E
Çevrimdışı
Suriye halkının Esad yönetimine karşı direnişinin haklı ve meşru olduğunu belirten gazeteci - yazar Ahmet Varol: "Bu direnişi kırmak adına ortaya atılan ABD-İsrail destekli komploların hiçbir delili yoktur" dedi.
14 Mayıs 2012 Pazartesi 15:40:00
BİNGÖL - Maskelerin Düştüğü Yer; Suriye!` başlığı altında düzenlenen ve konuşmacı olarak gazeteci-yazar Ahmet Varol`un katıldığı `Suriye Direnişi Gerçeği` Konferansı Özlem Düğün Salonunda gerçekleştirildi.
Metin Ekinci`nin okuduğu Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Suriye`de yaşanan olayların aktarıldığı sinevizyon gösterisiyle devam etti.
Suriye`de Baas katliamının 14 aydır devam ettiğine dikkat çeken gazeteci - yazar Ahmet Varol şunları söyledi: "BM, Annan Planı adı verilen ateşkes planını Baas diktasına sunduktan sonra önce on gün bu rejime mühlet vermiş sonra mühleti iki gün daha uzatmıştı. Oysa bu süreyi insan katletmede kullanacağı bilinen cinayet şebekesine böyle bir mühlet vermek en azından onun cinayetlerini onaylama, yasallaştırma anlamı taşıyordu. Sonuçta 12 Nisan 2012`de ateşkesin fiilen başladığı ilan edildi ve üzerinden yirmi bir gün yani üç hafta geçti. Ancak bizzat BM gözlemcilerinin ve raportörlerinin verdiği bilgiler, ateşkesin kâğıt üzerinde kaldığını, Baas diktasının katliam ateşini yakmaya devam ettiğini gösteriyor. BM gözlemcilerinin raporlarına göre Suriye`de ateşkesin başlamasından bu yana geçen üç haftada öldürülen çocuk sayısı 34`ü buldu."
"Rabbim Allah!" dediği için insanların Esed`in askerleri tarafından diri diri gömüldüğünü belirten Varol, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün bir Ashab-ı Uhdud vakıasıyla karşı karşıyayız. Ashab-ı Uhdud`u ateşe atıp izliyorlardı, Esed yönetimi de bugün aynısını yapıyor. Bugün Suriye direnişiyle ilgili zihin bulandırmak isteyenler var. Bu direnişe desteği kırmak için çeşitli yaygaralar çıkartıyorlar. Maalesef bizler de bu yaygaralara cevap vermek zorunda kalıyoruz. Suriye`nin Filistin`e destek verdiğini iddia edip zumlu meşrulaştırmak istiyorlar. Bir defa Filistin davası meşru bir davadır. Haklı bir davayı zulmü meşrulaştırmak için kullanamazsınız." Varol, Baas diktasının gitmesi halinde Suriye halkının Filistin direnişine daha fazla destek vereceğine inandıklarını söyledi.
Hiçbir Sebep Zalimin Yanında Yer Almayı Gerektirmez
Suriye direnişini emperyalistlerin bir oyunu olarak niteleyen ve `Suriye`deki Baas rejimi yıkılırsa Filistin ve Kudüs`ün özgürlük mücadelesi sona erer` mantığı üzerine kurulan zihniyeti eleştiren Varol, hiçbir sebebin hiçbir stratejinin hiçbir önceliğin zalimin yanında yer almayı gerektiremeyeceğini vurguladı. Varol Suriye halkının özgürlük mücadelesinin desteklenmesi gerektiğini ve Kudüs ve Filistin`in özgürlüğünün Suriye`nin özgürlüğünden geçtiğini belirtti.
Komplocu mantığa eleştiriler de getiren Varol, özellikle Suriye direnişi ile ilgili yapılan tüm spekülasyonların bir varsayım olduğunu, buna rağmen her gün yüzlerce insanın katledildiği bir realitenin var olduğunu ifade ederek, "Çıkan her olayın arkasında ABD ve İsrail olduğu hastalığı İslam dünyasında kötü bir hal aldı. Artık iş o noktaya geldi ki ADB olmadan kâğıt bile deprenmez mantığı hâkim oldu. Bu anlayış ABD`ye tapmaktır, ilahlaştırmaktır. Hâlbuki bu rejimlerin gitmesi ABD ve İsrail`in işine gelmez."
Suriye direnişinin cami merkezli olduğunu belirten Varol, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye direnişi camilerden çıkıp `Lebbeyk Allehumme Lebbeyk` diyen insanlardan oluşuyor. Şimdi birileri çıkıp bu direnişi karalama adına `zamansız` diyor. Suriye`de bu zulüm 45 yıldır devam ediyor. Binlerce insan katledilmiş, 30 bin insan kayıp. Şimdi birileri çıkıp `zamansız` diyor. Sen bu halk için ne yaptın da `zamansız` diyorsun. Esad seçim yapıyor, sonucunda da yüzde 97,5 destek aldığını açıklıyor. Peki, bu sokaklarda toplanan insanlar nereden geldi, kim bunlar, gökten gelmediler ya?" dedi. Varol, Esad ailesinin ülkeyi yıllarca sahtekârlıkla yönettiğini söyledi.
Suriye direnişinin haklı ve meşru olduğunu belirten Varol, "Bu direnişi kırmak adına ortaya atılan ABD - İsrail destekli komplolar tamamen asılsızdır" dedi. Varol, Müslüman devletlerin Suriye direnişine destek vermeleri gerektiğini sözlerine ekledi. (Nihat Kanat - İLKHA)
14 Mayıs 2012 Pazartesi 15:40:00
BİNGÖL - Maskelerin Düştüğü Yer; Suriye!` başlığı altında düzenlenen ve konuşmacı olarak gazeteci-yazar Ahmet Varol`un katıldığı `Suriye Direnişi Gerçeği` Konferansı Özlem Düğün Salonunda gerçekleştirildi.
Metin Ekinci`nin okuduğu Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Suriye`de yaşanan olayların aktarıldığı sinevizyon gösterisiyle devam etti.
Suriye`de Baas katliamının 14 aydır devam ettiğine dikkat çeken gazeteci - yazar Ahmet Varol şunları söyledi: "BM, Annan Planı adı verilen ateşkes planını Baas diktasına sunduktan sonra önce on gün bu rejime mühlet vermiş sonra mühleti iki gün daha uzatmıştı. Oysa bu süreyi insan katletmede kullanacağı bilinen cinayet şebekesine böyle bir mühlet vermek en azından onun cinayetlerini onaylama, yasallaştırma anlamı taşıyordu. Sonuçta 12 Nisan 2012`de ateşkesin fiilen başladığı ilan edildi ve üzerinden yirmi bir gün yani üç hafta geçti. Ancak bizzat BM gözlemcilerinin ve raportörlerinin verdiği bilgiler, ateşkesin kâğıt üzerinde kaldığını, Baas diktasının katliam ateşini yakmaya devam ettiğini gösteriyor. BM gözlemcilerinin raporlarına göre Suriye`de ateşkesin başlamasından bu yana geçen üç haftada öldürülen çocuk sayısı 34`ü buldu."
"Rabbim Allah!" dediği için insanların Esed`in askerleri tarafından diri diri gömüldüğünü belirten Varol, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün bir Ashab-ı Uhdud vakıasıyla karşı karşıyayız. Ashab-ı Uhdud`u ateşe atıp izliyorlardı, Esed yönetimi de bugün aynısını yapıyor. Bugün Suriye direnişiyle ilgili zihin bulandırmak isteyenler var. Bu direnişe desteği kırmak için çeşitli yaygaralar çıkartıyorlar. Maalesef bizler de bu yaygaralara cevap vermek zorunda kalıyoruz. Suriye`nin Filistin`e destek verdiğini iddia edip zumlu meşrulaştırmak istiyorlar. Bir defa Filistin davası meşru bir davadır. Haklı bir davayı zulmü meşrulaştırmak için kullanamazsınız." Varol, Baas diktasının gitmesi halinde Suriye halkının Filistin direnişine daha fazla destek vereceğine inandıklarını söyledi.
Hiçbir Sebep Zalimin Yanında Yer Almayı Gerektirmez
Suriye direnişini emperyalistlerin bir oyunu olarak niteleyen ve `Suriye`deki Baas rejimi yıkılırsa Filistin ve Kudüs`ün özgürlük mücadelesi sona erer` mantığı üzerine kurulan zihniyeti eleştiren Varol, hiçbir sebebin hiçbir stratejinin hiçbir önceliğin zalimin yanında yer almayı gerektiremeyeceğini vurguladı. Varol Suriye halkının özgürlük mücadelesinin desteklenmesi gerektiğini ve Kudüs ve Filistin`in özgürlüğünün Suriye`nin özgürlüğünden geçtiğini belirtti.
Komplocu mantığa eleştiriler de getiren Varol, özellikle Suriye direnişi ile ilgili yapılan tüm spekülasyonların bir varsayım olduğunu, buna rağmen her gün yüzlerce insanın katledildiği bir realitenin var olduğunu ifade ederek, "Çıkan her olayın arkasında ABD ve İsrail olduğu hastalığı İslam dünyasında kötü bir hal aldı. Artık iş o noktaya geldi ki ADB olmadan kâğıt bile deprenmez mantığı hâkim oldu. Bu anlayış ABD`ye tapmaktır, ilahlaştırmaktır. Hâlbuki bu rejimlerin gitmesi ABD ve İsrail`in işine gelmez."
Suriye direnişinin cami merkezli olduğunu belirten Varol, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye direnişi camilerden çıkıp `Lebbeyk Allehumme Lebbeyk` diyen insanlardan oluşuyor. Şimdi birileri çıkıp bu direnişi karalama adına `zamansız` diyor. Suriye`de bu zulüm 45 yıldır devam ediyor. Binlerce insan katledilmiş, 30 bin insan kayıp. Şimdi birileri çıkıp `zamansız` diyor. Sen bu halk için ne yaptın da `zamansız` diyorsun. Esad seçim yapıyor, sonucunda da yüzde 97,5 destek aldığını açıklıyor. Peki, bu sokaklarda toplanan insanlar nereden geldi, kim bunlar, gökten gelmediler ya?" dedi. Varol, Esad ailesinin ülkeyi yıllarca sahtekârlıkla yönettiğini söyledi.
Suriye direnişinin haklı ve meşru olduğunu belirten Varol, "Bu direnişi kırmak adına ortaya atılan ABD - İsrail destekli komplolar tamamen asılsızdır" dedi. Varol, Müslüman devletlerin Suriye direnişine destek vermeleri gerektiğini sözlerine ekledi. (Nihat Kanat - İLKHA)