TEŞEHUDDE PARMAĞIN VAZİFESİ
Hanefilere göre:
Namaz kılan kişi teşehhudde sağ elini sağ uyluğu üzerine, sol elini sol uyluğu üzerine koyar ve parmaklarını açar. Bu durum aynen iki secde arasındaki oturuş gibidir. Parmakların arası az açılır, uçlan dizlerin üzerine konur, fakat en sahih olan görüşe göre, ellerle diz kapakları tutulmaz.
Mutemed olan görüşe göre, kelime-i şehadet getirirken sağ elin işaret parmağı, "Lâ ilâhe"nin "Lâ"sında kaldırılıp uluhiyetin isbatı sırasında yani "İllAllah" derken indirilir ki, bu kaldırma ve indirme işaretleri ile Allah'ın eşinin bulunmadığını teyit edilmiş olsun. Oturuşta parmakların hiç biri yumulmaz.
Bunların dayandıkları delil, Sahih-i Muslim'de İbni Zubeyr'den rivayet edilen ve buna delâlet eden bir hadistir. Çünkü Muslim'deki rivayette sadece işaret parmağının kaldırılıp indirilmesi ile yetinildiği zikredilmiştir.
(ed-Durru'l-Muhtâr, I,474,231; Şevkâni, Neylu'l-Evtâr, II, 283)
Bir başka yorum:
İbnu'l-Humam, Efendimiz (s.a.v)'in Teşehhud'de oturma tarzını haber veren hadislerde geçen "sağ avucunu sağ uyluğunun üzerine koydu, parmaklarının hepsini topladı (elini yumdu), işaret parmağıyla işaret etti…" ifadesini şöyle izah eder:
"Hem parmakları yummak, hem de avucu uyluk üzerine koymak, şüphesiz ki aynı anda gerçekleşmez. Allahu a'lem burada kastedilen, önce avucun uyluk üzerine konması, parmakların sonradan, işaret esnasında yumulmasıdır.
İmam Muhammed'den, işaretin keyfiyeti bağlamında nakledilen de budur. O şöyle demiştir:
"Serçe ve yüzük parmağını yumar, orta ve baş parmaklarını halka yapar, işaret parmağını diker."
İmam Ebu Yusuf'tan gelen nakil de böyledir. (…) İşaretin keyfiyeti konusunda zikrettiğimiz şekil, Ebu Hanife'nin (rh.a) görüşü olarak naklettiklerimiz cümlesindendir."
Daha sonra İbnu'l-Humam, parmağın "La ilahe" derken kaldırılacağı, "illallah" derken indirileceği görüşünü şemsu'l eimme el-Helvânî'den naklen verir. (İbnu'l-Humam, Fethu'l-Kadir, I, 272)
Teşehhudde parmakla işarette bulunmanın keyfiyeti hakkında iki ayrı tesbit söz konusudur :
Medine halkı parmaklan kapayıp 53 rakamını ifade eder bir şekil üzerinde durmuştur, yani serçe parmakla bitişiğindeki parmak kapatılır, orta parmakla baş parmak halka edilir ve şehadet parmağıyla işaret yapılır. el-Fakıh Ebû Cafer el-Hendevânî de bu şekli uygun görmüştür.
(Ebû Bekr bin Mes’ûd bin Ahmed Alâuddîn-i Şâşî, Bedâyi’us Sanâyi fî Tertîb'iş Şerâyi: 1 /214'den Özetlenerek)
Bununla beraber hanefi fukahası, elleri açık bir vaziyette dizler üzerine koymanın daha uygun olacağı üzerinde durmuşlardır. O bakımdan bu mezhebe bağlı olanların çoğu teşehhudde hem parmaklarını kapamazlar, hem de işarette bulunmazlar.
Mâlikilere göre:
Teşehhud durumunda sol el serbest bırakılır ve işaret parmağı ile baş parmak dışında sağ el yumulur. Bu parmaklar da küçük parmak, onu tâkib eden parmak ve orta parmaktır. Bu parmakların baş kısmı baş parmağın dibindeki etli kısma bitiştirilip işaret parmağı ile onunla işaret ediliyormuşcasına uzatılır.
Teşehhudun başından sonuna kadar işaret parmağının vasat bir şekilde sağa sola hareket ettirilmesi mendubdur. Aşağı yukarı tarzında değil. (Bunun hikmeti ise parmak sinirlerinin kalbe bağlı oluşu ve parmağın hareket ettirilmesi ile kalbin uyarılması ve namaz hallerinin hatırlatılmasının sağlanmasıdır)
Bunun dayandığı delil Vail b. Hucr’un rivayet ettiği hadistir.
Vail, Peygamber (a.s.)'in namaz kılma şeklini anlatırken şöyle diyor:
"Sonra oturup sol ayağını yere yatırdı ve sol elinin avuç kısmını uyluğu üzerine ve sol dizi üzerine koydu ve sağ dirseğini sağ uyluğunun hizasına getirdi. Sonra parmaklarından ikisini yumarak halka şeklinde yaptı, sonra parmağını kaldırdı ve bu parmağını hareket ettirdiğini gördüm, dua ediyordu."
Beyhaki şöyle dedi:
Hareket ettirmekten maksadının onunla işaret etmek olması muhtemeldir. Hareketinin tekrarlanması değil. Dolayısıyla bu şekilde İbni Zubeyr'in rivayeti ve Ahmed, Ebu Dâvud, Neseî ve İbni Hibban nezdindeki şu sözler arasında çelişki meydana gelmemektedir.
"Peygamber (a.s) işaret parmağı ile işaret eder, onu hareket ettirmez, gözü bu parmağından öteye geçmezdi."
(Şevkâni, Neylu'l-Evtâr, II, 283.
Bu hadisi Ahmed, Neseî, Ebu Dâvud, İbni Mace, İbni Huzeyme ve Beyhaki rivayet etmişlerdir. (a.g.e.) Beyhaki İbni Ömer'den zayıf bir hadis rivayet etmiştir: "Namazda parmakları hareket ettirmek, şeytana korku vermektir."
(Ebul-Berakat Ahmed b. Muhammed b. Ahmed ed-Derdir, eş-Şerhu's-Sağir ala Akrabi'l-Mesalik ila Mezhebi'l-İmam Mâlik, I, 330)
Hem parmağın kaldırılacağını hem de sağa sola hareket ettirileceğini, çünkü bunun insana namazda olduğunu hatırlattığını söylerler. Bu Mâlikîlerin görüşüdür.
Şafiî ve Hanbelîlere göre:
Birinci ve ikinci teşehhudde otururken ellerin iki uyluk üzerine konulması sünnettir. Şâfiîlere göre, kişi sol elini açıp parmaklarını birbirine bitiştirir. Öyle ki, parmakların uçları diz kapakları ile eşit bir duruma gelmelidir, yine parmakların uç kısmı bütünü ile kıbleye karşı yöneltilmiş ve parmakların arası açık olmamalıdır. Çünkü parmakların arasını açık tutmak baş parmağın kıbleden çevrilmesine yol açar.
Şâfii'lere göre teşehhudde oturan kişi sağ elini sağ uyluğu üzerine kor ve elin küçük parmağı ile onun yanındakini ve orta parmağını yumar.
Hanbelî'lere göre ise, baş parmağını orta parmağı ile birlikte halka yapar.
Sonra işaret parmağı ile işaret ederek "İllAllah" sözünde parmağı kaldırır, fakat sağa sola hareket ettirmez. Birinci teşehhudden kalkılıncaya, son teşehhudde selâm verilinceye kadar indirilmez. Parmak işareti ile tevhid ve ihlâs niyeti edilir. Peygamber (a.s.) böyle yapmıştır.
Devamlı olarak da yukarıda İbni Zubeyr'in rivayetinde geçtiği üzere parmağına bakar. (es-Siracu'1-Vahhac Şerhim Ala Metni'l-Mincah: 48)
Abdullah ibni Zubeyr (r.anh)'dan rivâyetle;
Peygamber (a.s) işaret parmağı ile işaret eder, onu hareket ettirmez, gözü bu parmağından öteye geçmezdi."
(Şevkâni, Neylu'l-Evtâr, II, 283)
Şafiî ve Hanbelî'lerde azhar olan görüşe göre oturan kişi teşehhudde baş parmağını işaret parmağına bitiştirir.
Bunun şekli 53 rakamı gibi olur. Baş parmağı elinin altına avuç içine almak suretiyle bu rakam görünümü temin edilir. Eğer baş parmak ile işaret parmağını birlikte salıverirse yahud orta parmağın üzerinde ikisini yumarsa yahud başları ile ikisi arasında halka yaparsa yahud orta parmakların ucunu baş parmağına bağlarsa sünneti yerine getirmiş olur.
Çünkü bütün bunlarla ilgili hadisler gelmiştir. Fakat birincisi daha faziletlidir. Nitekim Şâfiilerde bu görüşü benimsemişlerdir. Çünkü râvileri daha fakih kimselerdir.
Şâfiî'ler ve Hanbelî'lerin bu meselede dayandıkları delil îbni Ömer'in rivayet ettiği hadistir:
" Peygamber (a.s.) sağ elini sağ dizi üzerine koyup elli üç sayısı şeklinde parmaklarını yumdu ve işaret parmağı ile işarette bulundu."
(Bu hadisi Muslim rivayet etmiştir. Bu keyfiyetin elli üç olması bazı hesapçılara göredir. Çokları bu şekle 59 adını vermektedirler. Fakihler haberin lafzına dayanarak elli üç manasını tercih etmişlerdir.)
Parmakları hareket ettirmemesi gerektiğinin delili Abdullah b. Zubeyr'in rivayet ettiği şu hadistir:
"Peygamber (a.s.) dua ettiği zaman parmağı ile işaret eder ve parmağını hareket ettirmezdi."
