Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sultanu'l-Müfessirin İbn Abbas رضي الله عنه ve Paralel Evrenler Teorisi

Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم و به نستعين

Paralel evren teorisi basit bir anlatımla şudur:

Kainatta, üzerinde yaşadığımız dünya gibi başka yaşanabilir gezegenler var ve bu gezegenlerde bizim gibi başka canlılar var.

Bu canlılar tıpkı bizim gibi, hatta biziz. Belki bazı savaşlar bizim dünyamızdaki gibi sonuçlanmamış, ya da nesli tükenen hayvanların nesli tükenmemiş, belki de bu dünyamızda fakir olan biri öbür paralel gezegende zengin olabilir.

Hatta teorilere göre birden fazla paralel evren var. Yani her birimizin tıpkısının aynısının yaşadığı binlerce paralel gezegenler var... Geniş bilgi için internetten bakabilirsiniz. Paralel evren filmlerine de bakabilirsiniz.

TALAK SURESİ/12. AYET BAGLAMINDA BU TEORİNİN TAHLİLİ

Allah Teala mezkur ayet-i kerimede şöyle buyurur;

اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ يَتَنَزَّلُ الْأَمْرُ بَيْنَهُنَّ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ وَأَنَّ اللَّهَ قَدْ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا


Yedi göğü ve yerden de onların benzerlerini yaratan Allah’tır. Allah’ın gücünün her şeye yettiğini ve yine Allah’ın ilminin her şeyi kuşattığını bilesiniz diye O’nun buyruğu gelip, bunlar arasında (bütün evrende) sürekli gerçekleşir.
Bu ayet-i kerime ile alakalı tefsirlerimizde acib malumatlar serdedilmiştir. Muttali olduklarımızı nakledelim;

TABERİ TEFSİRİ

حدثني عمرو بن عليّ ومحمد بن المثنى، قالا ثنا محمد بن جعفر، قال: ثنا شعبة، عن عمرو بن مرّة، عن أَبي الضحى، عن ابن عباس، قال في هذه الآية: ( اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الأرْضِ مِثْلَهُنَّ ) قال عمرو: قال: في كل أرض مثل إبراهيم ونحو ما على الأرض من الخلق. وقال ابن المثنى: في كلّ سماء إبراهيم.

İbn Abbas رضي الله عنه'nun bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir eyledigi nakledilmiştir;

"Herbir yeryüzünde İbrahim'in bir misli mevcuttur ve hakeza sair mahlukatın bir misli mezkur ayetteki yerlerde mevcuttur."

حدثنا عمرو بن عليّ، قال: ثنا وكيع، قال: ثنا الأعمش، عن إبراهيم بن مهاجر، عن مجاهد، عن ابن عباس، في قوله: ( اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الأرْضِ مِثْلَهُنَّ ) قال: لو حدثتكم بتفسيرها لكفرتم وكفركم تكذيبكم بها.

Yine mezkur tefsirde Imam Taberi رحمه الله bu ayet zikredilince demiştir ki;

"Eger bu ayeti tefsir eyleseydim kesinlikle inkar ederdiniz. Ve bu inkar ayeti tekzibtir!"

حدثنا ابن حُمَيد، قال: ثنا يعقوب بن عبد الله بن سعد القُمي الأشعري، عن جعفر بن أبي المُغيرة الخزاعي، عن سعيد بن جبَير، قال: قال رجل لابن عباس ( اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الأرْضِ مِثْلَهُنَّ ) ... الآية، فقال ابن عباس: ما يؤمنك أن أخبرك بها فتكفر.

Yine bir zat bu ayet'in tefsirini sordu. Müfessirlerin Sultanı da dedi ki;

"Bu ayetin tefsirini haber verince kafir olmayacağına eminmisin?"

İBN KESİR TEFSİRİ


حدثنا أحمد بن يعقوب ، حدثنا عبيد بن غنام النخعي ، أنا علي بن حكيم ، حدثنا شريك ، عن عطاء بن السائب ، عن أبي الضحى ، عن ابن عباس ، قال ( الله الذي خلق سبع سماوات ومن الأرض مثلهن ) قال : سبع أرضين ، في كل أرض نبي كنبيكم ، وآدم كآدم ، ونوح كنوح ، وإبراهيم ، كإبراهيم ، وعيسى كعيسى .

