MUHAMMED EL-SADIK *
Birçok insan Usame Bin Laden’i Arap Yarımadası’ndan geldiği ve akide alanında İbn Teymiye okulunu benimsediği için onu Vehhabi sanıyorlar. Oysa Usame Bin Laden, Muhammed Bin Abdulvehhab’ın Suud Ailesi ile işbirliği yaparak Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanmasını bir ihanet ve İngiliz oyunu olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle Usame Bin Laden, klasik anlamda Vehhabi değildir…
Suudi Arabistan Rejimi’nin beslediği, desteklediği Bin Baz ve İbn Useymin gibi Vehhabi din adamları Usame Bin Laden’in tekfirci (Müslüman hükümetleri kâfir sayan) olduğunu iddia ediyorlar. Oysa onlar, (Suudi Rejimi ve Vehhabiler) okul derslerinde ve tarih kitaplarında Osmanlı Devleti’ni kâfir sayıp, ona karşı ayaklanmayı da cihat saydıklarını unutuyorlar. Bu durumda asıl tekfirci, onların olduğu ortaya çıkıyor.
Usame Bin Laden’in demeçlerini ve kasetlerini dikkatle dinleyen, izleyen herkes, Muhammed Bin Abdulvehhab kelimesini neredeyse hiç zikretmediğini hemen farkeder. Bu da aralarında siyasi bir bağ olmadığına delildir.
Usame Bin Laden’in Osmanlı meselesinde, Muhammed Bin Abdulvehhab’ı direk suçlamamasının sebebi de Suudi Rejimi tarafından uzun yıllardır Muhammed Bin Abdulvehhab’a ve mezhebine dokunulmazlık hakkı verilmesi ve bunun neticesinde de Suudi halkı tarafından aşırı sevilmesidir.
Usame Bin Laden, Suudi Rejimi’ne karşı açtığı savaşta, halkın büyük sevgisini toplayan Muhammed bin Abdulvehhab’a da sataşarak, tarihte kalmış, halkın anlayamayacağı olayları gündeme getirmek, yeni yan bir cephe açmak istemiyor. Ancak bu durum bile, Usame Bin Laden’i Suudi Rejimi kurucusu Abdulaziz bin Abdurrahman El-Suud’u ‘Riyad Karzaisi’ olarak görmekten alıkoymadı. Usame’ye göre, Amerika nasıl da emperyalist projelerini uygulayabilmek için Afganistan’ın başına Hamid Karzai’yi getirmişse, İngilizler de Osmanlı İmparatorluğu ve valisi İbn Reşid’e karşı ayaklanmak üzere de Abdulaziz bin Abdurrahman’ı Yarımada’ya getirmiştir.
Üstte söylediklerimizin kanıtı da Usame Bin Laden’in 22.02.2003 tarihinde Al-Jazeera Tv Kanalı’nın yayınladığı demecidir. Demecinde Usame şöyle demiştir:
“Nasihat ve Reform Kurulu’nun 17 no’lu beyanında ilim ehlinin (Allah onlara rahmet eylesin) sözlerini hatırlayarak şunu soruyoruz: Bir Müslüman, kalkıp da Müslümanlara, İslâmiyetin kurulması ve zulmün ortadan kalkması, Amerika’nın gitmesi için ellerinizi Karzai ile yardımlaşmaya uzatın, onun eli üzerine koyun diyebilir mi? Bu mümkün müdür, bunu akıl alır mı? Çünkü Karzai Amerika’nın kuklasıdır ve kendisini Afganistan’ın başına zaten Amerika getirmiştir. Burada şunu sormamız gerekmektedir: Arap Karzai ile Acem Karzai arasındaki fark nedir? Körfez Devletleri’nin hükümetlerini başa getiren kimdir? O HIRISTIYANLAR KI, KABIL’E BIR KARZAI, PAKISTAN’A BIR KARZAI, KUVEYT’E, BAHREYN’E, KATAR’A, RIYAD’A TÜM İSLÂM DEVLETLERININ BAŞLARINA BIRER KARZAI GETIRDILER. GEÇTIĞIMIZ YÜZYILDA, OSMANLI DEVLETI’NE VE VALISI İBN REŞID’E KARŞI SAVAŞMAK ÜZERE KUVEYT’TE SÜRGÜNDE BULUNAN RIYAD KARZAISI’NI HIRISTIYANLARDAN BAŞKA KIM GETIRDI?.. ** Ve bu sırrı bugünlere kadar saklamayı başardılar. Kuveyt’teki, Riyad’daki veya Kabul’deki Karzai’ler arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.”
