Hocamız Hüseyin b. Muhammed b. 'Abdu-l Vehhâb ve kardeşi 'Abdu-llâh Rahimehullaha Soru soruldu ;
Es-Su'âl: İslâm dînine giren, dîni seven ancak müşriklere karşı düşmanlık göstermeyen veya düşmanlık gösterdiği halde onları tekfîr etmeyen ya da "Ben müslümanım ancak 'Lâ ilâhe illa-Allâh' diyen bir kişiyi velev ki bu kelimenin manâsını bilmediği halde söylese bile tekfîr etmem" diyen kimse hakkındaki görüşünüz nedir? Ayrıca İslâm dînine giren, dîni seven ancak "Ben türbelerin fayda ve zarâr vermediklerini biliyorum ama bunların fayda ve zarâr verdiğine inanan kimseler hakkında birşey söyleyemem" diyen kişiye ne hüküm verirsiniz?El-Cevâb: Bir kimsenin müslüman olabilmesi için tevhîdi bilerek kendine dîn edinmesi, gereğiyle amel etmesi, Rasulullâh -sallAllâhu 'aleyhi ve sellem-'in haber verdiği şeyleri tasdîk etmesi, emîr ve nehîylerinde itaat etmesi ve Allâh'tan getirdiklerinin tümüne îman etmesi gerekir.
"Ben, müşriklere karşı düşmanlık beslemem ya da düşmanlık beslerim ama onları tekfîr etmem" veya "Şirke ve küfre de düşseler, Allâh'ın dînine düşmanlıkta etseler 'Lâ ilâhe illa-Allâh' diyen kimseleri tekfîr etmem" ya da "Türbeler hakkında herhangi birşey söylemem" diyen bir kimse, kesinlikle müslüman değildir. Bu gibilerinin durumu ayette bahsedilen kimselerin durumuna benzer:
"Allâh ile rasullerini birbirinden ayırıp, "Bir kısmına inanır, bir kısmına inanmayız" diyenler ve ikisi (îmân ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu! Işte bunlar gerçekten kâfirlerdir. Biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamiışızdır." (en-Nisâ'. 4/150-151)
Hiç şüphesiz Allâh -Subhânehu ve Te'âlâ- müşriklere düşmanlık göstermeyi vâcib kılmış, onlarla bağları kesmeyi ve onlari tekfîr etmeyi emretmiştir.
"Ey îmân edenler! Yahudî ve hıristiyanlari dost edinmeyin! Zîra onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o da onlardandır. Şüphesiz Allâh, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez." (el-Mâ'ide, 5/51)
"Allâh'a ve Âhîret Gününe îmân eden bir topluluğun babaları, ogulları, kardeşleri, ya da akrabâları olsalar bile Allâh'a ve Rasulüne karşı gelen kimselere karşı sevgi beslediklerini göremezsin..." (el-Mücâdele, 58/22)
"Ey îmân edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızâmı kazanmak için çıkmışsanız benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek ve gizli muhabbet besleyerek dost edinmeyin! Zira onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allâh'a îmân ettiğinizden dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. (el-Mümtehine, 60/1)
Allâh -Subhânehu ve Te'âlâ- en iyi bilendir.
["Sebîlu-n Necâti ve-l Fikâki min Muvâlâti-l Murtedîni ve-l Etrâk, S. 91-92"]
Es-Su'âl: İslâm dînine giren, dîni seven ancak müşriklere karşı düşmanlık göstermeyen veya düşmanlık gösterdiği halde onları tekfîr etmeyen ya da "Ben müslümanım ancak 'Lâ ilâhe illa-Allâh' diyen bir kişiyi velev ki bu kelimenin manâsını bilmediği halde söylese bile tekfîr etmem" diyen kimse hakkındaki görüşünüz nedir? Ayrıca İslâm dînine giren, dîni seven ancak "Ben türbelerin fayda ve zarâr vermediklerini biliyorum ama bunların fayda ve zarâr verdiğine inanan kimseler hakkında birşey söyleyemem" diyen kişiye ne hüküm verirsiniz?El-Cevâb: Bir kimsenin müslüman olabilmesi için tevhîdi bilerek kendine dîn edinmesi, gereğiyle amel etmesi, Rasulullâh -sallAllâhu 'aleyhi ve sellem-'in haber verdiği şeyleri tasdîk etmesi, emîr ve nehîylerinde itaat etmesi ve Allâh'tan getirdiklerinin tümüne îman etmesi gerekir.
"Ben, müşriklere karşı düşmanlık beslemem ya da düşmanlık beslerim ama onları tekfîr etmem" veya "Şirke ve küfre de düşseler, Allâh'ın dînine düşmanlıkta etseler 'Lâ ilâhe illa-Allâh' diyen kimseleri tekfîr etmem" ya da "Türbeler hakkında herhangi birşey söylemem" diyen bir kimse, kesinlikle müslüman değildir. Bu gibilerinin durumu ayette bahsedilen kimselerin durumuna benzer:
"Allâh ile rasullerini birbirinden ayırıp, "Bir kısmına inanır, bir kısmına inanmayız" diyenler ve ikisi (îmân ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu! Işte bunlar gerçekten kâfirlerdir. Biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamiışızdır." (en-Nisâ'. 4/150-151)
Hiç şüphesiz Allâh -Subhânehu ve Te'âlâ- müşriklere düşmanlık göstermeyi vâcib kılmış, onlarla bağları kesmeyi ve onlari tekfîr etmeyi emretmiştir.
"Ey îmân edenler! Yahudî ve hıristiyanlari dost edinmeyin! Zîra onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o da onlardandır. Şüphesiz Allâh, zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez." (el-Mâ'ide, 5/51)
"Allâh'a ve Âhîret Gününe îmân eden bir topluluğun babaları, ogulları, kardeşleri, ya da akrabâları olsalar bile Allâh'a ve Rasulüne karşı gelen kimselere karşı sevgi beslediklerini göremezsin..." (el-Mücâdele, 58/22)
"Ey îmân edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızâmı kazanmak için çıkmışsanız benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek ve gizli muhabbet besleyerek dost edinmeyin! Zira onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allâh'a îmân ettiğinizden dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. (el-Mümtehine, 60/1)
Allâh -Subhânehu ve Te'âlâ- en iyi bilendir.
["Sebîlu-n Necâti ve-l Fikâki min Muvâlâti-l Murtedîni ve-l Etrâk, S. 91-92"]