Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Suudi Arabistan'da Kadınlar Neden Araba Süremez ?

S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum,

Suudi Arabistan'da kadınların araba sürmesi neden caiz değildir, bunun caiz olmadığına delalet eden herhangi bir sahih hadis var mı? Araba sürmenin kadın için haram olduğu şu hadislerden anlaşılıyormuş ama bu hadislerin zayıf olduğu söyleniyor:
"Eğer üzerindeki dişilere Allah lanet etsin."
"Rasûlullah kadınları eğere (ata) binmekten yasakladı."

Ama başka bir Hadis bunun tam tersini söylüyor

Soru: Bir kardeşimiz:
“Müslüman bir kadının, araba sürmesi caiz midir?” diye sormuş.
Cevap: Evet, caizdir. Çünkü Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) deveye binen kadınları övmüştür! Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanında ulaşım aracı deve idi ama şimdi arabadır.

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kadınların en hayırlıları, deveye binen Arap kadınlarıdır! Kureyş kadınlarının en hayırlıları ise küçük çocuğu üzerine şefkat gösteren ve kocasına karşı da onun malını koruyup gözeten kadınlardır!’ buyurdu.”
Buhari 5173, Müslim 2527/201, Humeydi 1047, İbni Hibban 6268, Begavi 3965, Ahmed 2/269
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kadının komutasındaki bir bineğe binmesini caiz kılan sahih bir hadise rastlayamadım. Cevaz veren bir hadis var diyorsanız kaynağını verebilirseniz bakarız.

Araştırmalarım ve bu zamana kadar olan tecrubelerimle böyle bir hadisin olduğunu pek sanmıyorum. Fakat böyle bir hadis sahih olsa bile, şartların uygunluğuyla alakalı olmalıdır.

Kadının bineğe binmesiyle ilgili hadis, sürücü olarak mı? yolcu olarak mı? kesin değildir. Ki Rasulullah (s.a.v.)in bazı hanımları deve üzerinde savaşa gelirlerdi fakat devenin kontrolu kendilerinde olmazdı.

ـ4532 ـ3ـ وعن أبى هريرة رَضِيَ اللَّهُ عَنْه قال: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ : نِسَاءُ قُرَيْشٍ خَيْرُ نِسَاءِ رَكِبْنَ ا“بِلَ، أحْنَاهُ على طِفْلٍ فِي صِغَرِهِ،وَأرْعَاهُ عَلى زَوْجٍ فِي ذَاتِ يَدِهِ، وَكَانَ أبُو هُرَيْرَةَ يَقُولُ: وَلَمْ تَرْكَبْ مَرْيَمُ بِنْتُ عِمْرَانَ بَعِيراً قَطُّ . أخرجه الشيخان.»أحْنَاهُ« مِنَ الْحُنَوِّ، وَهُوَ العَطْفُ وَالشَّفَقَةُ.و»أرْعَاهُ« مِنَ الْمُرَاعَاةِ وَالْحفْظِ وَاِحْتِيَاطِ وَالرِّفْقِ بِهِ وَتَخْفِيفُ الْكلف وا‘ثقال عنه.و» ذَاتُ يَدِهِ « مَا يَمْلكُ مِنْ مَالٍ وَغَيْرُهُ

3. (4532)- Ebu Hurayra (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kurayş kadınları, deveye binen kadınların en hayırlılarıdır: Onlar küçük çocuklara karşı daha şefkatli, kocalarının mallarına karşı daha muhafızlardır."


Ebu Hurayra (radıyallahu anh): "Meryem Bintu İmran hiçbir zaman deveye binmedi" derdi."
(Buhari, Nikah, bab 12, Hadis no: 19, Enbiya , Bab 48, Hadis no: 105, Nefahat 10; Muslim, Fezailu's-Sahabe 10, (2529)


AÇIKLAMA:

1- Rasulullah bu hadisi, evlenme teklif ettiği zaman "çocuklarım olmasaydı sizinle evlenmekten pek memnun olurdum" diye, ölen kocasından kalan beş altı tane çocuğu sebebiyle bu mutlu teklife musbet cevab veremeyen Sevde [veya Ummu Hânî Bintu Ebi Talib] adında bir kadının sözü üzerine takdiren irad etmiştir.

2- Hadiste deveye binenlerle "Arablar" kastedilmiştir. Çünkü , o devirde deveye çoklukla Arablar binmekte idiler. Şu halde hadis: "Arab kadınlarının en hayırlıları Kurayş'e mensub olanlardır" demiş olmaktadır.

3- Daha şefkatli diye tercüme ettiğimiz ahna kelimesi, haniye'nin ism-i tafdilidir. Bunu, Nevevî, "Yetimlik halinde, çocuğu büyüyünceye kadar evlenmeyen kadın" olarak açıklar ve bu durumda evlenene anha denmeyeceğini belirtir. Kocası ölen bir kadının, küçük çocuğu olduğu halde evlenmesi, çocuk için bir felakettir. Çünkü, annenin üzerinden hidane hakkı düştüğü gibi, yeni koca, kadının eski kocasından yetim kalan çocuğun, ailesine girmesini kabul etmeyebilir.
Böylece anne himayesinden de olan çocuk, yabancı ellerde kalır ve terbiyesi ciddi şekilde aksar. Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm), yetim çocuğu varken evlenmemeyi ananeleştirmiş olan Kurayşli kadınları takdir ve tafdil etmekle, bu adeti teşvik etmiş olmaktadır.
Kurayşli kadınların vasfı olarak takdir ve tebcil edilen kadınlara mahsus ikinci bir vasıf, kocanın malını tasarrufta dikkatli olmak, israftan, saçıb savurmaktan kaçınmaktır.
Bu hadiste eşraf olanlarla ve bahusus Kureyşli olan kadınlarla evlenmeye teşvik mevcuddur. Bundan hareketle, evlenmelerde nesebce yüksek olanı aramanın mustehab olduğu söylenmiştir. Hadisten, nikahta itibar edilmesi gereken denklik'i (kufuv olmayı), öncelikle nesebde aramak gerektiği, diğer kadınların bu hususta Kurayşî olanlara yetişemeyecekleri hükmü de çıkarılmıştır.
Rivayet, çocuklara karşı şefkatli ve merhametli olmayı, onlara yakın ilgi gösterib bizzat anne tarafından terbiye edilmelerini, kocanın malının korunub idareli ve ölçülü harcanmasını tafdil etmektedir.


Sefer Esnasında Kadınla Zifafa Girmek Babı

91-.......Enes (r.anh) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) Hayber(den dönüşte onun)la Medîne arasında üç gün ikaamet etti. Bu muddet içinde Peygamber'in, Safiyye bintu Huyey ile evlenmesi vâki' oldu. Ben de müslümânları Peygamber'in düğün aşına da'vet ettim. Bu ziyafette ekmek ve et yoktu. Peygamber yemek sofralarının yayılmasını emretti. Akabinde bunların içine de hurma, yağ ve akt denilen kuru yoğurt konulmuştu. İşte bu, Peygamber'in düğün ziyafeti olmuştu. Bu sırada müslümânlar kendi aralarında:
Safiyye, mu'minlerin analarından birisi (hurr bir kadın) mıdır, yoksa Peygamber'in sağ elinin mâlik olduğu cariyelerden biri midir? dediler.
Bâzıları da:
Eğer Peygamber, Safiyye'yi örterse o, mu'minlerin analarındandır. Eğer örtmezse Safiyye, Peygamber'in sağ elinin mâlik olduğu bir câriyedir! dediler.
Peygamber hareket etmeye karar verince bineğinin arkasına Safiyye için bir yer hazırlattı. İnsanlarla Safiyye arasına da bir perde uzattı. (Böylece Safiyye, mu'minlerin analarından biri oldu.)

(Buhari, Nikah, bab 12, Hadis no : 61)



Uydurma Bir Hadis :

"Eğer üzerindeki kadınlara Allah lanet etsin."

الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله وعلى آله وصحبه، أما بعـد:
فحكم ركوب المرأة للدراجة هو كما قرأت في الفتوى رقم: 14829، وأما ركوب النساء للسرج فمنهي عنه في المذهب الحنفي، ولكن ليس ذلك على إطلاقه، كما قال السرخسي الحنفي في شرح السير الكبير:
ولا تركب امرأة مسلمة على سرج، وهذا لقوله صلى الله عليه وسلم:
لعن الله الفروج على السروج.
ثم المراد إذا ركبت متلهية، أو ركبت متزينة لتعرض نفسها على الرجال، فأما إذا ركبت لحاجتها إلى ذلك بأن كانت ممن يجاهد أو يخرج للحج مع زوجها فركبت متسترة فلا بأس بذلك. وكذا قال ابن نجيم في البحر الرائق.
وحجتهم في ذلك حديث:
لعن الله الفروج على السروج.
وهو حديث باطل، قال عنه الشيخ ملا علي القاري في الأسرار المرفوعة في الأخبار الموضوعة (لا أصل له) فلا تثبت به حجة، ولكن إن كان النهي عن التعرض للرجال وإبداء الزينة فهذا ممنوع بالأدلة العامة المانعة من ذلك سواء أكان على سرج أو على غيره.
والله أعلم.
Şeyh Aliyyul Kâri dedi:
"Eğer üzerindeki dişilere (kadın) Allah lanet etsin."
Bu hadis batıldır. Aslı yoktur. Onun üzerine hüküm bina edilmez. Mevzu (uydurma)dur.

ولقد أبعد شيخنا علاء الدين إذ استشهد بحديث أخرجه ابن عدي في " الكامل " عن ابن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم نهى ذوات الفروج أن يركبن السروج
"Rasûlullah, kadınları eğere (ata) binmekten yasakladı."
Bu hadisi ibn-i Adiy, ibn-i Abbas' (r.anhuma)'dan senedinde meçhul bir kişi ile rivayet ettiğinden hadis zayıftır.

بريقة محمودية في شرح طريقة محمدية وشريعة نبوية لأبي سعيد الخادمي :
قال في معرض كلامه عن تشبه الرجل بالمرأة و العكس :
( وَمِنْهَا رُكُوبُ النِّسَاءِ عَلَى السَّرْجِ بِغَيْرِ عُذْرٍ ) ( " حب " عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُمَا مَرْفُوعًا { يَكُونُ فِي آخِرِ أُمَّتِي نِسَاءٌ يَرْكَبْنَ عَلَى سُرُجٍ كَأَشْبَاهِ الرِّجَالِ } ) وَمُشَابَهَتُهُنَّ لَهُمْ مَنْهِيٌّ عَنْهَا ( { وَرِجَالٌ يَنْزِلُونَ عَلَى أَبْوَابِ الْمَسَاجِدِ } ) يَعْنِي يَجِيئُونَ إلَى الْمَسَاجِدِ رَاكِبِينَ عَلَى الْمَرَاكِبِ الْبَهِيَّةِ تَكَبُّرًا وَخُيَلَاءَ .
ذكر أن الحديث عند ابن حبان في صحيحه و استنبط منها هذا الحكم
Hadimi'nin "Berika" adlı şerhinde Abdullah ibn-i Ömer (r.anhuma)'dan rivayet edilen hadiste:
"Ummetimin sonunda erkeklere benzeyerek eğerlere binecek kadınlar olacaktır."

Hadisi ibn-i Hibban sahihinde zikredip hüküm çıkarmıştır. Buna binaen Berika kitabında kadınların erkeğe benzemesi konusunda "kadınların özürsüz olarak eğerler binmesi"ni zikretmiştir.




Türkiye'de Kadının Şoförlüğü :

Türkiye'de bu şartlar hem sosyal, hem trafik, hem kadının genelinin fıtri (korku, panik, kuvvet) yapısı, hem de insanların dini ve insani yapıları uygun değildir. Suudi arabistanda durum, Kur'an ve sunnette böyle bir icazet bulamadıklarından, fitne çıkmaması için kadınlara, binekleri (araba, uçak, at, deve) teslim edilmemektedir.
Trafikte tek başına olan bir bayanın, lastiği patlaması, kaza yapması, arabanın bozulması gibi durumlarda yapacağı bir şey yoktur ki, bu durumlar fitneye davetiyedir. Trafik polislerinin kontrolleri de bundan aşağı bir fitne olmayabilir. Trafikteki daha bazı olumsuzluklar, kadının şöförlüğü için olumsuzluktur.

Kadının şoförlüğüne (araç kullanma yeteneği) bazen sosyal yaşamımızda ihtiyaç (hastalık vb.) duyulabiliyor. Bu da kapitalist düzende yaşamadan dolayı, Kadın ve erkeğin ev, iş ortamında eşitliği ile hareket eden devletlerin anlayışıyla, zamanla artık kadın fıtraten olmasa da, manen erkekleşiyor, erkek işleri yapmak zorunda kalabiliyor. Böyle olunca da erkeklerin içinde kala kala laçkalaşıyor, edebsizleşiyor, maddiyatın verdiği güvenle kocasına asileşebiliyor, özgürce yaşayabilme yollarına başvururken, araç kullanma konusunu da boş geçmeyerek, istediği zaman istediği yerlere (komşu, akraba, gezi, alışveriş vs.) rahat ve sorumsuzca gidebiliyor.


Şartların olgunlaşması durumunda kadının araç kullanması gündeme gelebilir.
Tüm bunlardan sonra, çocuğunun annesi tevhid ehli bir kadının Trafikte tek başına şoforluk yapması, araç kullanması caiz görükmüyor.
 
Üst Ana Sayfa Alt