Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tevhidin Ziddi Olan Meseleler

Tevhid_ehli Çevrimdışı

Tevhid_ehli

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
TEVHİDİN ZIDDI OLAN MESELELER


Allah subhanehu ve teala kullarından istediği tevhide zıd olan ve sahibini ebedi hüsrana uğratacak bir takım amel, söz ve inançtan kaynaklanan meseleleri bizlere haber vermiş, son rasul Muhammed (a.s) de insanları bu durumlara düşmemeleri konusunda uyarmıştır.


Bu meselelerin başlıcaları şunlardır:

ŞİRK


Şirk: Lugatta: bir şeyi bir başkasına ortak yapmak, birden fazla kişiye tahsis etmek, ortak kabul etmek ve ortak saymak” manalarına gelir.

Şeri manası ise: Allahu tealaya uluhiyyetinde, rububiyyetinde, isim ve sıfatlarında denkler kılmaktır. Başka bir ifadeyle yalnızca Allahu tealaya ait hak, sıfat ve yetkileri Allahu tealadan başkalarına vermek ya da Allahu teala ile birlikte bir başkalarına vermektir.
İşte bu, Kur’an ve sünnette ibadet olduğu bildirilen amel, söz ve inanç şeklindeki ibadet hakkının Allahu tealadan başkasına tanınması şekliyle olabileceği gibi, rububiyetinde O’na denk olunduğu ya da isim ve sıfatlarında O’na denk olunduğu iddiasıyla da söz konusu olabilir.

Bu zahiren görülen ibadetlerde, kanun koymada, velayette Allahu tealadan başkalarını ilah tanımakla olabileceği gibi yaratma, rızık verme, hayat ve yaşam hakkı tanıma hak, sıfat yetkisini kendinde görme veya bir kimseye verme şeklinde de olabilir. Yine yalnız Allahu tealaya ait isim ve sıfatları kendinde görme veya başkalarına vermeyle de olabilir.

Şirk ameli, şirk sözü, şirk inancı şayet ölüm kişiye ulaşmadan önce kendisinden tevbe olunmaz ve ondan temizlenilmezse sahibini ebedi bir azaba maruz bırakır ve Allahu teala tarafından bağışlanma söz konusu olmaz. Kişinin Allahu tealaya bir çok konuda ibadet ediyor olması, bir konuda şirk koşmasıyla bütün ibadetlerini boşa çıkarır ve sahibini ebedi azapta kalacak duruma getirir.

O halde sahibi için çok tehlikeli olan şirkin iyice bilinmesi ve bundan acilen kaçınılması ve Allahu tealanın hiç vakit kaybedilmeden gereği şekliyle tevhid edilmesi gerekir.

Allahu teala şirk hakkında kitabında şöyle buyuruyor:

“Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başkasını ise dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret eder. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek bir günah ile iftira etmiş olur.”

(Nisa:48)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ki Allah, kendisine şir koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse muhakkak ki derin bir sapıklığa sapmıştır.” (Nisa: 116)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Kim Allah’a şirk koşarsa Allah ona cenneti haram eder ve onun varacağı yer ateştir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”

(Maide: 72)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Hani bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma, çünkü Allah’a ortak koşmak, elbette büyük bir zulümdür.”

(Lokman: 13)


Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: “Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun.” (Zümer: 65)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Yoksa onların Allah’tan başka bir ilahı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.”

(Tur: 43)


Enes b. Malik (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
“Allah (c.c) cehennemde azabı en hafif olana: “Şayet yeryüzünde ne varsa hepsi senin olsa şu azabdan kurtulmak için feda eder miydin?” diye soracaktır. O da: ”Evet, feda ederdim ya Rabbi!” diyecek. Bunun üzerine Allah (c.c): “Fakat Adem’in sulbünde iken senden, daha kolay olan bir şeyi istemiştim de sen bundan çekinip bana şirk koşmuştun” diyecek.”

(Buhari)
 
Tevhid_ehli Çevrimdışı

Tevhid_ehli

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
KÜFÜR


Küfür; lügatte; örtmek, gizlemek demektir.
Istılahta ise: Gerek bilerek, gerek cehaletle, gerek inatla, gerekse inkar edenleri taklitle kişiyi İslam’dan çıkaracak sözü söylemek, ameli işlemek ve inancı taşımaktır.