Aslında Rusya-Afganistan Savaşı sırasında Arap mücahitlere katılan, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü büyük bir kayıp olarak değerlendiren Müslüman Kardeşleri Üyeleri, Usame’nin bu görüşleri edinmesinde büyük katkıda bulundular. Bunların başında da Dr.Abdullah Azzam geliyor. Bu da gösteriyor ki, Usame Bin Laden, büyüdüğü sosyal ortamın etkilerinden sıyrılarak çok farklı ve bağımsız bir fikre sahip olmuştur. Usame Bin Laden, Osmanlı Devleti’ni, son zamanlarında yapılan tüm hatalara rağmen, hiçbir zaman kâfir saymadı, bilakis, Osmanlı’nın Müslüman bir devlet olduğunu vurguladı. Devlet okullarında okutulan ders kitaplarında, gazetelerde, Osmanlı Devletini kâfir sayan Suudi rejimi de şu anda, Usame’nin bu görüşünü halk arasında yayarak kendisine duyulan sempatiyi azaltmaya çalışıyor. Bunun için Usame Bin Ladeni Vehhabi saymak çok büyük bir yanılgı olur...
* Mısırlı yazar Muhammad El-Sadık’ın , Beytülmakdes sitesi’ndeki 24.04. 2003 tarihli yazısından. (Defne Bayrak, Doğu’nun Che Guevarası: Üsame bin Ladin, sh. 324 vd.’den alınmıştır.)
** Babası Abdurrahman ile birlikte Kuveyt’te mülteci durumunda bulunan, bugünkü Suudî Arabistan'ın kurucusu Abdülaziz İbn Suud, 1902 yılında arkasına İngilizler’in desteğini alarak Necd’deki Osmanlı valisi İbn Reşid’e saldırarak Riyad’ı ele geçirdi.
Furkan Dergisi, Mart 2007 (s. 12)
Birçok insan Usame Bin Laden’i Arap Yarımadası’ndan geldiği ve akide alanında İbn Teymiye okulunu benimsediği için onu Vehhabi sanıyorlar. Oysa Usame Bin Laden, Muhammed Bin Abdulvehhab’ın Suud Ailesi ile işbirliği yaparak Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanmasını bir ihanet ve İngiliz oyunu olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle Usame Bin Laden, klasik anlamda Vehhabi değildir…
Suudi Arabistan Rejimi’nin beslediği, desteklediği Bin Baz ve İbn Useymin gibi Vehhabi din adamları Usame Bin Laden’in tekfirci (Müslüman hükümetleri kâfir sayan) olduğunu iddia ediyorlar. Oysa onlar, (Suudi Rejimi ve Vehhabiler) okul derslerinde ve tarih kitaplarında Osmanlı Devleti’ni kâfir sayıp, ona karşı ayaklanmayı da cihat saydıklarını unutuyorlar. Bu durumda asıl tekfirci, onların olduğu ortaya çıkıyor.
Usame Bin Laden’in demeçlerini ve kasetlerini dikkatle dinleyen, izleyen herkes, Muhammed Bin Abdulvehhab kelimesini neredeyse hiç zikretmediğini hemen farkeder. Bu da aralarında siyasi bir bağ olmadığına delildir.
Usame Bin Laden’in Osmanlı meselesinde, Muhammed Bin Abdulvehhab’ı direk suçlamamasının sebebi de Suudi Rejimi tarafından uzun yıllardır Muhammed Bin Abdulvehhab’a ve mezhebine dokunulmazlık hakkı verilmesi ve bunun neticesinde de Suudi halkı tarafından aşırı sevilmesidir.