(Ahmed, Ebu Dâvud, Nesei ve îbni Mace rivayet etmişlerdir)
Sa'd b. Ebu Vakkas'ın rivayetinde ise şöyle buyurulmaktadır:
"Ben parmaklarımla dua ederken, Peygamber (a.s.) bana uğradı, ve "ehad, ehad" diyerek işaret parmağı ile işarette bulundu."
(Bu hadisi Nesei rivayet etmiştir)
(Muğni'l-Muhtâc, 1.172 vd. Haşiyetu'l-Bacuri, 1,177, el-Muğnî, 1, 534.)
Namazda teşehhude oturulduğunda sol eli açık vaziyette, sağ eli de hadiste belirtilen 53 rakamının ifade eder şekilde diz üzerine koymak mustehabdır.
Hanbeliler bu konuda yukarıda naklettiğimiz iki hadîsi delil seçip istidlalde bulunmuşlardır. Şafii mezhebinde olduğu gibi, şehadet parmağını sadece kaldırmakla yetinir, başka bir hareket ettirmez. [el-Muğnî, 1 / 534]
Teşehhudde her iki eli de açık bir vaziyette dizler üzerine koymakta bir sakınca olmadığı gibi, sağ eli 53 rakamını ifade eder şekle sokup koymak daha uygun olur. Medine halkının ameli de hep böyle olmuştur.
Ayrıca lafz-ı celâlin her geçişinde onun birliğine işaret için parmaklarını kaldırırlar uygulaması da mevcuddur.
Hanbelilerin başka bir görüşüne göre:
Teşehudde her ''Allah'' lafza celalinde işaret parmağı yukarı kaldırırlar, buna göre aşağıdaki renkli kelimelerde kaldırlar;
Ettehiyyatu lillahi vessalevatu vettayibatu esselemualeyke eyyuhennebiyyu ve rahmetullahi ve berakatuhu esselamu aleyna ve ala ibadillahis salihin Eşhedu ella ilahe illAllah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasuluh
Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin kema salleyte ala ibraahime ve ala ali ibrahime inneke hamidum mecid
Allahumme barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin kema berakte ala ibraahime ve ala ali ibrahime inneke hamidum mecid.
Bundan sonra mêsur olan şekilde (Kuran, Sunnet, Sahabe veya Seleften) gelen, yada bu lafizlara benzeyen sekilde dua edilir mesala;
Allahumme innii euzu bike min azabi cehennem ve euzu bike min azabi'l-kabri ve euzu bike min fitneti'l-mesihi'd-deccal ve euzu bike min fitneti'l-mahya ve'l-memat.
Hanbeli mezhebinin bir görüşe göre de, Teşehuddun başından sonuna kadar parmak kaldırıır.
Sağ elin parmaklarının ne zaman yumulacağı hususuna gelince, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheblerine göre teşehhud'e oturulduğu zaman parmaklar yumulur. Yalnız şehadet parmağı salınır.
Hanefi mezhebinin muhtar kavline göre sağ avuç açık olarak sağ uyluk üzerine konulur. Şehadet' parmağı ile işaret edildiği zaman parmaklar yukarda anlatıldığı gibi yumulur ve tekrar açık tutulur.
Teşehhudde İşaret Parmağın Vâzifesi
Malikiler dediler ki:
Teşehhudde otururken sağ elin işaret parmağı ile baş parmağı dışındaki parmakları baş parmağın altında dürmek, işaret ve başparmağı serbest bırakmak, ayrıca işaret parmağım hafif bir hareket ile sağa ve sola devamlı olarak hareket ettirmek mendubdur.
Hanefiler dediler ki:
Sadece sağ elin işaret parmağıyla işaret edilir. Bu parmak kesik veya sakat olursa sağ veya sol elin diğer parmaklarından biriyle teşehhudun sonunda işaret vermek doğru olmaz. Teşehhudun sonunda Allah'tan başka ilahlar (tüm putlar, tağutlar) inkâr edilirken, yani “Lâ ilahe” denirken, işaret parmağı kaldırılır. “İllAllah” denirken de indirilir. Bu durumda parmağın kaldırılması inkâra, indirilmesi de isbâta işaret olur.
Hanbeliler dediler ki:
Sağ elin serçe, yüzük ve orta parmakları dürülerek başparmakla bitiştirilir. Teşehhud duası esnasında lafza-i celâl anılırken, işaret parmağıyla işaret edilir. Yalnız, işaret esnasında parmağın hareket ettirilmemesi gerekir.
Şafiiler dediler ki:
Teşehhud esnasında işaret parmağından başka diğer parmakların tümü yumulur. Kelime-i şehâdette derken bu parmakla işarette bulunulur. Parmak kaldırıldıktan sonra birinci teşehhudden ayağa kalkıncaya kadar, son teşehhudde de selâm verinceye kadar parmak aynı şekilde durdurulur. Bu parmak, sahibince de gözlenir. Parmakları dürerken başparmakları yana doğru yumup avuç kenarına koymak, diğer şekillerden daha faziletlidir.