TEHARET
VE
NAMAZ
Hazırlayan:
Fikri Göncü
بسم الله الرحمن الرحيم
ÖNSÖZ
Hamd âlemlerin Rabbine salat ve selam onun Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ve onun âline ve ashabınadır. Namaz gibi büyük bir ibadeti kullarına farz kılarak onları huzuruna kabul eden Allah’a hamd olsun! Namazı, müminlerin miracı, salihlerin göz nuru ve kalp huzuru kılan Yüce Allah’a hamd olsun!
Namaz! Dinimizin direği. Şahadet kelimesinden sonra islamın en önemli rüknü. Edâsı cennetin anahtarı, ebedî kurtuluş ve saâdet. Günahların kefareti, Rabbin rızası.. Terki ise Rabbin gazabı. Namaz kulluğun en büyük ifadesidir. Diğer bütün ibâdetlerin kabûlünün kendisine bağlı olduğu büyük bir ibâdettir.
Elinizdeki bu kitap bir müslümanın abdest ve namaz konusunda bilmesi geren özet bilgiler içermektedir. Kitap hazırlanırken bu konuda günümüzde kaleme alınmış kitap ve kitapçıklardan büyük ölçüde faydalanılmıştır. Özet bilgi verilme zorunluluğu olmasına rağmen hükümler özet olarak delilleri ile birlikte verilmeye çalışılmıştır. Bir müslümanın namaz kılması için gerek duyacağı bilgiler, elden geldiği kadar anlaşılır bir üslup ile sunulmuştur. Bu kitapçıkta sadece abdest ve namaz ibadetine değil, bu iki ibadet ile ilgili olmak üzere namaz öncesi durumlar ile ilgili; temizlik, suların hükmü, misvak kullanmak gibi diğer bazı konular da özet olarak ele alınmıştır. Bu kitapçıkta bir müslümanın namaz ve abdest konusunda ihtiyaç duyacağı bir çok konuya temas edilmektedir.
Yüce Allah’tan bu mütevazı çalışmayı salih ameller zümresinden eyleyerek kabul buyurmasını niyaz ederim.
Fikri Göncü
25/02/2003 M.-12/25/1423 H.
NAMAZA HAZIRLIK
KONU BAŞLIKLARI:
NAMAZ ÖNCESİ TEMİZLİK
Tuvalete Çıkma Adabı
İstinca Ve İsticmar
Misvağın Önemi
ABDEST
Abdest Nasıl Alınır?
Cünüp Bir kişi Nasıl Temizlenir?
TEYEMMÜM
Teyemmüm Nasıl Yapılır?
Mest Veya Çorap Üzerine Mest.
Çarığa (ayakkabı, çizme) mest etmenin şartları:
Hastanın Abdesti?
NAMAZ ÖNCESİ TEMİZLİK
Şüphe yok ki namaz ibadeti kalbi bütün kötülüklerden temizleyen bir ibadettir. Allahu Teâlâ şöyle buyurur:
]إِنَّ الصَّلاَةَ تَنْهَى عَنِ الفَهْشَاءِ وَالمُنْكَرِ [
“Muhakkak ki namaz hayasızlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar.” (Ankebut:45)
Bildiğimiz gibi bir müslümanı manevi bütün kötülüklerden arındıran namaz ibadetine başlamadan önce maddi bir takım temizlikleri de yapması lazımdır. Vücudun, elbisenin ve namaz kılınacak olan yerin temiz olması yapılması gereken bu temizliklerin başında gelir. Dolayısıyla namaz insanı hem maddi ve hem de manevi kirlerden arındıran bir kalkan vazifesi görmektedir. Namaz ile ilgili konumuza tuvalet adabından başlamayı uygun gördük. Zira bu âdâba riayet etmeden gerçek temizlik olmaz, gerçek temizlik olmayınca da namaz olmaz.
TUVALETE ÇIKMA ÂDABI
İstinca ve İsticmar:
İstinca; her iki yoldan çıkan pisliğin eserinin su ile temizlenmesi, isticmar ise; taş, mendil, kumaş parçası ve benzeri şeylerle pisliğin hükmen temizlenmesidir.
İhtiyacını gidermek isteyen kişi bu ihtiyacını göreceyi yere gitmeden önce yanına temizleneceği su veya taş ve taşa benzer kuru şeyler almalıdır. İhtiyacını gidereceği yerde bunlar varsa buna gerek yoktur. İstinca veya isticmar yaparken sağ eli kullanmak caiz değildir. Bir fıtrat dini olan islam insan fıtratının sevdiği temizlik konusuna büyük önem vermiştir.
Allahu Teâlâ şöyle buyurur:
]إِنَّ اللهَ يُحِبُّ التَّوَّابِِِِينَ وَيُحِبُّ المُتَطَهِّرِينَ[
“Muhakkak ki Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.” (Bakara:222)
]فِيهِ رِجَالٌ يُحِبّونَ أَن يَّتَطَهَّرُوا وَاللهُ يُحِبُّ المُطَّهِّرِينَ[
“Orada öyle kimseler vardır ki temizlenmeyi severler Allah da temizlenenleri sever.” (Tevbe:108)
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
«الطَّهُورُ شَطْرُ الإِيمَانِ»
“Temizlik imanın yarısıdır.”
Helâya girerken:
«بِسْمِ اللهِ أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الخُبْثِ وَالخَبَائِثِ»
“Bismillahi eûzü billahi minel hubsi ve’l habais” demek müstehaptır.
“Allah’ın adıyla! Pislikten (kötülüklerden) ve pislikler (şeytanlar) den sana sığınırım.”
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
»سِتْرُ مَا بَيْنَ الجِنِّ وَعَوْرَاتِ بَنِي آدَم إِذَا دَخَلَ الكَنِيفَ أَنْ يَقُولَ بِسْمِ اللهِ »
“Tuvalete girdiği zaman adem oğlunun avret mahalli ve cinler arasındaki örtü o kulun bismillah demesidir”[1]
Kişinin tuvaletten çıkarken ise «غُفْرَانَكَ» “Ğufrâneke” yani (Bağışlamanı dilerim!) demesi müstehaptır. Enes’ten (r.a) şöyle rivayet edilir:
«كَانَ رَسُولُ اللهِ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) إِذَا خَرَجَ مِنَ الخَلاَءِ قَالَ «غُفْرَانَكَ»
“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) helâdan çıktığında «Ğufrâneke» derdi.”[2]
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in İbn-i Mâce’nin Enes (r.a) den rivayet etmiş olduğu hadiste heladan çıktıktan sonra şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«الحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنِّي الأَذَى وَعَافَانِي»
“Bana eziyet veren şeyi benden giderip bana afiyet veren Allah’a hamd olsun.” [3]
Helaya sol ayakla girip, sağ ayakla çıkmak müstehaptır. Camiye veya eve girerken sağ ayakla girilir. Ayakkabı giyerken sağ ayakla başlanır. Giyecekleri giyerken sağ ayak veya sağ kolla başlanır. Bu durum, temiz ve iyi yerlere girerken sağ ayak, kötü pis yerlere girerken sol ayağın kullanılması sünnetine kıyaslanmıştır.
Allah’ın Resûlü tuvalet esnasında kıbleyi öne veya arkaya almayı, sağ elle istinca yapmayı, üç taştan azıyla veya pislik veya kemikle istinca yapmayı yasaklamıştır. Selman’ın (Allah ondan razı olsun) Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e intisap ettiği bir hadiste Peygamberimizden şöyle haber verir:
«لَقَدْ نَهَانَا أَنْ نَسْتَقْبِلَ القِبْلَةَ بِغَائِطٍٍ أَوْ بَوْلٍ، أَوْ نَسْتَنْجِيَ بِاليَمِينِ، أَوْ نَسْتَنْجِيَ بِأَقَلِّ مِنْ ثَلاَثَةِ أَحْجَارٍ، أَوْ نَسْتنجي برجيع أو بعظم»
“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) büyük veya küçük tuvalet esnasında kıbleye yönelmekten veya kıbleyi arkaya almaktan, sağ elle istinca yapmaktan, üç taştan azıyla istinca yapmaktan, kuru hayvan pisliği ve kemikle istinca yapmaktan bizi menetmiştir.”[4]
Helaya oturan kişinin ağırlığını sol ayağının üzerine vermesi müstehaptır. Tabarâni’nin El-Mû’cem’de Sürâka Bin Malik’ten rivayet ettiği hadiste Sürâka şöyle söyler:
«أَمَرَنَا الرَسُولُ r أَنْ نَتَّكِئَ عَلَى اليُسْرَى وَأَنْ نَنْصِبَ اليُمْنَى»
“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağırlığımızı sol ayağımızın üstüne verip sağ ayağımızı uzatmamızı emretti.”[5]
Aynı zamanda arazide helaya çıkan kişi kendisini kimsenin görmemesi için gerektiği ölçüde uzaklaşması müstehaptır. Ebu Davud’un Cabir’den rivayet ettiği bir hadiste şöyle haber verilir:
«كَانَ إِذَا أَتَى البُرَازَ أَبْعَدَ حتى لاَ يَرَاهُ أَحَدٌ»
“(Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)) büyük tuvaletine çıktığında birileri tarafından görülmemek için ta uzaklara kadar giderdi.”[6]
Yine helaya çıkanın -özellikle alt taraflarının- birileri tarafından görülmesini engellemek için en azından vücudun alt kısımlarını taş, ağaç, tepe arkası gibi engellerle gizlemek müstehaptır. Fakat kişi görülme ihtimali yüksek bir konumda ise mutlaka en azından avret yerlerini örtecek önlemleri almalıdır. Ebu Hureyre’den rivayet edilen hadiste:
«مَنْ أَتَى الغَائِطَ فَلْيَسْتَتِر»
“Kim helaya giderse kendini gözlerden saklasın”[7] buyurulmaktadır.
Arazide helaya giden kişi sidiğin kendisine sıçramaması için kumlu veya yumuşak zeminli bir yer seçmelidir. Evlerde ki tuvalet taşlarının ise sidiğin sıçrama tehlikesine karşı derin olması lazımdır. Kişi tuvalette sidiğin kendi üstüne sıçramaması için elinden geldiği kadar bu duruma dikkat etmelidir. Bir hadiste şöyle buyurulur:
«إِذَا بَالَ أَحَدُكُمْ فَلْيَرْتَدَّ لِبَوْلِهِ«
“İçinizden biriniz bevlettiği zaman sidiğini kendi üzerine sıçratmasın.”[8]
Erkek bir kişi bevlini yaptıktan sonra, sol elinin baş ve orta parmağı ile zekerini (tenasül uzvunu) kökünden tutup hafifçe bastırarak başına doğru çekerek zekerin içinde kalan sidiği boşaltması ve bu işlemi üç kez tekrarlanması iyidir. Fakat Şeyhu’l-islam İbn-i Teymiye bütün bu işlemlerin bidat olduğunu söylemiştir.
Özellikle insanlar tarafından görülme tehlikesi olunan yerlerde daha eğilmeden elbisesinin kaldırılması mekruhtur. Tuvalette iken konuşmak veya selam almak mekruhtur. Fakat bir kişinin tehlikeye düştüğü görülürse insan tuvalette de olsa onu uyarmalıdır. Tuvalette hapşırası gelen kişi, hapşırdıktan sonra içinden “elhamdülillah” der. Kara parçası üzerinde herhangi bir deliğe veya yarığa veya boş bir kabın içine bir zaruret olmadığı müddetçe bevletmek mekruhtur. Zira bu durum bu gibi yer ve kapları mesken edinmiş olan böcek ve sürüngen hayvanlara eziyet verecektir. Bevlederken kişinin tenasül uzvunu sağ eli ellemesi mekruhtur. Yine istinca ve isticmarda sağ eli kullanmak mekruhtur. Ebu Gatâde’den rivayet edilen hadiste şöyle buyurulur:
«لاَ يَمْسِكَنَّ أَحَدُكُمْ ذَكَرَهُ بِيَمِينَهُ وَهُوَ يَبُولُ، وَلاَ يَتَمَسَّحُ مِنَ الخَلاَءِ بِيَمِينِهِ»
“İçinizden hiç bir kimse bevlini yaparken sağ eli ile zekerini tutmasın ve tuvalette sağ elini kullanarak silinmesin.”[9]
Kişinin ihtiyacını giderirken aya veya güneşe doğru yönelmesi mekruhtur. Zira bunlarda Allah’ın nuru vardır. İhtiyaç giderirken -binaların içinde olmak hariç- kıbleye doğru yönelmek veya kıbleye arka dönmek haramdır. Ebu Eyyûb’un Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e intisap ettirerek rivayet ettiği hadiste şöyle buyurulur:
«فَإِذَا أَتَيْتُمْ الغَائِطَ فَلاَ تَسْتَقْبِلُوا القِبْلَةَ وَلاَ تَسْتَدْبِرُوهَا، وَلَكِنَّ شَرِّقُوا أَوْ غَرِّبُوا»
“Tuvalete çıktığınızda kıbleyi arkanıza veya önünüze almayın. Fakat doğuya veya batıya dönün.”[10]
Kıbleden hafif bir şekilde başka bir yere dönmek yeterlidir. Kişi ile kıble arasında belli bir engelin olup olmaması bu hükmü değiştirmez. İstinca yaparken kıbleye dönmek mekruhtur. Tuvalette gereksiz yere beklemek caiz değildir. Zira avret mahalli gereksiz olduğu halde açık tutulmuş olunmaktadır. Bu durumun aynı zamanda da tıbbî açıdan zararlı olduğu uzmanlar tarafından ifade edilmiştir.
Kullanılan yol veya insanların gölgelendiği, güneşlendiği veya toplandığı yerlere, meyveli bir ağacın dibine ve su kaynaklarına küçük veya büyük ihtiyacı gidermek caiz değildir. Her ne kadar taş ve benzeri kuru şeylerle temizlenmek yeterli olsa da taşlarla silindikten sonra suyla yıkamak daha uygundur. Zira Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) taşla silindikten sonra suyla yıkanır ve bunu müminlere tavsiye ederdi. Fakat dışkılanan madde normal bölgenin haricinde diğer yerlere yayılmışsa bu durumda taş ve benzeri şeylerle silinmek yeterli olmayıp mutlaka su gerekir.
İsticmar yapılan maddelerin taş, odun, kumaş v.b. şeylerden olması, temiz ve temizleyici olması ve kullanılması mübah olan şeylerden olması gerekmektedir. Temiz de olsa kemik, hayvan pisliği, yiyecek, ilim kitapları veya bir hayvanın cismine birleşik durumda olan kuyruk ve tüy ile isticmar yapılması haramdır.
Silme sayısı en az üç olmalıdır, yani kullanılacak taşların adedi en az üç olmalıdır. Fakat kullanılan taşın kenarları üç kenarlı veya daha fazla olurda bu kenarların kullanımı ile temizlik sağlanabilmiş olursa bu taş üç taş yerine geçer. Zira burada önemli olan silme sayıları olup taşların adedi değildir. İsticmar temizlenmesi ancak su ile mümkün olabilecek seviyeye gelene kadar silme işlemiyle temizlik yapma gayretidir.
Üç taş ile temizlik mümkün olmazsa beş taş, beş yeterli olmazsa yedi kullanılmalıdır. Yani kullanılan taşların adedi daima tek sayılı olması sünnettir. Her iki dışkılama yolundan yellenme haricinde çıkan her türlü madde için su veya taş v.b. şeylerle istinca (temizlik) yapmak farzdır. Bunları yapmadan alınan abdest veya alınan teyemmüm geçerli olmaz. Buhari ve Müslim’de Migdâd’dan rivayet edilen hadis şöyle buyurulur:
«يَغْسِلُ ذَكَرهُ ثُمَّ يَتَوَضَّأُ»
“O önce zekerini (tenasül uzvunu) yıkar daha sonra abdest alırdı.”
Dışkılanan maddeler şayet normal yollardan gelmezse bu durum da istinca yapmadan da abdest alınabilir.
