E
Çevrimdışı
Suudi rejiminin “Dediklerimizi kabul et 15 yıl hapis cezanı affedelim.” teklifine "Başımı kesseniz dahi ben bunları kabul etmem.” şeklinde karşılık veren Arabistanlı ünlü din bilgini Süleyman Ulvan'ın hayat hikayesi hem şahsının politik önemini ortaya koyuyor hem de ülkede 1990 Körfez Krizi'nden bu yana devam eden rejim ve muhalefet ilişkilerine ışık tutuyor.
incanews Haber Merkezi
Kaynaklar Suudi rejiminin geçtiğimiz ay 15 yıl hapis cezası alan din bilgini Süleyman el-Ulvan'a iki şeyi ilan etmesi karşılığında serbset kalması ve soruşturmanın durmasını teklif ettiğini bildirmişlerdi:
1) Suudi yöneticilerinin meşru Müslüman yöneticiler olduğunu ilan etmek,
2) Suudi yasalarının şeriata uygun olduğunu, kralın kendi koyduğu kanunlar olmadığını (Allah'ın hukukuna aykırı) ilan etmek.
Süleyman el-Ulvan'ın ise bu teklifi "Başımı kesseniz dahi ben bunları söylemem" şeklinde cevapladığı nakledilmişti.
Genç yaşlarında dini akademik çevrelerde büyük üne kavuşan, ilerleyen yıllarda ise uluslararası alanda tanınan, özellikle hadis alanında dikkat çeken çalışmaları ve bilgisi ile ünlü İslam bilgini İbn-i Hacer el-Askalani'den (1372-1448) bu yana yaşamış en büyük hadisçi olarak görüldüğü belirtilen, Suudi rejimine muhalif tavrı ve Küresel Cihat Hareketi'ne yakınlığı ile bilinen Ulvan'ın hayat hikayesi, şahsının öneminin yanı sıra 1990 Körfez Krizi'nden bu yana ülke içerisinde devam eden rejim ve muhalefet ilişkilerine ışık tutuyor.
Süleyman el-Ulvan kimdir?
1969'da 9 erkek çocuğu olacak olan babasının 4. büyük oğlu olarak Suudi Arabistan'ın Kasım ilinin merkezi Bureyde'de doğan el-Ulvan, küçük yaşlardan itibaren dini alanda eğitim gördü.
14 yaşında iken ülkedeki örgün eğitim sistemini bırakarak dini alanda daha faydalı bulduğu din bilginlerinden özel eğitimler alma ve sistematik ders halkalarına katılma şeklinde eğitimini sürdüren, o yıllardan itibaren hafızası, zekası, anlayış kapasitesi ile çevresinde büyük hayret uyandıran ve bir dahi olarak görülen el-Ulvan, dini eğitiminin ilk yıllarında Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra Kütüb-i Sitteyi (6 hadis kitabı: Buhari ve Müslim'in Sahihleri, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace'nin Sünenleri) hadis metinleri ve senedleriyle (sened: bir hadisin metnini birbirine aktaran şahısların listesi) ezberledi.
İlerleyen senelerde Kütüb-i Tis'a (Dokuz hadis kitabı, Kütüb-i Sitte'ye ek olarak Ahmed bin Hanbel'in Müsnedi, Darimi'nin Süneni, Malik'in Muvatta'sı) ezberini hadis metinleri ve senedleri ile tamamlayarak asırlardır görülmemiş bir hadis ezberine ulaştı ve 1990'ların başından itibaren hadis alanında Dünya'nın en büyük otoritesi olarak görülmeye başlandı. el-Ulvan ayrıca dini alanda ansiklopedik kaynak olarak görülen çok sayıda dini eseri de ezberledi.
O yıllarda iken edindiği prensiple kendisine sorulan dini konularla ilgili naklettiği hadislerin tümünün bütün geliş yolları, senedleri, hadisçilerin meşhurlarının hadis hakkındaki değerlendirmelerini naklederek aktaran Ulvan'ın, bu çok geniş bir hafıza ve ezberleme gücü gerektiren prensibiyle dünyada tek olduğu bildirilmektedir.
Bureyde'de iken çok genç yaşlarında Cuma günleri hariç haftanın diğer günlerinde sabah, öğlen ve akşam namazlarından sonra ders vermeye başlayan, bir yandan da eğitimini sürdüren Ulvan'a ilerleyen yıllarda o günlerde ne kadar ders çalıştığı sorulduğunda "15 saat çalışıyordum" cevabını vermiştir.