Küfür üç kısma ayrılır:

1) Sözlü Küfür: Islamı ve Islamın sembollerini, kutsal görülen şeyleri küçümsemek, hafife almak, sövmek, şakadan da olsa yalanlamak inkar etmek, veya dalga geçmek insanı küfüre düşürür.

Örneğin; Şakadan da olsa ‘namaz farz değil’ veya helal olan şeyler hakkında ‘bunlar haramdır’ veya haram olan şeyler hakkında ‘bunlar helaldir’ demek, Allahu tealanın bir sıfafını inkar etmek, örneğin; ‘Allah bu şeye kadir değildir’ demek gibi, Allah’ı bir yaratılmışa benzetmek gibi. Kur’an’ı ya da Kur’an’dan olduğu sabit olan bir ayeti bilerek inkar etmek gibi. Melekleri, nebi ve rasulleri küçümsemek, onları layık olmadıkları sıfatlarla vasıflandırmak gibi.
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Onlara niçin alay ettiklerini sorarsan: Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk” derler. Onlara de ki: “Allah, ayetleri ve Rasulü ile mi alay ediyordunuz? Özür beyan etmeyin. Çünkü iman ettikten sonra küfre girdiniz.” (Tevbe: 65 - 66)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Allah ve Rasulunü incitenlere, Allah dünyada da ahrette de lanet eder. Onlara alçaltıcı bir azap hazırlar.” (Ahzab: 57)

2) Ameli Küfür: İslamı ve İslam’ın sembollerini hafife alacak, küçümseyecek, onlara hakaretten sayılacak amelleri yapmak.

Örneğin; Bilerek Kur’an’a basmak, Kur’an’ı ya da Kur’an’dan olduğu sabit olan bir ayeti veya hadisi kudsiyi bilerek çöpe atmak, küfre rıza göstermek, başkasının küfür işlemesinden haz duymak, canlı veya cansız herhangi bir varlığa ibadet secdesi yapmak, ya da cansız bir varlığa tazim göstermek gibi.

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozar-lar, dininize dil uzatırlarsa, inkarda önde gidenlerle savaşın. Çünkü onların yeminleri sayılmaz. Belki vazgeçerler.” (Tevbe: 12)

3) İtikadi Küfür: Bu, İslam’ın inanılması gereken değerlerinden birisini ya da bir çoğunu kalben inkar etmek, böylece şehadetin manasını bozacak inaç ortaya koymaktır.

Örneğin; Allahu tealanın varlığını, sıfatlarından bir sıfatı kalben inkar etmek, rasulü kalben yalanlamak, ayetleri veya herhangi bir ayeti kalben yalanlamak gibi.

Allahu teala küfür hakkında kitabında şöyle buyuruyor:
“Muhakkak ki inkar edenler ve kafir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.” (Ali İmran: 91)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Allah size Kitab (Kur’an)da: “Allah’ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kafirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz” diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafıkların ve kafirlerin hepsini cehen-nemde toplayacaktır.” (Nisa: 140)

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O ahirette de kaybedenlerdendir.”
(Maide: 5)
 
Tevhid_ehli Çevrimdışı

Tevhid_ehli

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
NİFAK


Nifak: Lügatte Nefeke kökünden türemiş bir kelime olup yer altında bulunan ve bir ucundan girilip diğer ucundan çıkılan işlek yol, tünel manasına gelir.
Böyle bir tünelin sahibi onun içinde nasıl gizlenirse münafık da İslam’ın perdesi altında öylece gizlenir.

Istılahta ise; diliyle iman ettiğini söylediği halde kalbiyle inkar eden kimsedir.
Nifak hadisesi itikadde ve amelde olmak üzere iki çeşit olarak ortaya çıkar.

1 – İtikadi Nifak: O, küfrünü kalbinde gizleyerek imanı dili ve organlarıyla ortaya koymaktır. Sahibi ise Cehennemin en alt tabakasına gireceklerdendir. Zira o, Allaha tealanın göndermiş olduğu hakkın tamamını ya da bir kısmını yalanlamış ve Rasulünün temiz dininin üstün gelmesini çirkin bulmuş, yine o Raslün ortaya koyduğu hakkın tamamını ya da bir kısmını yalanlamak ve benzeri küfri amellerde bulunmak suretiyle inkara gitmiş, kafir olmuştur.

