Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale ŞU ÂYETİ DİKKATLE OKUYUP TEFEKKÜR VE TEDEBBÜR EDELİM

Necati Koçkesen Çevrimdışı

Necati Koçkesen

İyi Bilinen Üye
İslam-tr Yazar
ŞU ÂYETİ DİKKATLE OKUYUP TEFEKKÜR VE TEDEBBÜR EDELİM

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَالْكِتَابِ الَّذ۪ي نَزَّلَ عَلٰى رَسُولِه۪ وَالْكِتَابِ الَّـذ۪ٓي اَنْزَلَ مِنْ قَبْلُۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِه۪ وَكُتُبِه۪ وَرُسُلِه۪ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً بَع۪يداً

"Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır." (Nisâ : 136)

Dikkat edilirse âyet îman edenlere hitap ediyor ve hem "ey îman edenler" diyor hem de onların, "Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman etmelerini" istiyor. Îman etmiş olanlara tekrar zâten îman etmek zorunda oldukları şeylere îman etmelerini söylemek de ne demek oluyor ki?

İşte konunun bam teli de tam burası. Bilindiği gibi îmanın iki yönü vardır. Birisi inanılması gereken şeyleri kalb ile tasdik etmek, ikincisi ise inandığı şeyleri hayatında uygulamaktır. Mesela, namazın, orucun, zekatın, haccın farz olduğuna inanmak kalbin işidir. Kalb bunların farz olduğunu tasdîk ettikten sonra kendisine bunlar farz olanların derhal bunları yerine getirmeleri de îmanlarının gereğidir. Yine islâmın ve müslümanların tehlikede oldukları zaman müslümanların hem Allah'ın dînini savunmaları hem de müslümanların can, mal ve ırz güvenliğini sağlamaları için cihad etmeleri de farzdır. Bir başka ifade ile, Kur'an'daki bütün emirlere emredildiği gibi uymak, yasaklarından da gücü yettiği ölçüde kaçınmak gerekir.

Bugün müslümanların neden böyle zelîl bir durumda oldukları yani neden kâfirlerin gâlip müslümanların mağlup durumda oldukları, neden kâfirlerin hâkim müslümanların mahkum durumda oldukları bu âyetin iyi anlaşılması ile ortaya çıkacaktır.

Bizler evet, inanılması gereken şeyleri kalbimizle tasdîk ediyor dilimizle de ikrâr ediyoruz ama Allah'ın kitabındaki hükümlere teslîmiyetimiz ne durumda? Allah'ın her emrini emrettiği gibi yerine getiriyor muyuz? Allah'ın yasaklarından mutlaka kaçınıyor muyuz? Yine peygamber efendimizin sünneti ile aramız nasıl? Hayatımızda sünnetler mi var yoksa kâfirlerin örf ve âdetleri, ahlak kuralları mı var? Allah yalan söylemeyin, gıybet etmeyin, iftira atmayın, insanları aldatmayın, söz verdiğiniz zaman sözünüzde durun, derken biz ne yapıyoruz? Allah'ın yapmayın dediği şeyler sanki hayatımızın bir parçası olmuş durumda değil mi? Allah kâfirlere benzemeyin, kâfirleri dostlar edinmeyin, derken bizim şahsımızda, ailemizde, toplumumuzda kâfirlerin örf ve âdetleri hatta inançları baskın değil mi? Aha yılbaşı geliyor, sorsan kendilerinin müslüman olduğunu söyleyen bir çok kimsenin iş yerleri çamlarla süslenmedi mi? Bir papaz olan Neol babanın elbisesini giyenler, vitrinrinlerine Neol baba maketi koyanlar yok mu?

Düğünümüzde, nişanımızda, sünnetimizde islamın kuralları mı geçerli yoksa kâfirlerin âdetler mi? Müslüman olduğunu söyleyenlerin, hacıların, hocaların oğullarının, kızlarının düğünleri, nişanları haramlarla, hattâ küfürle dolu değil mi?

Müslüman olduğunu söyleyenlerin bir çoğu ev alacakları, araba alacakları, iş yeri açacakları zaman bankalara koşup fâizli krediler çekmiyorlar mı? Üstelik Allah kitabında fâiz alıp verenlerin Allah'a ve Rasûlüne karşı savaş açmış olacaklarını açıkça belirtirken. Peygamber efendimiz de fâizin en küçüğünün günahının kişinin annesi ile zina etmesi gibi olduğunu söylerken.

Yine bugün müslüman olduğunu söyleyenlerin çoğunluğu, Allah'ın şerîatının ortadan kaldırılıp yerine ikâme edilen demokrasi ve lâiklikte yerini alıp, üstelik göreve başlarken de bilmem kimin ilke ve devrimlerine bağlı kalacağına, küfür olan anayasaya sadâkattan ayrılmayacağına söz vererek göreve başlamıyor mu? Allah, "sizden olan ulul emre itaat edin" buyururken bugün insanların çoğu tâgutların peşinden gidip onları desteklemiyorlar mı? Onların bir çok küfür yasa ve kanun çıkarmalarına, bir çok haramlara ruhsat vermelerine oy kullanarak onay vermiyorlar mı? Onlar doğru da söyleseler küfür ve şirk de söyleseler alkışlamıyorlar mı?

İşte, bugün neden böyle perişan olduğumuzun sebebi. Kâfirlerin neden bizlerle kedinin fâre ile oynadığı gibi oynamalarının sebebi. Yâni, îman edilmesi gerektiği gibi îman etmememizden dolayı. Dilde îman etmemize rağmen özde mü'min olamıdağımızdan dolayı. Dilimiz îman sözlerini söylerken vucûdumuzun bütün hücrelerinin ona eşlik etmemesi, âzâlarımızın dilimize ve kalbimize isyan etmesinden dolayı.

Öyleyse gelin, bu âyeti tekrar tekrar okuyalım ve îman etmek ne demek, nasıl olması gerekir iyice bir öğrenelim ve îman edilmesi gerektiği gibi îman edelim. İşte o zaman her şeyin değiştiğini göreceğiz. İşte o zaman izzetin bizde zilletin de kâfirlerde olduğunu göreceğiz. İşte o zaman bizler gâlip kâfirler mağlup olacak ve işte o zaman bizler hâkim kâfirler mahkûm olacak. İşte o zaman din gerçek mânâda Allah'ın dini olacak.

Haydi öyleyse, bâri bugüne kadar yapamadık hiç değilse bugünden sonra âyete kulak verelim ve îman edilmesi gerektiği gibi îman edelim!
 
Üst Ana Sayfa Alt