1990-92 yılları arasında hadis alanındaki akademik çalışmaları için Medine'de bulunan ve Medine'deki hadisçilerle yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Ulvan 1992'de Medine'nin en büyük hadisçisi olarak kabul edilen Hammad el-Ensari'den (1924-1997) tüm akademik çalışmalarıyla ilgili icazet aldı.
1992'de 23 yaşındayken Medine'den Bureyde'ye dönen Ulvan bu şehirde imamlık yaptığı mescidi aynı zamanda bir davet ve akademik çalışmalar merkezine dönüştürmüş, 1992'den itibaren, 1980'li yılların sonlarında Ulvan'ı tanıyıp seven hemşerileri Bureydelilerin ötesinde yıllar içerisinde önce çevre illerde daha sonra Arabistan genelinde, sonrasında ise ululslararası çapta üne kavuşmuştu.
Bu dönem ondan ders alan çok sayıda isim daha sonra Arabistan içerisinde ve dışarısında Küresel Cihat Hareketi saflarında yer almıştı. Örneğin geçtiğimiz Aralık ayında Veziristan'da insansız hava aracı saldrısında hayatını kaybeden, Küresel Cihatçıların önde gelen isimlerinden Halid el-Huseynan'ın (1966-) Ulvan'ın bu yıllardaki derslerine katıldığı ve Ulvan'ın Huseynan üzerinde ideolojik olarak da büyük etkiye sahip olduğu biliniyordu.
Halid Huseynan öldürüldü mü?
Başarıları nedeniyle 1990'lı yılların başından itibaren dini akademik çevrelerde büyük bir sevgi ve saygı kazanan el-Ulvan hakkında Arabistan'ın bir diğer ünlü rejim muhalifi din bilgini ve aynı zamanda el-Ulvan'ın dini eğitiminde ilk hocalarından olan Hamud bin Ukla eş-Şuaybi 1995'te: "Çok sayıda ilim ehli ile bir arada bulundum ama ben hayatım boyunca Süleyman el-Ulvan kadar üstün anlayış, hafıza ve derin bilgi sahibi bir kimseyi görmedim" demiştir.
Hamud bin Ukla eş-Şuaybi (1)
Yine Suudi rejimine eleştirileri olmakla birlikte açıktan muhalif bir tavır takınmayan Muhammed bin Salih el-Useymin (1929-2001) imamlık yaptığı ve ders verdiği mescidinin bulunduğu, aynı zamanda doğrum yeri olan ve Bureyde'den kuş uçuşu 25 km uzaklıktaki Uneyze'de, kendisine Ulvan hakkında gelen olumlu bilgiler üzerine 1995 yılı başlarında telefonla kendisine ulaşarak fıkhi bazı meseleleri ona danışarak bir nevi imtihan eder.
Ulvan'ın cevaplarına hayran kalan el-Useymin, "Bureyde'deki 26 yaşındaki genç dahi alim" efsanesine hak verir ve Ulvan ile temasını sıkılaştırır. Bu dönemde el-Useymin'in hadis senedleri ve metinleri hakkındaki tüm sorularında sadece Ulvan'a danıştığı, Ulvan'ın bilgisi ile yetindiği Useymin ve Ulvan'a yakın kaynaklarca teyid edilmektedir.
Yine 1995 yılı içerisinde, Useymin birinci baskısını yapan ünlü eseri el-Kavl-ul Mufid ala Kitabu-t Tevhid (Tevhid Kitabı üzerine Faydalı Söz) isimli eserini Ulvan'a ulaştırarak ondan kitabu inceleyip tetkik etmesini, eleştirilerini kendisine bildirmesini ister.
Ulvan Useymin'e kitabı beğendiğini, kitapta 30 yere not düşerek mülahazalarını belirttiğini, bu kısımların kendisinin belirttiği yönde değiştirilmesini daha faydalı bulduğunu belirtir. Useymin Ulvan'ın mülahazalarının tümünü haklı bulur ve kitap 2. baskısından itibaren Ulvan'ın tetkikinden ve düzeltmesinden geçmiş olarak basılır.
Useymin'in de üniversite de hocası olan Hamud bin Ukla eş-Şuaybi gibi Ulvan hakkında hafıza, anlayış ve bilgide onun gibisini görmediğini söylediği belirtilmektedir.
