Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Vahdet-i Vücud Nedir?

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
VAHDET-İ VÜCUD NEDİR?

Vahdeti vücud bir tasavvuf terimidir ve onun felsefesi Allah'tan başka varlık olmadığına, mevcud olan tek varlığın Allah olduğuna, var gibi gözüken ne varsa Allah'ın parçaları olduğuna inanmaktır. Bu inanış tasavvufun amentüsünün ilk şartıdır. Bu felsefenin künhüne vakıf olan mutasavvıflar Lâ ilâhe illallah demeyi terk edip la mevcude illallah diyerek bu amentüyü ikrar ederler.

Allah'tan başka mevcud, varlık olmadığına inanmayı gerektirecek ne bir ayet, ne bir hadis vardır. Allah'ın isimlerinden bahsettiği, bütün varlıkları yok saymak, her nasılsa -inançlarına göre- varlık olmayan şeylerin yaşadığını ve öldüğünü söylemek, meleklere iman ettim demek fakat onlar varlık değildir, Allah'ın parçalarıdır diyerek her parçayı ilah saymak, cennete ve cehenneme iman ettim demek, sonra onların varlık olmadığını, Allah'ın parçaları olduğunu söylemek, önünde secde edilen putun bile Allah'ın bir parçası olduğu bu sebeple zahirde tapılan put olsa da aslında o secdenin Allah'a yapıldığı gibi saçma ve delilsiz iddialarda bulunanların asıl gayesi İslam dinini tahrif etmek ve müntesiplerini yoldan çıkarmaktır. İşte bu inanışa göre bir tasavvuf şeyhi Allah'ın bir parçası olduğu gibi yolda duran taş, ağaçtaki kuş, kovalanan kedi ve kovalayan köpek ve o köpeği vuran bir zabıta eri dahi (haşa) onlara göre Allah'ın parçasıdır ve dolayısıyla onlara Allah demek doğru bir sözdür. İsmi tasavvufçular tarafından veliler listesine alınan müşriklerin "Ben Allah'ım" demeleri ve benzeri sözleri sarfetmeleri bu sapık inanışlarından kaynaklanmaktadır. Bu sapkın söylem ve inanışlar üzerinde tevhid ehli olanlar için te'vil edecek yol aramaya ve hatta düşünmeye bile gerek yoktur. Çünkü bir Müslüman kabul veya red etmek için Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in böyle bir şeyi öğretip öğretmediğine bakması yeterlidir. Hiç akletmezler ki durum onların dediği gibi olsa, inanan kimdir, inanılan kim? Yaratan kimdir, yaratılan kim? Hüküm koyan kimdir, mükellef kim, mükafat ve ceza veren kimdir, ödüllendirilen veya cezalandırılan kim? Ateşe koyan kimdir, ateşte yanan kim?

İşte vahdeti vücut gibi bir iddiayı ortaya atan kafirler, İslam ümmetini yüzyıllarca oyalayacak bir işi başarmışlar ve maalesef gözlerinden yaş gelesiye, karınları ağrıyasıya halimize gülmekteler.

Birilerinin aslında küfür olduğunu bildikleri, fakat o bunu söylemişse bir hikmeti vardır kabilinden te'vil etmeye çalıştığı, bu cümleler nasıl söylenmişse kastedilen mana odur, çünkü inanç öyledir. Sizin taptığınız benim ayağımın altında diyen adam toprağı kastetmiştir, çünkü ona göre çiğnenen, o toprak Allah'tır (haşa). Böyle olunca birinin çıkıp ben Allah'ım demesi onlara göre gayet tabi bir durumdur, sırf o değil onlara göre kafir biri dahi bu sözü söylese doğru söylemiş olur çünkü o da Allah'tan bir parçadır! Bu cümleleri vecde, aşka gelince, kendinden geçince söylemenin sebebi nedir derseniz, can pazarı bu kolay değil. Müslümanlar bu sözden pek hoşlanmazlar ve insanın başına kötü şeyler gelebilir. Nitekim tarih bu müşriklerin nasıl taşkınlık ettiğini ve nasıl öldürüldüklerini zaptetmiştir.
 
