00 sıralarında PKK'lilerce Nur Mahallesi Sultan Sokak'taki evi uzun namlulu silahlarla taranmış ve 8 saat süren saldırı sonrası vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden kurşunlarla katledilmişti.
(İLKHA)
..............................
geberen pkk köpekleri...
.........................................
Cizreli Müslümanlar, 'Kurbanlık koyun değiliz'
GÜNCEL / ŞIRNAK - 28.12.2014 11:07
Şırnak'ın Cizre ilçesi Nur mahallesinde Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan gece yaşanan olaylarla ilgili olarak Al Jazeera çalışanı Abdulkadir Konuksever bölgeye giderek yaşananları kendi kaleminden aktardı.
Abdulkadir Konuksever'in bölgeden bildirdiği HDP'li yöneticilerin çarpıtmalarınında yer aldığı haber şu şekilde oldu: "Hüda-Par'lılar, olayların önceden planlanlandığı, hazırlık yapıldığı görüşünde. Olayların başlamasının ardından 7 saat polisin gelmediğini söylüyorlar.
"Nefsi müdafaa hakkımız var ve bunu kullanacağız" diyorlar. HDP İlçe Başkanı ise Hüda-Par'ı suçluyor, "Görgü tanıklarına göre aralarında polislerin de olduğu Hüda-Par'lılar gençlere (PKK'nın gençlik yapılanması olarak bilinen Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi - YDG-H) saldırdıkları için çatışma başlıyor" diyor.
‘Polis gelmedi'
Hüda-Par Cizre İlçe Başkanı Ahmet Elçin saldırının gece 03:00 sıralarında başladığını, sabah 10'a kadar sürmesine ve defalarca aramalarına karşın polisin gelmediğini söyledi. Elçin'e göre saldırı yapılmadan önce hazırlık yapılmış.
HÜDA-PAR Cizre İlçe Başkanı Ahmet Elçin saldırının gece 03:00 sıralarında başladığını söyledi.
“Güya biz saldırmışız. Saldırdığımızı iddia ettikleri YDGH'lilerin kaldıkları Özkan Caddesi'ndeki çadır işte yerli yerinde duruyor. Esas mesele Şengal'de Cizreli Serdar Samsak adındaki gencin öldürülmesi. Gece saat üçte geliyorlar ve uzun namlulu silahlarla saldırıyorlar. Sabaha kadar yaklaşık 7-8 saat sürüyor bu durum. Şimdi PKK bile devlete karşı bu kadar uzun çatışmış mı? Belli ki öncesinden hazırlık yapmışlar ve saldırıyı planlı olarak gerçekleştirmişler. Üstelik bu saldırı Garnizon Komutanlığı'na yüz metre, Tank Taburu'na ise elli metre uzaklıkta cereyan ediyor. Mahalleden sürekli aradılar 'Kurşun yağmuru altındayız' dediler ama defalarca aramamıza rağmen polis gelmedi. Her seferinde durumu değerlendirdiklerini söylediler.”
‘İlk saldırı değil'
YDGH tarafından gerçekleştirilen pek çok saldırıya maruz kaldıklarını anlatan Hüda-Par'lı Elçin, çözüm sürecinin sekteye uğramaması için mütedeyyin insanların kurban edildiğini savundu.
“Ölen Abdullah Deniz 65 yaşında. İki oğlu bizim üyemiz. Sabaha karşı evinden çıkarken vuruldu. Yakınları mahalleden çıkarabilse belki kurtulurdu ama mahalle abluka altında ve kimse girip çıkamıyor. Nur Mahallesi'nin karşısında belediyenin yaptırdığı Kültür Merkezi'nin inşaatından ateş ediyorlar. Mahallenin girişi yine belediyenin kepçesi ile kazılmış. 6-8 Ekim olaylarından sonra iyice saldırganlaştılar. Üyelerimiz tehdit altında. Süreç sekteye uğramasın diye kimse müdahale de etmeyince olan mütedeyyin kesimlere oluyor. Hükümet ‘Kamu düzeni olmazsa olmazımız' derken sadece kamu lojmanlarını mı kastetti acaba?”
‘Kurbanlık koyun değiliz'
Cizre'de Nur Mahallesi'nde çıkan olaylarda ölenlerden Abdullah Deniz, Hüda-Par üyesi Aziz Deniz'in babası. Yasin Özer ve Barış Dalmış ise YDGH'ye yakınlıklarıyla tanımlanıyor ilçede. Bundan yola çıkarak "Nur Mahallesi'nde karşılıklı bir çatışma olup olmadığı" yönündeki soruya Hüda-Par İlçe Başkanı Ahmet Elçin 'Kurbanlık koyun değiliz' diye yanıt verdi.
“Saldırılar karşısında nefsi müdafaa hakkımız var ve bunu kullanacağız. Kendimizi savunacağız, polisin bizi savunmadığı açık.”
