Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Tekvir-27/29 Ayetleri ve Libet Deneyi (Teknolojik Mucize)

Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

29257


TEKVİR SURESİNİN 27. VE 29. AYETLERİNİN DELALET ETTİĞİ MUCİZEVİ LİBET DENEYİ

29252


1983’de yapılan bu deneyde, deneklerden basitçe, parmağını kendi istediği anda oynatması istenmiştir. Bu esnada deneğin eline EMG isimli bir cihaz da bağlanmıştır. EMG, o zamanki tekniğe göre yapılmış, kas hareketlerini elektriksel düzeyde ölçebilen bir cihazdır ve 1 saniyenin binde birini ölçebilecek kapasitededir.

Deneğin parmağını oynatma eylemi, başlıca iki aşamadan oluşmaktadır.

1- Parmağını oynatmaya karar vermek,
2- Parmağını oynatmak.

Birinci kısım yani karar verme anını belirlemek için de saat kadranına benzer başka bir cihaz kullanılmıştır. Bu cihazın içindeki siyah benek kadran etrafında belirli bir hızla dönmektedir.

Denekten, parmağını oynatmaya karar verdiği anda beneğin kadrandaki pozisyonunu söylemesi istenir. Bu şekilde, deneğin parmağını oynatmaya karar verdiği ve sonrasında da parmağını oynattığı iki farklı an tespit edilmiş olacaktır. Ölçümlerden birisini EMG cihazı diğerini ise kadran düzeneği gerçekleştirmiş olacaktır.


29253



Bu esnada deneğin başında EEG aleti bulunmaktadır ve deneğin aldığı karar anının tespit edilmesini sağlayacaktır. Böylelikle, deney esnasındaki tüm süreç bir arada takip edilebilecektir.

Deney gerçekleştirildi ve veriler kaydedildi. Deneğin parmağını kaldırmaya karar verdiği an ile parmağını kaldırdığı an arasında 200 milisaniyelik bir süre ölçülmüştü. Bu beklenen bir sonuçtu. Ancak bundan sonrası çok şaşırtıcı idi. Çünkü, deneğin parmağını kaldırmaya karar verdiği andan yaklaşık 350 milisaniye öncesinde elektriksel bir hareket tespit edilmişti. Başka bir deyişle, deneğin parmağını kaldıracağına, kendisi karar vermeden 350 milisaniye önce bilinmeyen bir mekanizma tarafından karar verilmişti bile.

Deney defalarca tekrarlanmış olmasına rağmen sonuç değişmemiştir. 1983 yılından günümüze değin, deneysel cihazlardaki teknolojik değişim ve gelişime karşın muhtelif zamanlarda yapılan emsal deneylerde de sonuçlar aynı olmuştur.

Bu sonuçlar, bilim dünyasında büyük şaşkınlık uyandırmış ve zaman içinde deneyin bilim ve felsefe dünyasında farklı şekillerde yorumlanmasına yol açmıştır. Deneyden alınan sonuçlar, bir düşünsel klasiğin tahtını adeta yerinden etmiştir. Öyleyse, yaşadıklarımız, aldığımız kararlar, önceden yazılmış bir kurgudan mı ibarettir? İrade, mücadele ve doğru karar verme gibi değerler bizim öğrendiğimiz kadar mutlak ve övünülesi davranış biçimleri değil midir?
Öte yandan, insanın gerçekte özgür istençle karar vermediği, kararlarımızın arkasında bizim adımıza bizden önce karar veren bilinmeyen bir gücün olabileceği düşüncesi felsefe dünyasını da heyecanlandırmıştır. Hatta bazıları, deney sonuçlarının din ve felsefedeki kader olgusunu işaret ettiği görüşünde birleşmişlerdir.



BAHSEDİLEN AYETLERİ BU AÇIDAN BİR KEZ DAHA TEFEKKÜR EDELİM...
Anlaşılıyor ki basitçe şunu söyleyebiliriz; Biz karar vermeden önce beyinde o kararı var edecek bir reaksiyon ortaya çıkıyor. Bundanda aldığımız kararların daha önce başka bir merci tarafından bir meşiet ile dilendiği ortaya çıkıyor; Şimdi mezkur ayeti nakledelim;

29254


﴾27﴿
O herkes için bir öğüttür;

﴾28﴿
Özellikle sizden doğru yolda gitmek isteyenler için.