Y Çevrimdışı

yakuti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bismillah,
Yaw arkadaş ! Vahdet-i Vücud nazariyesi sizin içinde bulunduğunuz bir hâl mi ? Mesleğiniz mi ? Meşrebiniz mi ? Değil ! Şu hâlde, bilmediğiniz ve aklınızın ermediği bu konuda ne diye fikir yürütüp, iğreti sözler beyan ediyorsunuz ? Siz kimsiniz ki, binlerce büyük zatların sözlerini sorguluyorsunuz ? Rabbimiz Kuran-ı Kerimin İsra Sûresi 36. ayet-i celilesinde ;
"Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." diye buyurmuyor mu ? Yoksa, siz -haşa- bu ayet-i celilenin kapsam-ı mubarekesinin haricinde olan yaratıklardan mısınız ? Kalkmışsınız Vahdet-i Vücûdla hiç alâkası olmayan bir ayetin meâlini vererek ;
"O gökleri ve yeri yoktan yaratandır... O’nun benzeri hiçbir şey yoktur." 42/11 (Şûra Sûresi 11. ayet) güyâ bu nazariyeyi çürütmek istemişsiniz ! Şu hâlde bir ayet-i celile de biz verelim ; Cenab-ı Hak Kurna-ı kerimin Hadid Sûresi 3. ayet-i celilesinde ;
"O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, herşeyi bilendir." buyuruyor. Rabbimiz "Ben zahirim!" diyor... Sen O’nu görebiliyor musun ? Batınını zaten göremezsin-göremeyiz de sen O’nun zahirini görebiliyor musun ? Göremiyorsun ! Ama O, "zahirim" diyor. Şu hâlde bu noktada söyleyeceğin birşey olmadığına göre sen kimsin ki, Vahdet-i Vücûd gibi büyüklerin kendilerine has özel bir anlayışına dil uzatıyorsun ? Onlar; "Bizden olmayanlar ve bizim seviye ve makamımıza dahil olmayanlar bizin kitaplarımızı okumasınlar !" dedikleri hâlde, sen kalkmış onları küfürle itham ediyorsun ! Haddini bil ve uzun dilin kesilmeden ona sahip ol ! Aksi takdirde karakaçan cennetine giden yolculardan olursunuz bilmiş olun !
 
hitman Çevrimdışı

hitman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
sen kimsin ki, Vahdet-i Vücûd gibi büyüklerin kendilerine has özel bir anlayışına dil uzatıyorsun

"büyükler"... evet kim bu büyük zatlar acaba, islam büyükleri mi yoksa başka dinlerin büyükleri mi? isimler zikredilse daha hoş olurdu.

"kendilerine has özel anlayış"... sübhanallah dinde kendine has özel anlayış, hatta şeriata alenen muhalif, o derece baya bi özel...
 
esedullah1230 Çevrimdışı

esedullah1230

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bismillah,
Yaw arkadaş ! Vahdet-i Vücud nazariyesi sizin içinde bulunduğunuz bir hâl mi ? Mesleğiniz mi ? Meşrebiniz mi ? Değil ! Şu hâlde, bilmediğiniz ve aklınızın ermediği bu konuda ne diye fikir yürütüp, iğreti sözler beyan ediyorsunuz ? Siz kimsiniz ki, binlerce büyük zatların sözlerini sorguluyorsunuz ? Rabbimiz Kuran-ı Kerimin İsra Sûresi 36. ayet-i celilesinde ;
"Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." diye buyurmuyor mu ? Yoksa, siz -haşa- bu ayet-i celilenin kapsam-ı mubarekesinin haricinde olan yaratıklardan mısınız ? Kalkmışsınız Vahdet-i Vücûdla hiç alâkası olmayan bir ayetin meâlini vererek ;
"O gökleri ve yeri yoktan yaratandır... O’nun benzeri hiçbir şey yoktur." 42/11 (Şûra Sûresi 11. ayet) güyâ bu nazariyeyi çürütmek istemişsiniz ! Şu hâlde bir ayet-i celile de biz verelim ; Cenab-ı Hak Kurna-ı kerimin Hadid Sûresi 3. ayet-i celilesinde ;
"O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, herşeyi bilendir." buyuruyor. Rabbimiz "Ben zahirim!" diyor... Sen O’nu görebiliyor musun ? Batınını zaten göremezsin-göremeyiz de sen O’nun zahirini görebiliyor musun ? Göremiyorsun ! Ama O, "zahirim" diyor. Şu hâlde bu noktada söyleyeceğin birşey olmadığına göre sen kimsin ki, Vahdet-i Vücûd gibi büyüklerin kendilerine has özel bir anlayışına dil uzatıyorsun ? Onlar; "Bizden olmayanlar ve bizim seviye ve makamımıza dahil olmayanlar bizin kitaplarımızı okumasınlar !" dedikleri hâlde, sen kalkmış onları küfürle itham ediyorsun ! Haddini bil ve uzun dilin kesilmeden ona sahip ol ! Aksi takdirde karakaçan cennetine giden yolculardan olursunuz bilmiş olun !

NE O SOFİ ASIL SEN KİMSİNDE KLAVYEDEN TEHDİTLER SAVURUYORSUN MİLLETE HEM SİZİN GİBİ TASAVVUF DİNİNE MENSUP SAPIKLARIN EN BELİRGİN ÖZELLİGİ KOYUN GİBİ GÜDÜLEN MASUM BİRİSİ TOKAT ATSA SOL YANAGINI DÖNEN KAVGAYLA GÜRÜLTÜYLE İŞİ OLMATAN MALINA CANINA TECAVÜZ UGRASADA TEKKESİNE GİRİP TESPİH ÇEKEN ZİHNİYET DEGİL Mİ SEN HEM ZAHİRİ HEMDE BATİNİ HADDİNİ BİL
 
ibnimesud Çevrimdışı

ibnimesud

Üye
İslam-TR Üyesi
Bismillah,
Yaw arkadaş ! Vahdet-i Vücud nazariyesi sizin içinde bulunduğunuz bir hâl mi ? Mesleğiniz mi ? Meşrebiniz mi ? Değil ! Şu hâlde, bilmediğiniz ve aklınızın ermediği bu konuda ne diye fikir yürütüp, iğreti sözler beyan ediyorsunuz ? Siz kimsiniz ki, binlerce büyük zatların sözlerini sorguluyorsunuz ? Rabbimiz Kuran-ı Kerimin İsra Sûresi 36. ayet-i celilesinde ;
"Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." diye buyurmuyor mu ? Yoksa, siz -haşa- bu ayet-i celilenin kapsam-ı mubarekesinin haricinde olan yaratıklardan mısınız ? Kalkmışsınız Vahdet-i Vücûdla hiç alâkası olmayan bir ayetin meâlini vererek ;
"O gökleri ve yeri yoktan yaratandır... O’nun benzeri hiçbir şey yoktur." 42/11 (Şûra Sûresi 11. ayet) güyâ bu nazariyeyi çürütmek istemişsiniz ! Şu hâlde bir ayet-i celile de biz verelim ; Cenab-ı Hak Kurna-ı kerimin Hadid Sûresi 3. ayet-i celilesinde ;
"O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, herşeyi bilendir." buyuruyor. Rabbimiz "Ben zahirim!" diyor... Sen O’nu görebiliyor musun ? Batınını zaten göremezsin-göremeyiz de sen O’nun zahirini görebiliyor musun ? Göremiyorsun ! Ama O, "zahirim" diyor. Şu hâlde bu noktada söyleyeceğin birşey olmadığına göre sen kimsin ki, Vahdet-i Vücûd gibi büyüklerin kendilerine has özel bir anlayışına dil uzatıyorsun ? Onlar; "Bizden olmayanlar ve bizim seviye ve makamımıza dahil olmayanlar bizin kitaplarımızı okumasınlar !" dedikleri hâlde, sen kalkmış onları küfürle itham ediyorsun ! Haddini bil ve uzun dilin kesilmeden ona sahip ol ! Aksi takdirde karakaçan cennetine giden yolculardan olursunuz bilmiş olun !