Usame Bin Laden, Suudi Rejimi’ne karşı açtığı savaşta, halkın büyük sevgisini toplayan Muhammed bin Abdulvehhab’a da sataşarak, tarihte kalmış, halkın anlayamayacağı olayları gündeme getirmek, yeni yan bir cephe açmak istemiyor. Ancak bu durum bile, Usame Bin Laden’i Suudi Rejimi kurucusu Abdulaziz bin Abdurrahman El-Suud’u ‘Riyad Karzaisi’ olarak görmekten alıkoymadı. Usame’ye göre, Amerika nasıl da emperyalist projelerini uygulayabilmek için Afganistan’ın başına Hamid Karzai’yi getirmişse, İngilizler de Osmanlı İmparatorluğu ve valisi İbn Reşid’e karşı ayaklanmak üzere de Abdulaziz bin Abdurrahman’ı Yarımada’ya getirmiştir.
Üstte söylediklerimizin kanıtı da Usame Bin Laden’in 22.02.2003 tarihinde Al-Jazeera Tv Kanalı’nın yayınladığı demecidir. Demecinde Usame şöyle demiştir:
“Nasihat ve Reform Kurulu’nun 17 no’lu beyanında ilim ehlinin (Allah onlara rahmet eylesin) sözlerini hatırlayarak şunu soruyoruz: Bir Müslüman, kalkıp da Müslümanlara, İslâmiyetin kurulması ve zulmün ortadan kalkması, Amerika’nın gitmesi için ellerinizi Karzai ile yardımlaşmaya uzatın, onun eli üzerine koyun diyebilir mi? Bu mümkün müdür, bunu akıl alır mı? Çünkü Karzai Amerika’nın kuklasıdır ve kendisini Afganistan’ın başına zaten Amerika getirmiştir. Burada şunu sormamız gerekmektedir: Arap Karzai ile Acem Karzai arasındaki fark nedir? Körfez Devletleri’nin hükümetlerini başa getiren kimdir? O HIRISTIYANLAR KI, KABIL’E BIR KARZAI, PAKISTAN’A BIR KARZAI, KUVEYT’E, BAHREYN’E, KATAR’A, RIYAD’A TÜM İSLÂM DEVLETLERININ BAŞLARINA BIRER KARZAI GETIRDILER. GEÇTIĞIMIZ YÜZYILDA, OSMANLI DEVLETI’NE VE VALISI İBN REŞID’E KARŞI SAVAŞMAK ÜZERE KUVEYT’TE SÜRGÜNDE BULUNAN RIYAD KARZAISI’NI HIRISTIYANLARDAN BAŞKA KIM GETIRDI?.. ** Ve bu sırrı bugünlere kadar saklamayı başardılar. Kuveyt’teki, Riyad’daki veya Kabul’deki Karzai’ler arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.”
Aslında Rusya-Afganistan Savaşı sırasında Arap mücahitlere katılan, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü büyük bir kayıp olarak değerlendiren Müslüman Kardeşleri Üyeleri, Usame’nin bu görüşleri edinmesinde büyük katkıda bulundular. Bunların başında da Dr.Abdullah Azzam geliyor. Bu da gösteriyor ki, Usame Bin Laden, büyüdüğü sosyal ortamın etkilerinden sıyrılarak çok farklı ve bağımsız bir fikre sahip olmuştur. Usame Bin Laden, Osmanlı Devleti’ni, son zamanlarında yapılan tüm hatalara rağmen, hiçbir zaman kâfir saymadı, bilakis, Osmanlı’nın Müslüman bir devlet olduğunu vurguladı. Devlet okullarında okutulan ders kitaplarında, gazetelerde, Osmanlı Devletini kâfir sayan Suudi rejimi de şu anda, Usame’nin bu görüşünü halk arasında yayarak kendisine duyulan sempatiyi azaltmaya çalışıyor. Bunun için Usame Bin Ladeni Vehhabi saymak çok büyük bir yanılgı olur...
* Mısırlı yazar Muhammad El-Sadık’ın , Beytülmakdes sitesi’ndeki 24.04. 2003 tarihli yazısından. (Defne Bayrak, Doğu’nun Che Guevarası: Üsame bin Ladin, sh. 324 vd.’den alınmıştır.)
** Babası Abdurrahman ile birlikte Kuveyt’te mülteci durumunda bulunan, bugünkü Suudî Arabistan'ın kurucusu Abdülaziz İbn Suud, 1902 yılında arkasına İngilizler’in desteğini alarak Necd’deki Osmanlı valisi İbn Reşid’e saldırarak Riyad’ı ele geçirdi.
Furkan Dergisi, Mart 2007 (s. 12)