Ulvan'ın kısa sürede Bureyde merkezli yayılan ve geniş çevreleri etkisi altına alınan faaliyetleri, kökeni 1990 Körfez Krizi'ne dayanan, 1994'den itibaren yoğunlaşan Suudi rejiminin ülke içerisindeki İslami muhalefeti hedef alan baskılarının 1996'dan itibaren "Şuaybi ekolü" olarak isimlendirilen ve eş-Şuaybi etrafına kenetlenen rejim karşıtı İslami muhalefete dahil olan Ulvan'ı da hedef alması hiç bir çevre için şaşırtıcı olmayacaktı.
incanews Haber Merkezi
Kaynaklar Suudi rejiminin geçtiğimiz ay 15 yıl hapis cezası alan din bilgini Süleyman el-Ulvan'a iki şeyi ilan etmesi karşılığında serbset kalması ve soruşturmanın durmasını teklif ettiğini bildirmişlerdi:
1) Suudi yöneticilerinin meşru Müslüman yöneticiler olduğunu ilan etmek,
2) Suudi yasalarının şeriata uygun olduğunu, kralın kendi koyduğu kanunlar olmadığını (Allah'ın hukukuna aykırı) ilan etmek.
Süleyman el-Ulvan'ın ise bu teklifi "Başımı kesseniz dahi ben bunları söylemem" şeklinde cevapladığı nakledilmişti.
Genç yaşlarında dini akademik çevrelerde büyük üne kavuşan, ilerleyen yıllarda ise uluslararası alanda tanınan, özellikle hadis alanında dikkat çeken çalışmaları ve bilgisi ile ünlü İslam bilgini İbn-i Hacer el-Askalani'den (1372-1448) bu yana yaşamış en büyük hadisçi olarak görüldüğü belirtilen, Suudi rejimine muhalif tavrı ve Küresel Cihat Hareketi'ne yakınlığı ile bilinen Ulvan'ın hayat hikayesi, şahsının öneminin yanı sıra 1990 Körfez Krizi'nden bu yana ülke içerisinde devam eden rejim ve muhalefet ilişkilerine ışık tutuyor.
Süleyman el-Ulvan kimdir?
1969'da 9 erkek çocuğu olacak olan babasının 4. büyük oğlu olarak Suudi Arabistan'ın Kasım ilinin merkezi Bureyde'de doğan el-Ulvan, küçük yaşlardan itibaren dini alanda eğitim gördü.
14 yaşında iken ülkedeki örgün eğitim sistemini bırakarak dini alanda daha faydalı bulduğu din bilginlerinden özel eğitimler alma ve sistematik ders halkalarına katılma şeklinde eğitimini sürdüren, o yıllardan itibaren hafızası, zekası, anlayış kapasitesi ile çevresinde büyük hayret uyandıran ve bir dahi olarak görülen el-Ulvan, dini eğitiminin ilk yıllarında Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra Kütüb-i Sitteyi (6 hadis kitabı: Buhari ve Müslim'in Sahihleri, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace'nin Sünenleri) hadis metinleri ve senedleriyle (sened: bir hadisin metnini birbirine aktaran şahısların listesi) ezberledi.
İlerleyen senelerde Kütüb-i Tis'a (Dokuz hadis kitabı, Kütüb-i Sitte'ye ek olarak Ahmed bin Hanbel'in Müsnedi, Darimi'nin Süneni, Malik'in Muvatta'sı) ezberini hadis metinleri ve senedleri ile tamamlayarak asırlardır görülmemiş bir hadis ezberine ulaştı ve 1990'ların başından itibaren hadis alanında Dünya'nın en büyük otoritesi olarak görülmeye başlandı. el-Ulvan ayrıca dini alanda ansiklopedik kaynak olarak görülen çok sayıda dini eseri de ezberledi.
O yıllarda iken edindiği prensiple kendisine sorulan dini konularla ilgili naklettiği hadislerin tümünün bütün geliş yolları, senedleri, hadisçilerin meşhurlarının hadis hakkındaki değerlendirmelerini naklederek aktaran Ulvan'ın, bu çok geniş bir hafıza ve ezberleme gücü gerektiren prensibiyle dünyada tek olduğu bildirilmektedir.
Bureyde'de iken çok genç yaşlarında Cuma günleri hariç haftanın diğer günlerinde sabah, öğlen ve akşam namazlarından sonra ders vermeye başlayan, bir yandan da eğitimini sürdüren Ulvan'a ilerleyen yıllarda o günlerde ne kadar ders çalıştığı sorulduğunda "15 saat çalışıyordum" cevabını vermiştir.
1990-92 yılları arasında hadis alanındaki akademik çalışmaları için Medine'de bulunan ve Medine'deki hadisçilerle yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Ulvan 1992'de Medine'nin en büyük hadisçisi olarak kabul edilen Hammad el-Ensari'den (1924-1997) tüm akademik çalışmalarıyla ilgili icazet aldı.
1992'de 23 yaşındayken Medine'den Bureyde'ye dönen Ulvan bu şehirde imamlık yaptığı mescidi aynı zamanda bir davet ve akademik çalışmalar merkezine dönüştürmüş, 1992'den itibaren, 1980'li yılların sonlarında Ulvan'ı tanıyıp seven hemşerileri Bureydelilerin ötesinde yıllar içerisinde önce çevre illerde daha sonra Arabistan genelinde, sonrasında ise ululslararası çapta üne kavuşmuştu.
Bu dönem ondan ders alan çok sayıda isim daha sonra Arabistan içerisinde ve dışarısında Küresel Cihat Hareketi saflarında yer almıştı. Örneğin geçtiğimiz Aralık ayında Veziristan'da insansız hava aracı saldrısında hayatını kaybeden, Küresel Cihatçıların önde gelen isimlerinden Halid el-Huseynan'ın (1966-) Ulvan'ın bu yıllardaki derslerine katıldığı ve Ulvan'ın Huseynan üzerinde ideolojik olarak da büyük etkiye sahip olduğu biliniyordu.
Halid Huseynan öldürüldü mü?
Başarıları nedeniyle 1990'lı yılların başından itibaren dini akademik çevrelerde büyük bir sevgi ve saygı kazanan el-Ulvan hakkında Arabistan'ın bir diğer ünlü rejim muhalifi din bilgini ve aynı zamanda el-Ulvan'ın dini eğitiminde ilk hocalarından olan Hamud bin Ukla eş-Şuaybi 1995'te: "Çok sayıda ilim ehli ile bir arada bulundum ama ben hayatım boyunca Süleyman el-Ulvan kadar üstün anlayış, hafıza ve derin bilgi sahibi bir kimseyi görmedim" demiştir.
Hamud bin Ukla eş-Şuaybi (1)
Yine Suudi rejimine eleştirileri olmakla birlikte açıktan muhalif bir tavır takınmayan Muhammed bin Salih el-Useymin (1929-2001) imamlık yaptığı ve ders verdiği mescidinin bulunduğu, aynı zamanda doğrum yeri olan ve Bureyde'den kuş uçuşu 25 km uzaklıktaki Uneyze'de, kendisine Ulvan hakkında gelen olumlu bilgiler üzerine 1995 yılı başlarında telefonla kendisine ulaşarak fıkhi bazı meseleleri ona danışarak bir nevi imtihan eder.
Ulvan'ın cevaplarına hayran kalan el-Useymin, "Bureyde'deki 26 yaşındaki genç dahi alim" efsanesine hak verir ve Ulvan ile temasını sıkılaştırır. Bu dönemde el-Useymin'in hadis senedleri ve metinleri hakkındaki tüm sorularında sadece Ulvan'a danıştığı, Ulvan'ın bilgisi ile yetindiği Useymin ve Ulvan'a yakın kaynaklarca teyid edilmektedir.
Yine 1995 yılı içerisinde, Useymin birinci baskısını yapan ünlü eseri el-Kavl-ul Mufid ala Kitabu-t Tevhid (Tevhid Kitabı üzerine Faydalı Söz) isimli eserini Ulvan'a ulaştırarak ondan kitabu inceleyip tetkik etmesini, eleştirilerini kendisine bildirmesini ister.
Ulvan Useymin'e kitabı beğendiğini, kitapta 30 yere not düşerek mülahazalarını belirttiğini, bu kısımların kendisinin belirttiği yönde değiştirilmesini daha faydalı bulduğunu belirtir. Useymin Ulvan'ın mülahazalarının tümünü haklı bulur ve kitap 2. baskısından itibaren Ulvan'ın tetkikinden ve düzeltmesinden geçmiş olarak basılır.
Useymin'in de üniversite de hocası olan Hamud bin Ukla eş-Şuaybi gibi Ulvan hakkında hafıza, anlayış ve bilgide onun gibisini görmediğini söylediği belirtilmektedir.
Ulvan'ın kısa sürede Bureyde merkezli yayılan ve geniş çevreleri etkisi altına alınan faaliyetleri, kökeni 1990 Körfez Krizi'ne dayanan, 1994'den itibaren yoğunlaşan Suudi rejiminin ülke içerisindeki İslami muhalefeti hedef alan baskılarının 1996'dan itibaren "Şuaybi ekolü" olarak isimlendirilen ve eş-Şuaybi etrafına kenetlenen rejim karşıtı İslami muhalefete dahil olan Ulvan'ı da hedef alması hiç bir çevre için şaşırtıcı olmayacaktı.