Ibn Abbas رضي الله عنه bu ayetin akabinde demiştir ki;

"Yedi adet yeryüzü! Her birinde sizin nebiniz gibi bir nebi mevcuttur. Hakeza Adem gibi bir Adem, Nuh gibi Nuh, İbrahim gibi İbrahim ve İsa gibi İsa peygamberler bu dunyada mevcud olduğu gibi sair yeryüzlerinde dahi mevcuttur."

ثم رواه البيهقي من حديث شعبة ، عن عمرو بن مرة ، عن أبي الضحى ، عن ابن عباس ، في قول الله عز وجل ( الله الذي خلق سبع سماوات ومن الأرض مثلهن ) قال في كل أرض نحو إبراهيم عليه السلام

İmam Beyhaki'den naklen Imam Ibn Abbas رضي الله عنه dedi ki;

"Herbir yeryüzünde İbrahim عليه السلام gibileri mevcuttur."

ثم قال البيهقي : إسناد هذا عن ابن عباس صحيح وهو شاذ بمرة ، لا أعلم لأبي الضحى عليه متابعا ، والله أعلم

Bu rivayetin akabinde İmam Beyhaqi dedi ki;

"Bu isnad sahih olagelmekle birkere şaz oldugunu da göz önünde bulundurmak gerek."


 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir sonraki bölümümüzde inşaallah muvaffak olabilirsek;

1. Nakledelilen bu ahbar-ı mevkuf ve maktu'nun tahkiki.

2. Taberi tarihinde naklonunan Cabliska ve Caliska halkların nakli ve tahlili.

3. Konumuz bağlamında (اللهم فقهه في الدين وعلمه التأويل) duasının tahlili. İbn Abbas'ın sahib oldugu ilmin vehbi olub olmaması ve te'vil kelimesinin selef nezdinde tahkiki.

4. Ibn Abbas رضي الله عنه'nun müteşabih ayat hakkında tutumu. (أنا من الراسخين الذين يعلمون تأويله) deyu rasih ulema bu müteşabihi bilebilir mi?

sorularına cevap arayacagız.

ان الله ولي التوفيق
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Hacım başka gezegenlerde farklı ümmetler olduğunu mu söylüyorsun ?
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rivayetler sabitse dedigin gibi de olabilir veyahut daha keşmekeşi olan bizim varlıgımızın bir nevi kopyalarının kainatın sair nahiyelerinde mevcut bulunmasıdır. ALLAH EN IYISINI BILENDIR.

26611
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Süleyman Hilmi es-Silistrevi'ye isnad edilen ilginç bir kıssa var; kendisine ait bir eserde veyahut sohbetinde bunu bulamadıgım icin laf-ı güzaf olmaması maksadıyla nakletmeyeyim.. ilgilenenler varsa özelden bi yazıversin inşaallah
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
gerçekliği belli olmayan bir teoriden dini hüküm çıkarılır mı??
 
Son düzenleme:
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ateistlerin İnkar-ı Vacib hususunda istismar ettikleri bu teoriyi şer'i açıdan degerlendirip onları anladıkları hususta kendi silahlarıyla vurmak suretiyle gönüller fethedebilmek maksadıyla bu nakilleri muhataplarımıza sunabiliriz.
 
R Çevrimdışı

rahvan1

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Acep bu yedi Yeryüzünden Kasıt yedi kıta mıdır?
Ne de olsa Avrupalılar Amerikayı işgal ettiğinde orada yaşayanlar vardı.
Onlara da Peygamberler gönderilmiş olabilir elbet.
 