vahtedivücütcümusun nesin madem kendinizi allahtan bir parça sanıyorsunuz (SUPANALLAH] ozaman ,ölme ,yemek ,yeme, evlenme acıkma aç durabiliyormusun duramazsın çünkü beşeri bir yaradılmış insansın insan( ALEM.) denen bir şey var bütün yaradıl mişlara verilen isimdir şimdi sana ne söylesek anlamazsın çünkü seni ALLAH C.C. SAPITMIŞ yehdimen yeşee yudilli men yeşee ALLAH kimisapıtırsa ona kim hidayet edebilir ALLAH KİMEDE HİDAYET EDERSE ONU kim sapıtabilir acele tevbe et yoksa sen Aksi takdirde karakaçan cennetine giden sen olursun benden söylemesi
(ibnimesud)
 
Y Çevrimdışı

yakuti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
hitman,esedullah1230, ve ibnimesud'a...
Hemen ne diye hiddetlendiniz efendiler ? Size birkaç soru sorduk sadece ! Dedik ki, Vahdet-i Vücud sizin mesleğiniz mi, meşrebiniz mi ? Değilse, ne diye bilmediğiniz bu konu hakkında atıp tutuyorsunuz ? Şiddetli ve kaplayıcı zuhuratından görünmeyen Rabbimiz, kendisinin "zahir" olduğunu söylüyor; siz Rabbimizi ne derece görebiliyorsunuz ? Bu sorualra cevap verme yerine bana hücum etmeyi reva görmüşsünüz ! Eyvallah ! Bana hücum edin fakat, asla anlayamayacağınız abide şahsiyetlere dil uzatmayınız ! Aksi takdirde size ateş dokunur ! İşte isbatı :
"Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır." (Yunus Sûresi:62)
 
esedullah1230 Çevrimdışı

esedullah1230

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
hitman,esedullah1230, ve ibnimesud'a...
Hemen ne diye hiddetlendiniz efendiler ? Size birkaç soru sorduk sadece ! Dedik ki, Vahdet-i Vücud sizin mesleğiniz mi, meşrebiniz mi ? Değilse, ne diye bilmediğiniz bu konu hakkında atıp tutuyorsunuz ? Şiddetli ve kaplayıcı zuhuratından görünmeyen Rabbimiz, kendisinin "zahir" olduğunu söylüyor; siz Rabbimizi ne derece görebiliyorsunuz ? Bu sorualra cevap verme yerine bana hücum etmeyi reva görmüşsünüz ! Eyvallah ! Bana hücum edin fakat, asla anlayamayacağınız abide şahsiyetlere dil uzatmayınız ! Aksi takdirde size ateş dokunur ! İşte isbatı :
"Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır." (Yunus Sûresi:62)

HADDİNİ BİLEREK düzgünce tehditler savurmadan soru sorsan güzelce cevabını alırdın ama öle yapmadın senin veli dedigin şahıslar şirk içindeki kutsadıgınız ilahalrınız ama asıl allah dostları allahın dinini anlamış tevhidi bilen muvahhid kullarıdır.kafana göre ayeti tevil etme ...
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
62. Uyan! ki Allahın evliyası ne üzerlerine korku vardır ne de onlar mahzun olurlar




63. Onlar ki Allaha iyman etmişlerdir ve hep takvâ ile korunur dururlar




64. Müjde onların Dünya hayatta da Âhırette de, Allahın kelimatına tebdil yok o işte fevzi azim o




65. Ötekilerin lâfları seni mahzûn etmesin, çünkü ızzet, hep Allâhındır, o hepsini işitiyor, hepsini biliyor




66. Uyan: Göklerde kim var, Yerde kim varsa hep Allahındır, Allahdan başkasına tapanlar dahi, şeriklerin tebaası olmazlar, ancak zanne teba'ıyyet ederler ve ancak kendi mızraklarıyle ölçer yalan söylerler



Yazdığı Ayetin Siyak Ve Sibakına baktığımzda Cevap Ortaya Çıkar Cedele Gerek Yok.


Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Kuran Meali
 
hitman Çevrimdışı

hitman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
adamdaki kafaya bak; diyor ki vahdeti vucud sizin meşrebiniz mi, o yolu benimsemiyorsanız ne diye eleştiriyorsunuz.

mesela hiçbirimiz hristiyan değiliz

ne yani şimdi hristiyanlığı eleştirmeyecek miyiz, yada eleştirme hakkımız yok mu?
 
Y Çevrimdışı

yakuti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
adamdaki kafaya bak; diyor ki vahdeti vucud sizin meşrebiniz mi, o yolu benimsemiyorsanız ne diye eleştiriyorsunuz.
mesela hiçbirimiz hristiyan değiliz
ne yani şimdi hristiyanlığı eleştirmeyecek miyiz, yada eleştirme hakkımız yok mu?

Sen önce kendi kafana ve anlayışına baksan daha iyi olur ! Çünkü, şimdi de mesleyi çarpıtıyorsun ! Ben, Vahdet-i Vücud'u mesleğiniz ve meşrebiniz mi diye sormamla bu nazriye hakıında yeterli bilgi sahibi olup-olmadığınıza vurgu yaptım. Ve sizin, bu konuda yeterli bir bilgi bilmediğinizi iddia ettim. Hristiyanlıkla ne ilgisi var bunun ? Hrisitiyanlık hakıında dahi, teferruatıyla bilgi sahibi olmayanların bilgi sahibi bir Hiristiyan karşısında zor duruma düşebileceği açıktır. İşte bu sebpten dolayıdır ki, Rabbimiz de Kuran-ı Kerimin İsra Sûresi 36. ayet-i celilesinde ; "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." diye buıyurmuştur. Sana tavsiyem odur ki, konuyu çarpıtavcağına sorualrıma cevap ver !

 
Y Çevrimdışı

yakuti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Vahdet-i vücûd, özü Kur’an ve sünnetten alınan, ilk devir sûfilerince tevhid olarak geliştirilen ve İbn Arabî tarafından sistemleştirilen bir anlayıştır. Ancak adının daha sonraki dönemlerde ortaya çıktığı, ilk defa Sadreddin Konevi ve onun talebeleri tarafından kullanıldığı kaydedilmektedir. Vahdet-i vücûdun en önemli problemi ‘vahdet-i mevcûd’ denilen ‘Panteizm’ ile karıştırılmasıdır. Panteizm anlayışına göre Allah ile âlem aynı şeydir. Allah mevcûd olan şeylerin tamamından ibârettir. Tabîat bir nev’i hayal sâhibi bir vahdettir ve ona ibâdet edilir. Hegel, Didero, Spinoza, Dekart, Revâkıyyûn ve İskenderiye mektebi filozofları genellikle panteisttirler. Ogüst Kant, panteizmi pozitivizm adı altında geliştirmiş ve ‘Allahsız kâinât, ruhsuz insan, ve cevhersiz eşyâ’ tarzında özetlemişlerdir. Panteistler Cenâb-ı Hakk’ı âlemin mecmûu sayar, O’nu îcâb ve zarûrete tâbi, irâde ve şuûrdan mahrum olarak görürler.
 
esedullah1230 Çevrimdışı

esedullah1230

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim biz zati senin sufi alimlerini red ediyoruz bize ondan delilk getiriyorsun o ibni arabi dedigin şahsiyet ise bir çok islam alimi tarafından şeyhi ekfer [en büyük kâfir) olarak adlandırlması sen kalkmış böle bi sapıkdan bize sistem mistem zırvalıyorsun ....
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Vahdet-i vücûd, özü Kur’an ve sünnetten alınan, ilk devir sûfilerince tevhid olarak geliştirilen ve İbn Arabî tarafından sistemleştirilen bir anlayıştır. Ancak adının daha sonraki dönemlerde ortaya çıktığı, ilk defa Sadreddin Konevi ve onun talebeleri tarafından kullanıldığı kaydedilmektedir. Vahdet-i vücûdun en önemli problemi ‘vahdet-i mevcûd’ denilen ‘Panteizm’ ile karıştırılmasıdır. Panteizm anlayışına göre Allah ile âlem aynı şeydir. Allah mevcûd olan şeylerin tamamından ibârettir. Tabîat bir nev’i hayal sâhibi bir vahdettir ve ona ibâdet edilir. Hegel, Didero, Spinoza, Dekart, Revâkıyyûn ve İskenderiye mektebi filozofları genellikle panteisttirler. Ogüst Kant, panteizmi pozitivizm adı altında geliştirmiş ve ‘Allahsız kâinât, ruhsuz insan, ve cevhersiz eşyâ’ tarzında özetlemişlerdir. Panteistler Cenâb-ı Hakk’ı âlemin mecmûu sayar, O’nu îcâb ve zarûrete tâbi, irâde ve şuûrdan mahrum olarak görürler.

idaanı Kuranı Kerim ve Sahih Kaynaklı Hadisler değilde içtihatlar kuramlar la desteklemeye çalışırsan...banlanırsın arkadaşım...Lambadak Bu mevzulardan kafadan yorumlarla tartışılmaz...

bir sonraki yorumunda Sadece Kuran-ı Kerim ve Sahih Kaynaklı hadislerle anlat ..yoksa sukut et...hakikat konuşsun
 
H Çevrimdışı

halidbinvelid

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleyküm kardeşler,

Tasavvuf inancı; İsrahiliyat ve Hint kültüründen beslenen farklı bir dindir.İmam-ı Rabbani ve Mevlana Halid-i Bağdadinin o coğrafyada yaşayıp hinduların yogasınsından esinlenerek''Rabıta'' gibi birçok kültürü Tasavvuf adında İslama sokmuşlardır. Vahdedi vücud inancı ile bir Hindu rahiplerinin inançları tıpkısının aynısıdır.
Bir Hindu kutsal kitabında şu sözler yer almaktadır;

Sonsuz bilinç,kendini bilinir kılmak için,kendi içinden evreni yansıttı, hiçbir şeye dönüşmeden herşey oldu. Algı oldu, algılayan oldu ve duyu organları.... Yanılsama aracılığıyla tezahür edip evren olarak göründü. Kendinden yansıttığı herşeyin içine nüfuz etti.... ( Brihadaranyaka Upanishad )

Başka bir sözde ise ;

Ben tüm canlıların kalbindeki üst ruhum tüm canlıların başlangıcı, ortası ve sonu benim, ben herşeye nüfuz etmiş haldeyim. Bensiz var olabilen hareketli veya hareketsiz hiç birşey yoktur. ( Bhagavad Gita )

vahdeti
vücud ; Allah'tan başka varlık olmadığına, mevcud olan tek varlığın Allah olduğuna, var gibi gözüken ne varsa Allah'ın parçaları olduğuna inanmaktır.

Güzel kardeşler bunları biliyormuydunuz ? Bilmediğimiz dinleri yaşamayınder ve sizi Allah'ın dinine İslam'a davet ederim. Veselam......
 
Cüneyt Aktaş Çevrimdışı

Cüneyt Aktaş

Üye
İslam-TR Üyesi
@halidbinvelid

Aleyküm Selam ve Rahmetullah ve Berekatühü,

Sevgili kardeşim, evet bunları biliyoruz hamdolsun. Allah Teala, Kuranı Kerim de İslam'dan başka bir din yoktur diyor. İslam, teslim demektir. Öyleyse bütün dinler insanları Allah'a teslim olmaya çağırmaktadır. Yukarıda zikrettiğin dinler de Allah'tan gelmiştir ve maksadı insanları Allah'a teslim olmaya çağırmaktır.

