Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suudi Arabistan Hükümeti Şeyh el-Ulvan'a anlaşma teklif etti. Şeyh teklifi reddetti.

F Çevrimdışı

furkan

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
seyh-suleyman-el-ulvan.jpg

Suudi Arabistan Yönetimi: “Dediklerimizi kabul et 15 yıl hapis cezanı affedelim.” Şeyh Süleyman el Ulvan: “ Başımı kesseniz dahi ben bunları kabul etmem.”


incanews / Haber Merkezi
Suudi Arabistan'dan kaynaklar, 15 yıl hapis cezası alan Şeyh Süleyman el-Ulvan'a iki şeyi ilan etmesi karşılığında serbset kalması ve soruşturmanın durmasını teklif ettiler:
1) Suudi yöneticilerinin meşru Müslüman yöneticiler olduğunu ilan etmek,
2) Suudi yasalarının şeriata uygun olduğunu, kralın kendi koyduğu kanunlar olmadığını (Allah'ın hukukuna aykırı) ilan etmek.
Suleyman el-Ulvan bunlara cevap olarak şöyle dedi: Başımı kesseniz dahi ben bunları söylemem.
Şeyh Süleyman ibni Nasır ibni Abdullah el Ulvan çağımızın saygın İslam alimlerindendir.

Suleyman el-Ulvan kimdir?
1969'da Suudi Arabistan'ın Kasım ilinin merkezi Burayde'de doğan el-Ulvan, küçük yaşlardan itibaren dini alanda eğitim gördü. Burayde Riyad'ın Kuzeybatısında yer alan, Irak ve Necd'den Hicaz'a giden yolların kavşak noktası olması ve sahip olduğu tarım potansiyeli nedeniyle tarihden bu yana dikkat çekmiş, ülke içerisindeki Küresel Cihad yanlılarının Suudi rejimine karşı yürüttüğü muhalefetin 1990'lı yıllardan beri merkezi olarak görülen bir şehirdir. O yıllardan itibaren hafızası, zekası, anlayış kapasitesi ile çevresinde büyük hayret uyandıran ve bir dahi olarak görülen el-Ulvan dini eğitiminin ilk yıllarında Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra Kütüb-i Sitteyi (6 hadis kitabı: Buhari ve Müslim'in Sahihleri, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace'nin Sünenleri) hadis metinleri ve senedleriyle (sened: bir hadisin metnini birbirine aktaran şahısların listesi) ezberledi. İlerleyen senelerde Kütüb-i Tis'a (Dokuz hadis kitabı, Kütüb-i Sitte'ye ek olarak Ahmed bin Hanbel'in Müsnedi, Darimi'nin Süneni, Malik'in Muvatta'sı) ezberini hadis metinleri ve senedleri ile tamamlayarak asırlardır görülmemiş bir hadis ezberine ulaştı ve 1990'ların başından itibaren hadis alanında Dünya'nın en büyük otoritesi olarak görülmeye başlandı. el-Ulvan ayrıca dini alanda ansiklopedik kaynak olarak görülen çok sayıda dini eseri de ezberledi. Başarıları nedeniyle dini akademik çevrelerde büyük bir sevgi ve saygı kazanan el-Ulvan hakkında Arabistanlı ünlü İslam alimi ve aynı zamanda el-Ulvan'ın dini eğitiminde ilk hocalarından biri olan Şeyh Hamud bin Ukla eş-Şuaybi 1995'te: "Ben hayatım boyunca Süleyman el-Ulvan kadar üstün anlayış, hafıza ve derin bilgi sahibi bir kimseyi görmedim" demiştir. 11 Eylül süreciyle el-Ulvan'ın üzerindeki baskılar artmış, Mayıs 2003'te Suudi rejimince gerçekleştirilen tutuklama kampanyasında el-Ulvan tutuklanmamış ama evinde de olsa ders vermesi tamamen yasaklanmış ve kendisine bir çeşit ev hapsi uygulanmıştı. 