Bi kitap okuma grubu vardi guzel de kitaplar okunuyordu, bir özendim,
nasil olsa aylikmis ( haftalik olsa kasar beni o kadar ilimsel biri değilim) ben de katilayim dedim. Bir sonraki ay hangi kitaplar okunacak vs derken
Homeros'un ilyada ve odysseiası dediler.
Herkesin okumasi gereken kitapmiş vs.
Yani içerik olarak destan zaten, tanrılar çıldırıp savaşıyor filan. Sanat tarihi okuyan müslüman ablalarla kitap okuma olayini zirvede birakmaya karar verdim.
Fakat isin ilginc yani o iki kalin destani tepine tepine bitirip ilyada'yi degil ama odysseia nin maceraları filan, masal filan sevdiğim icin herhalde bi güzel geldi.
Yalan dolan tabi bunlar zaten yok sembolik şeyler ama, yer altina inip ölülerle konuşma sahnesi güzeldi.
Ilyada'da çakma kahramanimiza Aşil'e anası( aşil tendonunun isim babasi ayrica) 2 secenek sunar, dunyaca unlu bi kahraman mi olmak istersin yoksa uzun yillar yasayan kendi halinde omur surmek isteyen biri mi.
Tabi o kahraman olacam ben diye tuturunca e tamam madem diyolar buna.
Fakat 2. Kitapta karsimiza tekrar cikinca diyor ki, tabi ölmüş artik, yeraltinda takiliyor, pismanligini dile getirip
Kahramanligi ölümsüzlüğü isteyeceğime
Keske bi aile kursaydim,çocuklarim olaydi bir ciftci filan olsaydim sakin uzunca bi omrum olaydi diye anlatiyor da anlatiyor.
Iste boyle arkadaslar
Kahramanlik filan bi yere kadar dunya hayati icin kahramanlik boş işler
Bu satirlara kadar en son ne okuduğumu öğrenip salaksin alkito filan diyebilirsiniz