selamun aleykum . tesbihi taş, hurma veya ip ile çekme ile ilgili imam suyutinin risalesi var tesbihi el ile çekebildiğimiz gibi taş, hurma çekirdeği, düğümlü ip v.s aletlerle
yapabilirmiyiz? Allah razı olsun.
imam suyuti:
Uzun zamandır ‘tesbîh(âletin)in ‘Sünnet’te bir aslı var mıdır?’ diye sorulmaktadır. O yüzden onun hakkında gelen hadîsleri ve eserleri (Sahâbe söz, iş ve takrîrlerini) araştırıp bularak bu cüz’ü topladım. Yardım istenen sadece Allah celle celâlühû’dur.
(Birinci Hadîs): İbnu Ebî Şeybe, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve Hâkim,(Abdullah) İbnu Amr radıyallahu anhumâ’dan rivâyet etmiş ve Hâkim ‘sahîh’ olduğunu söylemiştir:
“Nebi sallahu aleyhi ve sellem’in tesbîhleri eliyle saydığını gördüm.”[8]
(İkinci Hadîs): -İbnu Ebî Şeybe, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Hâkim, Yüseyre radıyallahu anhâdan -ki hicret eden (Sahâbe) kadınlar(ın)dan idi- şöyle dediğini rivâyet etti:
“Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
(Ey kadınlar!..) Tesbîh’e (sübhânellâh demeye), tehlîl’e (lâ ilâhe illellâh demeye) ve takdîs’e (‘sübhâne’l-meliki’l-kuddûs’ veya ‘sübbûhun kuddûsün Rabbu’l-melâiketi ve’r-rûh’ demeye) sarılın, ğâfil olmayın, tevhîdi unutursunuz. (Onları) parmak uçlarınızla sayın. Çünkü onlar, (bedeninizden, kendileriyle ne yaptığınız) sorulacak ve konuşmaları istenecek olan(uzuv)lar-dır.”[9]
(Üçüncü Hadîs): Tirmizî, Hâkim ve Taberânî, Safiyye radıyallâhu anhâ'dan şöyle dediğini rivâyet ettiler:
“Resûlüllah sallellâhu aleyhi ve sellem yanıma girdi; önümde tesbîh etmekte olduğum dört bin hurma çekirdeği vardı. O, ‘nedir bunlar, ey Huyey'in kızı?’ dedi. Ben, ‘onlarla tesbîh ediyorum’ dedim. O, ‘senin başında dikildiğimden beri bunlardan daha çok tesbîh ettim’ buyurdu. Ben, ‘(onu) bana (da) öğret, ey Allah'ın Resûlü!..’ dedim. O, (سبحان الله عدد ما خلق من شئ)/‘Allah'ı, yarattığı şeyler adedince tesbîh ederim’, buyurdu.”[10]
Bu hadîs de sahîhdir.
(Dördüncü Hadîs): Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbnu Mâce, İbnu Hibbân ve Hâkim Sa'd İbnu Ebî Vakkâs radıyallâhu anhu'dan rivâyet etmişler ve bu rivâyetin Tirmizî Hasen, Hâkim de sahîh olduğunu söylemişlerdir:
“Sa'd ve Nebî sallellâhu aleyhi ve sellem bir kadının yanına girmişler, kadının önünde de hurma çekirdekleri veya küçük taşlar vardı; tesbîh ediyordu. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhu aleyhi ve sellem, ‘bundan dahâ kolay’ veya (râvînin tereddüdü) ‘daha efdal olanı sana haber vereyim mi?’ buyurdu…”[11]
(Beşinci Hadîs): Hilâl el-Haffâr'ın Cüz'ünde, Beğavî'nin Mu'cemu's-Sahâbe'sinde ve İbnu Asâkir'in Târîh'inde, Mu’temir İbnu Süleymân yolundan Ubeyy İbnu Ka’b’dan, Onun, dedesi Bakıyye’den, Onun da Nebî sallellâhu aleyhi ve sellem’in azâdlı kölesi Ebû Safiyye’den yaptıkları şöyle bir rivâyet vardır:
“(Ebû Safiyye’nin) önüne bir deri yaygı konulur ve içinde taşlar bulunan bir sepet getirilir, onunla günün yarısına kadar tesbîh ederdi; sonra da kaldırılırdı. Birinciyi kılınca[12] (o sepet tekrâr) getirilir, onunla akşama kadar tesbîh ederdi.”[13]
(Altıncı Hadîs)Yine), Ahmed İbnu Hanbel deez-Zühd'de, Yûnus İbnu Ubeyd'den, anasının şöyle dediğini rivâyet etti:
“Ebû Safiyye'yi -ki O Resûlüllah sallellâhu aleyhi ve sellem'in Ashâbındandı ve komşumuz idi- küçük taşlarla tesbîh ederdi.”[14]
(Yedinci Hadîs): İbnu Sa'd,Sa’d’ın kölesi Hakîm İbnu’d-Deylemî’den, “Sa'd İbnü Ebî Vakkâs'ın, taşlarla tesbîh ettiği”ni rivayet etmiştir.[15]
(Sekizinci Hadîs): İbnu Ebî Şeybe el-Musannef'de, Sa’d’ın kölesinden, “Sa’d’ın taşlarla veya hurma çekirdekleriyle tesbîh ettiğini” rivâyet etti.[16]
(Dokuzuncu Hadîs): İbnu Sa’d et-Tabakat’da şöyle dedi:
Bize Ubeydullah İbnu Mûsâ haber verdi (dedi). (Ubeydullâh) bize İsrâîl haber verdi (dedi). (İsrâîl) Câbir’den (haber verdi): Bir kadın O’na (Câbir’e), Fâtıme binti Hüseyin İbni Alî İbni Ebî Tâlib’den rivâyet ederek şöyle dedi:
“O (Fâtıme), düğüm atılmış bir ip ile tesbîh ederdi.”[17]
(Onuncu Hadîs): Abdullâh İbnu Ahmed, ez-Zühd Zevâid’inde, Nuaym İbnu Muhriz[18] İbni Ebî Hureyre’den, O (Nuaym), dedesi Ebû Hureyre’den şöyle rivâyet etti:
“Ebû Hureyre’nin iki bin düğümlü bir ipi vardı; onunla tesbîh çekmedikçe uyumazdı.”[19]
(On Birinci Hadîs): Ahmed İbnu Hanbel de ez-Zühd’de (isnâdıyla) Kasim İbnu Abdirrah-mân’ın şöyle dediğini rivâyet etmiştir:
“Ebû'd-Derdâ’nın bir kese içinde Acve hurması çekirdeklerinden hurma çekirdekleri vardı; sabah namazını kılınca onları birer birer çıkarır, onlarla tesbîh ederdi.”[20]
(On İkinci Hadîs): İbnu Sa’d, Ebû Hureyre’den şöyle rivâyet etti:
“(Ebû Hureyre) yarısı beyaz yarısı kara (alaca) olan hurma çekirdeğiyle tesbîh ederdi.”[21]
(On Üçüncü Hadîs): Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs’de (isnâdıyla)[22] merfû’ olarak şöyle rivâyet etti:
“Tesbîh âleti (Allah celle celâlühû’yu) ne güzel hatırlatıcıdır!...”[23]
(On Dördüncü Hadîs): İbnu Ebî Şeybe (el-Musannef’de) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhu’dan rivâyet etti:
“(Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhu) taşlarla tesbîh ederdi.”[24]
(On Beşinci Hadîs)İbnu Ebî Şeybe yine) Ebû Nadra yoluyla, Tufâve(denilen bir yer)’den olan bir adamdan şöyle dediğini rivâyet etti:
“Ebû Hureyre radıyellâhu anhu’nun yanında konakladım; O’nunla beraber, içinde taşların -veya hurma çekirdeklerinin- bulunduğu bir kese vardı. Tükenene kadar onlarla sübhânellâh derdi...”[25]
(On Altıncı Hadîs)İbnu Ebî Şeybe yine) Zâzân’dan şöyle dediğini rivâyet etti:
“Ümmü Ya’fûr’dan tesbîhlerini aldım. Alî’ye vardığımda, ‘Ümmü Ya’fûr’a tesbîhlerini geri ver’ dedi.”[26]
[8] İbnu Ebî Şeybe (7745), Ebû Dâvûd (1502), Tirmizî (3495), Nesâî (1355) ve Hâkim (1/547), (Abdullah) İbnu Amrradıyallahu anhumâ’dan
[9] İbnu Ebî Şeybe (7738), Ebû Dâvûd (1501), Tirmizî (3595. hadîsden sonra ‘bu bâbda Yüseyre’den şu rivâyet de vardır’ deyip senedsiz olarak) ve Hâkim (1/547), Yüseyre radıyallahu anhâ’dan.