﴾29﴿
Fakat âlemlerin rabbi Allah dilemedikçe siz (hiçbir şey) dileyemezsiniz!

Bu ayetin tefsirlerine de bir göz atalım; Taberi Tefsirini açtığımızda, Süleyman bin Musa'nın şu tefsirine şahit oluruz; Ebu Cehil 28. ayet indiğinde şöyle dedi; ''İş bizde, dilersek iman ederiz dilemezsek etmeyiz.'' bunun üzerine mezkur surenin 29. ayeti indi.

Kurtubi tefsirini açtığımızda; kendisi şöyle diyor; ''Bu ayetten açıkça anlaşılıyor ki, kul ancak Allah'ın tevfikiyle hayr ve ancak Allah'ın hızlanıyla şerr kesbedebilir.'' Beğavide aynı cümlelerle tefsir etti.

Hasen el-Basri tefsirinde şunu demiştir: ''Allah dileyene kadar Arablar İslamı (kabul etmeyi) dileyemediler.

Vehb bin Münebbih dedi; ''Allah'ın nebilerine indirdiği seksen yedi kitabı okudum, Kim meşietten kendi nefsine birşey izafe ederse kafir olur yazıyor.''

Beyzavi de; ''İstikameti (ve herşeyi) ancak, Allah'ın dilediği vakitte dileyebilirsiniz.''



TAHAVİ AKİDESİNDE GEÇEN BİR İBARE!


29255


İMAM TAHAVİ YUKARIDAKİ METİNDE ŞUNLARI İFADE EDİYOR

Kullar için bir dileme yoktur ancak Allah'ın kulları için dilediği vardır(Allah'ın dilediğini dileyebilirler.)

NETİCE
Deneyden anlaşılıyor ki biz birşeyi diliyor zannediyoruz ama dilediğimizi de daha önceden birisi diliyor. Bu da ayetlere ve tefsirlere muvafıktır.

KAYNAKÇA
 

Ekli dosyalar

  • pngegg.png
    pngegg.png
    47.6 KB · Görüntüleme: 298
  • afwgaw4sedfvsdv.png
    afwgaw4sedfvsdv.png
    239.4 KB · Görüntüleme: 168
Son düzenleme:
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Son kısım kafa karıştırsa silebilirim, cebr benim itikadım degilde :)
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Misal bu konuya da kimse yorum yapmamiş. Kafa acan calismalar
Burada da diger konudaki gibi ibni arabi yorumlamaları var. @EBU HANİFE
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ibn arabi demişken, kendisinin marsa gittiğine dair iddialar var. google earth da mars gezegenini seçip, koordinatları girdiğinde hilal şekilleri arasında arapça سلام yazısı var. o yazmış diyolar. işte resmi;

29286



(yazısı biraz çirkinmiş :cautious:)
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ibn hacer lanet okuduktan sonra kafamda sildim o adamı, inşallah tövbe etmiştir :rolleyes:
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Misal bu konuya da kimse yorum yapmamiş. Kafa acan calismalar
Burada da diger konudaki gibi ibni arabi yorumlamaları var. @EBU HANİFE
Bir maturidi olarak once sunu derim bu deneyi sonuclandiran insanlar nekadar adil bu cok onemli bir kaide. bilgiyi getiren kanal saglamsa ve cikarim kat'i birseyse nasla yorumlanabilir.Bakin bu cok onemli bir kaidedir.Bir cok musluman batinin sacmaliklarinin teorileri ureten insanlarin adil olma vasfina bakmadan bilgiyi kabul ediyor sonrada sacma sapan inanclar ortaya cikiyor
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Aslinda bu deneyede gerek yok ruyalarimiz mesela irade/kontrol,tasavvur vb edebiliyormuyuz hayir.Bu ornegede gerek yok anne babalarimizi tercih hakkimiz var mi ?

Kaderde tercih hakkimiz var nasilki suan burada olmayi tercih ettigimiz gibi ama bir cok seyde Allah cc iradesi altında.Allah cc bizi hidayetten ayirmasin.