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” (Nisa: 145)

Nifakın bu türü kalple alakalı olduğu için nifak ehli olan kimseleri tesbit etmek mümkün değildir. Bu sebeple bir kimse hakkında itikadi manada ‘bu münafıktır’ hükmü verilemez. Çünkü bu şekilde söylemek kalbe göre hüküm vermektir. Oysa kalplere hüküm vermek sadece Allahu tealaya ait bir sıfattır. Zira kalp de bilinmesi mümkün olmayan ve sadece Allahu tealanın bildiği gaybi hakikatlerdendir.

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık.” derler. Oysa onlar mü’min değildirler. Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.” (Bakara: 810)

b) Ameli Nifak: Kalbi küfürde olmayan, iman etmiş fakat amellerinde kusur bulunan kimsenin ortaya koyduğu nifak türüdür. Örneğin; konuştuğunda yalan söylemek sözünde durmamak, emanete ihanet etmek, anlaşmazlık halinde aşırı gitmek ve anlaşma yaptığında onu bozmak gibi..

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
“Şu dört şey kimde bulunursa halis münafık olur. Bunlardan biri kendisinde bulunan kimse de, onu terk edinceye kadar bir münafıklıktan bir haslet taşır. Bu vasıflar şunlardır: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, anlaşma yaptığı zaman vazgeçer, düşmanlık yaptığı zaman da sınırı aşar ve daha çok kötülükte bulunur.” (Buhari)

 
Tevhid_ehli Çevrimdışı

Tevhid_ehli

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
İRTİDAT


İrtidat: Kelime manası: bir şeyden dönmektir
İstilahı manası ise; küfür niyeti, küfür sözü, küfür ameli, küfür inancıyla İslam’dan dönmek, yüz çevirmektir.

O halde irtidat ya küfür bir inanca sahip olmakla veya küfür bir söz söylemekle ya da küfür olan bir amel işlemekle söz konusu olur. Bu küfür inanç, amel ve sözün şaka veya ciddi olması arasında hiçbir fark yoktur.
Bu ise ya inançta, ya amelde, ya sözde kendisini ortaya çıkarır. Ve küfür, şirk, nifak ihtiva eden her türlü amel, söz, inanç ve niyet kişiyi İslam’dan çıkarır ve mürted yapar.

İslam dini mürted olan kimseyle ilgili olarak bir hukuk ortaya koymuştur. Ve bu hukuka göre mürtede muamele yapılır.

Öyle ki tevbe edip İslam’a dönmemesi durumunda:

a) Canı helal olur ve öldürülür.


Allahu teala şöyle buyuruyor:
Rasulullah (s.a.s): “Dinini değiştireni öldürün” buyurdu. (Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)

Abdullah (r.a)’den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Bir müslümanın kanı ancak üç şeyden biri ile helal olur:
Evlendikten sonra zina etmek,
Hak karşılığı olmaksızın bir nefsi öldürmek ve
Dinini terk edip cemaatten ayrılmak.”
(Buhari, Müslim, Ebu Davud)

b) Malına el konur. Alimlerin cumhuruna göre mürted olan kişi harbidir, öldürülmesi gerekir. Mal ve mülkünde de tasarruf hakkı yoktur. Fakat tekrar İslam'a dönme ihtimali olduğundan tevbe edinceye kadar mal ve mülküne el konularak bekletilir. Tevbe ederse mal ve mülkü kendisine iade edilir.Tevbe etmezse öldürülür ve malı alınır.

c) Nikahı iptal olur. Dört mezhebe göre ister gerdeğe girmeden önce, ister gerdeğe girdikten sonra eşlerden biri İslam'dan dönerse evlilik akdi geçersiz olur.

d) İbadetleri boşa gider.
“Sizden kim, dininden döner ve kafir olarak ölürse, işte onların dünya ve ahirette amelleri boşa gitmiştir. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.”
(Bakara: 217)

e) Öldüğünde yıkanmaz, kefenlenmez, cenaze namazı kılınmaz ve müslümanların mezarlığına gömülmez.

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve rasulünü inkar ettiler, fasık olarak öldüler.”
(Tevbe: 84)

f) Onun için bağışlanma ve rahmet dilenmez.

Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Ne nebinin ne de müminlerin cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, yakın akrabaları da olsa, müşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz”
(Tevbe: 113).


 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt