Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suriye'deki Müslümanların Türkiye'deki Müslümanlar için Bir İnek kadar değerleri var mı?

M Çevrimdışı

muwahhid04

Üye
İslam-TR Üyesi

Geçenl hafta iki günlüğüne Antakya'yı ziyaret ettim.
Şehirde her şey sıradan günler gibi akıp gidiyor. Havalar bunaltıcı derecede sıcak. Kendileriyle görüştüğüm insanlar özellikle Suriye'den kaçmak zorunda kalmış ya da burada yaralılarla ilgilenenlerin verdikleri haberlere göre ve hala sürmekte olan katlaim haberleri karşısında insanın kanını donuyor. Sonra sınıra yakın ve nüfusunun Arap Müslümanlardan oluştuğu ilçelerde Suriye'de olanla ilgili bir tek hareket ve bir tek etkilenme görülmüyor, bu yöredeki Müslümanların çok azı hariç hemen hemen büyük çoğunluğu hiç bir duyarlılık alameti göstermiyorlar. Burada siyaset, dünya menfaati, şehirin güvenliği hesabıyla mı olacak bilemiyorum kimseden bir kıpırıt bile yok.

Nusayri güçlerine, Mehdi ordusunun savaşçılarına ve Hizbullah'ın savaşçılarına dair doğru veya yanlış bir çok haber rivayet ediliyor. Lazkiye'den gelen Türkmenler yalnız ve yardımsız bırakılmaktan yakınıyorlar ve durumun çok vahim olduğunu söylüyorlar. Bilirsiniz Colan Türkmenlerin yoğun olduğu bir bölgedir,Selçuklulardan intikam adına orası İsraile bırakıldı. gelecekte Nusayri devleti yıkılırsa, Müslüman ve Araplar ve Türklerin başı daima İsraille ağrısın diye bugün orası İsrail'in elinde esir ve bilnçli bir şekilde İsrailin elinde kalmasına göz yumuluyor.

Ama Kudüs diyenler, bir gün dahi Colan tepelerinin israilin işgalinden kurtulması için bir tek eylem bile düzenlemediler.

Türkiye'de Müslümanların hepsi kendi telaşlarına düşmüşler; Suriye'de Müslüman kadınlara yapılanlara ve ve katledilen çocuklara ve vahşice işkence haberlerine ve görüntülerine rağmen kimseden ses çıkmıyor.

Türkiye'nin podyum İslamcıları ve çok bilmiş İslam alimleri ve söz de davetçiler halkı Suriye'deki mazlumların maddi ve manevi olarak -en azından camide bir dua - ile yanlarında olmaya davete tenezzül etmiyorlar. Antakya'nın bütün sınırlarından her gün ambulanslarla yaralı getirilmekte ve bu bizim vicdanlarmızda bir uyanışa sebep olmamakta.

Hala gaflet içinde ve hala kendi küçük ve karanlık dünyamızda oyalanıp duruyoruz. Duyarlılık yok, acıma yok, hassasiyet göstermek yok, tek ses yok dua yok, ağlama yok, yardım yok "maun" yok. İnsanın komşusu bir tencereye bile ihitiyaç duysa ve bunu bizden istese ve biz de ona hayır cevabı verirmiş olsak, bunun Allah katında ne kadar çirkinl bir amel olduğunu Kur'an bize öğretmektedir. "Mauna engel olurlar". Müslüman'ın ya da komşunun ihtiyaç duyduğunu ondan esirgemek. Bu dünyalık eşya ve meta konusunda böyle olunca, Allah yolunda namuslarını ve haysiyetlerini savunmak için savaşan Müslümanları içinde bulunduğumuz saatlerde dahi desteklememe ne demektir? Suriye'de dengesiz ve adil olmayan bir savaşı bütün dünya seyrediyor. Diyeceksiniz ki, bu Müslümanlar bize mi sordular da böyle bir kıyamı başlattılar da biz de onlara yardım edelim?

Üsetelik bir başka ülkenin iç işlerine karışmak değil mi bu? Üstelik onlar bir ayrı bir ülkenin vatandaşı.. Şmdi burada devletler hukuku söz konusu iken bizim kalkıp kendi başımıza bir şey yapmamız nasıl mümkün olur? Bazılarımız böyle de düşünüyor olabilir.

