E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Guest
Ebu Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kimseye bildiği bir konu sorulduğunda cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur."( Tirmizî, İlim 3. Ayrıca bk. Ebu Dâvûd, İlim 9; İbni Mâce, Mukaddime 24)
Açıklama: En az iki kişi arasında geçecek olan bir soru-cevap diyalogunda cevap vermeyen kişinin akıbeti hakkında bir bilgi veriliyor bizlere…
Biri size, bildiğiniz bir konu hakkında soru soruyor ve siz de o an düşünüyorsunuz… Vereceğiniz cevapla belki de o kişinin ahiretinin kurtulmasına vesile olacaksınız… Ama tam o esnada içinizdeki şeytanınız harekete geçiyor ve cevap vermenize engel olmak için bazı korku türlerini servis yapıyor.
Sorulan sorulara bile tahammülü olmayan bir şeytan var karşımızda… Şeytan, nasihat edilmesini ve nasihat dinlenilmesini asla istemez…
Oysaki öğrenmek adına bir insanın soru sorması kadar doğal bir şey yok. Allah’u Teâlâ “bilmiyorsanız bir bilene sorun” der… Ve siz de bilmediğiniz bir konuda bilen birini araştırıyorsunuz. Ve sorunuzu sorup cevabın gelmesini bekliyorsunuz…
O ilim adamının vereceği cevap birilerinin öfkelenmesine sebep olabilir… Birilerini çok fena kızdırabilir de… Vereceği o cevap kendi hayatına da mal olabilir…
Burada, vereceği cevabın soruyu sorana faydası ile başkalarının kendisine olan tepkinin kıyası yapıldığında ortaya çıkacak sonuç her ne olursa olsun soruyu sorana vereceği fayda dikkate alınmalıdır. Aksi halde bu hadisin muhatabı olunarak ahirette sıkıntı var demektir…
Soruyu soran kişi için “aldığı cevapla amel etmezse…” diye bir uyarıdan ziyada soruya cevap vermeyen kişiye ciddi bir uyarının olduğunu görüyoruz… Niçin ciddi bir uyarı var? İlmi gizleyen kişi farkında olmadan kaç farklı günah işlemiş oluyor?
Bu soru çok önemli…
Şimdi maddeler halinde sıralayalım;
İlmin yayılması lazımdı… Verilecek cevap, ilmin yayılmasına sebep olacaktı…
Verilecek bir cevap, soruyu soranı cehennemden kurtarabilir… Ama bir kişinin cehennem güzergâhında kalmasına razı olmak bir nevi o kişiyi tekfir etmek gibidir.
Birilerinden korkulduğu için cevap verilmezse Allah’ın razı olmadığı bir korku olacağı için bir günah işlenmiş olur.
İlmi herkes elde edebilir ama herkes ilmin hakkını veremez… Allah kime ilim vermişse ona hayr vermiş değildir… İlim, sadece hayra götüren bir sebeptir. O ilmin hakkını verdiğiniz an Allah katındaki dereceniz artarken, ilmi gizlediğiniz an ise suç işlenilen yere –ağza- ateş dokunmuş olacak…
Söylenecek her bir doğru ile insanların Allah’a olan kulluğu artmış olacak… Hele de söylenecek doğrular milyonlara söylenecekse…
***
Bazı hocalar maddi kaygı yüzünden İslam’ın değil de TV sahibinin ya da destek aldığı kişilerin arzuları doğrultusunda fetva vermeye alışmışlardır… Reyting kaybı olacağından gerçek cevapların gizlenmesi talep edilir hocadan… Oysaki doğru cevap için susmasına bile ateş dokunurken yanlış ya da eksik cevaba ne demeli?
İslam davetçileri bu hadis üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeli… Aksi halde alınan ilim dudak yakar!
"Bir kimseye bildiği bir konu sorulduğunda cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur."( Tirmizî, İlim 3. Ayrıca bk. Ebu Dâvûd, İlim 9; İbni Mâce, Mukaddime 24)
Açıklama: En az iki kişi arasında geçecek olan bir soru-cevap diyalogunda cevap vermeyen kişinin akıbeti hakkında bir bilgi veriliyor bizlere…
Biri size, bildiğiniz bir konu hakkında soru soruyor ve siz de o an düşünüyorsunuz… Vereceğiniz cevapla belki de o kişinin ahiretinin kurtulmasına vesile olacaksınız… Ama tam o esnada içinizdeki şeytanınız harekete geçiyor ve cevap vermenize engel olmak için bazı korku türlerini servis yapıyor.
Sorulan sorulara bile tahammülü olmayan bir şeytan var karşımızda… Şeytan, nasihat edilmesini ve nasihat dinlenilmesini asla istemez…
Oysaki öğrenmek adına bir insanın soru sorması kadar doğal bir şey yok. Allah’u Teâlâ “bilmiyorsanız bir bilene sorun” der… Ve siz de bilmediğiniz bir konuda bilen birini araştırıyorsunuz. Ve sorunuzu sorup cevabın gelmesini bekliyorsunuz…
O ilim adamının vereceği cevap birilerinin öfkelenmesine sebep olabilir… Birilerini çok fena kızdırabilir de… Vereceği o cevap kendi hayatına da mal olabilir…
Burada, vereceği cevabın soruyu sorana faydası ile başkalarının kendisine olan tepkinin kıyası yapıldığında ortaya çıkacak sonuç her ne olursa olsun soruyu sorana vereceği fayda dikkate alınmalıdır. Aksi halde bu hadisin muhatabı olunarak ahirette sıkıntı var demektir…
Soruyu soran kişi için “aldığı cevapla amel etmezse…” diye bir uyarıdan ziyada soruya cevap vermeyen kişiye ciddi bir uyarının olduğunu görüyoruz… Niçin ciddi bir uyarı var? İlmi gizleyen kişi farkında olmadan kaç farklı günah işlemiş oluyor?
Bu soru çok önemli…
Şimdi maddeler halinde sıralayalım;
İlmin yayılması lazımdı… Verilecek cevap, ilmin yayılmasına sebep olacaktı…
Verilecek bir cevap, soruyu soranı cehennemden kurtarabilir… Ama bir kişinin cehennem güzergâhında kalmasına razı olmak bir nevi o kişiyi tekfir etmek gibidir.
Birilerinden korkulduğu için cevap verilmezse Allah’ın razı olmadığı bir korku olacağı için bir günah işlenmiş olur.
İlmi herkes elde edebilir ama herkes ilmin hakkını veremez… Allah kime ilim vermişse ona hayr vermiş değildir… İlim, sadece hayra götüren bir sebeptir. O ilmin hakkını verdiğiniz an Allah katındaki dereceniz artarken, ilmi gizlediğiniz an ise suç işlenilen yere –ağza- ateş dokunmuş olacak…
Söylenecek her bir doğru ile insanların Allah’a olan kulluğu artmış olacak… Hele de söylenecek doğrular milyonlara söylenecekse…
***
Bazı hocalar maddi kaygı yüzünden İslam’ın değil de TV sahibinin ya da destek aldığı kişilerin arzuları doğrultusunda fetva vermeye alışmışlardır… Reyting kaybı olacağından gerçek cevapların gizlenmesi talep edilir hocadan… Oysaki doğru cevap için susmasına bile ateş dokunurken yanlış ya da eksik cevaba ne demeli?
İslam davetçileri bu hadis üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeli… Aksi halde alınan ilim dudak yakar!
Moderatör tarafında düzenlendi:
kyrm: bu vesileyle...