Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tutkunun bi "SEVDAYA" dönüşmesi

!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Cuheyman Şamil YOLCU

Kul olmak ,olabilmek...

İbretle bakmak etrafa ve ibret alabilmek... Nerede sevdiklerimiz, nerede aramızda daha dün yaşarken bugün ölen yakınlarımız... Nereye gittiler? Herkes gibi bizde öleceğiz, onların gittiği yere bizde gideceğiz. Bir karış toprağa yapa yalnız tek başımıza olarak gireceğiz.. Peki niye geldik? Niye yaşıyoruz? Eğer mal, mülk, çalışmak, makam, rütbe, şan, şöhret sahibi olmak asıl gaye ise, hepsi de burada kalıyor. Demek bu gayeler boş şeylerden öteye geçmiyor...
Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehid böyle değil. O, mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp 10 kere şehid olmayı temenni eder. " (1)
Peki bu nedir ? Bu, Güzeller Güzeli Allah (cc)’ın kullarına verdiği ŞEHADET VE ŞEHİDLİK, bir fazilet ve nimetlerin en güzelidir.
Çocukken hayâller kurardık. Doktor, mühendis, öğretmen olabilmek çocukluk hayâllerimizi süsleyen en güzel hatıralardır... Kimimiz hedefimize yakın, kimimiz hedeften amacını bilmediğinden dolayı, hedefinden oldukça uzaklarda... Ama yüreğini ortaya koyanlar, anlının akıyla istedikleri hedefe kolayca erişebilmektedirler… Tüm bunlar orta gençlik dönemi ve ruhu ölüme hazırlama (25 ve ölüm yaş aralığı), dönemlerinde yaklaşık 25 sene için onca emek harcarız… Saatlerce kitap okur, dersanelere gider, belkide özel dersler alırız ...25 sene gibi kısacık bir zaman dilimi için hayatımızın en güzel dönemlerini feda ederiz... Basit bir kitap almak için bile araç olarak paraya ihtiyacımız vardır. Parayı kazanmak içinse çalışmak zorundayız. Herşeyin bir bedeli olduğu gibi kulluğun da bir bedeli vardır… Sevdiğimiz bir nesneye ulaşmak için elimizden gelen tüm çabayı yaparız. Sevmek ama neyi, ne şekilde sevmek oldukça karmaşık birşey olduğu kadar, anlatılmak istenende kolaydır…
Ibnu Ebi Umeyre (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah yolunda öldürülmem; bana bütün evlerde ve çadırda yaşayanların benim olmasından daha sevgilidir." (2)

Bir tutkuyla başlayan yolumuz, Şehadet sevdasıyla devam ederken çiçekli bahçelerle doluverdi etrafımız… Tam da bal yapabilmek ümidiyle, en iyi çiçeği arayan bal arılarının istediği gibi... Kimimizin gelinliğini, kimimizin nişanlısını temsil eden “Şehadet”, yüreğimizde bir kor olup durmadan alev alev yanmakta… Samimi olanlar bu yolda yürürlerken bir şeylerini feda ettiler... Kimisi işini, kimisi annesini, kimisi okulunu, kimisi sevdiklerini ama bu görünürde terk etme olsa bile, bu bir tür Allah cc ile andlaşmadır...
Tevbe Sûresinin 111. ayetinde Allah (cc) şöyle buyuruyor.
“Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır...”
Ne güzel bir pazarlık , ne güzel bir antlaşmadır...
Bu sevda yolunda önümüze dağ gibi engeller çıkacak elbet. Çıkmayacağını düşünmek çölde serap gören insanın misaline benzer. Her zaman bir çare vardır en ümitsiz yerde bile olsak...Ümitsizlik, yolumuzda hiç bahçe yokmuş gibi görünse de gözümüze; duyduğumuz bir koku ile yardımımıza koşuyordu aslında yakınlardaki bir bahçe.Ve her zamanki gibi Güzeller Güzeli Yüce Allah (cc) bize destek çıkıyor...
Âl-i İmrân Sûresinin 139. ayetinde
“Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.’’
Şehidlerin gülü Musa'b Bin Umeyr 22 yaşında vardı yoktu…Bıyıkları henüz terliyordu. Kılık-kıyafetiyle ve güzelliğiyle Sevgiliye (aleyhissalâtu vesselam) çok benziyordu.
Allah Resulu Uhud'da cübbesini çıkarıp sırtına giydiriyor. "Şu bugün senin sırtında dursun" diyordu. O'da şeref saydığı o cübbeyi sırtında taşıyordu. Allah Resulünü şehid etmeye gelen İbni Katade, Resullullahı şehit ettim diye Musa'b’ı vuruyordu. Mus’ab ise seve seve kolunu veriyordu. Sağ koluna inip kalkan kılıç darbesi karşısında kolu bir ağaç dalı gibi budanıp yere düşünce, "Elhamdulillah Resulullah’ın kolu kurtuldu" diyor ve seviniyordu. Sol kolu koparken "Elhamdulillah Resulullahın kolu kurtuldu" deyip yine seviniyordu... Başını uzatırken, yazar anlatıyor: "Vur bir bu kaldı" diyordu. Boynuna da darbe inince "Elhamdulillah Resulullah’ın başı kurtuldu" diyordu..
Kendisini Resulullah’ın hırkasına sarıp Uhud’un sinesine gömüyorlardı... Bir şehid "Musa'b" deyince ; "Ben Musa'b değilim" diyor... Musa'b taa sabahtan şehid olmuştu… Musa'b sabahtan doğranıp gitmişti .Canı kalmıştı onu da “Allah” yolunda vermişti...
Vallahi o Musa'b ölmedi , vallahi o gün İbni Katade kazanmadı...Gökyüzünü direksiz yükselten Allaha kasem olsun ki; o gün kazanan Mus’ab’tı... Daha gençken Firdevse kavuştu...
Bu yolumuzda düşünürken, yol kenarında gördüklerimiz Şehid Musa'b’in, Şehid Mucahid Şener'in, Şehid Komutan Bilal'in, Şehid Komutan Hattab'ın, Şehid Şeyh Ahmet Yasin'in, Şehid Abdulaziz Rantisi’nin Rahmana vücutlarını teslim ederken ki ''O'' her şeye bedel gülümseyişleri bizi gayretlendirirken, bazen de onlar Sevgili Resul, Sahabe, Sıddık ve Şehidlerle aynı yerde birliktelerken, bizlerin hala onların safına katılmaması, hala dünyada olmamız moralimizi bozuyordu…Yolun uzunluğu korkuttu gözümüzü kimi zamanda… Ama “Şehadet Sevdasını” hissetmiştik bir kez içimizde ve “devam” dedik, “devam tüm gücümüzle!”.

Bu yolda ayrılıklar yaşadık; belki de fırsatlarla karşılaştık çokça. Evden kovulanlarımız, sıla özlemi çekenlerimiz oldu ve dahi dini için hicret edip işten ayrılanlarımız, çok uzaklardan gelenlerimiz... Sonunu düşündükçe ''Sevgililer Sevgilisi Hz. Muhammed (s.a.v) ve sahabeye komşu olacak olmamız, bu tür olumsuzlukları bedenden dökülen suyun kirleri temizlediği gibi, korkularımızı temizliyor, yüreğimize su serpiyor…

Bir kere yüreğimizi koymuştuk bu yola ve ne olursa olsun devam edecektik ömrümüz boyunca...
Ne de olsa Allah'a adamıştık kendimizi, Şehadete, ağlayan gözü yaşlı bebelere, horlanan anne ve bacılarımıza az da olsa onların şereflerini, ayaklar altına alan kafirlerin kellelerini kesip müslümanları sevindirebilmek amacımız…
Tek kalsak da bu yolda, örneğimiz bize Allah tarafından gösterilmişti.. Evet, İbrahim (a.s) bizim bu yolda örneğimizdi… Ondaki güzellikler gibi yılmadan ışık saçmaya karar vermiştik... Her ne kadar yolun başında olsak da, daha yolun sonundaki güzellikler bizi motive ediyordu...

Firdevsi hayâl ettikçe, bu hayâller rüyalarımıza girdikçe ve rüyalarımız dönüştükçe gerçeğe biliyorduk ki, daha yapacak çok şey var ve her birimiz için atacak çok adım…
İşte bu yüzden kucaklarımızdaki çiçeklerle karşılamaya hazırlanıyoruz ölümü daha doğrusu kurtuluşu,kucaklarımızda çiçekler biriktirerek bekliyoruz…
Biriktiriyoruz içimizde; kafirlerin analarımıza, bacılarımıza yaptıkları işkenceler, küçücük yeni doğmuş ve doğacak olan gözü yaşlı bebelerin yüzlerindeki o acı, yüreğimizde bir kin, bir nefret oluverip kafirlere bir silah olarak geri dönmekte...Ve bunları ekmek gibi, su gibi yüreğimizden bir an olsun atmayalım ki amacımıza ulaşabilelim…
Şehadet sancağını bizde alıp ondaki sevgiyi, hiç sevgi tatmamış gönüllere bir vesile olarak açalım... Ve hiç bir zaman yılmadan, düşmeden atalım adımlarımızı ki kafirler, Bedir’de savaşın tam ortasında şeytanın; “Allah'ın melekleri ile yardım ettiğini görüp”, kafirlere “sizde benim gördüklerimi görseydiniz....” deyişindeki korkusu gibi korkabilsinler... Bu Şehadet yolunda yarınım ne olacak diye düşünmeden, ne olabilir ki etrafı bin bir güzellikteki bahçeler bizi beklerken.. Diken olsa, zindan olsa da dolu yolda ilerlerken? Hele bu dikenli yolun sonunda Firdevs varsa…
Şehadetin içimizde kor gibi yanan ateşini şiirimle sürdüreceğim.

ŞEHADET

Seni sevdiler
Senin için yandılar
Sana kavuşmak icin çalıştılar..

Öyle bir sevda ki bu,
Ancak “SANA” aşık olanlar anlar,
Ancak “SENİ” samimi sevenler anlar,
Ancak sılaya hasret kalanlar anlar..
Yüreğim ateş misali alevleniyor,
Kalbim hergün ağrıyor,
Dualarimda hep sen varıin sevdalım,
Sana bir an önce kavuşmak Mevlâ’dan niyazım…
Kiminin gelinliği, kiminin nişanlısı oluveriyorsun,
Ama gülüm bana hala kucak açmıyorsun,
Ne zaman tutacaksın elimi nerden bileyim,
Ama ümidimi yitirmiyorum sevgilim
Sabırsızlanıyorum seni çok özlüyorum,
Elbet birgün vuslat bahçene bu hasret gülünü de
dikersin
Beni bu kadar bekletme
Seni çoooookkk seviyorum…
Bitanemsin.
Çiçeğimsin...
Hadi gel, hadi gel artik, durma aşığınım.

--------------------------

Şehadet tutkusunu yaşayabilmek ve yaşatabilmek duasıyla bu yolda bir ''yolcu'' iken, neden bu yolu Allah’ın istediği şekilde bitirmeyelim...


Allah için olan herşey adına..
Allah rızası için yapılan herşeye ...
Ve gönlünde Allah sevgisini ,
Şehadeti coşturan herkese ..
Yaşayanlara ve yaşatmaya çalışanlara ..
Gayret gösterenlere ..
Düşünenlere “selam” olsun...

Selamı verenlere ve yayanlara ...
Rızayı gözeten ve kazananlara...
İsteyenlere ve çalışanlara...
Duayı canı gönülden edenlere...
Binlerce kez selam olsun..
Allah onları korusun...
Allah istemese hiç birşey olmayacağına göre;
Allah'ın istediklerini isteyebilmek,
O'nun sevdiklerini sevebilmek,
O'nu sevdirecek amelleri sevebilmek,
Bu amelleri yapabilmek ve yaptırabilmek duasıyla.....

“Şehadet yolundaki” tüm kardeşlerime kucak dolusu selamlarımla…


Kaynaklar:

1.Buhari, Cihad 5, 21; Muslim,Imaret 108, 109, (1877); TirmizI, Fedailu'l-Cihad 13, (1643);
Nesai, Cihad 30, 6, 32).
2.Nesai, Cihad 30, (6, 33).
 
G Çevrimdışı

ginger

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah cc razı olsun ne guzel anlatmışın kardeşim oyle :crycry dıyecek bışe yok donup kaldım :crycry :crycry :crycry
 
Pulcet Çevrimdışı

Pulcet

Forumun Bekçisi
Site Emektarı
ALLAh Razı olsun Ahim....

Rabbim NASİP Eyle!!!
Rabbim NASİP Eyle!!!
Rabbim NASİP Eyle!!!
Rabbim NASİP Eyle!!!
Rabbim NASİP Eyle!!!
 
Üst Ana Sayfa Alt