[10] Tirmizî (3563), Hâkim (1/547)ve Taberânî (…), Safiyye Mâce (…),radıyallâhu anhâ'dan.
[11] Ebû Dâvûd (1500), Tirmizî (3577 Dâru İbni Hazm, 3568 Çağrı), Nesâî (…), İbnu İbnu Hibbân (837) ve Hâkim (1/548) Sa'd İbnu Ebî Vakkâs radıyallâhu anhu'dan.
[12] Maksad anlaşılamamıştır.
[13] Buhârî, et-Târîhu’l-Kebîr, Muallâ İbnü Abdirrahmân, Yûnus İbnü Ubeyd’den, O; anasından, anası da Ebû Safiyye’den(8. cildin sonundaki Kitâbu’l-Künâ:44, Dâru’l-Fikr) İbnü Abdi’l-Berr, el-İsîtâb, Saîd İbnü Âmir, Yûnus İbnü Ubeyd yoluyla, “hurma çekirdekleriyle”, Abdü’l-Vâhid İbnü Ziyâd da yine Yûnus yoluyla “taşlarla” lafzıyla (el-Isâbe kenarı:4/108), Beğavî’nin bunu rivâyetinde, Abdü’l-Vâhid İbnü Zeyd, Yûnus İbnü Ubeyd’den rivâyette Muallâ’ya mütâbeet etti. (İbnü Hacer, el-Isâbe:4/109), İbnü’l-Esîr, Abdü’l-Vâhid, Yûnus yoluyla “taşlar” lafzıyla (Üsdü’l-Ğâbe: 6/175, mad:6016,eş-Şa’b), İbnu Asâkir, Târîhu Dımeşk (…)
[14] Ebû Nuaym, Mu’cemu’s-Sahâbe (5/2938, Dâru’l-Vatan-1419), Ebû Safiyye radıyallâhu anhâ'dan…
[15] İbnu Sa'd (3/76, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî-1417) Hakîm İbnu’d-Deylemî’den.
[16] İbnu Ebî Şeybe (7741)
[17] İbnu Sa'd (8/468 Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî-1417) Fâtıma Binti Hüseyn radıyellâhu anhu’dan.
[18] Risâlenin aslında ‘Muhriz’ şeklinde geçen kelime, Hilye’nin elimizdeki baskısında ‘Muharrer’ olarak yazılmıştır. Aslına ulaşılamamıştır;
doğrusunu Allah celle celâlühû bilir.
[19] Ebû Nuaym Hilyetü’l-Evliyâ (1/468, mad:1329, İlmiyye-1418) Ebû Hureyre radıyallâhu anhu'dan.
[20] Ahmed İbnu Hanbel’de ez-Zühd (175, ilmiyye-1403), Ebu’d-Derdâ radıyellâhu anhu’dan.
[21] İbnu Sa’d (…), Ebû Hureyre radıyallâhu anhu'dan. Benzer rivayetin kaynağı Ebû Nuaym’dan geçti;18. dipnota bakınız.
[22] Uzatmamış olmak maksadıyla isnâdı hazfettik.
[23] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs (5/15, H:7029, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî-1407) [Ali radıyellâhu anhu’dan]
[24] İbnu Ebî Şeybe, el-Musannef (7742 ma'nâ olarak) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhu’dan.
[25] İbnu Ebî Şeybe, el-Musannef (7743), Ebû Hureyre
[25] İbnu Ebî Şeybe (7744), Zâzân’dan.
[25] Risâlenin basılı olan metninin burasında muhtemel radıyallahu anhu’dan. Asıl metinde “Ebû Hureyre” yerine “İbrâhîm” vardı. Düzeltme Musannef’den yapılmıştır.