Ama bütün bunların ötesinde, Allah'ın bizleri kardeş olarak ilan ettiğini ve bunun hukukunu korumamız için imani ve ahlaki kaideler koyduğunu ve bizim birbirimize karşı sorumlu kıldığını asla unutmamalıyız.

Bu durum bizim uluslararası dediğimiz sistemin nasıl Müslümanları parçaladığını bu uluslarası denen sistemin ve yine Suriyede Müslümanlara ve İslama karşı desteklenen rejimin ve bu rejime askeri ve ekonomil destek veren İran'ın ve Rusyan'ın bu sistemin bir parçası olduğunu görmemize engel oluyor.

Birçok cephede süren çatışmalarda kan gövdeyi götürüyor. Esed'in ordusu Halep'i kuşatıyor ve şehiri büyük bit kıyımdan geçirmek istiyor. Bundan sonraki merhale, topyekün yakma ve imha etme merhalesi olacak gibi görünüyor. Zira Suriye'yi kendi çifitliği gibi gören; Esedler, İran ve Hizbullah burada kendi kardeşleri diye bütün Müslümanlara ilan ettikleri bir ümmete karşı topyekün bir savaş vermekteler. Üstelik komandolarının devrimciler tarafından esir alınmasına karşı dişe diş göze göz dercesine tehiditler savurmaktan da çekinmemeke H. Nasrullah. Peki bu gidişe kim bir nokta koyabilir?

Türkiye Müslümanları ve diğer Müslümanlar kardeşleri hayvan gibi boğzlanırken, burada durup seyretmekteler ve acaba biz bu zulüm karşısında neler yapabiliriz diye harekete geçmemekteler.

Suriye'li Müslümanlar, tarihin en acı günlerin yaşamakta ve en acımasız kıyımlardan geçirilmekteler. ŞEHİRLERİN BÜYÜK BİR KISMI YERLE BİR EDİLMİŞ VE BİZ DÜNYA İNSANLIĞI OLARAK BURADA SEYREDİYORUZ. GAZZE İÇİN AYAĞA KALKANLAR SURİYELİ MÜSLÜMANLARIN KONFORUMUZU BOZDUKLARINI VE RAHATIMIZI KAÇIRDIKLARI DÜŞÜNÜRCESİNE VE İÇİN SANKİ İÇLERİNDE BİR GİZLİ ÖFKENİN DIŞA YANSIMASI OLARAK HİÇ BİR GİRİŞİMDE BULUNMUYORLAR. EVET HÜKÜMET BİR KISIM TEDBİRLERE BAŞVURMAKTA VE MÜLTECİLERE misafir statüsünde elinde geldiğince hizmet sunmakta. Fakat bir sel felaketi için ayağa kalkan Türkiye nerede?

Suriye'deki Müslümanların bağışlayın ama, gözümüzde bir kurbanlık inek kadar bir değerleri bile yok. Zira kurbanlık ineğimizi satın almak için günler önceden maddi ve manevi bazı hazırlıklara girer ve acaba kiminle ortak olurum ve acaba keseceğimiz inek yeteri kadar eti budu olan bir inek mi değil mi her birimize ne kadar et düşer diye hasap yaparız değil mi? İneğimizi satın almak için sabahları erkenden hayvan pazarlarının olduğu yerlere gider kirli ortamlarda saatlerimizi geçirir, mal sahipleriyle uzun pazarlıkllar, kavgalar tartışmalar, yemini billahlar ederek nihayetinde kurbanlık ineğimizi alırız ve sonra heyacanla kurban gününü beklemeye koyuluruz ve kurbanımızı gider keseriz ve belki de imanı ve namazı olmayan bir kasaba kestiriz onu değil mi?

Bu süreç o kadar heyecanlıdır ki, çoluk çocuk seferber olur kurbanımızı süsler ve ona yumuşak ve merhametli olarak davranır ve ona iyi muamele ederek takva yarışına gireriz değil mi? Bütün bu sürede bütün ev halkı ve kurban ortaklarımız aynı heyecanı yaşar ve ilk kavurmayı ağazımıza koyuduğumuz andan itibaren ise yaşadığımız bütün yorgunlukları unutur ve yeni bir kurban mevsimini heycanla beklemee koyuluruz.