28 Nisan 2004'te ise el-Ulvan tutuklanıp neden gösterilmeksizin hapishaneye gönderilmişti. el-Ulvan'ın hapiste görüşlerinden dönmesi, televizyona çıkıp Usame bin Ladin'i kınaması ve Suudi rejimini övmesi için işkenceye maruz kaldığı ve kendisine yönelik baskıların 2007'de yoğunlaştığı biliniyor. Başta dönemin içişleri Bakanı Prens Nayif (1933-2012) olmak üzere pek çok İçişleri Bakanlığı ve istihbarat yetkilisinin kendisi ile pazarlık yapmak istediği, kendisine rejimle uyumlu olması halinde Başmüftülük makamı teklif edildiği ama el-Ulvan'ın bu teklifleri reddettiği bildiriliyordu. Süleyman el-Ulvan'ın hapiste de eğitim ve davet çalışmaları yürütmesinden rahatsız olan Suudi rejimi, onu çoğunlukla tek kişilik hücrede tutmuş ama onunla aynı hapishanede bulunup serbest kalan kişilerin bildirdiğine göre tüm imkansızlıklara rağmen el-Ulvan hapishanede tutuklular arasında dini eğitim ve davet faaliyetlerine devam etmişti. Hapsedilmesinden bu yana gündemden düşmeyen el-Ulvan, hapishane koşulları nedeniyle safra kesesi iltihabına yakalanmış, hastalığının hayati tehlikeye neden olmasına rağmen resmi makamlarca tedavisine izin verilmemiş, ancak sosyal medya üzerinden yürütülen kampanyaların oluşturduğu kamuoyu baskısı ile el-Ulvan'ın ilerlemiş hastalığının tedavisine başlanabilmişti. 2012'nin ilk aylarında Yemen'de El Kaide tarafından kaçırılan Suudi diplomata karşılık Suudi hapishanelerinden serbest bırakılması istenen isimlerin arasında Süleyman el-Ulvan da bulunuyordu. El Kaide'nin bu teklifi Suudi rejimince kabul edilmediği için listedeki diğer ilim adamlarının tamamı halen hapiste tutuluyor. Hakkında mahkeme kararı olmamasına rağmen yıllarca tutuklu kalması nedeniyle meydana gelen tepkileri ortadan kaldırmak amacıyla hakkında mahkeme süreci başlatılan el-Ulvan, mahkemeye çıkmayı reddetmiş, Suudi rejiminin yeni İçişleri Bakanı Muhammed bin Nayif'in emriyle güç kullanılarak çıkarıldığı mahkeme salonunda kendisine sorulan soruları cevaplamayarak Kur'an okumakla yetinmiş, kendisine isnad edilen bazı "itiraf ve ifadelerin" altına imza atmamıştı. Süleyman el-Ulvan'ın mahkemeye son sözü: "Mahkemenizi de, icraatlarınızı da, suçlamalarınızı da reddediyorum"olmuştu. Bunun üzerine hücresine gönderilen el-Ulvan'ın ardından mahkeme, el-Ulvan'ın tahliyesine karar verdi, karar avukatı aracılığıyla el-Ulvan'a iletildi. Süleyman bin Nasır el-Ulvan hapisten çıkışı ile ilgili yaptığı değerlendirmede kendisinin hapisten çıkmak için değil "Hak üzere sebat" edebilmek için dua ettiğini, diğer tutuklulara da tavsiyesinin bu olduğunu söyledi. el-Ulvan'ın hapisten çıkarılmasını uzmanlar, Suudi devletinin sosyal bir patlamadan korkması nedeniyle verdiği bir taviz olarak görüyor. Doksanlı yıllarda başlayan, ülkede rejim muhalifi veya yer yer rejimi sadece bazı konularda eleştiren alim ve davetçilerin topluca tutuklanmaları süreci 11 Eylül süreci ile hızlanmıştı. Bu dönemde bizzat ABD'nin Suudi rejiminden bu tutuklamaları talep ettiği bildirilmişti. 2003'te ABD'nin Irak'ı işgal etmesi üzerine Arabistan'dan Irak'a savaşçı akını olması korkusu başta olmak üzere, Arabistanlı alim ve davetçilerin uluslararası çapta "radikalleşmeye" neden oldukları ve olacakları nedeniyle "durdurulmaları" isteği, Suudi rejiminin devletten bağımsız dini çalışmalara büyük sınırlamalar getirmesine, Küresel Cihadcılara destek veren veya verdiğinden şüphelenilen binlerce alim ve davetçinin hapsedilmesine neden olmuştu. Özellikle Arab Baharı ile birlikte tutuklu bulunan bu kimselerin kamuoyunda oluşturduğu tepkinin artması üzerine yapılan bazı tahliyelere rağmen halen binlerce alim ve davetçinin "teröre yardım ve çağrı" gibi gerekçelerle hapiste tutulduğu tahmin ediliyor. Bu rakamlar aynı suçlama ile hapsedilmiş sıradan Suudi vatandaşlarını kapsamıyor. 2011 sonu itibariyle Suudi hapishanelerinde tutulan bazı ünlü alim ve davetçiler... Bu isimlerden başta Said bin Zair (1950-) başta olmak üzere bazıları 2012'de serbest bırakıldı. Said bin Zair 1995'ten bu yana hapiste tutularak (2004 yılı içerisinde önce serbest bırakılmış, kısa bir süre sonra tekrar tutuklanmıştı) ülke tarihinin en uzun süre hapiste tutulan siyasi tutuklusu olmuştu. Süleyman el-Ulvan'ın serbest kalması rejim muhalifi çevrelerde "Sebatın Zaferi" olarak isimlendiriliyor. Rejimin, bazı davetçi ve ilim adamlarının devlet televizyonu da dahil çeşitli platformlarda serbest bırakılmasını istemeleri de dahil olmak üzere el-Ulvan'ın serbest kalmasına yönelik yoğun kamuoyu baskısı karşısında geri adım atıp tutuklu ilim adamlarının sembolü haline gelmiş olan el-Ulvan'ı serbest bırakması, ülkede bazı şeylerin geri dönülmesi çok zor bir şekilde değiştiğinin görüldüğü, Küresel Cihadcıların önemli bir başarı elde ettiği, bu başarıyı elde eden kitlelerin el-Ulvan'ın serbest kalması ile yetinmeyip rejim değişikliği de dahil kökten değişim çabalarına girişebilecekleri değerlendirmelerine neden oldu. Yurt dışından Suudi rejimine muhalefet faaliyetlerini sürdüren, bazı Batılı resmi makamlar ve basın kuruluşları tarafından hakkında Küresel Cihadcılar ile organik bağ olduğu öne sürülen "İslami Islah Hareketi" lideri Doktor Sa'd el-Fakih, el-Ulvan'ın hapisten çıkması ile ilgili yaptığı değerlendirmede bu gelişmeyi çok olumlu bulduğunu, bunun sadece bir başlangıç olduğunu, Arabistan'da olumlu manada bir rejim değişikliği için Süleyman el-Ulvan'ın tavrına benzer "tavizsiz, sebatkar" duruşlara ihtiyaç olduğunu, rejimin el-Ulvan'ı serbest bırakarak ona lütufta bulunmadığını bilakis buna mecbur kaldığını, bu tür tahliyelerin rejimin halkın isyan etmesinden korkmasından kaynaklandığını dile getirdi. Süleyman bin Nasır el-Ulvan'ın eserlerinden bir kısmı el-Ulvan'ın yazılı eserlerinin büyük bir kısmı ve özellikle hadis alanında çok sayıda ses kaydı internette yer alıyor ve istatiklere göre el-Ulvan'ın yazılarına ve kaydedilmiş derslerine gösterilen yoğun ilgi hızla artmaya devam ediyor.
 
S Çevrimdışı

seyfuAllah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
imam Ahmed (ra) örneği. doğruyu sonuna kadar savunan Allah sabır versin amin
 
Üst Ana Sayfa Alt