‘Karşılık verirsek onlarca kişi ölür'
Nur Mahallesi'nde Hüda-Par'a yakınlığıyla bilinen Nur Derneği Başkanı Veysi Durgun da kimseye saldırmadıklarını ancak kendilerini savunma haklarının bulunduğunu söyledi:
“Mahalledekiler kendilerine yapılan saldırıya o oranda karşılık verirlerse onlarca kişi ölür. Biz bunun olmasını istemiyoruz. Şu anda mahalle kuşatma altında. Gidip mahalleye giremiyorum. Cizre küçük yer. Bunların yüzleri kapalı olsa da hepsini tanıyoruz. Kötü niyetimiz olsa kıstırmak çok kolay ama yapmıyoruz. Sadece ailelerini arayıp 'Çocuklarınıza sahip çıkın' diyoruz. Üzerimize gelmeye devam ederlerse kendi meşru müdafaamızı yaparız. Ölen ve yaralanan YDGH'lilere bakın hepsi Nur Mahallesi'ne bir kaç kilometre uzaklıktaki mahallelerde yaşıyorlar. Gecenin üçünde orada ne işleri var? Bu bile saldırının kim tarafından yapıldığını ortaya koyuyor.”
‘IŞİD neyse Hüda-Par da o'
Nur Derneği Başkanı Veysi Durgun kendilerini savunma haklarının bulunduğunu söylüyor.
HDP Cizre İlçe Başkanı Ali Akdeniz saldırıyı Hüda-Par'lıların başlattığını savundu. Akdeniz, IŞİD'e benzettiği Hüda-Par'lıların 'gençlerine saldırdıkları' için çatışma çıktığını söyledi.
“Görgü tanıklarına göre aralarında polislerin de olduğu Hüda-Par'lılar gençlere (YDGH) saldırdıkları için çatışma başlıyor. Tüm çabamıza karşın hakim olamadık olaylara. Doksanlarda bunlar insanlara kan kusturdular. Kobani'de DAİŞ (IŞİD) neyse, Şengal'de DAİŞ neyse bunlar burada o rolü oynuyorlar. Aslında karanlık bir güç. Kürt halkı ne zaman ileriye bir adım atıyorsa bunlar bazı karanlık güçler tarafından yollanıyor. Devlet politikası mı artık bilemiyorum. Karanlık güçler bunları yönlendiriyor. Dün Başbakan Yardımcısı ve KCK yetkilileri sürecin iyi gittiğini, artık sokaklara dökülüp olay çıkarmaya, araba yakmaya, kafalara puşi takanları teşhir edeceğiz hatta provokasyoncu göstereceğiz' diye açıkladılar. Aynı gece Hüda-Par mahallelere saldırı yaptı. Kürtlerin Ortadoğu'da bir statüye sahip olmasını istemeyen bir güçtür.”
‘Kendileri ile görüştüm'
HDP İlçe Başkanı Akdeniz olaydan önce gündüz Hüda-Par'a giderek görüştüğünü ve huzursuzluk istemediklerini söylediğini anlattı:
“Ben kendileri ile görüştüğümde, başı kapalı bazı gençlerin ‘Biz Şeyh Said askerleriyiz' şudur budur diye sokaklara çıktığını, buna gerek olmadığını, huzursuzluk istemediğimizi söylediğimizde, ‘Böyle bir şeyden haberimiz yok' diyerek kabul etmediklerini söylediler. Ama ertesi gün arabamızın önünü kesiyorlar, arkadaşlarımızı darp ediyorlar. Söyledikleri kesinlikle gerçek dışıdır. Yani görünen bir şeye farklı izahat getirmeye gerek yok ki. Onların söylediklerine mi inanayım, yoksa göz önünde yapılan provokasyona mı inanayım? Bunun izahatı yok, bunların tahrikleri var.”
‘Hareket istese yaşama şansı vermez'
Ali Akdeniz Cizre'nin Nur Mahallesi'nin tamamında Hüda-Par ve mütedeyyin kesimlerin olduğu görüşüne de katılmıyor. Akdeniz'e göre ‘hareket' isterse yaşama şansı vermez.
“Nur Mahallesi'nde bir kaç evdir. Yani bunlar; gerçekten bu hareket istese bunlara yaşama şansı vermezler ama biz demokratik bir hareketiz. Herkesin mezhebi neyse, dini neyse, düşüncesi neyse saygı gösteririz. Yaptıkları Kürt halkına Cizrelilere huzursuzluk çıkartmak. Kimse gidip derneklerine saldırmamış, niye şimdi gidip saldırsınlar. Nur Mahallesi'nde bir sokaktır bunlar, onlar da gerici yobazdırlar, dindar derler ama dinle de bir alakaları yok.”
‘Huzursuzluğa gerek yok'
HDP İlçe Başkanı Ali Akdeniz kimseye düşmanlıklarının da bulunmadığını belirterek ilçede huzur istediklerini söyledi:
“Cizre'de hiç kimseye düşmanlığımız kinimiz olmaz. Bunların yaptıklarının ne insanlığa, ne Cizrelilere ne Kürt halkına hizmet etmediğini düşünüyorum. Niye maşa oluyorsunuz başkalarına. Bunun ne gereği var. Düşünceniz, inancınız neyse ne istiyorsanız siyasetinizi yapın kimse size karışmaz. Huzursuzluğa ne gerek var.”
(Kaynak: Al Jazeera Türk)