Öyleyse yukarıda bahsettiğin Hinduizm, Budizm, Hıristiyanlık vs. aslında İslam'dır ve tatbik edildiği zaman insan Rabbine teslim olur. Teslim olmanın özelliği ise, insanın Allah'ı zikrederek nefsindeki kötülükleri temizlemektir. Müzemmil 8 ayetinde Allah Teala 'Rabbinin ismi ile zikret ve herşeyden kesilerek Rabbine dön' diyerek insanı kendisine davet etmiştir.

Tasavvufun da özü budur zaten. Allah'ı zikrederek Allah'a ulaşmak. Kur'anı Kerimi yaşamak, Tasavvuf dur.

Vahdeti Vücuda gelince:
Tasavvufu yaşayan büyük evliyaların, bu gerçekten bahsetmeleri, dediğin gibi Hinduizm ve diğer dinlerde de var olan şeyi tekrar anlatmak durumudur. İslam dini, Hz. Muhammed (s.a.v) ile gelmemiştir. Daha öncede vardı. Bildiğimiz gibi, tüm peygamberler İslam peygamberidir, çünkü her peygamber İslamı anlatmıştır. Ancak o dönemlerdeki ismi farklı olabilir. Zamanla tahribata uğrayan bu dinler, Peygamber Efendimiz tarafından Allah'ın emri ile yeniden düzenlenip tertiplenmiştir.

Öyleyse Vahdeti Vücudda İslam dininin diğer gerekçeleri gibi her dönemde vardı. Fakat Tasavvufu yaşamayan kişiler bunu bilemezler. Vahdeti Vücud kavramı küfür değildir. Çünkü Vahdeti Vücud kavramı, insanın Allah'a teslim olmasını engellemez. Küfür, ancak Allah'ın sünnetine aykırı hareket etmek, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak ve zulmetmek ile olur.

Vahdeti Vücud kavramı çoğu büyük evliyalar tarafından benimsenmiş (Mesela Yunus Emre, Mevlana, Akşemseddin gibi) ve Osmanlı Devletinde kabül görmüştür.

Allah'ın sevgisi ve Rahmeti üzerinize ve üzerimize olsun. Allah hepimizden razı olsun.
 
A Çevrimdışı

akıncıbir

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu mesele hep konuşulmuş tartışılmaz.Kimileri İbn Arabiyi kafir ilan etmiş.Karşı taraf savunucuları İbn Teymiye'yi kafir ilan etmiş.Şu gelinen noktada vahdeti vücud'un yanlış anlaşılmasından dolayı Vahdeti şuhut son merhale olarak tasavvufcular tarafından benimsenmiştir.Günümüzde eleştirilecek husus tasavvufcuların Cihat anlayışını tam manası ile kavrayamamalarıdır.Bunu aşmanın yolu onları kafir ilan etmekten değil, Cihat anlayışını kuşanmalarına yardımcı olmaktan geçer.Cihatla kuşanan Müslümanın bir çok yanlışı düzelecektir kanaatindeyim.Ümmet olmak farklı düşünen Müslümanların farklılıklarını daha çok kaşıyarak ayrışmak değil, kafire karşı ortak yanlarımızı öne çıkararak cephede birleşerek savaşmaktan geçmekte olduğuna inanırım.Yanlış düşünen kardeşlerimiz varsa onlara dua ve ilimle yardımcı olmalıyız.
 
Cüneyt Aktaş Çevrimdışı

Cüneyt Aktaş

Üye
İslam-TR Üyesi
@akıncıbir

Sevgili Kardeşim,

Cihad kavramı, seninde bildiğin gibi 'cehede' kelimesinden türemiştir ve gayret etmek anlamına gelir. Burada ne ile ve nasıl cihad edeceğimizi Peygamber Efendimiz (s.a.v) bize bildirmiştir. İnsan, nefsinin afetleri ile yani arzu ve istekleri ile cihad etmelidir. Çünkü arzu ve isteklerimiz Şeytanın emrindedir ve bunlar ile bize günah işletip, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmamızı ister.

Allah'ın emri ise, insanın nefsin arzularını yenip Allah'a ulaşmasıdır. Çünkü ancak bu şekilde ahsene, güzelliğe ulaşmış oluruz. Senin bahsettiğin cihad ise Müslüman olan bir grubun müslüman olmayan başka bir grup ile savaşması anlamına geliyor. Bu cihad sayılamaz. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi İslam dini hep vardı ve zaten tek dindir. Öyleyse hıristiyan, budist gibi kişiler yok. Sadece Allah'ın sünnetine göre hareket eden, yani Allah'a teslim olan ve teslim olmayan vardır.

Hıristiyanlardan Allah'a teslim olanlar var (Kur'ana bkz.), budistlerden de Allah'a teslim olanlar var. Bu da onların aslında müslüman olduğunu gösteriyor. Öyleyse kimdir müslüman? Allah'a gerçekten teslim olanmı, yani Allah'ın sünnetine göre hareket eden, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan, sevgiyi anlatan ve iyiliği ve güzelliği emreden mi, yoksa kendisine Müslüman diyen ve diğer dinlere 'onlar müslüman değil' deyip saldıran ve böylece bozgunculuk yapan mı?

Hz. Mevlana, gayrimüslümleri de selamlardı, bırakın onlarla savaş etmeyi! Müridi sorduğu zaman, bunun Allah'ın emri olduğunu söyledi.

Allah'ın sevgisi ve Rahmeti üzerinize ve üzerimize olsun. Allah hepimizden razı olsun.
 
A Çevrimdışı

ahmet ömer

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
@akıncıbir

Sevgili Kardeşim,

Cihad kavramı, seninde bildiğin gibi 'cehede' kelimesinden türemiştir ve gayret etmek anlamına gelir. Burada ne ile ve nasıl cihad edeceğimizi Peygamber Efendimiz (s.a.v) bize bildirmiştir. İnsan, nefsinin afetleri ile yani arzu ve istekleri ile cihad etmelidir. Çünkü arzu ve isteklerimiz Şeytanın emrindedir ve bunlar ile bize günah işletip, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmamızı ister.

Allah'ın emri ise, insanın nefsin arzularını yenip Allah'a ulaşmasıdır. Çünkü ancak bu şekilde ahsene, güzelliğe ulaşmış oluruz. Senin bahsettiğin cihad ise Müslüman olan bir grubun müslüman olmayan başka bir grup ile savaşması anlamına geliyor. Bu cihad sayılamaz. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi İslam dini hep vardı ve zaten tek dindir. Öyleyse hıristiyan, budist gibi kişiler yok. Sadece Allah'ın sünnetine göre hareket eden, yani Allah'a teslim olan ve teslim olmayan vardır.

Hıristiyanlardan Allah'a teslim olanlar var (Kur'ana bkz.), budistlerden de Allah'a teslim olanlar var. Bu da onların aslında müslüman olduğunu gösteriyor. Öyleyse kimdir müslüman? Allah'a gerçekten teslim olanmı, yani Allah'ın sünnetine göre hareket eden, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan, sevgiyi anlatan ve iyiliği ve güzelliği emreden mi, yoksa kendisine Müslüman diyen ve diğer dinlere 'onlar müslüman değil' deyip saldıran ve böylece bozgunculuk yapan mı?

Hz. Mevlana, gayrimüslümleri de selamlardı, bırakın onlarla savaş etmeyi! Müridi sorduğu zaman, bunun Allah'ın emri olduğunu söyledi.

Allah'ın sevgisi ve Rahmeti üzerinize ve üzerimize olsun. Allah hepimizden razı olsun.
diyalogcumuzda oldu budistlerdende müslüman varmış
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt