Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Tevbe Ettim Ama; Geçmişimde İsyanlarımı Unutamıyorum, Ne Yapmalıyım?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Tek_Bir' Alıntı:
Esselamu aleykum,
Allah nasip ederse soru(nu)mu açıkça size ifade edip cevabınızı isteyeceğim. Forumda soru cevap bölümüne böyle bir soruyu açmayı uygun bulmadım, ancak dilerseniz soru cevap bölümüne taşıyabilirsiniz konuyu. Herhangi bir sebeple cevap vermek istemezseniz de anlayışla karşılarım bu durumu. Mesele şu:

Bundan yaklaşık 10 yıl önce üniversite yıllarında, o dönemki arkadaşlarla kumar oynuyorduk. Arkadaş dediğim bu insanlar güney yöresinin adamlarıydı. Belki malumunuzdur; bu adamlar Allah'a sinkaflı şekilde sövmeyi adet edinmiş kişilerdi. Velhasıl kelam; kumar esnasında oyun istediğim gibi gitmeyince sinirlenerek ben de hayatımda ilk ve son kez bu adamlara uyup Allah'a sinkaflı şekilde küfrettim (Allah beni affetsin). Bundan daha öncede "Allah'tan korkmuyorum" tarzında saçma sapan küfür sözleri de söylemiştim ayrıca büyük küçük demeden günahın her türlüsünü de işlemiştim. Aslına bakılırsa hayatımın istediğim yönde ilerlememesi, gönül ilişkileri, kompleksler vs. gibi nedenlerle içten içe Allah'ı suçluyordum ki ağzımdan çıkan bu sözlerin nedeni bana göre buydu. İşin özeti; Allah'a ve takdir ettiği kaderine isyanın küfürlü biçimde dışa yansımasıydı. Sonraki dönemlerde Allah'a hamd olsun ki İslam ile bir şekilde tanışma fırsatı yakaladım ve iman ettim. Elbetteki yukarıda yazdığım tüm günahlarımdan tövbe ettim ve bir daha da işlemedim. Ancak bu sinkaflı şekilde küfretme meselesi (her ne kadar tevbe etsem de) beni hep rahatsız etti ve ediyor. Kalbim bir türlü mutmain olmuyor, hatta Allah'a şirk koşma meselesi bile benim bu günahımdan daha küçükmüş gibi geliyor. Asla Rabbim beni affetmez diyorum çoğu zaman kendi kendime... Ne zaman bu günahım aklıma gelse (gün aşırı aklıma geliyor) la ilahe illallah diyorum ama kalbim hiç yatışmıyor. Rabbimin bile bile şirk koşma dışında tüm günahları nasuh tevbe vesilesiyle affedeceğini bilmeme ve tevbe etmeme rağmen kalbim sükunete kavuşamadı bir türlü. Mahşer günü Allah Subhanehu ve Teala'nın bana bunu soracağı aklıma geldikçe umutsuzluğum artıyor. Hatta bu mesele öyle takıntı oldu ki bende maalesef ibadetleri terketmeye kadar götürdü. Şimdi Alemlerin Rabbi Allah'ın hakkı için lütfen söyleyin; benim affedilme olasılığım var mı? Varsa bunun kati yolu nedir? (Hakkınızı helal edin; vakıayı ve psikolojimi ifade edebilmek için uzun uzadıya yazdım. Allah'a emanet olun, esselamu aleykum.)

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim;

Evvela şunu zikredelim ki, hatalarımızı görüp, tevbe etmeye imkan tanıyan Allaha (c.c.) hamd olsun. Allah (c.c.)'nin hidayete erdirdiğini saptıracak kimse yoktur, Allah (c.c.) dalâlette bırakıp (saptırdığını da) hidayete erdirecek yoktur.

İslam, şirk ve küfür dolu geçmişi siler. Bu sebeble kişi, İslam'a girmesiyle kafirken işledikleri suçlardan dolayı sorgulanmazlar. Rasulullah (s.a.v.) uygulaması da bu doğrultudadır.

Ömer (r.anh) dahi, cahiliyye dönemindeki işlediği hatalardan (kız çocuğunu diri diri gömmesinden) dolayı zaman zaman hatırlayıp hayıflandığı olmuş, yine İslam'ın aydınlığıyla trajikomik gelen hareketlerinden (tapmak için helvadan put yapıp, acıkınca yediğinden) dolayı tebessum ettiği olmuştur.

Fakat, ne Ömer (r.anh)'ın bu durumu, ne diğer ashabın benzer durumları onları, şeytanın vesveselerine aldanarak Allah'a kulluktan alıkoymamıştır. Bunu bilesin ki bunlar şeytanın, 'artık avf edilmem, çok büyük günah' diyerek sizi isyana sürükleyen vesvesesidir.

İslam'da Allah'ın rahmetinden umitsizlik yoktur. Hatta Allah'tan umidini kesen kafir olur.
Yakub (a.s.)'ın oğulları Mısır'a giderken, onlara Mısır halkına ve kafileye Yusuf'u sormalarını istemişti. Bunun üzerine oğulları, babalarına hayret etmiş ve "Yusuf'un kemikleri çürüdü gitti sen hala Yusuf diyorsun" deyince Yakub (a.s) onlara sırtını dönüp "yazık oldu Yusuf'a" deyip Yusuf 84. ayeti onlara söyledi:
"Ey oğullarım, gidiniz Yusuf'u ve kardeşini arayınız, Allah'ın lutfundan ümit kesmeyiniz. Çünkü Allah'ın lutfundan, sadece kafirler ümit keser." (Yusuf 84)

İlgili Konular :

GÜNAHTAN TEVBENİN ŞARTLARI

https://www.islam-tr.org/konu/gunahtan-tevbenin-sartlari-soruya-cevap.7931/


Bekarken Zina Yapan Kadının Evlendikten Sonraki Tevbesinin Durumu
https://www.islam-tr.org/konu/bekarken-zina-ettigini-kocasindan-gizleyen-kadinin-durumu.19575/


Murtedin Tevbesinin Hükmü ve Geçmişe Dönük Haddin Tatbiki
https://www.islam-tr.org/konu/murte...mise-donuk-haddin-tatbiki-soruya-cevap.11488/


Günahtan Tevbe Edince Meleklere ve Şahidlere Unutturulma Hadisi Sahih mi?
https://www.islam-tr.org/konu/gunah...-sahidlere-unutturulma-hadisi-sahih-mi.31518/
 
HAMAS Çevrimdışı

HAMAS

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Rabbim ayaklarını hak din üzere sabit kılsın.Sahabeler ( r.a ) müslümanların kanını döküp,peygambere işkence etmiş olmalarına rağmen tevbe ettiler.Abdulmuiz abinin dediği gibi "Evvela şunu zikredelim ki, hatalarımızı görüp, tevbe etmeye imkan tanıyan Allaha (c.c.) hamd olsun. "

Tevbe etmen için Rabbim fırsat vermiş.Şeytanın kafası gözünü patlatmışsın.Şeytan bunun altında kalır mı hiç,tabi ki seninle ve bizlerle uğraşacak.Sen kalbini ferah tut ve Rabbimize GÜVEN.

Abdullah b.Abbas diyor ki:
"Bundan Önceki iki ayet inince, Mekkeliler: "Biz, Allah'a başkalarını denk tuttuk, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıydık ve hayasızlıklar yap*tık." dediler.
Bunun üzerine Allah Teala bu âyeti indirdi ve "Tevbe edip imanın*da sabit kalan ve salih amel işleyenlerin cezaya çaptırmayacaklarını beyan etti".(Bulıari, K. Tefsirel-Kur'an, sure, 25, bab: 3)
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ey oğullarım; haydi gidin, Yusuf'u ve kardeşini araştırın. Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Zira kafirler güruhundan başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez.Yusuf/87

99 Kişiyi Öldüren Adam

Ebu Said Resulullah (sav) buyurdular ki:

"Sizden önce yaşayanlar arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam vardı. Bir ara yeryüzünün en bilgin kişisini sordu. Kendisine bir rahib tarif edildi. Ona kadar gidip, doksan dokuz kişi öldürdüğünü, kendisi için bir tevbe imkanının olup olmadığını sordu. Rahib: "Hayır yoktur!" dedi. Adam onu da öldürüp cinayetini yüze tamamladı. Adamcağız, yeryüzünün en bilginini sormaya devam etti. Kendisine alim bir kişi tarif edildi. Ona gelip, yüz kişi öldürdüğünü , kendisi için bir tevbe imkanı olup olmadığım sordu. Alim: "Evet, vardır, seninle tevben arasına kim perde olabilir?" dedi. Ve ilave etti: "Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zira orada Allah'a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah'a ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin. Zira orası kötü bir yer." Adam yola çıktı. Giderken yarı yola varır varmaz ölüm meleği gelip ruhunu kabzetti. Rahmet ve azab melekleri onun hakkında ihtilafa düştüler. Rahmet melekleri: "Bu adam tövbekar olarak geldi. Kalben Allah'a yönelmişti" dediler. Azab melekleri de: "Bu adam hiçbir hayır işlemedi" dediler. Onlar böyle çekişirken insan suretinde bir başka melek, yanlarına geldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Hakem onlara: "Onun çıktığı yerle, gitmekte olduğu yer arasını ölçün, hangi tarafa daha yakınsa ona teslim edin" dedi. Ölçtüler, gördüler ki, gitmeyi arzu ettiği (iyiler diyarına) bir karış daha yakın. Onu hemen rahmet melekleri aldılar." Bir rivayette şu ziyade var: "Bir miktar yol gidince, ölüm gelip çattı. Adamcağız yönünü salih köye doğru çevirdi. Böylece o köy ehlinden sayıldı."

Buhari, Müslim, İbnu Mace
 
Üst Ana Sayfa Alt