Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

TAĞUTA MUHAKEMEDE SİLSİLE

U Çevrimdışı

usamezeyd

Üye
İslam-TR Üyesi
Soru: Tağutun mahkemesine muracaat eden bir adamın tekfirinde silsile varmıdır?

Cevap:Sevgili kardeşim; Tağuttan hüküm talep eden birinin tekfiri bir çok şekilde gerçekleşir. Herşeyden önce Şeyh Abdurrahman İbn Hasan Ali Şeyh’in dediği gibi; “ Tağuta muhakeme olmak ona iman etmektir.” Bu ibadettir. Tıpkı secdenin ibadet olması gibi. Ancak her secde ibadet midir diye ikinci soru sorulduğunda hayır cevabı gelecektir ki, Meleklerin Adem’e yaptıkları selam secdesi ile Muaz’ın Nebi sallahu aleyhi ve sellem’e yaptığı selam secdesi bizim şeriatımıza kadar mubahtı ve Muaz hadisi ile haram kılındı. Bu da ortaya koyuyor ki secde bir ibadet çeşididir. Ancak her secde değil.

Aynı şekilde Alimler; Tağuta muhakeme olmanın helalliğine itikat eden, tağutun hükmünün şeriatın hükmünden üstün olduğuna inanan ya da bu ikisi arasında muhayyer olduğuna inananların tekfirinde icma etmişlerdir. Bu icmayı Şeyh Muhammed ibn Abdulvehhab İslam’ı bozan on unsur adlı kısa risalesinde 4. Unsurda apaçık ifadeler ile beyan etmiştir. Bu itikadi olan ve ümmetin küfür olduğuna icma ettiği kısımdır.

Ancak günümüzde en çok tartışılan ve en çok konuşulan yön olan, tağutun hükmünün batıllığına itikat ederek tağuttan hüküm talep eden insanların tekfirinde ise insanlar bir hayli zorlandılar. Ancak burası ümmetin üzerine icma ettiği değil bilakis ihtilaf ettiği kısım olmuştur. Bizim zannımız ve ictihadımızın sonucu bunun da küfür olmasıdır. Ancak bizim anlayışımız ne nasdır ne de icmadır ki bize muhalefet edenler kafir olsunlar.

Namaza vacip diyerek namazı terk edene Ahmed şirk işledi derken; Ebu Hanife, Şafi ve Malik itikat ettiği için şirk işlemedi diyorlar. Birinin şirk dediğine öteki İslam diyor.

Aynı şekilde şeriata muhakemenin vacipliğine inanan ancak terk eden insanı bizler tekfir ediyoruz tıpkı Ahmed gibi. Bazı kardeşlerimizde tekfir etmiyorlar fısk ile itham ediyorlar tıpkı Ebu Hanife, Şafi ve Malik gibi.

Şeyh Muhammed ibn Abdulvehhab’a tağuta muhakemenin hükmü sorulduğu zaman şöyle cevap veriyor; “ Kim tağuta muhakemenin helalliğine itikat ediyorsa o kafirdir.“ (Durerus Seniyye Reddiyeler Kitabında)

Bizim Ahmed gibi tekfir etmemizin sebebi sorulursa deriz ki;

