VelCihad;271324' Alıntı:Aşağıda yazmış olduğum gibi, alimlerin nakilleri var, günümüzde sofiler şeyhlerinden istedikleri yardımlara şirk demek ne kadar tutarlı bu taktirde Allahualem. Bunun için sarih bir delil varmı bilmiyorum
1- ibn Teymiyye: Bazı kimselerin Peygamber Efendimizden sallallahu aleyhi ve sellem veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri ve bu dileklerinin yerine getirilmesidir. Bu da çok görülen bir olaydır. Böyle bir dileğin yerine gelmesi yanı başında duâ edilen mezarda yatan ölünün kerâmeti olarak sayılabilir.
ibn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 373-374, Dârul Marife, Beyrut, tsz. İbn Teymiyye, Sırat-ı Müstakim, Kabir Ziyaretleri bölümü, trc. Pınar Yay. s.493- 494. bsk 2004.
2- Kitâbu’r-Ruh’u sayfa 248 de Yüzüncü delil İbn Teymiyye nin talebesi İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye şöyle dedi : Yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, ölülerin ruhlarına kavuşabileceğine, onlara soru sorabileceğine, ölülerin, kendilerinin bilmediği birşeyi haber verebileceklerine ve onları görebileceklerine dair bilginin doğru olduğundan birleşmişlerdir. Bununla ilgili misaller o kadar çoktur ki, inkârla bitirilemez. İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye, Kitâbu’r-Ruh, s. 248. İz Yayıncılık.1993
3- İbnu’l-Kayyim de er-Rûh isimli kitabında 28 “Ölülerin bir takım tasarruflarda bulunabileceklerini ve dirilere faydalı olabileceklerini söylemektedirler. Hâs ve dar manada Velî olduğuna inanılan bir kimseden, kerâmet beklenilmesi ne Kitâb ne Sünnet ve ne de İcmâ’a ters düşen bir şey değildir. Hattâ bu kıyasa bile uyar. Şöyle ki, Allah bu âlemde yaptığı rızık ve benzeri yardımlardan birçoğunu, kulları vâsıtasıyla yapar. “ 28
4- İbnu’l-Kayyim er-Rûh:237 Hazreti Ömer radıyallahu anh’a Medine'de hutbe verirken birden binlerce kilometre uzaklıktaki İran’ın Nihavent bölgesinde düşmanlarla savaşan İslâm askerlerini ve askerlerin komutanı Sâriye’yi görmüş, düşmanın arkadan çevirdiğini ona bildirmek için “Sâriye dağa, dağa!” diye nida etmiştir. Sonra da “Cebel, Cebel!” diyerek seslenip uzaktan orduya komuta etmiştir. O komutan bu sesi 2000 kilometre uzaklıktan duymuştur. 31 el-Beyhakî, Le’lekaide Şerhus-Sünnette İbn Merde Veyh el-İsabe, II, 3; İbn Kesîr, Tefsir Bidâye, VII, 131
5- İbn Teymiyye: Vefat etmiş Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri, ümmetinden olan salih bir şahsiyetin bu dilekleri karşılamış olmaları; söz konusu dileklerde bulunmanın mutlaka müstehap olduğunu göstermez. Böyle bir dileğin yerine gelmesi, yani başında dua edilen mezarda yatan ölünün kerameti olarak sayılabilir… İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 373-374, Dârul Marife, Beyrut
İbn Teymiyye: Bazı kimselerin Peygamber Efendimizden sallallahu aleyhi ve sellem veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri ve bu dileklerinin yerine getirilmesidir. Bu da çok görülen bir olaydır. Böyle bir dileğin yerine gelmesi yanı başında duâ edilen mezarda yatan ölünün kerâmeti olarak sayılabilir. 87 İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 373-374, Dârul Marife, Beyrut, tsz. İbn Teymiyye, Sırat-ı Müstakim, Kabir Ziyaretleri bölümü, trc. Pınar Yay. s.493- 494. bsk 2004
Evet bunlara keramet denilir, fakat istiğase ile ilgili verdiğiniz linkte bu isteği yapan birisinin müşrik olduğu yazıyor, şirk olan bir amel keramet olduğunda caizmi olur?
Tamam işte ilk yazdığım mesaj, istiğasenin meşru kısmına girdiği halde sizin verdiğiniz link bunun şirk olduğunu söylüyor. Bununla ilgili rivayetler yazdığımda bana keramet nedir linkini gönderdiniz.
Eğer benim getirdiğim rivayetlerin kerametle alakası var diyorsanız, soruyorum; bugün insanların uzakta olan şeyhlerinden yardım istemelerine nasıl şirktir diyebiliriz, onların bu amellerinden dolayı küfre girdikleri doğrumu, cübbelinin "bakın Abdulkadir geylani yardım etmez diyordunuz nasıl yardım etti" sözü küfür müdür,
biz küfürdür dersek, " ibnü’l-Kayyim'ın “Ölülerin bir takım tasarruflarda bulunabileceklerini ve dirilere faydalı olabileceklerini söylemektedirler. Hâs ve dar manada Velî olduğuna inanılan bir kimseden, kerâmet beklenilmesi ne Kitâb ne Sünnet ve ne de İcmâ’a ters düşen bir şey değildir." sözünü nereye koyacağız, yada bu konu ile ilgili diğer rivayetleri.
Yani en azından bu amel şirk ise, böyle büyük bir meselede alimlerimizin kitaplarında, seleften hiçmi rivayet yok.
Konuyu müşahhaslaştırıp mecrasından koparmayalım, baştan okursan neyi kastettiğimi anlarsın.cübbeli 1 yılı aşkın bir süre içeride idi o süre içerisinde adama sorarlar abdulkadir geylani niye gelmedi gelecek yerlerimi ağrıyordu diye bu kadar cahil olmayın admin kardeşimizin verdiği linke ve devamında herşey yazılı ALLAH azze ve celle anlamayı nasip etsin...
Bak kardeşim, bilmiyorum saflığa mı vuruyorsun, bizi mi deniyorsun ama bir an önce gerçek rengini tam belli edip derdini ve ne istediğini net yazarsan senin için de bizim için de hayırlı olur.VelCihad;271324' Alıntı:Aşağıda yazmış olduğum gibi, alimlerin nakilleri var, günümüzde sofiler şeyhlerinden istedikleri yardımlara şirk demek ne kadar tutarlı bu taktirde Allahualem. Bunun için sarih bir delil varmı bilmiyorum
1- ibn Teymiyye: Bazı kimselerin Peygamber Efendimizden sallallahu aleyhi ve sellem veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri ve bu dileklerinin yerine getirilmesidir. Bu da çok görülen bir olaydır. Böyle bir dileğin yerine gelmesi yanı başında duâ edilen mezarda yatan ölünün kerâmeti olarak sayılabilir.
ibn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 373-374, Dârul Marife, Beyrut, tsz. İbn Teymiyye, Sırat-ı Müstakim, Kabir Ziyaretleri bölümü, trc. Pınar Yay. s.493- 494. bsk 2004.
2- Kitâbu’r-Ruh’u sayfa 248 de Yüzüncü delil İbn Teymiyye nin talebesi İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye şöyle dedi : Yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, ölülerin ruhlarına kavuşabileceğine, onlara soru sorabileceğine, ölülerin, kendilerinin bilmediği birşeyi haber verebileceklerine ve onları görebileceklerine dair bilginin doğru olduğundan birleşmişlerdir. Bununla ilgili misaller o kadar çoktur ki, inkârla bitirilemez. İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye, Kitâbu’r-Ruh, s. 248. İz Yayıncılık.1993
3- İbnu’l-Kayyim de er-Rûh isimli kitabında 28 “Ölülerin bir takım tasarruflarda bulunabileceklerini ve dirilere faydalı olabileceklerini söylemektedirler. Hâs ve dar manada Velî olduğuna inanılan bir kimseden, kerâmet beklenilmesi ne Kitâb ne Sünnet ve ne de İcmâ’a ters düşen bir şey değildir. Hattâ bu kıyasa bile uyar. Şöyle ki, Allah bu âlemde yaptığı rızık ve benzeri yardımlardan birçoğunu, kulları vâsıtasıyla yapar. “ 28
4- İbnu’l-Kayyim er-Rûh:237 Hazreti Ömer radıyallahu anh’a Medine'de hutbe verirken birden binlerce kilometre uzaklıktaki İran’ın Nihavent bölgesinde düşmanlarla savaşan İslâm askerlerini ve askerlerin komutanı Sâriye’yi görmüş, düşmanın arkadan çevirdiğini ona bildirmek için “Sâriye dağa, dağa!” diye nida etmiştir. Sonra da “Cebel, Cebel!” diyerek seslenip uzaktan orduya komuta etmiştir. O komutan bu sesi 2000 kilometre uzaklıktan duymuştur. 31 el-Beyhakî, Le’lekaide Şerhus-Sünnette İbn Merde Veyh el-İsabe, II, 3; İbn Kesîr, Tefsir Bidâye, VII, 131
5- İbn Teymiyye: Vefat etmiş Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri, ümmetinden olan salih bir şahsiyetin bu dilekleri karşılamış olmaları; söz konusu dileklerde bulunmanın mutlaka müstehap olduğunu göstermez. Böyle bir dileğin yerine gelmesi, yani başında dua edilen mezarda yatan ölünün kerameti olarak sayılabilir… İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 373-374, Dârul Marife, Beyrut
İbn Teymiyye: Bazı kimselerin Peygamber Efendimizden sallallahu aleyhi ve sellem veya ümmetine mensup salih bir şahsiyetten bir şey dilemeleri ve bu dileklerinin yerine getirilmesidir. Bu da çok görülen bir olaydır. Böyle bir dileğin yerine gelmesi yanı başında duâ edilen mezarda yatan ölünün kerâmeti olarak sayılabilir. 87 İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l-Müstakîm, s. 373-374, Dârul Marife, Beyrut, tsz. İbn Teymiyye, Sırat-ı Müstakim, Kabir Ziyaretleri bölümü, trc. Pınar Yay. s.493- 494. bsk 2004
İlk getirdiğim delilleri netten aldım, son yazdığım kaynakların sabitliği hususunda tereddütüm olmadığından, ilk rivayetlerde sahihdir diye düşündüm, kim uydurarak nete koymuşsa Allah'a hesab verecek o dur.İlla edeb, illa edeb .. Utanmadan halâ konuşabiliyor musun? Evvela bir önceki yazında iftira attırğın İbn Kayyım ve İbn Teymiyye'den ve burada saptırmaya çalıştığın okuyuculardan özür dileyeceksin! Utanmıyor musun, şeyhlerin itikadlerini kendi kitaplarından tam tersi çarpıtarak buraya delil diye sunmaya? Senin bundan sonraki hangi kaynağına kim nasıl niye güvensin, itibar etsin?
Son aktardıklarında yine netten ve şirk itikadına sahibi sofiyye sitesinden!İlk getirdiğim delilleri netten aldım, son yazdığım kaynakların sabitliği hususunda tereddütüm olmadığından, ilk rivayetlerde sahihdir diye düşündüm, kim uydurarak nete koymuşsa Allah'a hesab verecek o dur.