VE
NAMAZ
Hazırlayan:
Fikri Göncü
بسم الله الرحمن الرحيم
ÖNSÖZ
Hamd âlemlerin Rabbine salat ve selam onun Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ve onun âline ve ashabınadır. Namaz gibi büyük bir ibadeti kullarına farz kılarak onları huzuruna kabul eden Allah’a hamd olsun! Namazı, müminlerin miracı, salihlerin göz nuru ve kalp huzuru kılan Yüce Allah’a hamd olsun!
Namaz! Dinimizin direği. Şahadet kelimesinden sonra islamın en önemli rüknü. Edâsı cennetin anahtarı, ebedî kurtuluş ve saâdet. Günahların kefareti, Rabbin rızası.. Terki ise Rabbin gazabı. Namaz kulluğun en büyük ifadesidir. Diğer bütün ibâdetlerin kabûlünün kendisine bağlı olduğu büyük bir ibâdettir.
Elinizdeki bu kitap bir müslümanın abdest ve namaz konusunda bilmesi geren özet bilgiler içermektedir. Kitap hazırlanırken bu konuda günümüzde kaleme alınmış kitap ve kitapçıklardan büyük ölçüde faydalanılmıştır. Özet bilgi verilme zorunluluğu olmasına rağmen hükümler özet olarak delilleri ile birlikte verilmeye çalışılmıştır. Bir müslümanın namaz kılması için gerek duyacağı bilgiler, elden geldiği kadar anlaşılır bir üslup ile sunulmuştur. Bu kitapçıkta sadece abdest ve namaz ibadetine değil, bu iki ibadet ile ilgili olmak üzere namaz öncesi durumlar ile ilgili; temizlik, suların hükmü, misvak kullanmak gibi diğer bazı konular da özet olarak ele alınmıştır. Bu kitapçıkta bir müslümanın namaz ve abdest konusunda ihtiyaç duyacağı bir çok konuya temas edilmektedir.
Yüce Allah’tan bu mütevazı çalışmayı salih ameller zümresinden eyleyerek kabul buyurmasını niyaz ederim.
Fikri Göncü
25/02/2003 M.-12/25/1423 H.
NAMAZA HAZIRLIK
KONU BAŞLIKLARI:
NAMAZ ÖNCESİ TEMİZLİK
Tuvalete Çıkma Adabı
İstinca Ve İsticmar
Misvağın Önemi
ABDEST
Abdest Nasıl Alınır?
Cünüp Bir kişi Nasıl Temizlenir?
TEYEMMÜM
Teyemmüm Nasıl Yapılır?
Mest Veya Çorap Üzerine Mest.
Çarığa (ayakkabı, çizme) mest etmenin şartları:
Hastanın Abdesti?
NAMAZ ÖNCESİ TEMİZLİK
Şüphe yok ki namaz ibadeti kalbi bütün kötülüklerden temizleyen bir ibadettir. Allahu Teâlâ şöyle buyurur:
]إِنَّ الصَّلاَةَ تَنْهَى عَنِ الفَهْشَاءِ وَالمُنْكَرِ [
“Muhakkak ki namaz hayasızlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar.” (Ankebut:45)
Bildiğimiz gibi bir müslümanı manevi bütün kötülüklerden arındıran namaz ibadetine başlamadan önce maddi bir takım temizlikleri de yapması lazımdır. Vücudun, elbisenin ve namaz kılınacak olan yerin temiz olması yapılması gereken bu temizliklerin başında gelir. Dolayısıyla namaz insanı hem maddi ve hem de manevi kirlerden arındıran bir kalkan vazifesi görmektedir. Namaz ile ilgili konumuza tuvalet adabından başlamayı uygun gördük. Zira bu âdâba riayet etmeden gerçek temizlik olmaz, gerçek temizlik olmayınca da namaz olmaz.
TUVALETE ÇIKMA ÂDABI
İstinca ve İsticmar:
İstinca; her iki yoldan çıkan pisliğin eserinin su ile temizlenmesi, isticmar ise; taş, mendil, kumaş parçası ve benzeri şeylerle pisliğin hükmen temizlenmesidir.
İhtiyacını gidermek isteyen kişi bu ihtiyacını göreceyi yere gitmeden önce yanına temizleneceği su veya taş ve taşa benzer kuru şeyler almalıdır. İhtiyacını gidereceği yerde bunlar varsa buna gerek yoktur. İstinca veya isticmar yaparken sağ eli kullanmak caiz değildir. Bir fıtrat dini olan islam insan fıtratının sevdiği temizlik konusuna büyük önem vermiştir.
Allahu Teâlâ şöyle buyurur:
]إِنَّ اللهَ يُحِبُّ التَّوَّابِِِِينَ وَيُحِبُّ المُتَطَهِّرِينَ[
“Muhakkak ki Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.” (Bakara:222)
]فِيهِ رِجَالٌ يُحِبّونَ أَن يَّتَطَهَّرُوا وَاللهُ يُحِبُّ المُطَّهِّرِينَ[
“Orada öyle kimseler vardır ki temizlenmeyi severler Allah da temizlenenleri sever.” (Tevbe:108)
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
«الطَّهُورُ شَطْرُ الإِيمَانِ»
“Temizlik imanın yarısıdır.”
Helâya girerken:
«بِسْمِ اللهِ أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الخُبْثِ وَالخَبَائِثِ»
“Bismillahi eûzü billahi minel hubsi ve’l habais” demek müstehaptır.
“Allah’ın adıyla! Pislikten (kötülüklerden) ve pislikler (şeytanlar) den sana sığınırım.”
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:
»سِتْرُ مَا بَيْنَ الجِنِّ وَعَوْرَاتِ بَنِي آدَم إِذَا دَخَلَ الكَنِيفَ أَنْ يَقُولَ بِسْمِ اللهِ »
“Tuvalete girdiği zaman adem oğlunun avret mahalli ve cinler arasındaki örtü o kulun bismillah demesidir”[1]
Kişinin tuvaletten çıkarken ise «غُفْرَانَكَ» “Ğufrâneke” yani (Bağışlamanı dilerim!) demesi müstehaptır. Enes’ten (r.a) şöyle rivayet edilir:
«كَانَ رَسُولُ اللهِ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) إِذَا خَرَجَ مِنَ الخَلاَءِ قَالَ «غُفْرَانَكَ»
“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) helâdan çıktığında «Ğufrâneke» derdi.”[2]
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in İbn-i Mâce’nin Enes (r.a) den rivayet etmiş olduğu hadiste heladan çıktıktan sonra şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«الحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنِّي الأَذَى وَعَافَانِي»
“Bana eziyet veren şeyi benden giderip bana afiyet veren Allah’a hamd olsun.” [3]
Helaya sol ayakla girip, sağ ayakla çıkmak müstehaptır. Camiye veya eve girerken sağ ayakla girilir. Ayakkabı giyerken sağ ayakla başlanır. Giyecekleri giyerken sağ ayak veya sağ kolla başlanır. Bu durum, temiz ve iyi yerlere girerken sağ ayak, kötü pis yerlere girerken sol ayağın kullanılması sünnetine kıyaslanmıştır.
Allah’ın Resûlü tuvalet esnasında kıbleyi öne veya arkaya almayı, sağ elle istinca yapmayı, üç taştan azıyla veya pislik veya kemikle istinca yapmayı yasaklamıştır. Selman’ın (Allah ondan razı olsun) Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e intisap ettiği bir hadiste Peygamberimizden şöyle haber verir:
«لَقَدْ نَهَانَا أَنْ نَسْتَقْبِلَ القِبْلَةَ بِغَائِطٍٍ أَوْ بَوْلٍ، أَوْ نَسْتَنْجِيَ بِاليَمِينِ، أَوْ نَسْتَنْجِيَ بِأَقَلِّ مِنْ ثَلاَثَةِ أَحْجَارٍ، أَوْ نَسْتنجي برجيع أو بعظم»
“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) büyük veya küçük tuvalet esnasında kıbleye yönelmekten veya kıbleyi arkaya almaktan, sağ elle istinca yapmaktan, üç taştan azıyla istinca yapmaktan, kuru hayvan pisliği ve kemikle istinca yapmaktan bizi menetmiştir.”[4]
Helaya oturan kişinin ağırlığını sol ayağının üzerine vermesi müstehaptır. Tabarâni’nin El-Mû’cem’de Sürâka Bin Malik’ten rivayet ettiği hadiste Sürâka şöyle söyler:
«أَمَرَنَا الرَسُولُ r أَنْ نَتَّكِئَ عَلَى اليُسْرَى وَأَنْ نَنْصِبَ اليُمْنَى»
“Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağırlığımızı sol ayağımızın üstüne verip sağ ayağımızı uzatmamızı emretti.”[5]
Aynı zamanda arazide helaya çıkan kişi kendisini kimsenin görmemesi için gerektiği ölçüde uzaklaşması müstehaptır. Ebu Davud’un Cabir’den rivayet ettiği bir hadiste şöyle haber verilir:
«كَانَ إِذَا أَتَى البُرَازَ أَبْعَدَ حتى لاَ يَرَاهُ أَحَدٌ»
“(Allah’ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)) büyük tuvaletine çıktığında birileri tarafından görülmemek için ta uzaklara kadar giderdi.”[6]
Yine helaya çıkanın -özellikle alt taraflarının- birileri tarafından görülmesini engellemek için en azından vücudun alt kısımlarını taş, ağaç, tepe arkası gibi engellerle gizlemek müstehaptır. Fakat kişi görülme ihtimali yüksek bir konumda ise mutlaka en azından avret yerlerini örtecek önlemleri almalıdır. Ebu Hureyre’den rivayet edilen hadiste:
«مَنْ أَتَى الغَائِطَ فَلْيَسْتَتِر»
“Kim helaya giderse kendini gözlerden saklasın”[7] buyurulmaktadır.
Arazide helaya giden kişi sidiğin kendisine sıçramaması için kumlu veya yumuşak zeminli bir yer seçmelidir. Evlerde ki tuvalet taşlarının ise sidiğin sıçrama tehlikesine karşı derin olması lazımdır. Kişi tuvalette sidiğin kendi üstüne sıçramaması için elinden geldiği kadar bu duruma dikkat etmelidir. Bir hadiste şöyle buyurulur:
«إِذَا بَالَ أَحَدُكُمْ فَلْيَرْتَدَّ لِبَوْلِهِ«
“İçinizden biriniz bevlettiği zaman sidiğini kendi üzerine sıçratmasın.”[8]
Erkek bir kişi bevlini yaptıktan sonra, sol elinin baş ve orta parmağı ile zekerini (tenasül uzvunu) kökünden tutup hafifçe bastırarak başına doğru çekerek zekerin içinde kalan sidiği boşaltması ve bu işlemi üç kez tekrarlanması iyidir. Fakat Şeyhu’l-islam İbn-i Teymiye bütün bu işlemlerin bidat olduğunu söylemiştir.