E Çevrimdışı

ebuyahya

Üye
İslam-TR Üyesi
Bizim vakıf olamayacağımız, bilmediğimiz bazı alemler vardır belki ama; alimlerin dahi açıklarken temkinli davrandığı, hatta benim yazıdan anlayabildiğim kadarıyla açıklamadıkları bir mesele. Üstelik bu görüş şaz olarak değerlendirilmiş. İlimde derinleşmediysek böyle bir konuyu fitnelerin arttığı bir dönemde, herkese açık bir platformda açıklamak kafa karışıklığına sebep olabilir diye düşünüyorum.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir haberin şaz olması metnen veyahut seneden veyahut hem seneden hem metnen olabilir. Zira İmam Beyhaqi رحمه الله 'ın;

إسناد هذا عن ابن عباس صحيح وهو شاذ بمرة ، لا أعلم لأبي الضحى عليه متابعا

İbn Abbas'tan naklonunan bu isnad sahih olsa da şazdır. Ebu Duha için başka mutabi' bilmiyorum.

Demesi de bu menkul haberin senedinin şaz oldugunu anlatır.

Fahruddin er-Razi رحمه الله demiştir ki;

"لا يبعُدُ أن يقال: إنه تعالى خلَق في السموات أنواعًا من الحيوانات يمشون مَشْيَ الأناسيِّ على الأرض"

Şöyle de denilmesi mümkündür;

Allah Teala nice hayvanat cinsini semavat dahilinde halk eylemiştir ki bunlar tıpkı insan gibi yeryuzunde yürürler.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم

KONU BAĞLAMINDA NAKLETTİĞİMİZ AHBARIN SENEDLERİNİN TAHKİKİ

BİRİNCİ HABER

حدثني عمرو بن عليّ ومحمد بن المثنى، قالا ثنا محمد بن جعفر، قال: ثنا شعبة، عن عمرو بن مرّة، عن أَبي الضحى، عن ابن عباس، قال في هذه الآية: ( اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ وَمِنَ الأرْضِ مِثْلَهُنَّ ) قال عمرو: قال: في كل أرض مثل إبراهيم ونحو ما على الأرض من الخلق. وقال ابن المثنى: في كلّ سماء إبراهيم.

İbn Abbas رضي الله عنه'nun bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir eyledigi nakledilmiştir;

"Herbir yeryüzünde İbrahim'in bir misli mevcuttur ve hakeza sair mahlukatın bir misli mezkur ayetteki yerlerde mevcuttur."

HABERİN İSNADININ RİCALİ VE İTTİSALİ

Bu hadisi Amr bin Ali ve Muhammed bin Müsenna Muhammed bin Ca'fer'den nakletmiştir. Amr bin Ali sikadır hafızdır. Ziyade malumat için bakınız;

Kod:
http://hadith.islam-db.com/narrators/6171/%D8%B9%D9%85%D8%B1%D9%88-%D8%A8%D9%86-%D8%B9%D9%84%D9%8A-%D8%A8%D9%86-%D8%A8%D8%AD%D8%B1-%D8%A8%D9%86-%D9%83%D9%86%D9%8A%D8%B2

Muhammed bin Ca'fer dahi sika kabul edilmiştir. Ziyade malumat için bakınız;

Kod:
http://hadith.islam-db.com/narrators/6904/%D9%85%D8%AD%D9%85%D8%AF-%D8%A8%D9%86-%D8%AC%D8%B9%D9%81%D8%B1

Muhammed bin Ca'fer de Şu'be isimli bir zattan nakletmiştir. Muhammed bin Ca'fer'in Şu'be isminde haber naklettiği iki kişi vardır. Biri sika diğeride makbul telakki edilir. Bir üst linke müracaat edile!

Şu'be de Amr bin Merre'den naklemiştir. Kendisi de hadis erbabınca sika kabul edilmiştir. Bakınız;

Kod:
https://hadith.islam-db.com/narrators/6197/%D8%B9%D9%8E%D9%85%D9%92%D8%B1%D9%90%D9%88%20%D8%A8%D9%92%D9%86%D9%90%20%D9%85%D9%8F%D8%B1%D9%91%D9%8E%D8%A9%D9%8E

Amr bin Merre dahi bu haberi Müslim bin Sabih Ebu Duha'dan nakletmiştir. Sikadır.

Kod:
https://hadith.islam-db.com/narrators/7469/%D9%85%D9%8F%D8%B3%D9%92%D9%84%D9%90%D9%85%D9%8D


İKİNCİ HABER

BU HABERİN TAHKİKİNİ DE İLERİDE YAPACAĞIZ İNŞALLAH..​
 
S Çevrimdışı

Salim Suheyb

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yerlerden kasıt 7 kat yer olduğudur.

