Çevrimdışı
Taliban'ın başarılı operasyonlardan sonra Argandab'ı yeniden fethetmesi, hapishane baskını vs neyin alameti?
İlk sıcak haberler 16 Haziran Pazartesi günü gelmeye başladı... Ajansların "Taliban birçok köyde kontrolü ele geçirdi" şeklinde geçtikleri haberin ayrıntısında Taliban'ın Kandahar'ın güneyindeki stratejik bir şehre bağlı köylerin tek tek Taliban militanlarının kontrolüne geçtiğini duyurdular. Olayın duyulmasının ardından NATO'dan ve Afgan hükümetinden misilleme tehditi gelmesi üzerine 700 küsür ailenin Afganistan'ın güneyine doğru kaçışmaya başladığı bilgisi ulaştı.
Birkaç haftadır Taliban ile Hükümet ve NATO güçleri arasında Pakistan sınırı boyunca uzanan Argandab vilayetinde yoğun çatışmalar yaşanıyordu. Öyle ki ajanslardan üst üste "NATO ve ABD askerleri öldürüldü" haberleri geliyordu. İşte tehlike çanları bu andan itibaren çalmaya başlamıştı. Çünkü Argandab Kandahar'a oldukça yakın bir şehirdi ve burada alevlenen çatışmaların Kandahar'a sıçraması içten bile değildi...
Son olarak Taliban son yıllarda gerçekleştirdiği en önemli saldırılardan birinde profesyonelce hazırlanmış bir operasyonla 400 ila 500 kadar militanını Kandahar hapishanesinden kaçırmayı başarmıştı. Hükümet yetkilileri bunlardan sadece 20 kadarının öldürüldüğünü veya yakalandığını duyurdu. Yani Taliban resmen büyük bir savaşın sinyallerini veriyordu. Bugünden tam 4 gün önce... Durumun ciddiyetini bölge şefi Ghulam Faruk hüzünle söylediği şu sözlerle tehlikeyi gözler önüne seriyordu: "Benim adamların birçok Taliban militanının kaçırıldığını gözleriyle gördüler."
Peki Taliban'ın saldırılarını yoğunlaştırdığı Argandab'ın önemi nedir? Taliban neden ilk olarak bu bölgede yoğunlaştı ve bu bölgedeki çatışmalar ülkede yaklaşan büyük savaşın sinyallerini veriyordu?
Argandab Kandahar'ın 100 mil güneydoğusunda güzel bağları ve nar bahçeleriyle meşhur Afganistan'ın güzide ve en büyük ikinci şehri... Siyasi olarak ise önemini Sovyetler'in 1979'da tüm Afganistan'ı ele geçirmesine rağmen, bir türlü kontrole alamadığı şehir olmakla kazandı. Gölgeli koruları, üzüm kurutma ambarları ve derin sulama kanalları direnişçiler için mükemmel bir sığınma imkanı sağlıyor.
Bölgenin Taliban militanlarınca üs olarak kullanılabileceğinden endişe duyan bölge eski polis şefi Han Muhammed şu sözleri kaydediyor: "Argandab Taliban'ın kullanabileceği oldukça stratejik bir bölge ve Kandahar'ı tehdit ediyor."
Son olarak her köyde 70-100 militan olmak üzere toplam 500 ila 700 Taliban militanının şu anda Argandab'ın çevre köylerini kontrol ettiği tahmin ediliyor. Son olarak bir yetkili "Taliban hapishaneden kurtardığı mahkumlarla büyük bir güç daha kazandı" diye endişesini dile getirdi.
NATO'nun Afganistan'daki askeri kanadı olan Uluslararası Güvenlik Yardımı görevlileri yaptıkları açıklamada Taliban'ın bölgedeki hakimiyetini doğrularken kaçan mahkumların izinde olduklarını ve bölgede misilleme yapılacak güçlerinin olduğunu ve buna hazır olduklarını duyurdu.
ISAF sözcüsü Mark Laity ise yaptığı açıklamada "Potansiyel tehditten haberdarı, şimdiden birkaç yüz Afgan ulusal ordu gücünü bölgeye kaydırdık. Alanda hem yerli hem de uluslararası güçleri hazır bulunduruyoruz." dedi.
Argandab'da Taliban'ın asker yığmasının iki yıldır planlanan bir askeri hamle olduğu zannediliyor. 2006 yılında NATO Panjvai yakınlarında Taliban'ı yenilgiye uğrattığını ve bölgedeki tüm militanlarını öldürdüğünü açıklamıştı. NATO o zamandan beri bölgede artan canlı bomba eylemlerinin bir zaaf ve umutsuzluk belirtisi olduğunu raporlarında açıklıyordu. Ancak şimdi yapılan açıklamalarda bunun diriliş için bölgeyi hazırlama taktiktiği olduğu söyleniyor.
Taliban ve El Kaide hareketinin oldukça çok kullandığı canlı bomba eylemlerine anlam veremeyen NATO ve AB yetkilileri bunun genelde bir zaaf ve umutsuzluk alameti olduğunu dile getirse de gelişen süreç bu saldırıların bu örgütler tarafından iyi planlanan saldırılarda kullandıkları bir taktik olduğunu gösteriyor.
Öyle ki iyi planlanmış son hapishane saldırısında iki canlı bomba eylemi açıkça saldırıda dikkatleri dağıtmak ve saldırının boyutlarını büyütmek için kullanıldı. Sadece 30 dakika süren saldırıda direnişçiler sistematik olarak tesisteki her hücre kapısını bindikleri motorsikletlerle kırarak mahkumları kaçırdılar. Daha sonra ise hazır bekletilen otobüs ve kamyonlara bindirilen mahkumlar bölgeden kaçırıldılar. Bu saldırılar teknik açıdan da Taliban'ın ne kadar güçlendiğini gözler önüne serdi.
Hem NATO ve Hem Amerika raporları Afganistan'da çok sayıda asker bulunduğunu fakat çok az fayda sağladığını ve de toplumu "çağdaşlaştırma" konusunda da oldukça yavaş ve başarısız olduklarını kaydediyorlar. Aynı zamanda nüfusa göre daha da çok askere ihtiyaç olduğunu da ifade eden NATO'lu yetkililerin baskısına rağmen, Batılı ülkeler Afganistan için daha fazla yatırım yapılmasından şikaytçi...
NATO'ya bağlı Uluslararası Güvenlik Yardımı Kuvvetleri bölge eski komutanı General Dan McNeil Afganistan'ın nüfusunun Irak'tan 3-5 milyon daha fazla olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: "Bölgede 65.000 uluslararası kuvvet var. Irak'ta neredeyse bunun iki katı var. Afganistan'a daha çok asker konuçlandırmalıyız." Ayrıca McNeil "Daha çok hava gücüne, daha çok üniteye ve daha çok istihbaratçıya ihtiyacımız var." diyor.
16 ayını Afganistan'da geçiren ve 3 Haziran'da görevini doluran McNeil başarısız oldukları konusundaki suçlamaları reddediyor ve bir şekilde suçu Pakistan'a atıyor. Pakistan'dan gelen yabancı militanlarla Taliban'ın NATO'ya karşı saldırılarının %50 daha da arttığını ifade eden McNeil ayrılmadan önce gazetecilerle yaptığı son mülakatında "Geçtiğimiz yıl ki taktiksel başarımıza rağmen burada yapacak daha çok şeyimiz var" dedi.
Her ne kadar Pakistan'ın Taliban'ı desteklediği iddia edilse de Pakistan kendi sınırları içinde de Taliban'ın eylemlerine maruz kalıyor. Son olarak El Kaide ile bağlantılı bölgesel Taliban güçleri Lahore, Karachi ve Islamabad gibi büyük şehirlerde canlı bomba eylemleri düzenlediler ve Pakistan hükümetini ateşkese mecbur bırakarak ülkenin büyük bölümünde yönetime ortak oldular.
Son olarak Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai Pakistan'ın Taliban militanlarını desteklediği iddiasıyla Pakistan'a operasyon yapabileceklerini duyurmuştu.
Tüm bu tartışmalar bir yana Afganistan'da Kandahar sınırına kadar dayanan Taliban'ın daha önceki "Bizim hedefimiz bölgeleri ele geçirmek değil, düşmana kayıp verdirmek" şeklindeki açıklamasıyla ifade ettiği taktiğini değiştirip değiştirmeyeceği merak konusu... Bölgedeki savaş uzmanları Taliban'ın yeterli gücü elde ettiğini, bunu hapihane baskını ve Argandam olaylarıyla kanıtlamaya çalıştığını ve Kandahar'ı ele geçirmek isteyebileceklerini belirtiyorlar.
Açık olan bir şey var ki Taliban, Sovyet ordularını mağlup ettiği Argandab'dan yola çıkarak yeni bir sayfa açmak istiyor...