Özellikle insanlar tarafından görülme tehlikesi olunan yerlerde daha eğilmeden elbisesinin kaldırılması mekruhtur. Tuvalette iken konuşmak veya selam almak mekruhtur. Fakat bir kişinin tehlikeye düştüğü görülürse insan tuvalette de olsa onu uyarmalıdır. Tuvalette hapşırası gelen kişi, hapşırdıktan sonra içinden “elhamdülillah” der. Kara parçası üzerinde herhangi bir deliğe veya yarığa veya boş bir kabın içine bir zaruret olmadığı müddetçe bevletmek mekruhtur. Zira bu durum bu gibi yer ve kapları mesken edinmiş olan böcek ve sürüngen hayvanlara eziyet verecektir. Bevlederken kişinin tenasül uzvunu sağ eli ellemesi mekruhtur. Yine istinca ve isticmarda sağ eli kullanmak mekruhtur. Ebu Gatâde’den rivayet edilen hadiste şöyle buyurulur:
«لاَ يَمْسِكَنَّ أَحَدُكُمْ ذَكَرَهُ بِيَمِينَهُ وَهُوَ يَبُولُ، وَلاَ يَتَمَسَّحُ مِنَ الخَلاَءِ بِيَمِينِهِ»
“İçinizden hiç bir kimse bevlini yaparken sağ eli ile zekerini tutmasın ve tuvalette sağ elini kullanarak silinmesin.”[9]
Kişinin ihtiyacını giderirken aya veya güneşe doğru yönelmesi mekruhtur. Zira bunlarda Allah’ın nuru vardır. İhtiyaç giderirken -binaların içinde olmak hariç- kıbleye doğru yönelmek veya kıbleye arka dönmek haramdır. Ebu Eyyûb’un Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e intisap ettirerek rivayet ettiği hadiste şöyle buyurulur:
«فَإِذَا أَتَيْتُمْ الغَائِطَ فَلاَ تَسْتَقْبِلُوا القِبْلَةَ وَلاَ تَسْتَدْبِرُوهَا، وَلَكِنَّ شَرِّقُوا أَوْ غَرِّبُوا»
“Tuvalete çıktığınızda kıbleyi arkanıza veya önünüze almayın. Fakat doğuya veya batıya dönün.”[10]
Kıbleden hafif bir şekilde başka bir yere dönmek yeterlidir. Kişi ile kıble arasında belli bir engelin olup olmaması bu hükmü değiştirmez. İstinca yaparken kıbleye dönmek mekruhtur. Tuvalette gereksiz yere beklemek caiz değildir. Zira avret mahalli gereksiz olduğu halde açık tutulmuş olunmaktadır. Bu durumun aynı zamanda da tıbbî açıdan zararlı olduğu uzmanlar tarafından ifade edilmiştir.
Kullanılan yol veya insanların gölgelendiği, güneşlendiği veya toplandığı yerlere, meyveli bir ağacın dibine ve su kaynaklarına küçük veya büyük ihtiyacı gidermek caiz değildir. Her ne kadar taş ve benzeri kuru şeylerle temizlenmek yeterli olsa da taşlarla silindikten sonra suyla yıkamak daha uygundur. Zira Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) taşla silindikten sonra suyla yıkanır ve bunu müminlere tavsiye ederdi. Fakat dışkılanan madde normal bölgenin haricinde diğer yerlere yayılmışsa bu durumda taş ve benzeri şeylerle silinmek yeterli olmayıp mutlaka su gerekir.
İsticmar yapılan maddelerin taş, odun, kumaş v.b. şeylerden olması, temiz ve temizleyici olması ve kullanılması mübah olan şeylerden olması gerekmektedir. Temiz de olsa kemik, hayvan pisliği, yiyecek, ilim kitapları veya bir hayvanın cismine birleşik durumda olan kuyruk ve tüy ile isticmar yapılması haramdır.
Silme sayısı en az üç olmalıdır, yani kullanılacak taşların adedi en az üç olmalıdır. Fakat kullanılan taşın kenarları üç kenarlı veya daha fazla olurda bu kenarların kullanımı ile temizlik sağlanabilmiş olursa bu taş üç taş yerine geçer. Zira burada önemli olan silme sayıları olup taşların adedi değildir. İsticmar temizlenmesi ancak su ile mümkün olabilecek seviyeye gelene kadar silme işlemiyle temizlik yapma gayretidir.
Üç taş ile temizlik mümkün olmazsa beş taş, beş yeterli olmazsa yedi kullanılmalıdır. Yani kullanılan taşların adedi daima tek sayılı olması sünnettir. Her iki dışkılama yolundan yellenme haricinde çıkan her türlü madde için su veya taş v.b. şeylerle istinca (temizlik) yapmak farzdır. Bunları yapmadan alınan abdest veya alınan teyemmüm geçerli olmaz. Buhari ve Müslim’de Migdâd’dan rivayet edilen hadis şöyle buyurulur:
«يَغْسِلُ ذَكَرهُ ثُمَّ يَتَوَضَّأُ»
“O önce zekerini (tenasül uzvunu) yıkar daha sonra abdest alırdı.”
Dışkılanan maddeler şayet normal yollardan gelmezse bu durum da istinca yapmadan da abdest alınabilir.