Cumhurunda görüşü budur

Paralel evren saçmalığını ibni abbasa isnad etmek can sıkıntısından olsa gerek.

Nerede bu paralel evren ? Bilmiyorum
Nasıl bu paralel evren ? Bilmiyorum
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Mevcud yeryuzlerinin munfasil veya muttasil olarak 7 kattan ibaret olması ayrı bir konudur.

Müfessir-i Kiram'ın mevzubahis ahbarda varid olan مثل kelimesinden kasıt mevcudatımızın paralel başka alemlerde kopyalarına degil benzerlerinin varlıgına delalet ediyor.

Amma.. مثل kelimesinin sahib olduğu manaları nakledecek olursak;

26625

Şunu farkederiz;

مثل kelimesine gibi, benzer vesair manalarını itlak edecek olursak bu durumda sair alemlerde var olan bizim gibi insanların varoldugunu inanmamız icab eder.

Yine bu kelimeye aynı, aynen tıpkı vesair manaları itlak edecek olursak mevcudatın kopyalarının başka alemlerde mevcut bulundugu söz konusu olur ve kezalik paralel evrenler teorisinin sıhhatına belki kapı aralar.

ان الله ولي التوفيق اراد الله فينا خيرا و فقهنا في الدين
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
“Onlar üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir” diyeceklerdir. “Onlar beş kişidir, altıncıları köpekleridir” diyeceklerdir. Bu ğayba taş atmaktır (görünmeyen hakkında atıp tutmaktır.)” “Onlar yedi kişidir, sekizincileri köpekleridir” diyeceklerdir. De ki: “Rabb’im onların sayısını daha iyi bilendir. Zaten onları ancak çok az kimse bilir. O halde onlar hakkında (Kur’ânı’n zikrettiği şekliyle) açık tartışmadan başka bir tartışma yapma. Onlar hakkında bunlardan (ehli kitabtan) hiçbir şey sorma.
Kehf 22
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Allah cc. Gaybından bize dilediği kadarını ve bize de yeteceği kadarını lutfetmiş bildirmiştir.!
Gaybı konuları kurcalamak en azından vakit israfı bazende haddi aşmak olabilir.!
Parelel evren ve başka dünyaların varlığından haberdar olmak yada olmamamız bir eksiklik yada fazlalık değildir.!
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
اعوذ بالله

إِنْ أُرِيدُ إِلَّا الْإِصْلَاحَ مَا اسْتَطَعْتُ ۚ وَمَا تَوْفِيقِي إِلَّا بِاللَّهِ ۚ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ
وَإِلَيْهِ أُنِيبُ



Talib kardeşim İmam Ali كرم الله وجهه'nun sözü aklıma geldi; hak olan sözle maalesef ki isabet edemediğin bir manayı istemesen dahi murad ettiğini seziyorum.

Allah عز و جل ayet-i kerimesinde buyuruyor ki;

اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُو۬لِي الْاَلْبَابِۚ
اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هٰذَا بَاطِلاًۚ سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır.

Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!


İmam Alusi رحمه الله bu ayetin tefsirinde Şeyhü'l-Ekber'den şu nakli yapar;

فقد ذكر مولانا الشيخ الأكبر قدس سره أن الله تعالى بعد أن خلق الفلك المكوكب في جوف الفلك الأطلس خلق الأرض سبع طبقات وجعل كل أرض أصغر من الأخرى ليكون على كل أرض قبة سماء فلما تم خلقها وقدر فيها أقواتها واكتسى الهواء صورة البخار الذي هو الدخان فتق ذلك الدخان سبع سماوات طباقاً وأجساماً شفافة وجعلها على الأرضين كالقباب على كل أرض سماء أطرافها عليها نصف كرة وكرة الأرض لها كالبساط فهي مدحية دحاها من أجل السماء أن تكون عليها وجعل في كل سماء من هذه واحدة من الجواري على الترتيب المعروف انتهى، والقلب يميل إلى الكرية والله لا يستحيـى من الحق؛ وما ذهب إليه الشيخ الأكبر قدس سره أمر شهودي وفيه الموافق والمخالف لما ذهب إليه معظم المحدثين وأكثر علماء الدين

Mevlana Şeyhü'l-Ekber kuddise sirruhu zikretmiştir ki; Allah Teala gezegenlerin felegini atlasın feleğinin boşluğunda yarattıktan sonra yeryüzünü yedi tabaka halinde halketmiştir ve Her bir arzı diğerinden küçük yaratmıştır ki biri diğerine kubbe şeklinde sema teşkil etsin.