İlk sıcak haberler 16 Haziran Pazartesi günü gelmeye başladı... Ajansların "Taliban birçok köyde kontrolü ele geçirdi" şeklinde geçtikleri haberin ayrıntısında Taliban'ın Kandahar'ın güneyindeki stratejik bir şehre bağlı köylerin tek tek Taliban militanlarının kontrolüne geçtiğini duyurdular. Olayın duyulmasının ardından NATO'dan ve Afgan hükümetinden misilleme tehditi gelmesi üzerine 700 küsür ailenin Afganistan'ın güneyine doğru kaçışmaya başladığı bilgisi ulaştı.
Birkaç haftadır Taliban ile Hükümet ve NATO güçleri arasında Pakistan sınırı boyunca uzanan Argandab vilayetinde yoğun çatışmalar yaşanıyordu. Öyle ki ajanslardan üst üste "NATO ve ABD askerleri öldürüldü" haberleri geliyordu. İşte tehlike çanları bu andan itibaren çalmaya başlamıştı. Çünkü Argandab Kandahar'a oldukça yakın bir şehirdi ve burada alevlenen çatışmaların Kandahar'a sıçraması içten bile değildi...
Son olarak Taliban son yıllarda gerçekleştirdiği en önemli saldırılardan birinde profesyonelce hazırlanmış bir operasyonla 400 ila 500 kadar militanını Kandahar hapishanesinden kaçırmayı başarmıştı. Hükümet yetkilileri bunlardan sadece 20 kadarının öldürüldüğünü veya yakalandığını duyurdu. Yani Taliban resmen büyük bir savaşın sinyallerini veriyordu. Bugünden tam 4 gün önce... Durumun ciddiyetini bölge şefi Ghulam Faruk hüzünle söylediği şu sözlerle tehlikeyi gözler önüne seriyordu: "Benim adamların birçok Taliban militanının kaçırıldığını gözleriyle gördüler."
Peki Taliban'ın saldırılarını yoğunlaştırdığı Argandab'ın önemi nedir? Taliban neden ilk olarak bu bölgede yoğunlaştı ve bu bölgedeki çatışmalar ülkede yaklaşan büyük savaşın sinyallerini veriyordu?
Argandab Kandahar'ın 100 mil güneydoğusunda güzel bağları ve nar bahçeleriyle meşhur Afganistan'ın güzide ve en büyük ikinci şehri... Siyasi olarak ise önemini Sovyetler'in 1979'da tüm Afganistan'ı ele geçirmesine rağmen, bir türlü kontrole alamadığı şehir olmakla kazandı. Gölgeli koruları, üzüm kurutma ambarları ve derin sulama kanalları direnişçiler için mükemmel bir sığınma imkanı sağlıyor.
Bölgenin Taliban militanlarınca üs olarak kullanılabileceğinden endişe duyan bölge eski polis şefi Han Muhammed şu sözleri kaydediyor: "Argandab Taliban'ın kullanabileceği oldukça stratejik bir bölge ve Kandahar'ı tehdit ediyor."
Son olarak her köyde 70-100 militan olmak üzere toplam 500 ila 700 Taliban militanının şu anda Argandab'ın çevre köylerini kontrol ettiği tahmin ediliyor. Son olarak bir yetkili "Taliban hapishaneden kurtardığı mahkumlarla büyük bir güç daha kazandı" diye endişesini dile getirdi.
NATO'nun Afganistan'daki askeri kanadı olan Uluslararası Güvenlik Yardımı görevlileri yaptıkları açıklamada Taliban'ın bölgedeki hakimiyetini doğrularken kaçan mahkumların izinde olduklarını ve bölgede misilleme yapılacak güçlerinin olduğunu ve buna hazır olduklarını duyurdu.
ISAF sözcüsü Mark Laity ise yaptığı açıklamada "Potansiyel tehditten haberdarı, şimdiden birkaç yüz Afgan ulusal ordu gücünü bölgeye kaydırdık. Alanda hem yerli hem de uluslararası güçleri hazır bulunduruyoruz." dedi.
Argandab'da Taliban'ın asker yığmasının iki yıldır planlanan bir askeri hamle olduğu zannediliyor. 2006 yılında NATO Panjvai yakınlarında Taliban'ı yenilgiye uğrattığını ve bölgedeki tüm militanlarını öldürdüğünü açıklamıştı. NATO o zamandan beri bölgede artan canlı bomba eylemlerinin bir zaaf ve umutsuzluk belirtisi olduğunu raporlarında açıklıyordu. Ancak şimdi yapılan açıklamalarda bunun diriliş için bölgeyi hazırlama taktiktiği olduğu söyleniyor.
Taliban ve El Kaide hareketinin oldukça çok kullandığı canlı bomba eylemlerine anlam veremeyen NATO ve AB yetkilileri bunun genelde bir zaaf ve umutsuzluk alameti olduğunu dile getirse de gelişen süreç bu saldırıların bu örgütler tarafından iyi planlanan saldırılarda kullandıkları bir taktik olduğunu gösteriyor.
Öyle ki iyi planlanmış son hapishane saldırısında iki canlı bomba eylemi açıkça saldırıda dikkatleri dağıtmak ve saldırının boyutlarını büyütmek için kullanıldı. Sadece 30 dakika süren saldırıda direnişçiler sistematik olarak tesisteki her hücre kapısını bindikleri motorsikletlerle kırarak mahkumları kaçırdılar. Daha sonra ise hazır bekletilen otobüs ve kamyonlara bindirilen mahkumlar bölgeden kaçırıldılar. Bu saldırılar teknik açıdan da Taliban'ın ne kadar güçlendiğini gözler önüne serdi.
Hem NATO ve Hem Amerika raporları Afganistan'da çok sayıda asker bulunduğunu fakat çok az fayda sağladığını ve de toplumu "çağdaşlaştırma" konusunda da oldukça yavaş ve başarısız olduklarını kaydediyorlar. Aynı zamanda nüfusa göre daha da çok askere ihtiyaç olduğunu da ifade eden NATO'lu yetkililerin baskısına rağmen, Batılı ülkeler Afganistan için daha fazla yatırım yapılmasından şikaytçi...
NATO'ya bağlı Uluslararası Güvenlik Yardımı Kuvvetleri bölge eski komutanı General Dan McNeil Afganistan'ın nüfusunun Irak'tan 3-5 milyon daha fazla olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: "Bölgede 65.000 uluslararası kuvvet var. Irak'ta neredeyse bunun iki katı var. Afganistan'a daha çok asker konuçlandırmalıyız." Ayrıca McNeil "Daha çok hava gücüne, daha çok üniteye ve daha çok istihbaratçıya ihtiyacımız var." diyor.
16 ayını Afganistan'da geçiren ve 3 Haziran'da görevini doluran McNeil başarısız oldukları konusundaki suçlamaları reddediyor ve bir şekilde suçu Pakistan'a atıyor. Pakistan'dan gelen yabancı militanlarla Taliban'ın NATO'ya karşı saldırılarının %50 daha da arttığını ifade eden McNeil ayrılmadan önce gazetecilerle yaptığı son mülakatında "Geçtiğimiz yıl ki taktiksel başarımıza rağmen burada yapacak daha çok şeyimiz var" dedi.
Her ne kadar Pakistan'ın Taliban'ı desteklediği iddia edilse de Pakistan kendi sınırları içinde de Taliban'ın eylemlerine maruz kalıyor. Son olarak El Kaide ile bağlantılı bölgesel Taliban güçleri Lahore, Karachi ve Islamabad gibi büyük şehirlerde canlı bomba eylemleri düzenlediler ve Pakistan hükümetini ateşkese mecbur bırakarak ülkenin büyük bölümünde yönetime ortak oldular.
Son olarak Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai Pakistan'ın Taliban militanlarını desteklediği iddiasıyla Pakistan'a operasyon yapabileceklerini duyurmuştu.
Tüm bu tartışmalar bir yana Afganistan'da Kandahar sınırına kadar dayanan Taliban'ın daha önceki "Bizim hedefimiz bölgeleri ele geçirmek değil, düşmana kayıp verdirmek" şeklindeki açıklamasıyla ifade ettiği taktiğini değiştirip değiştirmeyeceği merak konusu... Bölgedeki savaş uzmanları Taliban'ın yeterli gücü elde ettiğini, bunu hapihane baskını ve Argandam olaylarıyla kanıtlamaya çalıştığını ve Kandahar'ı ele geçirmek isteyebileceklerini belirtiyorlar.
Açık olan bir şey var ki Taliban, Sovyet ordularını mağlup ettiği Argandab'dan yola çıkarak yeni bir sayfa açmak istiyor...