Şimdi, kardeşlerimiz Suriye'de koyun gibi boğazlanıyor. Acaba onları kurtarmak ve yaralarına merhem olmak ve Esed'in zulmünden kurtulmaları için onlara nasıl yardımda bulunanibiliiz diye bir kurbanlık ineğe harcadığımızı mesai ve zaman kadar bu kardeşlerin dertleriyle yaralıları ve hastalarıyla ilgilenebildik mi?

Kapalı devre İslamcı liderlerimiz, alimlerimiz ve ağabeylerimiz Müslüman gençliği iğdiş ede dursunlar, Suriye'de süren katliamlar karşısında bir tek hareket dahi göstermeyen ve onları yardımsız ve yalnız bırakan bizleri nasıl bir azabın beklediğini bilemiyoruz.

Şimdi kendimize soralım: Acaba Suriye'de katledilen ve namusları kirtletilen bacılarımız ve annelerimiz bir kurbanluk ineğimiz kadar ilgiye değiyiyorlar mı? Bir kurbanlık ineğe harcadığımız mesainin ve paranın acaba kaçta kaçını; Suriye'de Esedler tarafından bombardıman edilen ve cesedleri vahşice parçalanan ve kaybolan binlerce kadın ve erkek bulunamayan kayıp onbinlerin ve alilerinin gözleri önünden ateşe verilip yakılan insanların kurtarılması için harcadık?

Acaba ateş çukuruna dönmüş o keselerimize ve ceplerimize ellerimiz niçin uzanmıyor? Acaba Suriye'deki acıları sona erdirmek için neler yapabildik diye kendimize neden sormuyoruz? Yüzbinler hala neden sesiz bve hala siyasi partilere oy veren insanla; hükümetin de belki elini güçlendirecek bir duruş sergileyerek sokakları inletmiyor ve Suriye'deki tecavüzlere ve katliamlara hayır diyemiyor?

Vallahi bizler bu tavrımızla Allah'ın gazıbını hak ediyoruz dersek hata mı etmiş oluruz? Zira Bizler Bosna ve Filistin için sokakları dolduruyor ve binlerce hançerden Sırpları ve İsraili lanetliyorduk. Meselenin içinde İran olunca heyecanımızın seviyesi düştü. İşte bu, gerçekte ogün kü tavrımızın bile nasıl sadce duygusal olduğu ve ogününü siyaset çarkına nasıl hizmet ertiğini göstermektedir.

Peki, madem Filisitin bizim için çok değerliydi ve o kadar bizim için önem arzediyordu da; Suriye'deki Müslümanlara ne oldu da bizim için hiç bir anlam teşkil etmiyorlar ve kanları bir kurbanlık ineğimizin kanları ve haşa bağırsakları kadar bir özene ve değere sahip değil?


Allah bizi imtihan ediyor ve azabı hakettiğimizi bize de böylece gösteriyor inşaalah azabından emin olacağımız hayırlı bir girişimi bir an önce başlatırız da bu azabın bize isbaet etmesinden kurtulmuş oluruz.

Bosna bizi savunuyor, Çeçenistan bzi savunuyor Çençenistan Kudusü savunuyor diyenler nerdesiniz?

Suriye'de Müslümanlar; dağlara taşlara kaçmışlar ve ot yiyorlar. Kadınların namusları ayakllar altında bırakılmış..

Ey Müslümanlar Allah'tan korkun.. Allah size bu vicdanları ve yürekleri zalim olasınız ve mazlumların seslerine kullaklarınızı tikayasınız diye vermedi. Bu malları Allah'tan ve Allah yolunda cihad edenlerden ve hele Suriye gibi bir durumda olan mazlumlardan esirgeyesiniz diye vermedi. Ellerinzdeki mallar ve varlıklar gerçekte lutfuyla sizlere veren Allah'tır. Bugün Karun olup olmama imtihanıyla karşı karşıyayız.

KİM SADIK OLACAKSA SIDKINI izhat etsin. Allah'tan korksun ve malıyla Allah yolunda cihad etmemenin ne kadar büyük bir derece ve fazilet olduğunu bilerek hareket etsin.

Allah yolunda harcamadığımız mallarımız Karun'un sermayesi Firavun''un gücü ve sermayesidir. Allah yolunda harcamadığımız servetlerimizi bizlere huzur vermeyecek ve aile imtihanları ve izdırap olarak dönecektir.

Kim Allah yolunda infak ederse; ALLAH KATINDA ZULME UĞRAMADAN DAHA HAYIRLI VE DAHA GÜZELİNE ERİŞECEKTİR DİYE ALLAH AZZE VE CELLE DEĞİL Mİ?

Kim bugün Allah'ı tasdik ediyor ve O'nun vadinin hak olduğuna cennetin ve cehennemin hak olduğuna iman ediyorsa; cennetin kapısını çalmaktan ve azabın kapısını örtecek olan amelden geri durmasın ve Suriye'de Allah'a ve İslama dönüş yapan genç kardeşlerimize ve namuslarının kirletildiği bir bile saat olmayan bacılarımıza ve hanım kardeşlerimize ellerini uzatsın. Vallahi bir can kurtaran ve kirletilecek ve bir ırzı namusu kurtaran bir kurşun ve bir dirhem, Allah katında onlarca yıllk nafile namazdan daha hayırlıdır.

Kim, cennetleri gökler ve yerler kadar geniş olduğunu söyleyen Allah'ın vadinin doğrulayacak?

Kardeşlerim geç kalıyoruz ateş ve yangın Suriye'de bütün evleri sardı. İnsanlar hayvanlar gibi dağlara kaçmışlar ve açlıktan ot yiyorlar. Hergün daha şiddetlenen uçak bombardımanları ne şehir ve ne de köy koydu.

Sizleri Allah'a ve ahiret güne iman ediyorsanız -elbetteki iman ediyorsunuz- bu sessizliğinizi bozmaya ve sizleri bu yolda birşeyler yapmaktan alıkoyan bütün ağabeylere ve kapalı devre İslamcı liderlere karşı; başınızı yüceltmeye ve sözünüzü doğrultmaya ve başınızı zilletin boyunduruğundan kurtarmaya çağırıyorum. Yeter arık bir sessiziklik, yeter artık bu zillet yeter artık bu kadar katı kalplilik!

Allah Azze ve Celle bizleri sınıyor.. Bakın Suriye'de neler oluyor? Bunlar sadece Suriye'li Müslümanlara olmuyor, bu savaş İslama ve Müslümanlara karşı verilen bir savaş. Eğer bu savaş Allah için bize karşı verilen bir savaş olmasaydı; bu savaşta asıl zalim olan ve Müslümanları İsraile ve ABD'ne uşaklıkla suçlayan diğer zalimlerin (Arapla devletleri) kendileri İsraile karşı bir savaşı başlatır ve esir topraklarımızı kurtarırlardı.

Düşünün, neden bugüne kadar israil ile Suriye ve İran arasında bir tek kurşun sıkılmamıştır?

Düşünün bizlerin kanı bu kadar ucuz, iken İsraillilerin kanlarına dokunulamıyor ve onların kanları korunuyor? Suriye'de Müslümanlar kimin için imha ediliyor? Suriye'de Müslümanlar İsrail için imha ediliyor. Müslümanların ortak iki düşmanı; (Baas rejimi ve İsrail) İran İslam Cuhuriyeti'nin desteğinde Müslümanlara karşı savaşıyorlar. Haydi bizler ABD uşağıyız; acaba sizler nesiniz şeytanın ve deccalin ordusu mu? İsrail güvende iken zaten size ait olmayan ve kendilerinden olmadığnız bir ükleyi harabeye çevirdiniz.

Müslümanlar..! Suriye'de kardeşlerimiz yok ediliyor. Müslümanların gücü kırılmak üzere, Allah için mallarını infak etmekten ve elinizden gelen yardımları nasıl yapabileceğinizi artık oturun düşünün. Mesele sadde ABD ve israil meselesi değil.. Mesele Ehl-i Sünnet İslam'ının gücüne ve izzetine sahip çıkma savaşısdır.

Suriye'de gençliğin büyük bir kesimi bu savaştan sonra Allah'ın dinine dönmüş ve sadık bir şeklide tevbe etmiştir.Suriye'de alimler ne yazık ki yıllarca Hama vakasının terkar edebileceğini bile bile bile gizlediler. Şimdi bizim burada susmamız ve Müslümanlar için hiç bir şey yapmayışımız; tıpkı Suriye'de belamlaşmış olan zalim ulufe alimlerine ve onların cemaatlerine benzemektir. Karun'ların ve Firavunların yanlarında yer almak istiyorsa, İsrailin demokrasi yoluyla Suriye'ye girmesine göz yumalım ve kardeşlerimize yardım etmeyelim. Ama yarın Allah katında canı ve malı ile cihad edenlerden olarak haşrolmak istiyorsak, üzerimize düşeni yapalım. O Müslümanlar canlarıyla cihad ediyorlar, siz de mallarınızla Allah yolunda cihad edin Allah yolunda infak edenlerin ve etmeyenlerin akıbetini Allah kitabında şekke ve şüpheye mahal bırakmyacak bir şekilde bizlere açıklamıştır.

Mallarını, kendilerine Allah'ın vermesine rağmen bunu O'nun yolunda infak etmeyenler de mallarını tağutun yolunda infak edenlerden haşroluncaklardır. Malların bugünlerden daha hayırlı Allah yolunda infak edileceği bir zaman olmayacaktır.

Eğer bu savaş aslında bizim akidemize ve dinimize karşı yapılmıyorsa; neden tüm İran yanlıları bu savaşta Suriye rejiminin ve de -bilvesile- İsrailin korunması demek olan bir komplonun parçaları gibi hareket ediyorlar?

Neden elimize tutturulan İran islam Deverimi gözlüğünü tersinden takmayı düşünmüyoruz? Çünkü akidemizi yitirdik, aklımıza ve hevamıza uyduk ve Safevilerin propagandalarının kurbanı olduk. Suriye'de dökülen kan Müslümanların ve bu kanı döken, zahirde Esed'in kafir rejimi iken aslında İsraildir.

Madem mesele Din savaşı değildir, neden İran Esedlerin yanında duruyor? Neden İran bir savaşı göze alarak Filistinlilere silah vermiyor? Neden Suriye'de Müslümanlar katledilirken ve ırzlarımıza el uzatılırken, İran'ın ve yandaşlarının vicdanı sızlamıyor? , Müslümanlar kendinize gelin ve Allah'a ile Rasulü'ne hıyanet edenlerin saflarında yer almayalım!

Bugünkü duruşumuz ve lakaydlığımız ve yüreksizliğimiz; Allah'ın dinine gerçekten iman edip etmediğimizin de açık bir ifadesi ve belgesidir.

Kim ne derse desin,bu fakiri kim nasıl eleştirirse eleştirsin; şuna yakinen iman ediyorum ki; biz Türkiye'de devletin dini ve ideolojisi üzereyiz veya henüz gerçekten iman etmemişiz. Yıllradır Afgansitanı, Çeçenisyanı hükümetlerin politkaları yüzünden yalnız bıraktık. Hükümet Somali için seferber olun deyince seferber olduk. Hükümet Gazze için teberru seferberliği açınca hemen seferber olduk.. Adeta bir festivale yardım eder gibi keyif ve neşeyle bu kampanyalara katıldık ve işi rpomantize ettik. Suriye'deki Müslümanlara yardıma gelince, sökmüyor yürek istiyor cesaret istiyor. Zira hükümet henüz yardım edelim diye bir kampanya açmadı. Tabii bizim bu eleştirmiz hükümete değil, İslamcıların (!) suskunluğunadır.

Suskunluğunuz ve korkaklığınız Suriye'de Müslümanların daha da çok kanlarının akmasına ve ülkenin yıkımına yol açacak. Tüm küfr devletleri Suriye'deki katlimadan acaib haz alıyorlar. Zira orada Afaganista'nın intikamı alıyorlar bizden, orada Filsitin'in intikamını alıyorlar bizden.. Rusya'ya Afganistan'daki yenilgiyi kim tatttırdı? İsrail neden mutlu olmasın ki? ABD neden kendisi için bu savaştan yeni fırsatlar kollamasın ki?

Ya bizim İslamcılar ve devrimciler (!) Onlar da İran'ın derin stratejisinin ve onun set sofrasının kırıntılarından ve derin siyasetinden kendilerine bir din ve tarih felsefesi çıkarmaya çalışmıyorlar mı? Dünyaya İslamlarının nasıl bir İslam ve din olduğunu göstermek için. Yeryüzünde bizden sonra gelecek olanlara hiyanetin nasıl olacağının dersini vermek için.

Mehmet Emin Akın
 
Üst Ana Sayfa Alt