Allah ayette tağuta muhakeme olmayı irade edenlerin kafir olduklarını beyan etmiştir. Hiç şüphe yoktur ki insan zina yapmayı irade etse kafir olmaz fasık olur. Aynı şekilde insan Allah’a küfretmeyi irade etse etmeden mücerred istemesi ile kafir olur. Buradan da anlaşılacağı gibi tağuta mücerred muhakeme olmak küfür ki onu daha amele dökmeden Allah celle celaluhu mücerred irade etmek ile tekfir etmiştir.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum... Sanırım şeyh makdisi bu konu hakkında risalesinde yazı yazmıştı, oradan da faydalanılabilir... selamun aleykum...
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
Tağut,ilk önce Allaha iman ettiğini beyan eden,sonra,Allahın hükümlerine hafife alıp,onların yerine başka bir takım güçlerinin hükümlerini hakim kılmaya çalışan fasıkların,zalimlerin ve kafirlerin hakimiyet düzenidir.Bir müslüman her şeyden önce bu nedenle tağutu red etmekle emr olunmuştur.Peygamberimize emrolunduğun gibi dosdoğru ol ikazının onda ne kadar bir ter boşandırdığını müslüman olan veya okuyanlar bilir.Maide süresinde Alllah(C.C),Allahın hükmü ile hükmetmeyenlerin de fasık zalim ve kafirler olduğunu açıkça beyan etmektedir.Burada Allahın hükmü deyince bazıları gibi direk kurana başvurarak,peygamberin şeriatına aykırı bir duruşa da başvurulmamalıdır.Çünkü peygamberler kitaplara nasıl uyulacağını göstermek için gönderilmişlerdir.Tarihte bütün peygamberler,ilk önce tağutun red edilmesi için mücadele vermişlerdir.Çünkü bu,islamın yerini yeryüzünde hakim olmasının ilk şartıdır.

Allah hüküm koymada kendisine ortak kabul etmez.” [Kehf: 26]

“Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir.” [Yusuf: 40]

Sana ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa: 60]

“Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin etmedikçe ve sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı kalplerinde hiçbir sıkıntı bulunmadan teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” [Nisa: 65]
 
A Çevrimdışı

akilli55

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
konuya ışık tutacak ve asrinsirri üyenin işaret ettiği konu linki : https://www.islam-tr.org/ilmi-munaz...-taguta-muhakeme-olanin-tekfiri-meselesi.html


baş tarafından kısa bir alıntı.

Tekfir konusunda yapılan hatalardan biri de, İslam devletinin bulunmadığı bir zamanda, hakkını almak veya bir haksızlığı önlemek için tağutların yahut destekçilerinin mahkemesine başvuran veya onlardan yardım isteyen her kişiyi ayırım yapmadan tekfir etmektir.



Aşırıya kaçan bazılarının, neredeyse ikrah derecesinde bir mecburiyet sebebi ile bu mahkemelere başvurmuş veya zorla götürülmüş ya da elinden bir şey gelmeyen ve başka bir yol da bulamayan mustaz’aflardan olsa bile, beşeri kanunlarla hüküm veren mahkemelere başvuran her kişiyi tekfir ettiğini gördüm. Hatta bazıları, kendisi hakkında yapılmış bir şikayet ile ilgili olarak kendisini savunmak, suçlamayı reddetmek veya kaybolmuş olan çocuğu ya da eşyasını bulmak gibi bir amaçla karakolun birine müracaat eden insanları bile tekfir etmektedir.
Çünkü böyle bir işi, tağutun hükmüne başvurmak olarak kabul ederler. "

şimdi de yaşantıdan bir örnek vereyim. 4 kardeşlik bir aile düşünün. babaları, anaları vefat etmiş. 4 kardeş büyümüşler her biri 20,30,40 yaşlarında dinen buluğ çağını aşmış, sorumlu kimseler. 3'ü kızkardeş 1 tanesi erkek. Erkek olan kızkardeşlere mirastan paylarını vermiyor. Bu 3 kızkardeş ne yapacak haklarını nasıl alacaklar? Güçleri yetmiyor, diğer akrabalarını aracı yapsalar erkek ile kötü olmamak için fazla baskı da yapamıyorlar akrabaları.

Erkek dediğim dedik, çaldığım düdük misali kimseye yedirmiyor. Bu misalleri çoğaltabiliriz. Allah en doğrusunu bilendir vesselam.
 