[26] İbnu Ebî Şeybe (7744), Zâzân’dan.
yapabilirmiyiz? Allah razı olsun.
imam suyuti:
Uzun zamandır ‘tesbîh(âletin)in ‘Sünnet’te bir aslı var mıdır?’ diye sorulmaktadır. O yüzden onun hakkında gelen hadîsleri ve eserleri (Sahâbe söz, iş ve takrîrlerini) araştırıp bularak bu cüz’ü topladım. Yardım istenen sadece Allah celle celâlühû’dur.
(Birinci Hadîs): İbnu Ebî Şeybe, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve Hâkim,(Abdullah) İbnu Amr radıyallahu anhumâ’dan rivâyet etmiş ve Hâkim ‘sahîh’ olduğunu söylemiştir:
“Nebi sallahu aleyhi ve sellem’in tesbîhleri eliyle saydığını gördüm.”[8]
(İkinci Hadîs): -İbnu Ebî Şeybe, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Hâkim, Yüseyre radıyallahu anhâdan -ki hicret eden (Sahâbe) kadınlar(ın)dan idi- şöyle dediğini rivâyet etti:
“Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
(Ey kadınlar!..) Tesbîh’e (sübhânellâh demeye), tehlîl’e (lâ ilâhe illellâh demeye) ve takdîs’e (‘sübhâne’l-meliki’l-kuddûs’ veya ‘sübbûhun kuddûsün Rabbu’l-melâiketi ve’r-rûh’ demeye) sarılın, ğâfil olmayın, tevhîdi unutursunuz. (Onları) parmak uçlarınızla sayın. Çünkü onlar, (bedeninizden, kendileriyle ne yaptığınız) sorulacak ve konuşmaları istenecek olan(uzuv)lar-dır.”[9]
(Üçüncü Hadîs): Tirmizî, Hâkim ve Taberânî, Safiyye radıyallâhu anhâ'dan şöyle dediğini rivâyet ettiler:
“Resûlüllah sallellâhu aleyhi ve sellem yanıma girdi; önümde tesbîh etmekte olduğum dört bin hurma çekirdeği vardı. O, ‘nedir bunlar, ey Huyey'in kızı?’ dedi. Ben, ‘onlarla tesbîh ediyorum’ dedim. O, ‘senin başında dikildiğimden beri bunlardan daha çok tesbîh ettim’ buyurdu. Ben, ‘(onu) bana (da) öğret, ey Allah'ın Resûlü!..’ dedim. O, (سبحان الله عدد ما خلق من شئ)/‘Allah'ı, yarattığı şeyler adedince tesbîh ederim’, buyurdu.”[10]
Bu hadîs de sahîhdir.
(Dördüncü Hadîs): Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbnu Mâce, İbnu Hibbân ve Hâkim Sa'd İbnu Ebî Vakkâs radıyallâhu anhu'dan rivâyet etmişler ve bu rivâyetin Tirmizî Hasen, Hâkim de sahîh olduğunu söylemişlerdir:
“Sa'd ve Nebî sallellâhu aleyhi ve sellem bir kadının yanına girmişler, kadının önünde de hurma çekirdekleri veya küçük taşlar vardı; tesbîh ediyordu. Bunun üzerine Resûlüllah sallellâhu aleyhi ve sellem, ‘bundan dahâ kolay’ veya (râvînin tereddüdü) ‘daha efdal olanı sana haber vereyim mi?’ buyurdu…”[11]
(Beşinci Hadîs): Hilâl el-Haffâr'ın Cüz'ünde, Beğavî'nin Mu'cemu's-Sahâbe'sinde ve İbnu Asâkir'in Târîh'inde, Mu’temir İbnu Süleymân yolundan Ubeyy İbnu Ka’b’dan, Onun, dedesi Bakıyye’den, Onun da Nebî sallellâhu aleyhi ve sellem’in azâdlı kölesi Ebû Safiyye’den yaptıkları şöyle bir rivâyet vardır:
“(Ebû Safiyye’nin) önüne bir deri yaygı konulur ve içinde taşlar bulunan bir sepet getirilir, onunla günün yarısına kadar tesbîh ederdi; sonra da kaldırılırdı. Birinciyi kılınca[12] (o sepet tekrâr) getirilir, onunla akşama kadar tesbîh ederdi.”[13]
(Altıncı Hadîs)Yine), Ahmed İbnu Hanbel deez-Zühd'de, Yûnus İbnu Ubeyd'den, anasının şöyle dediğini rivâyet etti:
“Ebû Safiyye'yi -ki O Resûlüllah sallellâhu aleyhi ve sellem'in Ashâbındandı ve komşumuz idi- küçük taşlarla tesbîh ederdi.”[14]
(Yedinci Hadîs): İbnu Sa'd,Sa’d’ın kölesi Hakîm İbnu’d-Deylemî’den, “Sa'd İbnü Ebî Vakkâs'ın, taşlarla tesbîh ettiği”ni rivayet etmiştir.[15]
(Sekizinci Hadîs): İbnu Ebî Şeybe el-Musannef'de, Sa’d’ın kölesinden, “Sa’d’ın taşlarla veya hurma çekirdekleriyle tesbîh ettiğini” rivâyet etti.[16]
(Dokuzuncu Hadîs): İbnu Sa’d et-Tabakat’da şöyle dedi:
Bize Ubeydullah İbnu Mûsâ haber verdi (dedi). (Ubeydullâh) bize İsrâîl haber verdi (dedi). (İsrâîl) Câbir’den (haber verdi): Bir kadın O’na (Câbir’e), Fâtıme binti Hüseyin İbni Alî İbni Ebî Tâlib’den rivâyet ederek şöyle dedi:
“O (Fâtıme), düğüm atılmış bir ip ile tesbîh ederdi.”[17]
(Onuncu Hadîs): Abdullâh İbnu Ahmed, ez-Zühd Zevâid’inde, Nuaym İbnu Muhriz[18] İbni Ebî Hureyre’den, O (Nuaym), dedesi Ebû Hureyre’den şöyle rivâyet etti:
“Ebû Hureyre’nin iki bin düğümlü bir ipi vardı; onunla tesbîh çekmedikçe uyumazdı.”[19]
(On Birinci Hadîs): Ahmed İbnu Hanbel de ez-Zühd’de (isnâdıyla) Kasim İbnu Abdirrah-mân’ın şöyle dediğini rivâyet etmiştir:
“Ebû'd-Derdâ’nın bir kese içinde Acve hurması çekirdeklerinden hurma çekirdekleri vardı; sabah namazını kılınca onları birer birer çıkarır, onlarla tesbîh ederdi.”[20]
(On İkinci Hadîs): İbnu Sa’d, Ebû Hureyre’den şöyle rivâyet etti:
“(Ebû Hureyre) yarısı beyaz yarısı kara (alaca) olan hurma çekirdeğiyle tesbîh ederdi.”[21]
(On Üçüncü Hadîs): Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs’de (isnâdıyla)[22] merfû’ olarak şöyle rivâyet etti:
“Tesbîh âleti (Allah celle celâlühû’yu) ne güzel hatırlatıcıdır!...”[23]
(On Dördüncü Hadîs): İbnu Ebî Şeybe (el-Musannef’de) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhu’dan rivâyet etti:
“(Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhu) taşlarla tesbîh ederdi.”[24]
(On Beşinci Hadîs)İbnu Ebî Şeybe yine) Ebû Nadra yoluyla, Tufâve(denilen bir yer)’den olan bir adamdan şöyle dediğini rivâyet etti:
“Ebû Hureyre radıyellâhu anhu’nun yanında konakladım; O’nunla beraber, içinde taşların -veya hurma çekirdeklerinin- bulunduğu bir kese vardı. Tükenene kadar onlarla sübhânellâh derdi...”[25]
(On Altıncı Hadîs)İbnu Ebî Şeybe yine) Zâzân’dan şöyle dediğini rivâyet etti:
“Ümmü Ya’fûr’dan tesbîhlerini aldım. Alî’ye vardığımda, ‘Ümmü Ya’fûr’a tesbîhlerini geri ver’ dedi.”[26]
[8] İbnu Ebî Şeybe (7745), Ebû Dâvûd (1502), Tirmizî (3495), Nesâî (1355) ve Hâkim (1/547), (Abdullah) İbnu Amrradıyallahu anhumâ’dan
[9] İbnu Ebî Şeybe (7738), Ebû Dâvûd (1501), Tirmizî (3595. hadîsden sonra ‘bu bâbda Yüseyre’den şu rivâyet de vardır’ deyip senedsiz olarak) ve Hâkim (1/547), Yüseyre radıyallahu anhâ’dan.
[10] Tirmizî (3563), Hâkim (1/547)ve Taberânî (…), Safiyye Mâce (…),radıyallâhu anhâ'dan.
[11] Ebû Dâvûd (1500), Tirmizî (3577 Dâru İbni Hazm, 3568 Çağrı), Nesâî (…), İbnu İbnu Hibbân (837) ve Hâkim (1/548) Sa'd İbnu Ebî Vakkâs radıyallâhu anhu'dan.
[12] Maksad anlaşılamamıştır.
[13] Buhârî, et-Târîhu’l-Kebîr, Muallâ İbnü Abdirrahmân, Yûnus İbnü Ubeyd’den, O; anasından, anası da Ebû Safiyye’den(8. cildin sonundaki Kitâbu’l-Künâ:44, Dâru’l-Fikr) İbnü Abdi’l-Berr, el-İsîtâb, Saîd İbnü Âmir, Yûnus İbnü Ubeyd yoluyla, “hurma çekirdekleriyle”, Abdü’l-Vâhid İbnü Ziyâd da yine Yûnus yoluyla “taşlarla” lafzıyla (el-Isâbe kenarı:4/108), Beğavî’nin bunu rivâyetinde, Abdü’l-Vâhid İbnü Zeyd, Yûnus İbnü Ubeyd’den rivâyette Muallâ’ya mütâbeet etti. (İbnü Hacer, el-Isâbe:4/109), İbnü’l-Esîr, Abdü’l-Vâhid, Yûnus yoluyla “taşlar” lafzıyla (Üsdü’l-Ğâbe: 6/175, mad:6016,eş-Şa’b), İbnu Asâkir, Târîhu Dımeşk (…)
[14] Ebû Nuaym, Mu’cemu’s-Sahâbe (5/2938, Dâru’l-Vatan-1419), Ebû Safiyye radıyallâhu anhâ'dan…
[15] İbnu Sa'd (3/76, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî-1417) Hakîm İbnu’d-Deylemî’den.
[16] İbnu Ebî Şeybe (7741)
[17] İbnu Sa'd (8/468 Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî-1417) Fâtıma Binti Hüseyn radıyellâhu anhu’dan.
[18] Risâlenin aslında ‘Muhriz’ şeklinde geçen kelime, Hilye’nin elimizdeki baskısında ‘Muharrer’ olarak yazılmıştır. Aslına ulaşılamamıştır;
doğrusunu Allah celle celâlühû bilir.
[19] Ebû Nuaym Hilyetü’l-Evliyâ (1/468, mad:1329, İlmiyye-1418) Ebû Hureyre radıyallâhu anhu'dan.
[20] Ahmed İbnu Hanbel’de ez-Zühd (175, ilmiyye-1403), Ebu’d-Derdâ radıyellâhu anhu’dan.
[21] İbnu Sa’d (…), Ebû Hureyre radıyallâhu anhu'dan. Benzer rivayetin kaynağı Ebû Nuaym’dan geçti;18. dipnota bakınız.
[22] Uzatmamış olmak maksadıyla isnâdı hazfettik.
[23] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs (5/15, H:7029, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî-1407) [Ali radıyellâhu anhu’dan]
[24] İbnu Ebî Şeybe, el-Musannef (7742 ma'nâ olarak) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhu’dan.
[25] İbnu Ebî Şeybe, el-Musannef (7743), Ebû Hureyre
[25] İbnu Ebî Şeybe (7744), Zâzân’dan.
[25] Risâlenin basılı olan metninin burasında muhtemel radıyallahu anhu’dan. Asıl metinde “Ebû Hureyre” yerine “İbrâhîm” vardı. Düzeltme Musannef’den yapılmıştır.
[26] İbnu Ebî Şeybe (7744), Zâzân’dan.