Ne zamanki yaratmasını tamam eyledi ve oralarda gıdaları takdir eyledi akabinde hava buhar suretine büründü öyle bir büründü ki duman desek yeridir!


ila ahiri'l-qavl!

Ayet-i Kerimeyi zikretmemin ve İmam Alusi'nin sözünü de ilave etmem deki gayemiz Müslümanları bu konuda teşvik eylemektir.

Zira Allah akıl sahipleri için icmalen bahsettiği mekanlarda ibretler halkeylemiştir ve bizi bunları tefekkür etmemizi murad eylemiştir.









 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sad Suresinin 29. ayet-i kerimesini hatırlayalım!

كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُٓوا اٰيَاتِه۪ وَلِيَتَذَكَّرَ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

Bu bir kitaptır ki, O'nu sana indirdik, mübarektir. Âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri ibret alsınlar diye.

Sad Suresinin 29. ayet-i kerimesinin tefsirinde İmam Alusi رحمه الله buyurmuştur ki;

وقرأ علي كرم الله تعالى وجهه بهذا الأصل أي أنزلناه ليتفكروا في آياته التي من جملتها هذه الآيات المعربة عن أسرار التكوين والتشريع فيعرفوا ما يدبر ويتبع ظاهرها من المعاني الفائقة والتأويلات اللائقة

İmam Ali كرم الله وجهه bu ayeti bu asılla ayeti okumuştur; Yani demek istememiz şudur;

''Kur'anı biz indirdik ki ayetleri hakkında tefekkür etsinler! Bu ayetler ki cümlesi yaratılışın/tekvinin esrarına ve Allah'ın Hüküm koyucu olmasıyla alakalıdır. Akabinde Allah'ın tedbirine muttali olurlar ve yüksek manalara ve layık te'villere sahip ayetlerin zahirine tabi olurlar. ''


 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
اعوذ بالله

إِنْ أُرِيدُ إِلَّا الْإِصْلَاحَ مَا اسْتَطَعْتُ ۚ وَمَا تَوْفِيقِي إِلَّا بِاللَّهِ ۚ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ
وَإِلَيْهِ أُنِيبُ



Talib kardeşim İmam Ali كرم الله وجهه'nun sözü aklıma geldi; hak olan sözle maalesef ki isabet edemediğin bir manayı istemesen dahi murad ettiğini seziyorum.

Allah عز و جل ayet-i kerimesinde buyuruyor ki;

اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُو۬لِي الْاَلْبَابِۚ
اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هٰذَا بَاطِلاًۚ سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır.

Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!


İmam Alusi رحمه الله bu ayetin tefsirinde Şeyhü'l-Ekber'den şu nakli yapar;

فقد ذكر مولانا الشيخ الأكبر قدس سره أن الله تعالى بعد أن خلق الفلك المكوكب في جوف الفلك الأطلس خلق الأرض سبع طبقات وجعل كل أرض أصغر من الأخرى ليكون على كل أرض قبة سماء فلما تم خلقها وقدر فيها أقواتها واكتسى الهواء صورة البخار الذي هو الدخان فتق ذلك الدخان سبع سماوات طباقاً وأجساماً شفافة وجعلها على الأرضين كالقباب على كل أرض سماء أطرافها عليها نصف كرة وكرة الأرض لها كالبساط فهي مدحية دحاها من أجل السماء أن تكون عليها وجعل في كل سماء من هذه واحدة من الجواري على الترتيب المعروف انتهى، والقلب يميل إلى الكرية والله لا يستحيـى من الحق؛ وما ذهب إليه الشيخ الأكبر قدس سره أمر شهودي وفيه الموافق والمخالف لما ذهب إليه معظم المحدثين وأكثر علماء الدين

Mevlana Şeyhü'l-Ekber kuddise sirruhu zikretmiştir ki; Allah Teala gezegenlerin felegini atlasın feleğinin boşluğunda yarattıktan sonra yeryüzünü yedi tabaka halinde halketmiştir ve Her bir arzı diğerinden küçük yaratmıştır ki biri diğerine kubbe şeklinde sema teşkil etsin.

Ne zamanki yaratmasını tamam eyledi ve oralarda gıdaları takdir eyledi akabinde hava buhar suretine büründü öyle bir büründü ki duman desek yeridir!


ila ahiri'l-qavl!

Ayet-i Kerimeyi zikretmemin ve İmam Alusi'nin sözünü de ilave etmem deki gayemiz Müslümanları bu konuda teşvik eylemektir.

Zira Allah akıl sahipleri için icmalen bahsettiği mekanlarda ibretler halkeylemiştir ve bizi bunları tefekkür etmemizi murad eylemiştir.









Kardeşim, "göklerin ve yerlerin yaratılışını düşünmek"ten Kur'an'da ve Sahih Hadislerde sarih bir şekilde bildirilmemiş olan kopya/paralel yaşamları ve diğer dunya varsayımlarını mı anlıyorsun?

Şeyhul Ekber kimdir?
İslam'da kişilerin kudsanacak sırları mı var?
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
  • Şeyhü'l-Ekber'in kim olduğunu %99 oranında tahmin edebiliyorum lakin İmam Alusi tefsirinde sadece bu zat hakkında Şeyhü'l-Ekber demeyi murad eylemiş.
  • İbn Teymiyye için Suudlar vesair kendini selefe nisbet eden kavimler قدس الله روحه/Allah onu ruhunu takdis eylesin/kudsasın derler. Ruh takdisi dua makamında bu zevat için mümkün. Nureddin Yıldız buna şöyle fetva vermiştir;
Aleykümselam. Bu kelimenin aslı ‘temiz olma, pâk olma’ anlamınadır. KUDDİSE SİRRUHU ya da KADDESELLAHU SİRREHU şeklinde kullanıldığında ALLAH ONU PÂK ETSİN demek olur. Bunda da hiçbir sakınca yoktur.
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
  • Şeyhü'l-Ekber'in kim olduğunu %99 oranında tahmin edebiliyorum lakin İmam Alusi tefsirinde sadece bu zat hakkında Şeyhü'l-Ekber demeyi murad eylemiş.
  • İbn Teymiyye için Suudlar vesair kendini selefe nisbet eden kavimler قدس الله روحه/Allah onu ruhunu takdis eylesin/kudsasın derler. Ruh takdisi dua makamında bu zevat için mümkün. Nureddin Yıldız buna şöyle fetva vermiştir;
Aleykümselam. Bu kelimenin aslı ‘temiz olma, pâk olma’ anlamınadır. KUDDİSE SİRRUHU ya da KADDESELLAHU SİRREHU şeklinde kullanıldığında ALLAH ONU PÂK ETSİN demek olur. Bunda da hiçbir sakınca yoktur.
Şeyhul Ekber dediğin kimdir? Tahmin ettiğimiz kişi ise itibar etmeyiz.

"Kuddise sirruhu/rûhuhu"(Allah sırrını>gizli hallerini<, ruhunu temizlesin/affetsin gibi) kelime anlamları olarak ancak dua amacıyla söylenebilir, fakat bir takdis, ta'zim ve lakab olarak kullanılamaz. Çünkü bu temize çıkarma sayılır. Günümüzde ve beldemizde ise büyük bir çoğunluğun, şahısların bizzat kendisine kudsiyet, yücelik atfetmek ve övmek amacıyla kullandığı ma'lumdur. Yani cumlenin "Allah onun gizli açık hallerini arındırsın/affetsin" gibi anlamları olması gerekir iken maalesef özellikle sofilerin kullanım amacı hayali kahramanlarına gizli saklı bilgiler ve efsaneler yüklemek sureti ile uçurtma uçurmaktır. Bu sebeble açıklamanı istedim.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt