yorum belki çok açık olmadı ama ironi yaptıydım
Geçenlerde yaklaşık 20 kişilik bir arkadş gurubu ile ismini vermeyeyim Çukurova Üni.'den bir tane prof. la
görüşme fırsatımız oldu. Eee prof deyince ne yalan söyleyeyim biz biraz ağır, kelli felli birine beklerken elinde Camel cigarası
ile gelen hatta bir arkadaşa "oğlum naber lan" diyen bir tip çıktı karşımıza. Biraz hasbihal ettik orjinal bir o kadarda marjinal
söylemleri oldu. Daha önceden zaten araştırmıştım, Türkiye de ki kısmen " Fazlurrahmancı " görüşleri sahiplenenlerden olduğunu az çok öğrenmiştim.
Türkiye de " Tarih ve Tarihselcilik " düşüncesi belki çok yaygın değil lakin işin vahim ve acı tarafı bu görüşün İlahiyatçılar ve bazı akademisyenler tarafından sahiplenilmesidir.
merak edenler olur diye ana başlıklardan bir kısmını vereyim nedir bu "Tarihsellik ve Tarihselcilik"
- Ayet ile sabit olan Miras Hukukunda erkeğe iki kadına bir pay meselesi o günkü toplum yapısında normal idi fakat bugün bu adaletli bir paylaşım değildir. Kadının da erkek kadar aileye bütçesi eşittir dolayısıyla paylaşım da adil olmalıdır.
- bazı ayetler atıl durumdadır bir hükmü yoktur
- Yine ayet ile sabit olan Ticaret Hukukunda şahit tutma hükmü bugün kabul edilemez
- Ayetlerdeki bazı kıssalar aslında yaşanmış değildir sadece insanların daha kolay anlaması için haşa Allah tarafından uydurulmuştur
vs
yani anlayacağınız bir sürü zırvalıklar ama ciddi ciddi sempati topluyorlar. İlginç bir anektod da aktarayım. Anladığım kadarıyla özellikle Üniversitede İlahiyat Camiasında "popüler" olmak, "saygı" görmek, "dikkat çekmek", "kaaleye alınmak" hatta, tabiri caiz ise " var olabilmek" için bir takım farklı, marjinal, yenilikçi çıkışlarınızın olması gerekiyor. Aksi takdirde
istediğiniz bir yerde kalabilmeniz veya saygı görmeniz çok zor gibi. İşte hasta ruhlu bazı akademisyenlerin zaman zaman farklı çıkışlarının sebebi de bu. Bu çıkışlar dikkat çekiyor, medya devreye giriyor ve artık bundan sonra gelsin "popülarite" ve bunun akabinde bunu muhafaza etmek için yeni çıkışlar, saçmalıklar vs.
Geçenlerde Diş doktoru bir hemşehrimiz söylemişti " Türkiye de bir Doktor olarak Rotary, Lions gibi pislik kuruluşlara üye olmadan bir yerlere varmanız neredeyse imkansızdır" demesi gibi İlahiyat camiasında da sanki buna benzer bir durum söz konusu. Yani bir yerlere gelebilmeniz, adam yerine konmanız için sistemin içinde gizli, dile getrilmeyen ama var olan zaman zaman somut olmayan bir takım şeyler dönüyor.
Allah-u Alem bunlar benim o sohbetten elde ettiğim sonuçlardır. Elbette tüm camiayı zan altında bırakmak insafsızlık olur.
Allah sonumuzu hayretsin