TEVHİDİN ZIDDI OLAN MESELELER
Allah subhanehu ve teala kullarından istediği tevhide zıd olan ve sahibini ebedi hüsrana uğratacak bir takım amel, söz ve inançtan kaynaklanan meseleleri bizlere haber vermiş, son rasul Muhammed (a.s) de insanları bu durumlara düşmemeleri konusunda uyarmıştır.
Bu meselelerin başlıcaları şunlardır:
ŞİRK
Şirk: Lugatta: bir şeyi bir başkasına ortak yapmak, birden fazla kişiye tahsis etmek, ortak kabul etmek ve ortak saymak” manalarına gelir.
Şeri manası ise: Allahu tealaya uluhiyyetinde, rububiyyetinde, isim ve sıfatlarında denkler kılmaktır. Başka bir ifadeyle yalnızca Allahu tealaya ait hak, sıfat ve yetkileri Allahu tealadan başkalarına vermek ya da Allahu teala ile birlikte bir başkalarına vermektir.
İşte bu, Kur’an ve sünnette ibadet olduğu bildirilen amel, söz ve inanç şeklindeki ibadet hakkının Allahu tealadan başkasına tanınması şekliyle olabileceği gibi, rububiyetinde O’na denk olunduğu ya da isim ve sıfatlarında O’na denk olunduğu iddiasıyla da söz konusu olabilir.
Bu zahiren görülen ibadetlerde, kanun koymada, velayette Allahu tealadan başkalarını ilah tanımakla olabileceği gibi yaratma, rızık verme, hayat ve yaşam hakkı tanıma hak, sıfat yetkisini kendinde görme veya bir kimseye verme şeklinde de olabilir. Yine yalnız Allahu tealaya ait isim ve sıfatları kendinde görme veya başkalarına vermeyle de olabilir.
Şirk ameli, şirk sözü, şirk inancı şayet ölüm kişiye ulaşmadan önce kendisinden tevbe olunmaz ve ondan temizlenilmezse sahibini ebedi bir azaba maruz bırakır ve Allahu teala tarafından bağışlanma söz konusu olmaz. Kişinin Allahu tealaya bir çok konuda ibadet ediyor olması, bir konuda şirk koşmasıyla bütün ibadetlerini boşa çıkarır ve sahibini ebedi azapta kalacak duruma getirir.
O halde sahibi için çok tehlikeli olan şirkin iyice bilinmesi ve bundan acilen kaçınılması ve Allahu tealanın hiç vakit kaybedilmeden gereği şekliyle tevhid edilmesi gerekir.
Allahu teala şirk hakkında kitabında şöyle buyuruyor:
“Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başkasını ise dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret eder. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek bir günah ile iftira etmiş olur.”
(Nisa:48)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ki Allah, kendisine şir koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse muhakkak ki derin bir sapıklığa sapmıştır.” (Nisa: 116)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Kim Allah’a şirk koşarsa Allah ona cenneti haram eder ve onun varacağı yer ateştir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”
(Maide: 72)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Hani bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma, çünkü Allah’a ortak koşmak, elbette büyük bir zulümdür.”
(Lokman: 13)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: “Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun.” (Zümer: 65)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Yoksa onların Allah’tan başka bir ilahı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.”
(Tur: 43)
Enes b. Malik (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
“Allah (c.c) cehennemde azabı en hafif olana: “Şayet yeryüzünde ne varsa hepsi senin olsa şu azabdan kurtulmak için feda eder miydin?” diye soracaktır. O da: ”Evet, feda ederdim ya Rabbi!” diyecek. Bunun üzerine Allah (c.c): “Fakat Adem’in sulbünde iken senden, daha kolay olan bir şeyi istemiştim de sen bundan çekinip bana şirk koşmuştun” diyecek.”
(Buhari)
Allah subhanehu ve teala kullarından istediği tevhide zıd olan ve sahibini ebedi hüsrana uğratacak bir takım amel, söz ve inançtan kaynaklanan meseleleri bizlere haber vermiş, son rasul Muhammed (a.s) de insanları bu durumlara düşmemeleri konusunda uyarmıştır.
Bu meselelerin başlıcaları şunlardır:
ŞİRK
Şirk: Lugatta: bir şeyi bir başkasına ortak yapmak, birden fazla kişiye tahsis etmek, ortak kabul etmek ve ortak saymak” manalarına gelir.
Şeri manası ise: Allahu tealaya uluhiyyetinde, rububiyyetinde, isim ve sıfatlarında denkler kılmaktır. Başka bir ifadeyle yalnızca Allahu tealaya ait hak, sıfat ve yetkileri Allahu tealadan başkalarına vermek ya da Allahu teala ile birlikte bir başkalarına vermektir.
İşte bu, Kur’an ve sünnette ibadet olduğu bildirilen amel, söz ve inanç şeklindeki ibadet hakkının Allahu tealadan başkasına tanınması şekliyle olabileceği gibi, rububiyetinde O’na denk olunduğu ya da isim ve sıfatlarında O’na denk olunduğu iddiasıyla da söz konusu olabilir.
Bu zahiren görülen ibadetlerde, kanun koymada, velayette Allahu tealadan başkalarını ilah tanımakla olabileceği gibi yaratma, rızık verme, hayat ve yaşam hakkı tanıma hak, sıfat yetkisini kendinde görme veya bir kimseye verme şeklinde de olabilir. Yine yalnız Allahu tealaya ait isim ve sıfatları kendinde görme veya başkalarına vermeyle de olabilir.
Şirk ameli, şirk sözü, şirk inancı şayet ölüm kişiye ulaşmadan önce kendisinden tevbe olunmaz ve ondan temizlenilmezse sahibini ebedi bir azaba maruz bırakır ve Allahu teala tarafından bağışlanma söz konusu olmaz. Kişinin Allahu tealaya bir çok konuda ibadet ediyor olması, bir konuda şirk koşmasıyla bütün ibadetlerini boşa çıkarır ve sahibini ebedi azapta kalacak duruma getirir.
O halde sahibi için çok tehlikeli olan şirkin iyice bilinmesi ve bundan acilen kaçınılması ve Allahu tealanın hiç vakit kaybedilmeden gereği şekliyle tevhid edilmesi gerekir.
Allahu teala şirk hakkında kitabında şöyle buyuruyor:
“Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başkasını ise dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret eder. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek bir günah ile iftira etmiş olur.”
(Nisa:48)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ki Allah, kendisine şir koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse muhakkak ki derin bir sapıklığa sapmıştır.” (Nisa: 116)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Kim Allah’a şirk koşarsa Allah ona cenneti haram eder ve onun varacağı yer ateştir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”
(Maide: 72)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Hani bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma, çünkü Allah’a ortak koşmak, elbette büyük bir zulümdür.”
(Lokman: 13)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: “Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun.” (Zümer: 65)
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Yoksa onların Allah’tan başka bir ilahı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.”
(Tur: 43)
Enes b. Malik (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
“Allah (c.c) cehennemde azabı en hafif olana: “Şayet yeryüzünde ne varsa hepsi senin olsa şu azabdan kurtulmak için feda eder miydin?” diye soracaktır. O da: ”Evet, feda ederdim ya Rabbi!” diyecek. Bunun üzerine Allah (c.c): “Fakat Adem’in sulbünde iken senden, daha kolay olan bir şeyi istemiştim de sen bundan çekinip bana şirk koşmuştun” diyecek.”
(Buhari)