E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Misafir
Açıkça kabullenmek lazım: Suriye’de şu an büyük bir fitne var. İki büyük ittifak hareketi olan İslam Cephesi ve Mücahidler Ordusu, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte topyekûn Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) saldırıyor. Biz sussak düşman susmuyor ve ulusal medyanın bütün gazete ve kanalları Noel bayramlarının devamını kutlarcasına “İslamcılar birbirini boğazlıyor” haberini halka empoze etmekte.
Peki, Amerikancı ulusal medyayı ve demokrasi havarisi tatlı su İslamcılarının iftiralarını bir başka yazı konusu yaparak bir kenara bırakalım. Bizim bize verdiğimiz zarara ne demeli!
Birilerimiz IŞİD’çi olmuş, İslami Cephe’nin merkezi Ahrar’uş-Şam’a hayin ve satılmış diyor, Nusret’i de tarafsız diye işbirlikçilikle suçluyor! Birilerimiz de Ahrar’cı olmuş IŞİD’i tekfircilikle ve Suriye’de işleri bozmakla suçluyor! Ölen biz, öldüren biz, söven biz, sövülen biz… Tarihe altın harflerle yazılacak “Şam’ın yeniden fethi”ni beklerken evlatlarımızın tarih kitaplarında okuması için öldürülen muhacirleri, kaçırılan bacıları mı yazacağız!..
Irak Şam İslam Devleti’nde ÖSO ve CIA’in verdiği rakamlara göre 5.500 (beş bin beş yüz) yabancı mücahid var. (1) Yaklaşık 150 ülkeden genç anadan, yardan, serden ve dünyasından vazgeçip adeta gemileri yakarak geldi Şam topraklarına… IŞİD’i oluşturan Alman gençler, Endonezyalı abiler, Çeçen Ebu Ömer’ler, Kanadalı mühendisler, Libyalı âlimler, Amerikalı zenciler vurulup düştüğünde hangimiz “elhamdülillah” diyeceğiz! Bir hafta önce ÖSO çetesi tarafından IŞİD’li 11 Bosnalı genç İdlib’de katledildi. 11 Bosnalı annenin yüreği yandı. IŞİD’e sosyal medyada her türlü iftirayı atan insanların hangisinin anası İslam yolunda ağladı, hangisi İslam yolunda bir kere bedel ödedi? Bu gençler Bosna’nın şarap kokan kafelerinden kalkıp IŞİD sancağı altında can vermeye gelmişlerdi. Bunlar öldürüldüğünde ve IŞİD’in medreseleri, şeriat mahkemeleri yıkıldığında mutlu olacaksanız yazıklar olsun!
IŞİD’in hataları var mı? Evet var. En başta en büyük hatalarını kendi liderleri olan Zevahiri’ye karşı itaatsizlikle yaptılar. Evet, diğer ketibelere karşı belki biraz sorumsuzca davrandılar. Peki, bunlar CIA ile beraber çalıştığını kendileri bile kabul eden ÖSO ile beraber IŞİD’i yani 5.500’ü yabancı 10 bin kişilik bir İslam ordusunu yok etmeye çalışmak için gerekçe midir? IŞİD diyelim ki haksızca birkaç infaz yaptı (ki bunu savunacak değiliz), buna karşılık bir haftada öldürülen yüzlerce IŞİD’li muhacir mücahidinin kanı helal mi oldu?
Tüm dünya medyasının “cadı” diye tanıttığı ve Suriye’de “cadı” avına çıkıldığı bir dönemde IŞİD Irak’ta Şii Maliki rejimine karşı destan yazıyor, buna ne diyeceğiz? Felluce, Ramadi ve Anbar Şii askerlerinden temizlenip kurtarılmadı mı? (2) Irak hükümeti şehirlerinden çekildi ve İran ve Amerika’dan acil yardım istedi. Peki, IŞİD kimden yardım isteyecek? Merak ediyorum; IŞİD’in Halep’ten atılmasına sevinenler acaba Felluce’nin yeniden Şii Maliki tarafından alınmasına da sevinirler mi? IŞİD Ebu Garip ve diğer zindanları defalarca basıp binlerce esiri kurtardı, bu esirler de IŞİD’e katıldı. Ebu Garip baskına seviniyor musunuz yoksa üzülüyor musunuz artık?
Özgür Suriye Ordusu Amerika’nın uşağı, demokrasi taraftarı, laiklik yanlısı, Esad’ın eski komutanlarının yönettiği bir haydutlar çetesidir. Suriye’deki sözde adı Ceyşu’l-Hur olsa da, halkın ona verdiği isim Ceyşu’l-Harami (hırsızlar ordusu)’dir. İslam bayrağı altında toplanma gibi bir gayesi olmayıp Esad karşıtı sokaktaki halkın silahlanmış halidir ve ilkeleri olmadığından her türlü adamı barındırmaktadır. IŞİD’li mücahidlerle savaşan ÖSO çetesi birkaç gündür IŞİD’in çekilmek zorunda kaldığı bölgelerdeki muhacir mücahidlerin eşlerine musallat oluyor ve onları kaçırıyor. (3)
Allah aşkına Avrupa’dan Haçlı ortamından hicret edip gelmiş bacılarımıza yapılan bu tecavüzlerin hesabını kim verecek! Onları ÖSO’nun merhametine (!) mi teslim ettiniz ey İslam Cephesi! İllaki IŞİD’in size karşı tutumundan dolayı topyekûn savaşmanız gerekiyordu, ÖSO’nu mu müttefik gördünüz kendinize!
İçerisinde Ahrar’ın da bulunduğu Ehl-i Sünnet akidesine ve İslami hilafet idealine sahip İslami Cephe’nin IŞİD’e savaş ilan etmesi çok vahim bir durum oldu. Kılıçlar kardeşkanına boyandı ve cephaneler kardeşlere karşı tükendi. İran, Esad ve Hizbullah ordularını pekiştirirken ve ortada daha somut bir başarı bile yokken bunun olması gücü kıracaktır. ÖSO gibi Esad’la da anlaşmaya hazır bir çete ile beraber IŞİD’e saldırıp muhacirlerin eşlerini bu köpeklerin insafına bırakmayı tarih affetmeyecektir.
Dualarımız o yöndedir ki IŞİD’e yapılan bu saldırı dursun ve Ehl-i Sünnet üzerine bildiğimiz İslam Cephesi ve IŞİD helalleşip eskisi gibi omuz omuza savaşmaya başlasın. Fetihler yeniden dört bir yana yayılsın… İsterdik ki İslami Cephe Halep’te IŞİD’in celladı değil de Felluce’de yardımcısı olsun…
Bir haftadır yaşananlar sonucunda ne geçti elimize sakallarımızı kardeşkanıyla boyamaktan başka? Ne geçti elimize birbirimizin evlatlarını yetim bırakmaktan başka? Ne geçti elimize münafıklara malzeme vermekten başka?
Öldürmekle ve mevzilerini ele geçirmekle IŞİD’i bitireceklerini zannedenler gerçekten aldanmaktadırlar. Irak’ı işgal ettiği dönemde Amerika IŞİD’i (o zamanki Irak el-Kaide’sini) resmi açıklamalarına göre belki beş kere bitirdi! Defalarca liderleri öldürüldü, defalarca üsleri yok edildi, defalarca tutuklanıp Ebu Garip’te infaz edildiler. Peki, IŞİD bitti mi? Açın televizyonu ve Felluce’de, Anbar’da dalgalanan siyah sancağa bakın! Şii Maliki’nin ordusunun kaçarak iki şehri mücahidlere teslim ettiğine şahit olun! PKK’nın Şırnak ve Mardin’i ele geçirdiğini ve asker ile polisin çekilmek zorunda kaldığını düşünün, bu kadar büyük bir olay bu!
Evet, Cevlani’nin açıklama yaptığı gibi başta IŞİD’in olmak üzere savaşan iki tarafından hataları olmuştur. (4) Ancak ne Şam’ın evlatları olan Ahrar’dan vazgeçebiliriz, ne küresel ümmet ordusu olan IŞİD’den. Yapacağımız şey kanın durması için dua etmek ve iki tarafında ölenlerinin “biz”den olduğunu hissetmek olmalı. Sıffın Savaşında her iki taraftan da ölenler şehid kabul edildiği gibi Ahrar’dan da IŞİD’den de ölenleri şehid olarak kabul etmeliyiz. Bizler yangını yaymak ve karşı tarafı suçlamak yerine, karşı tarafa da kardeş olduğumuzu hatırlatabilirsek bu kan durur inşallah.
Suriye’deki fitneyi kendine malzeme bilip, sözde radikal özde demokrasi yanlısı olan çakma “ağabey”lerimize de bir çift sözümüz olmalı: “Fitneyi fırsat bilip her türlü hakaret ettiğiniz mücahidler hata da yapsa, yanlış içtihad edip kardeşkanı da dökse hem muhacir olmanın hem de şehid olmanın ecrini almaktadırlar ve inşallah cennetin varisleridirler. Ama siz ey demokrasi putunun kulları, sizin varış yeriniz neresidir? Sizi bağrına basmak için ancak ateş beklemektedir! Sizin Amerikan uşağı liderleriniz de, siz de elbet yenilecek ve yakıtı insanlar ve taşlar olan cehenneme sürüleceksiniz!”
Mirac Karaaslan
Peki, Amerikancı ulusal medyayı ve demokrasi havarisi tatlı su İslamcılarının iftiralarını bir başka yazı konusu yaparak bir kenara bırakalım. Bizim bize verdiğimiz zarara ne demeli!
Birilerimiz IŞİD’çi olmuş, İslami Cephe’nin merkezi Ahrar’uş-Şam’a hayin ve satılmış diyor, Nusret’i de tarafsız diye işbirlikçilikle suçluyor! Birilerimiz de Ahrar’cı olmuş IŞİD’i tekfircilikle ve Suriye’de işleri bozmakla suçluyor! Ölen biz, öldüren biz, söven biz, sövülen biz… Tarihe altın harflerle yazılacak “Şam’ın yeniden fethi”ni beklerken evlatlarımızın tarih kitaplarında okuması için öldürülen muhacirleri, kaçırılan bacıları mı yazacağız!..
Irak Şam İslam Devleti’nde ÖSO ve CIA’in verdiği rakamlara göre 5.500 (beş bin beş yüz) yabancı mücahid var. (1) Yaklaşık 150 ülkeden genç anadan, yardan, serden ve dünyasından vazgeçip adeta gemileri yakarak geldi Şam topraklarına… IŞİD’i oluşturan Alman gençler, Endonezyalı abiler, Çeçen Ebu Ömer’ler, Kanadalı mühendisler, Libyalı âlimler, Amerikalı zenciler vurulup düştüğünde hangimiz “elhamdülillah” diyeceğiz! Bir hafta önce ÖSO çetesi tarafından IŞİD’li 11 Bosnalı genç İdlib’de katledildi. 11 Bosnalı annenin yüreği yandı. IŞİD’e sosyal medyada her türlü iftirayı atan insanların hangisinin anası İslam yolunda ağladı, hangisi İslam yolunda bir kere bedel ödedi? Bu gençler Bosna’nın şarap kokan kafelerinden kalkıp IŞİD sancağı altında can vermeye gelmişlerdi. Bunlar öldürüldüğünde ve IŞİD’in medreseleri, şeriat mahkemeleri yıkıldığında mutlu olacaksanız yazıklar olsun!
IŞİD’in hataları var mı? Evet var. En başta en büyük hatalarını kendi liderleri olan Zevahiri’ye karşı itaatsizlikle yaptılar. Evet, diğer ketibelere karşı belki biraz sorumsuzca davrandılar. Peki, bunlar CIA ile beraber çalıştığını kendileri bile kabul eden ÖSO ile beraber IŞİD’i yani 5.500’ü yabancı 10 bin kişilik bir İslam ordusunu yok etmeye çalışmak için gerekçe midir? IŞİD diyelim ki haksızca birkaç infaz yaptı (ki bunu savunacak değiliz), buna karşılık bir haftada öldürülen yüzlerce IŞİD’li muhacir mücahidinin kanı helal mi oldu?
Tüm dünya medyasının “cadı” diye tanıttığı ve Suriye’de “cadı” avına çıkıldığı bir dönemde IŞİD Irak’ta Şii Maliki rejimine karşı destan yazıyor, buna ne diyeceğiz? Felluce, Ramadi ve Anbar Şii askerlerinden temizlenip kurtarılmadı mı? (2) Irak hükümeti şehirlerinden çekildi ve İran ve Amerika’dan acil yardım istedi. Peki, IŞİD kimden yardım isteyecek? Merak ediyorum; IŞİD’in Halep’ten atılmasına sevinenler acaba Felluce’nin yeniden Şii Maliki tarafından alınmasına da sevinirler mi? IŞİD Ebu Garip ve diğer zindanları defalarca basıp binlerce esiri kurtardı, bu esirler de IŞİD’e katıldı. Ebu Garip baskına seviniyor musunuz yoksa üzülüyor musunuz artık?
Özgür Suriye Ordusu Amerika’nın uşağı, demokrasi taraftarı, laiklik yanlısı, Esad’ın eski komutanlarının yönettiği bir haydutlar çetesidir. Suriye’deki sözde adı Ceyşu’l-Hur olsa da, halkın ona verdiği isim Ceyşu’l-Harami (hırsızlar ordusu)’dir. İslam bayrağı altında toplanma gibi bir gayesi olmayıp Esad karşıtı sokaktaki halkın silahlanmış halidir ve ilkeleri olmadığından her türlü adamı barındırmaktadır. IŞİD’li mücahidlerle savaşan ÖSO çetesi birkaç gündür IŞİD’in çekilmek zorunda kaldığı bölgelerdeki muhacir mücahidlerin eşlerine musallat oluyor ve onları kaçırıyor. (3)
Allah aşkına Avrupa’dan Haçlı ortamından hicret edip gelmiş bacılarımıza yapılan bu tecavüzlerin hesabını kim verecek! Onları ÖSO’nun merhametine (!) mi teslim ettiniz ey İslam Cephesi! İllaki IŞİD’in size karşı tutumundan dolayı topyekûn savaşmanız gerekiyordu, ÖSO’nu mu müttefik gördünüz kendinize!
İçerisinde Ahrar’ın da bulunduğu Ehl-i Sünnet akidesine ve İslami hilafet idealine sahip İslami Cephe’nin IŞİD’e savaş ilan etmesi çok vahim bir durum oldu. Kılıçlar kardeşkanına boyandı ve cephaneler kardeşlere karşı tükendi. İran, Esad ve Hizbullah ordularını pekiştirirken ve ortada daha somut bir başarı bile yokken bunun olması gücü kıracaktır. ÖSO gibi Esad’la da anlaşmaya hazır bir çete ile beraber IŞİD’e saldırıp muhacirlerin eşlerini bu köpeklerin insafına bırakmayı tarih affetmeyecektir.
Dualarımız o yöndedir ki IŞİD’e yapılan bu saldırı dursun ve Ehl-i Sünnet üzerine bildiğimiz İslam Cephesi ve IŞİD helalleşip eskisi gibi omuz omuza savaşmaya başlasın. Fetihler yeniden dört bir yana yayılsın… İsterdik ki İslami Cephe Halep’te IŞİD’in celladı değil de Felluce’de yardımcısı olsun…
Bir haftadır yaşananlar sonucunda ne geçti elimize sakallarımızı kardeşkanıyla boyamaktan başka? Ne geçti elimize birbirimizin evlatlarını yetim bırakmaktan başka? Ne geçti elimize münafıklara malzeme vermekten başka?
Öldürmekle ve mevzilerini ele geçirmekle IŞİD’i bitireceklerini zannedenler gerçekten aldanmaktadırlar. Irak’ı işgal ettiği dönemde Amerika IŞİD’i (o zamanki Irak el-Kaide’sini) resmi açıklamalarına göre belki beş kere bitirdi! Defalarca liderleri öldürüldü, defalarca üsleri yok edildi, defalarca tutuklanıp Ebu Garip’te infaz edildiler. Peki, IŞİD bitti mi? Açın televizyonu ve Felluce’de, Anbar’da dalgalanan siyah sancağa bakın! Şii Maliki’nin ordusunun kaçarak iki şehri mücahidlere teslim ettiğine şahit olun! PKK’nın Şırnak ve Mardin’i ele geçirdiğini ve asker ile polisin çekilmek zorunda kaldığını düşünün, bu kadar büyük bir olay bu!
Evet, Cevlani’nin açıklama yaptığı gibi başta IŞİD’in olmak üzere savaşan iki tarafından hataları olmuştur. (4) Ancak ne Şam’ın evlatları olan Ahrar’dan vazgeçebiliriz, ne küresel ümmet ordusu olan IŞİD’den. Yapacağımız şey kanın durması için dua etmek ve iki tarafında ölenlerinin “biz”den olduğunu hissetmek olmalı. Sıffın Savaşında her iki taraftan da ölenler şehid kabul edildiği gibi Ahrar’dan da IŞİD’den de ölenleri şehid olarak kabul etmeliyiz. Bizler yangını yaymak ve karşı tarafı suçlamak yerine, karşı tarafa da kardeş olduğumuzu hatırlatabilirsek bu kan durur inşallah.
Suriye’deki fitneyi kendine malzeme bilip, sözde radikal özde demokrasi yanlısı olan çakma “ağabey”lerimize de bir çift sözümüz olmalı: “Fitneyi fırsat bilip her türlü hakaret ettiğiniz mücahidler hata da yapsa, yanlış içtihad edip kardeşkanı da dökse hem muhacir olmanın hem de şehid olmanın ecrini almaktadırlar ve inşallah cennetin varisleridirler. Ama siz ey demokrasi putunun kulları, sizin varış yeriniz neresidir? Sizi bağrına basmak için ancak ateş beklemektedir! Sizin Amerikan uşağı liderleriniz de, siz de elbet yenilecek ve yakıtı insanlar ve taşlar olan cehenneme sürüleceksiniz!”
Mirac Karaaslan