Ö Çevrimdışı

önce iman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum kadesler.
konuyu bende arastirdim ve su souclari vardim

1.ister islami ister taguti hukukta 1.kaide taraflar arasindaki davanin ihtalafli olmasi
Mahkemelerdeister islami ister tagut mahkemesi olsun.Taraflarin üzerindeki velayet kapsamina girer taraflar arasindaki görülen Ihtilafli dava,larda olur.Ihtilafli konular yani davalar mahkemenin taktir ,vicdani kannatina göre karara bagladigi davalardaolur .simdide bagzi hukuki terimlerin anlamlarina bakalimMahkeme :davaciyla davalinin sunmus oldugu iddia,lari vesavunma,lari tahkikat ederek yanilmapayi olmakla beraber ilzam edici karara mahkeme denir.
Kararverme: bir konuda yapilacak seyler arasindan duruma enuygun olani secip hata payiile birlikte sonuca varmak

Bir meselede hükmüne bas vurmak demek hakimliginebasvurmaktir.
Birmeselede hakimligine basvurmakta baglayici ,zorlayici olan ilzam edici nihayikararana istemektir.

Bir eylemin mahkemesayilmasi icin 1.taraflarin üzerinde yargilama yetkisine saib olan otorite (Hakim.)2. Acilmis olan davanin ihtilafli olmasi 3. Verilen kararin baglayici olmasi (zorlayici , ilzam edici.) 4.muhalefet edildiginde ceza, müeyidegerektiren karar

Iki seyi birbirine karistirmamak gerek
Ihtilaflarin giderilmesi ile ihtilaflarinbir hükümle tahhaküme dayanan infaz yoluyla giderilmesine birbirinekaristirmamak gerek zira biri sulh olur. Diyeri ise yargi yoluyla mahkemeylainfaz edici karara.. Yasak olan sonuc ihtibariyle taraflri ilzam edici birdurum varmi yokmu iste burada önemli nokta budur.mesela fetva yoluyla verilenkarar ve ihtilafin giderilmesi velaya girmez ama ayni konu hakimin kararinabagli olursa velaya girer cünkü burda velayet vardir yani hakimin sözütaraflari cebrende olsa sözüne gecirme yetkisine tahhaküm yetkisine saibtir.


Not : Mahkemelerde asil olan kisininhakli veya haksizliginin taktiri hakimin kanatina ve vicdanina göre veriliyoryoksa iddia makaminin iradesine göremi iste küfre götürüp veya götürmemedebelirleyici nokta burasi cünkü hakimin taraflar üzerindeki velayet yetkisininceryan etmesi bu ince noktaya baglidir.


Tagutmahkemesine gitmenin sartlari


1.Islam mahkemesinin bulunmamasi

2. sikayet edilen sagis gayri müslim olmasi

3.sikayet etmeden önce onunla kendi aranda gerekirse cözüme gitmek icin teklif etmek.

4.Verilecekhüküm islamin hükmü veya islama ters düsmeyecek(kesin haram ve farz)

5.Verilecek hüküm hakimin istahatina dayanmayacak bir baska ifadeyle haklinin kimoldugu yakinen bilineceki hakim zannigalip cinsinden hüküm vermesin.Birde hükümün ileti tesri deyil husisi olub feri meselede olacak .

6.mahkemeyegiderken hakkina alma hususunda orayibir bir arac olarak Kabuledeceksin yoksa kendinle sikayet olunanin arasindaki ihtilafigiderme yeri degil .Bir baska ifadeylehakina almada yanliz yaptirici güc olarak. Niyetiyle orya gideceksin.

7.Küfrü gerektiren ne bir söz ne birfiil nede bir kagidi imza gibi birgirisimde bulunacaksin.

8.küfür mahkeme,sine gitmeden once gerekli sartlarin mahkeme,de aynen yerine geleceginden zanni galipolacaksin.

9.Avkatinaislami acidan takip etmesi gereken üsüle söyleyip riayet etmesine bildiripaydinlatacaksin.

10.Mahkemeye Dilekceyi verirken Davadilekcesinin Dava gerekcesi hakkina aramak, seklinde olacak,ihtilafin giderilmesi seklinde degil hakkina (mesruyeti beli olan hak) talepseklinde olacak.



 
Üst Ana Sayfa Alt