Zor bi konu kader susmak daha hayirli.
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Bir maturidi olarak once sunu derim bu deneyi sonuclandiran insanlar nekadar adil bu cok onemli bir kaide. bilgiyi getiren kanal saglamsa ve cikarim kat'i birseyse nasla yorumlanabilir.Bakin bu cok onemli bir kaidedir.Bir cok musluman batinin sacmaliklarinin teorileri ureten insanlarin adil olma vasfina bakmadan bilgiyi kabul ediyor sonrada sacma sapan inanclar ortaya cikiyor


"İnsanın, kontrolün kendisinde olmadığı fikrini benimsediği hallerde, yaradılışı gereği suç işlemeye daha meyiili bir hale gelebildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu, deneyin sonuçlarının kötü bir ironisidir."

Link verilen yazidan alinti bu tirnak isaretli yer deney aciklmasinda.

Bunu okurken aklima direk Yezit geldi benim?
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Ben de susayim bari. Bu konuda da bilgim bitti. :D
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"İnsanın, kontrolün kendisinde olmadığı fikrini benimsediği hallerde, yaradılışı gereği suç işlemeye daha meyiili bir hale gelebildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu, deneyin sonuçlarının kötü bir ironisidir."

Link verilen yazidan alinti bu tirnak isaretli yer deney aciklmasinda.

Bunu okurken aklima direk Yezit geldi benim?
Evet cok guzel bi cikarim.Aslinda yeni dunya duzeninde insan aklinin ozgurlestirilmesi slogani olsada bence kolelestirilmesinden baska bisey yok.Ne dusunecegiz ve neyi konusacagiz uzerinde toplum muhendisleri oturup kafa yoruyorlar ve bizlere gundem olusturuyorlar.Tabi bundan ote dayandirilan felsefi ve ideolojik kavramlarda var mesele spinoza ve ibn arabinin panteizm /vahdedi vucud anlayisi aslinda bu seytanin bile aklina gelmeyecek bi fikir.Neden mi eger biz tanridan bir ruh yada bir parca yada kendisiysek haram ve helal yok hersey serbest bakarmisin firavun bile kafir degil mantigi anladin mi ahi ?Bu dusunce hakim olursa dunya kaos.
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Evet cok guzel bi cikarim.Aslinda yeni dunya duzeninde insan aklinin ozgurlestirilmesi slogani olsada bence kolelestirilmesinden baska bisey yok.Ne dusunecegiz ve neyi konusacagiz uzerinde toplum muhendisleri oturup kafa yoruyorlar ve bizlere gundem olusturuyorlar.Tabi bundan ote dayandirilan felsefi ve ideolojik kavramlarda var mesele spinoza ve ibn arabinin panteizm /vahdedi vucud anlayisi aslinda bu seytanin bile aklina gelmeyecek bi fikir.Neden mi eger biz tanridan bir ruh yada bir parca yada kendisiysek haram ve helal yok hersey serbest bakarmisin firavun bile kafir degil mantigi anladin mi ahi ?Bu dusunce hakim olursa dunya kaos.

Aklin özgürleştirilmesi sloganlari olsa da aslinda nerdeyse 100 yildir kanitlandirilmaya calisan ama basarili olunmayan bir mevzu
Slogan var ama gercekte yok.
Post truth diye de uzerinde durduklari konuda buradan cikiyor.
Modernizim / post modernizim ve post truth
Aslinda niçenin paradigma disi ornegine benziyor
Bilgi deve / bilgiyi uzerine ekleye ekeleye tasiyip aktarmak
Aslan / parcalayan kaos

Ve cocuk / yeniden doğuş / oncekileri tamamen silip yeniden anlamlandirmak
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Ilginc, deneyin sonucu cebriyeye cikiyor ama gercekten deney normal ve nesnel sartlarda yapilsa gercekten bu sonucu yine verir mi. Ve düsünme dedigimiz sey beyin sinyallerine önce gidipdemi acaba sinyal olustu yoksa herseyi Yaratan Rabbimiz bizim ne yapacagimizi bildigi icin olan seylerin olmasindan dolayi mi.

@Abdulmuizz Fida abi siz de inceler misiniz konuyu
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ilginc, deneyin sonucu cebriyeye cikiyor ama gercekten deney normal ve nesnel sartlarda yapilsa gercekten bu sonucu yine verir mi. Ve düsünme dedigimiz sey beyin sinyallerine önce gidipdemi acaba sinyal olustu yoksa herseyi Yaratan Rabbimiz bizim ne yapacagimizi bildigi icin olan seylerin olmasindan dolayi mi.

@Abdulmuizz Fida abi siz de inceler misiniz konuyu
Benjamin Libet Deneyi Benjamin Libet kendi adıyla ünlenen deneyi 1983 yılında basit bir düzenek kurarak gerçekleştirdi. Deneye katılan denekten, parmağını istediği bir zamanda oynatması istendi. Ölçülebilir objektif bir veri elde etmek ve yanılsamaları dışlamak için, deneğin parmağı, kaslardaki elektrik potansiyelini ve böylece kas hareketini saniyenin binde biri hassasiyetinde ölçen ve grafik olarak kâğıda döken EMG (elektromiyografi) cihazına bağlandı. Deneyde kullanılan bir diğer cihaz, saat benzeri bir kadrandır. Deneğin karşısına üzerinde, yelkovan yönünde hızlı bir şekilde hareket eden siyah bir nokta bulunan saat benzeri kadran konuldu. Kadranın üzerindeki bu nokta, bir tam devrini 2560 milisaniyede tamamlamaktadır. Denekten saat benzeri kadranda dönen siyah noktayı düğmeye basarak sabitlemesi istendi. Aynı zamanda, parmağını hareket ettirmeye karar verdiği anda, siyah noktanın kadran üzerindeki yerini söylemesi istendi. Deneğin, parmağını oynatması için karar verdiği an, saat benzeri kadrandan ölçülürken, parmağını hareket ettirdiği an da EMG cihazından ölçüldü. İki zaman ölçümü arasındaki fark, deneğin, parmağını hareket ettirmeye karar verdiği an ile parmağını hareket ettirdiği an arasındaki zaman farkını ortaya koyar. Deneyde kullanılan bir diğer cihaz EEG’dir (elektroensefalogram). Bu cihaz, başa geçirilen bir başlık ile deneğin parmağını kaldırma kararını verdiği süreç içerisinde beyindeki elektriksel aktivite değişimini ölçerek grafik olarak kâğıda döker. Denek, parmağını kaldırmak için karar aldığı anda beyinde elektriksel hareketlenme olur ve bu grafiğe yansır. Son tahlilde, üç farklı zaman değerlendirmeye alındı. 1) Deneğin parmağını kaldırmak için karar aldığı an, beyindeki elektriksel aktivite değişiminin yansıdığı EEG grafiği üzerinden değerlendirildi.
2) Deneğin, parmağını kaldırmaya karar verdiği an, saat benzeri kadrandan alınan zaman ile değerlendirildi. 3) Deneğin, parmağını eylem olarak kaldırdığı an, EMG grafiği üzerinden değerlendirildi. EEG cihazının kayıt yapmaya başlamasıyla, deneğe, kadrandaki siyah noktanın bir sayının üzerine geldiği an bu sayıyı zihninde tutması istenirken hiç beklemeden düğmeye basması istendi. Düğmeye basmaya karar verdiği ana ait değer kadrandan, düğmeye bastığı ana ait değer de EMG cihazından elde edildi. Yapılan ölçümler değerlendirildiğinde deneğin düğmeye basmaya karar verdiği an ile düğmeye bastığı an arasında ortalama 200 milisaniye zaman farkı olduğu görüldü. Bu beklenen bir durumdu. Ancak denek, düğmeye basmaya karar verdiği andan 350 milisaniye önce beyinde elektriksel bir aktivite tespit edildi. Deneğin deneyden bilinçli olarak haberdar olduğu kısım 200 milisaniyelik bir zaman dilimidir. 350 milisaniyelik bir zaman diliminde ise denek, deneyden haberdar değildir. Tartışmaya konu olan nokta işte burasıdır. Saat benzeri kadranda değerlendirilen an deneğin söylemine bağlı, sübjektiftir. Ölçülmesi mümkün değildir. Bundan dolayı oluşabilecek hatalı bir sonuca ulaşmamak için deney defalarca tekrarlanmış ve aynı sonuçlar elde edilmiştir. Bu sonuçlara göre, bilinçli bir eylemi gerçekleştirmek için beyin, önce bilinçsiz bir halde karar alıyor ve bu kararın bilince aktarılması yaklaşık 350 milisaniye sürüyor. Daha sonra da bu kararı bilinçli olarak yaklaşık 200 milisaniyelik bir zaman diliminde gerçekleştiriyor. Bu sonuçlara dayanarak Libet, fiilin ateşlenmesinin bilinçsiz bir sinirsel aktivite ile meydana geldiğini, bilincin beynin bu bilinçsiz aktivitesinin sonucu olduğunu, bilincin beyinde fiili ateşleyen bir aktiviteye sebep olmadığını ileri sürmüştür. Özetle, özgür iradenin istemli fiili başlatmadığını, ancak başlatılan fiili kontrol eden bir aracı olduğunu belirtir. Benjamin Libet’in deney sonunda ulaştığı bir başka sonuç da şudur: Denekler bilinçsiz bir halde alınan kararı, bilinçli karar verme anı ile bilinçli hareketin başlangıcı arasında geçen yaklaşık 200 milisaniyelik süre içinde bilinçli veto edebiliyordu. 38 Bu durumda, insanın fiillerinden sorumlu olduğu ve özgür olduğu sonucuna ulaşılabilirdi. Ancak bilinçli veto kararının da bilinçsiz elektriksel aktivitenin sonucu olabileceği düşüncesi insanın fiillerinden sorumlu olmasını ve özgürlüğünü yine tartışılır hale getirdi. Bu noktada önemli diğer bir husus da fiilin meydana gelmesi için ortaya çıkan elektriksel aktivitenin insanın iradesi dışında ortaya çıkmasıdır. 3.2. Benjamin Libet Deneyi Sonuçları Benjamin Libet deneyinin sonuçları bilim ve felsefe dünyasında ciddi tartışmalara sebep oldu. Eylemleri gerçekleştirmeden önce bilinçli kararın verildiği andan önce beyinde tespit edilen elektriksel aktivitenin sebebi ile ilgili tartışmalar bir taraftan

devam ederken diğer taraftan Benjamin Libet deneyinin sağlıklı olmadığı ve modern tekniklerle tekrar edilmesi gerektiği savunuldu. Haynes ve arkadaşları 39 deneyi benzer düzenekle ancak modern teknikler kullanarak tekrarladı. Rastgele harflerin yanıp söndüğü bir ekranın başına denekler yerleştirildi. Sağ ve sol işaret parmaklarının önüne iki adet düğme yerleştirildi. İstedikleri zamanda sağ veya sol işaret parmakları ile düğmeye basmaları ve düğmeye bastıkları anda ekranda gördükleri harfi söylemeleri istendi. Basmak için sağ veya sol işaret parmaklarını kullanmaya karar verdikleri anda gerçek zamanlı beyin aktivitesini ortaya çıkarmak için fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) cihazı kullanıldı. Bu deneyin sonuçları Libet deneyinden daha şaşırtıcıydı. Çünkü deneklerin düğmeye basmak için bilinçli kararı, fiili gerçekleştirmeden bir saniye önce verdikleri görüldü. Ancak bilinçli karar verilmeden yedi saniye önce beyinde başka bir aktivite tespit edildi. Denek bilinçli bir seçim yapmadan yedi saniye önce, farkında bile olmadan beynin kararını verdiği görünüyordu. Bu aktivite beynin iki farklı bölgesinde tespit edildi. Düğmeye basma kararı verilmeden önce sağ ve sol işaret parmağı seçimi için farklı bölgelerde aktivite olduğu görüldü. Bilinçli karar verilmeden yedi saniye önce meydana gelen bu aktivite bölgesine dayanarak deneğin düğmeye basmak için hangi işaret parmağını kullanacağı %60 doğrulukla tahmin edilebildi. Bu deneyle, Libet deney düzeneğinde kullanılan EEG’nin sınırlı bir alanda beyin aktivitesini tespit edebileceği ile ilgili tartışmalara fMRI kullanılarak son verilmiş oldu. Bu çalışma sonucunda, beynin fMRI ile görüntülenen belirli motor alanlarında meydana gelen hazırlık aktivitelerinin fiili ateşlediği ve devamında bilinçli karar verme hissi oluştuğu görüşü desteklendi. 40


39 - 40 Stefan Bode, Anna Hanxi He, Chun Siong Soon, Robert Trampel, Robert Turner. John & Dylan Haynes, ‘’Tracking the Unconscious Generation of Free Decisions Using UItra-High Field fMRI’’, Plosone 6/6 (2011): 1-13


38 Libet vd., ‘’Time of conscious intention to act in relation to onset of cerebral activity (ReadinessPotential)’’, 623-642
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Benjamin Libet Deneyi Sonuçları

Benjamin Libet deneyinin sonuçları bilim ve felsefe dünyasında ciddi tartışmalara sebep oldu. Eylemleri gerçekleştirmeden önce bilinçli kararın verildiği andan önce beyinde tespit edilen elektriksel aktivitenin sebebi ile ilgili tartışmalar bir taraftan
devam ederken diğer taraftan Benjamin Libet deneyinin sağlıklı olmadığı ve modern tekniklerle tekrar edilmesi gerektiği savunuldu. Haynes ve arkadaşları 39 deneyi benzer düzenekle ancak modern teknikler kullanarak tekrarladı. Rastgele harflerin yanıp söndüğü bir ekranın başına denekler yerleştirildi. Sağ ve sol işaret parmaklarının önüne iki adet düğme yerleştirildi. İstedikleri zamanda sağ veya sol işaret parmakları ile düğmeye basmaları ve düğmeye bastıkları anda ekranda gördükleri harfi söylemeleri istendi. Basmak için sağ veya sol işaret parmaklarını kullanmaya karar verdikleri anda gerçek zamanlı beyin aktivitesini ortaya çıkarmak için fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) cihazı kullanıldı. Bu deneyin sonuçları Libet deneyinden daha şaşırtıcıydı. Çünkü deneklerin düğmeye basmak için bilinçli kararı, fiili gerçekleştirmeden bir saniye önce verdikleri görüldü. Ancak bilinçli karar verilmeden yedi saniye önce beyinde başka bir aktivite tespit edildi. Denek bilinçli bir seçim yapmadan yedi saniye önce, farkında bile olmadan beynin kararını verdiği görünüyordu. Bu aktivite beynin iki farklı bölgesinde tespit edildi. Düğmeye basma kararı verilmeden önce sağ ve sol işaret parmağı seçimi için farklı bölgelerde aktivite olduğu görüldü. Bilinçli karar verilmeden yedi saniye önce meydana gelen bu aktivite bölgesine dayanarak deneğin düğmeye basmak için hangi işaret parmağını kullanacağı %60 doğrulukla tahmin edilebildi. Bu deneyle, Libet deney düzeneğinde kullanılan EEG’nin sınırlı bir alanda beyin aktivitesini tespit edebileceği ile ilgili tartışmalara fMRI kullanılarak son verilmiş oldu. Bu çalışma sonucunda, beynin fMRI ile görüntülenen belirli motor alanlarında meydana gelen hazırlık aktivitelerinin fiili ateşlediği ve devamında bilinçli karar verme hissi oluştuğu görüşü desteklendi. 40 Benjamin Libet deneyinin tekrarı sayılabilecek birçok çalışma farklı düzenekler kurularak ve modern cihazlar kullanılarak yapılmış ancak benzer sonuçlar elde edilmiştir. Bilim dünyasında deneyin bilimsel gerçekliğini ispat amacı ile çalışmalar yapılırken felsefe dünyası eylemlerimizi gerçekleştirirken aldığımız kararların özgürlüğü meselesini bu deney bağlamında tartışmaya başlamıştır. Elbette deneyden önce de insanın fiillerinde özgürlüğü meselesi tartışılmıştır. Ancak deneyle beraber tartışmanın yürütülebileceği bilimsel bir zemin oluşmuştur. Bilim dünyası Libet deneyi ile ortaya çıkan sonucu öncelikle ‘’yanılsama’’ kavramı ile izah etmeye çalışmıştır. Onlara göre, bir eylemi gerçekleştirmeden önce beyinde ortaya çıkan elektriksel aktivite ile eylemi gerçekleştirmeye karar verdiğimiz an ortaya çıkan elektriksel aktivite arasındaki zaman farkı yanılsamadır. Bu izaha göre, bilinçli kararın verildiği andan 350 milisaniye önce tespit edilen elektriksel aktivite, bilinçli karar sonucu yapılan eylemin farkındalığının meydana geldiği andır. Aradaki zaman farkı kadar beyni yanılsamaya uğratacak evrimsel bir mekanizma gelişmiştir.

Fried, Mukamel R, Kreiman G. tarafından epilepsi tedavisi için beynin farklı bölgelerine yerleştirilmiş elektrotlar ile farklı bir çalışma gerçekleştirildi. Epilepsi cerrahisi sırasında beynin yardımcı motor alan olarak adlandırılan bölgesine, yerleştirdikleri elektrotlardan düşük uyarılar verdiklerinde hastaların belirli vücut bölgelerini hareket ettirmek istediklerini tespit ettiler. Uyarının şiddetini arttırdıklarında aynı vücut bölgelerinde kas kasılması meydana geldiğini gördüler. Bu çalışma ile yardımcı motor alanın, fiilin gerçekleşmesinde ve bilinç deneyiminin oluşmasında önemli bir fonksiyonu olduğu sonucuna vardılar. ‘’Yanılsama’’ hipotezine karşı en önemli çalışmalardan biri olan bu çalışmada bilinçli eylem niyetinin, fiil gerçekleştikten sonra geriye dönük bir algı yanılsaması olmadığını, kısmî olarak fiilin gerçekleşmesinden önce bir yapılanma olduğunu gösterdiler. 41 Herrmann ve arkadaşları 42, Libet deneyine benzer bir düzenek hazırlayarak farklı bir çalışma gerçekleştirdiler. Hastalardan önlerindeki iki düğmeden birine basmalarını istediler. Ancak Libet deneyinden farklı olarak düğmeye basma zamanını denek kendisi belirlemiyordu. Bilgisayar ekranında bir uyarı gördüğü zaman düğmeye basması istendi. Deneğin yapacağı şey hangi düğmeye basması gerektiğine karar vermekti. Bilgisayarda herhangi bir uyarı çıkmadan önceki dönemde, yani henüz düğmeye basmak için harekete geçmeden önce beyinde elektriksel bir aktivite tespit ettiler. Bu aktivitenin düğmeye basma davranışını belirleyen bir aktivite olmadığı, daha çok genel bir beklenti duygusunu yansıttığını, beynin yapılacak bir eylem için ön hazırlığı olduğu sonucuna vardılar. Onlara göre, tespit edilen aktivite, yapılacak eylem için ön hazırlık sürecinin yansımasıdır ancak yapılacak aktivitenin ne olduğunun kararı değildir. 43 Haggard, benzer düzenekle yaptığı başka bir çalışmada deneklere sağ veya sol elleri ile düğmeye basmalarını istedi. Beyinde ön hazırlık döneminde tespit edilen elektriksel aktivitenin düğmeye basmak için tercih edilen el ile uyumlu bölgede meydana geldiğini tespit etti. Bu çalışmanın sonucuna göre ön hazırlık sürecinin genel bir hazırlık olmadığı spesifik bir hazırlık olduğu sonucuna vardı. 44

41 42 43 44 45 Itzhak Fried vd., ‘’Internally generated preactivation of single neurons in human medial frontal cortex predicts volition’’, Neuron 69/3 (2011): 548-562. Pauen M, Min BK, Busch NA, Rieger JW. Christoph Herrmann vd., ‚Analysis of a choice-reaction task yields a new interpretation of Libet's experiments’’, International Journal of Psychophysiology 67/2 (2008): 151-157. Patrick Haggard, ‚Human volition: towards a neuroscience of will’’, Nature Reviews; Neuroscience 9/12 (2008): 934-946.
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Benim suana kadar kanım su sekilde;hem biyolojik hem pskolojik olarak nesilden nesile aktarilan genler karakterin kaderinde onemli rol oynar.Zaten birey ebeveynlerini secme luksu olmadagi icin bunlara cebr denilebilir.Cunku genlerde insanlarin tercihinde onemli rol aynar.Ayrica psikolojik ve biyolojik etkinin yanında sosyolojik ve ekonomik faktorde var.Ibn haldun R.a dedigi gibi "cografya kaderdir" nerede dogacagimizida secmedik :D dolasiyla nerede dogduysak oranin orf kultur din vb etkilenmemiz ve kaderimizde bu faktorlerin etkili olma olasiligi cok yuksek.Suana kadar cebrin golgesi altinda yazdim.Ama sonunlada bitirmek isterim;Her ne kadar sosyolojik ekonomik psikolojik vb etkenler etkili olsada kisinin kendi iradesi altin yapmis oldugu secimler insanin bu etkenlerin golgesinde yasamadiginidq gosterir.Kisinin vermis oldugu kararlarla cografyasini psikolojisini orfunu adetini vb degistigini ve degisebilecegini gunluk hayatta goruyoruz.Yinede bence Maturidiye mezhebi kazaniyor.Kisinin cuzi iradesi vardir ve tercih eder ama buda Allah cc iradesi alintadir.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Son kısım kafa karıştırsa silebilirim, cebr benim itikadım degilde :)

Mustafa Sabri Efendi merhumdan yaptığınız alıntıyı silmeniz isabetli olur, çünkü kendisi cebr (determinism) itikadını savunuyor --bu ismi kabul etmese de--, insanın bir robot gibi hiç bir öz dahli olmadan önceden yapılan bir proglamaya göre hareket ettiğini ve buna göre ceza ve mükafata mazhar olacağını söylüyor, ki bu Kuran'a muhaliftir ve imtihan ve hesap kavramlarını alt üst eder.

Ilginc, deneyin sonucu cebriyeye cikiyor

Yinede bence Maturidiye mezhebi kazaniyor.Kisinin cuzi iradesi vardir ve tercih eder ama buda Allah cc iradesi alintadir.

Deney cebr itikadını destekler gibi görünse de esasında yalnızca tefviz (indeterminism) inancını, yani insanların fillerinde tamamen hür oldukları inancını geçersiz kılar. İkisi arasında insanın hangi yollarla iradesini ortaya koyup mesul tutulduğunu açıklayan çeşitli modeller var, ki bu Maturudiyye'nin öne çıkardığı irade-i cüziye modeli ile de sınırlı değildir. Cüzi irade modeli iyi ve kötü seçenekler arasında bir tercih yapıldığını savunarak iradenin işleyişini kesin bir şekilde belirlemeye çalışır. Ancak şer'an irademizin nasıl işlediğini, fiile hangi yolla tesir ettiğimizi bilmiyoruz. Bu açıdan kader bir sırdır.
Selef-i salihin bunu açıklamaya çalışmamıştır. İnsanları kendi yaptıklarından sorumlu tutmuşlar, ama hidayet ve dalaleti, başarı ve yenilgiyi Allah'tan bilmişlerdir. Böylece kimse ne böbürlenir ne de üzülüp çöker, aksine daima hamd ve dua halinde olur.
Mütekellimînden Ebul Hasen el-Eşari ve Bakıllani gibi alimler de bilinçli olarak kesb ve hâl gibi kapalı kavramlar kullanmışlardır. Bilim de bunu yeterince keşfetmiş değildir. İnsan beğinin nasıl çalıştığına dair bilgimiz belki de yalnızca 1% seviyesindedir. Hareket etmeye karar vermeden önce bizi o karara iten sinirsel bir hareketin var olduğunu bilsek bile, bu sinirsel harekete yol açan sebep ve bunun mekanizmasını bilmiyoruz. Ayrıca insanın fiziksel bir mevcudiyeti olmayan, dolayısıyla araştırmaya da müsait olmayan vicdan (conscience) diye öznel bir yetisi var, ki buna kalp de diyebiliriz ve hesabın odak noktası da buradadır. Bakıllani'nin modelindeki hâl de fiilleri işlerken insanın bulunduğu bu vicdani durumu ifade ediyor gözüküyor.
 
Üst Ana Sayfa Alt