TEKVİR SURESİNİN 27. VE 29. AYETLERİNİN DELALET ETTİĞİ MUCİZEVİ LİBET DENEYİ
Deneğin parmağını oynatma eylemi, başlıca iki aşamadan oluşmaktadır.
1- Parmağını oynatmaya karar vermek,
2- Parmağını oynatmak.
Birinci kısım yani karar verme anını belirlemek için de saat kadranına benzer başka bir cihaz kullanılmıştır. Bu cihazın içindeki siyah benek kadran etrafında belirli bir hızla dönmektedir.
Denekten, parmağını oynatmaya karar verdiği anda beneğin kadrandaki pozisyonunu söylemesi istenir. Bu şekilde, deneğin parmağını oynatmaya karar verdiği ve sonrasında da parmağını oynattığı iki farklı an tespit edilmiş olacaktır. Ölçümlerden birisini EMG cihazı diğerini ise kadran düzeneği gerçekleştirmiş olacaktır.
Bu esnada deneğin başında EEG aleti bulunmaktadır ve deneğin aldığı karar anının tespit edilmesini sağlayacaktır. Böylelikle, deney esnasındaki tüm süreç bir arada takip edilebilecektir.
Deney gerçekleştirildi ve veriler kaydedildi. Deneğin parmağını kaldırmaya karar verdiği an ile parmağını kaldırdığı an arasında 200 milisaniyelik bir süre ölçülmüştü. Bu beklenen bir sonuçtu. Ancak bundan sonrası çok şaşırtıcı idi. Çünkü, deneğin parmağını kaldırmaya karar verdiği andan yaklaşık 350 milisaniye öncesinde elektriksel bir hareket tespit edilmişti. Başka bir deyişle, deneğin parmağını kaldıracağına, kendisi karar vermeden 350 milisaniye önce bilinmeyen bir mekanizma tarafından karar verilmişti bile.
Deney defalarca tekrarlanmış olmasına rağmen sonuç değişmemiştir. 1983 yılından günümüze değin, deneysel cihazlardaki teknolojik değişim ve gelişime karşın muhtelif zamanlarda yapılan emsal deneylerde de sonuçlar aynı olmuştur.
Bu sonuçlar, bilim dünyasında büyük şaşkınlık uyandırmış ve zaman içinde deneyin bilim ve felsefe dünyasında farklı şekillerde yorumlanmasına yol açmıştır. Deneyden alınan sonuçlar, bir düşünsel klasiğin tahtını adeta yerinden etmiştir. Öyleyse, yaşadıklarımız, aldığımız kararlar, önceden yazılmış bir kurgudan mı ibarettir? İrade, mücadele ve doğru karar verme gibi değerler bizim öğrendiğimiz kadar mutlak ve övünülesi davranış biçimleri değil midir?
Öte yandan, insanın gerçekte özgür istençle karar vermediği, kararlarımızın arkasında bizim adımıza bizden önce karar veren bilinmeyen bir gücün olabileceği düşüncesi felsefe dünyasını da heyecanlandırmıştır. Hatta bazıları, deney sonuçlarının din ve felsefedeki kader olgusunu işaret ettiği görüşünde birleşmişlerdir.
BAHSEDİLEN AYETLERİ BU AÇIDAN BİR KEZ DAHA TEFEKKÜR EDELİM...
Anlaşılıyor ki basitçe şunu söyleyebiliriz; Biz karar vermeden önce beyinde o kararı var edecek bir reaksiyon ortaya çıkıyor. Bundanda aldığımız kararların daha önce başka bir merci tarafından bir meşiet ile dilendiği ortaya çıkıyor; Şimdi mezkur ayeti nakledelim;﴾27﴿
O herkes için bir öğüttür;
﴾28﴿
Özellikle sizden doğru yolda gitmek isteyenler için.
﴾29﴿
Fakat âlemlerin rabbi Allah dilemedikçe siz (hiçbir şey) dileyemezsiniz!
Bu ayetin tefsirlerine de bir göz atalım; Taberi Tefsirini açtığımızda, Süleyman bin Musa'nın şu tefsirine şahit oluruz; Ebu Cehil 28. ayet indiğinde şöyle dedi; ''İş bizde, dilersek iman ederiz dilemezsek etmeyiz.'' bunun üzerine mezkur surenin 29. ayeti indi.
Kurtubi tefsirini açtığımızda; kendisi şöyle diyor; ''Bu ayetten açıkça anlaşılıyor ki, kul ancak Allah'ın tevfikiyle hayr ve ancak Allah'ın hızlanıyla şerr kesbedebilir.'' Beğavide aynı cümlelerle tefsir etti.
Hasen el-Basri tefsirinde şunu demiştir: ''Allah dileyene kadar Arablar İslamı (kabul etmeyi) dileyemediler.
Vehb bin Münebbih dedi; ''Allah'ın nebilerine indirdiği seksen yedi kitabı okudum, Kim meşietten kendi nefsine birşey izafe ederse kafir olur yazıyor.''
Beyzavi de; ''İstikameti (ve herşeyi) ancak, Allah'ın dilediği vakitte dileyebilirsiniz.''
TAHAVİ AKİDESİNDE GEÇEN BİR İBARE!
İMAM TAHAVİ YUKARIDAKİ METİNDE ŞUNLARI İFADE EDİYOR
Kullar için bir dileme yoktur ancak Allah'ın kulları için dilediği vardır(Allah'ın dilediğini dileyebilirler.)
NETİCE
Deneyden anlaşılıyor ki biz birşeyi diliyor zannediyoruz ama dilediğimizi de daha önceden birisi diliyor. Bu da ayetlere ve tefsirlere muvafıktır.
İMAM TAHAVİ YUKARIDAKİ METİNDE ŞUNLARI İFADE EDİYOR
Kullar için bir dileme yoktur ancak Allah'ın kulları için dilediği vardır(Allah'ın dilediğini dileyebilirler.)
NETİCE
Deneyden anlaşılıyor ki biz birşeyi diliyor zannediyoruz ama dilediğimizi de daha önceden birisi diliyor. Bu da ayetlere ve tefsirlere muvafıktır.
KAYNAKÇA
Libet Deneyi ve Özgür İrade Yanılgısı - Mühendis Beyinler
Tarih çizgisi üzerinde, insanlığın son bir kaç bin yıldaki akıl almaz gelişimine ışık tutmuş keskin dönüm noktaları vardır. Bu anlar, geçmişte yaşamış bazı
www.muhendisbeyinler.net
Ekli dosyalar
Son düzenleme: