Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

"VEHHABİLER’IN OSMANLI İMPARATORLUĞU’NA KARŞI AYAKLANMASI

K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
MUHAMMED EL-SADIK *


Birçok insan Usame Bin Laden’i Arap Yarımadası’ndan geldiği ve akide alanında İbn Teymiye okulunu benimsediği için onu Vehhabi sanıyorlar. Oysa Usame Bin Laden, Muhammed Bin Abdulvehhab’ın Suud Ailesi ile işbirliği yaparak Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanmasını bir ihanet ve İngiliz oyunu olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle Usame Bin Laden, klasik anlamda Vehhabi değildir…

Suudi Arabistan Rejimi’nin beslediği, desteklediği Bin Baz ve İbn Useymin gibi Vehhabi din adamları Usame Bin Laden’in tekfirci (Müslüman hükümetleri kâfir sayan) olduğunu iddia ediyorlar. Oysa onlar, (Suudi Rejimi ve Vehhabiler) okul derslerinde ve tarih kitaplarında Osmanlı Devleti’ni kâfir sayıp, ona karşı ayaklanmayı da cihat saydıklarını unutuyorlar. Bu durumda asıl tekfirci, onların olduğu ortaya çıkıyor.

Usame Bin Laden’in demeçlerini ve kasetlerini dikkatle dinleyen, izleyen herkes, Muhammed Bin Abdulvehhab kelimesini neredeyse hiç zikretmediğini hemen farkeder. Bu da aralarında siyasi bir bağ olmadığına delildir.

Usame Bin Laden’in Osmanlı meselesinde, Muhammed Bin Abdulvehhab’ı direk suçlamamasının sebebi de Suudi Rejimi tarafından uzun yıllardır Muhammed Bin Abdulvehhab’a ve mezhebine dokunulmazlık hakkı verilmesi ve bunun neticesinde de Suudi halkı tarafından aşırı sevilmesidir.

Usame Bin Laden, Suudi Rejimi’ne karşı açtığı savaşta, halkın büyük sevgisini toplayan Muhammed bin Abdulvehhab’a da sataşarak, tarihte kalmış, halkın anlayamayacağı olayları gündeme getirmek, yeni yan bir cephe açmak istemiyor. Ancak bu durum bile, Usame Bin Laden’i Suudi Rejimi kurucusu Abdulaziz bin Abdurrahman El-Suud’u ‘Riyad Karzaisi’ olarak görmekten alıkoymadı. Usame’ye göre, Amerika nasıl da emperyalist projelerini uygulayabilmek için Afganistan’ın başına Hamid Karzai’yi getirmişse, İngilizler de Osmanlı İmparatorluğu ve valisi İbn Reşid’e karşı ayaklanmak üzere de Abdulaziz bin Abdurrahman’ı Yarımada’ya getirmiştir.

Üstte söylediklerimizin kanıtı da Usame Bin Laden’in 22.02.2003 tarihinde Al-Jazeera Tv Kanalı’nın yayınladığı demecidir. Demecinde Usame şöyle demiştir:

“Nasihat ve Reform Kurulu’nun 17 no’lu beyanında ilim ehlinin (Allah onlara rahmet eylesin) sözlerini hatırlayarak şunu soruyoruz: Bir Müslüman, kalkıp da Müslümanlara, İslâmiyetin kurulması ve zulmün ortadan kalkması, Amerika’nın gitmesi için ellerinizi Karzai ile yardımlaşmaya uzatın, onun eli üzerine koyun diyebilir mi? Bu mümkün müdür, bunu akıl alır mı? Çünkü Karzai Amerika’nın kuklasıdır ve kendisini Afganistan’ın başına zaten Amerika getirmiştir. Burada şunu sormamız gerekmektedir: Arap Karzai ile Acem Karzai arasındaki fark nedir? Körfez Devletleri’nin hükümetlerini başa getiren kimdir? O HIRISTIYANLAR KI, KABIL’E BIR KARZAI, PAKISTAN’A BIR KARZAI, KUVEYT’E, BAHREYN’E, KATAR’A, RIYAD’A TÜM İSLÂM DEVLETLERININ BAŞLARINA BIRER KARZAI GETIRDILER. GEÇTIĞIMIZ YÜZYILDA, OSMANLI DEVLETI’NE VE VALISI İBN REŞID’E KARŞI SAVAŞMAK ÜZERE KUVEYT’TE SÜRGÜNDE BULUNAN RIYAD KARZAISI’NI HIRISTIYANLARDAN BAŞKA KIM GETIRDI?.. ** Ve bu sırrı bugünlere kadar saklamayı başardılar. Kuveyt’teki, Riyad’daki veya Kabul’deki Karzai’ler arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.”

Aslında Rusya-Afganistan Savaşı sırasında Arap mücahitlere katılan, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü büyük bir kayıp olarak değerlendiren Müslüman Kardeşleri Üyeleri, Usame’nin bu görüşleri edinmesinde büyük katkıda bulundular. Bunların başında da Dr.Abdullah Azzam geliyor. Bu da gösteriyor ki, Usame Bin Laden, büyüdüğü sosyal ortamın etkilerinden sıyrılarak çok farklı ve bağımsız bir fikre sahip olmuştur. Usame Bin Laden, Osmanlı Devleti’ni, son zamanlarında yapılan tüm hatalara rağmen, hiçbir zaman kâfir saymadı, bilakis, Osmanlı’nın Müslüman bir devlet olduğunu vurguladı. Devlet okullarında okutulan ders kitaplarında, gazetelerde, Osmanlı Devletini kâfir sayan Suudi rejimi de şu anda, Usame’nin bu görüşünü halk arasında yayarak kendisine duyulan sempatiyi azaltmaya çalışıyor. Bunun için Usame Bin Ladeni Vehhabi saymak çok büyük bir yanılgı olur...


* Mısırlı yazar Muhammad El-Sadık’ın , Beytülmakdes sitesi’ndeki 24.04. 2003 tarihli yazısından. (Defne Bayrak, Doğu’nun Che Guevarası: Üsame bin Ladin, sh. 324 vd.’den alınmıştır.)

** Babası Abdurrahman ile birlikte Kuveyt’te mülteci durumunda bulunan, bugünkü Suudî Arabistan'ın kurucusu Abdülaziz İbn Suud, 1902 yılında arkasına İngilizler’in desteğini alarak Necd’deki Osmanlı valisi İbn Reşid’e saldırarak Riyad’ı ele geçirdi.

Furkan Dergisi, Mart 2007 (s. 12)
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Akhiler bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz tekfirciler bu yazı yüzünden Şeyhi tekfir etmekteler gerçekten Şeyhin düşüncesi bumudur
 
ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
kardeş düşüncesi bu ise onu tekfir ettiler diye hemen kafir mi oldu (Allah muhafaza)tekfir zaten hastalıktır.tekfir eden doğru isabet edememişse otamatikmen(bu işin şakası öylesi böylesi yoktur) kendi imanını tehlikeye sokar......tekfir edilmek sizi korkutmasın eğer kolayca önüne geleni tekfir ediyorsan o zaman korkmak lazım....hüküm koyan Allah derken idare ve yönetim geliyor aklımıza oysa insanlar hakkında hüküm koyanın o olduğunu birden unutuyoruz ve hükmü biz veriyoruz.....
 
I Çevrimdışı

itaatkar

Üye
İslam-TR Üyesi
ya ne kadar fasit olmuş beyinler harici tekfiri, falan filan.....ya bırakın tekfir etse yaptığı kötülükten dolayıdır........... tekfirci olma hatta açırı tekfirci olsa bile künahtan dolayı tekfir etmiyor ki......küfür olan şeylere..... a siz yani tekfirci falan filan diyenler yani murcielerin ağizyla konuşyorsunuz tipki vakıfçılar ocu bucu gibi efendi kefendiler gibi ................. kardeş edinmek için size iki kişinin birirsini şeç derse birisi HARİCİ (ama n harici kalmamiş ki) birisi küfür işleyen yumşak her kezi mumin olarak gören MURCİYE olursa ......acaba hangisini seçerdiniz. ben harici seçerdim. tefir falan filan her peygamber insanlari tekfir etmiş... deki ey kafirler...... tekfir etmeyen tekfiri dinden saymayan zaten dinden olmuşur..
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
EL-KÂİDE’NİN OSMANLI’YA BAKIŞI

Abdulkadir COŞKUN


Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra başsız kalan ümmet işgalcilere karşı tarihi mücadeleler vermiş, fakat hemen hemen hepsi maddede kurtulurken, başlarına yerli işbirlikçiler geçtiği için mânâda kurtulamamışlardır. Ne var ki geçen süreçte uyanış örnekleri kendini göstermiş, Allah-u Teâlâ Celle Celâluhu bu ümmete basiret sahibi, olayları önceden görebilen, başlarına gelecek felaketi beklemeden hazırlık yapan ve düşman kendisine saldırmadan düşmana taarruzda bulunan liderler nasip etmiştir. “Hilafet bayrağı Anadolu’da indi, yine Anadolu’da dikilecek” anlayışıyla alternatifsiz, dünya çapında bir fikriyat ortaya koyan ve bu fikriyat çerçevesinde “yerli emperyalistler”le kıyasıya bir kavgaya tutuşan İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu, cihadın sembol şahsiyeti, dünya üzerindeki pek çok cihâdî hareket üzerinde gerek malî, gerek lojistik, gerekse teşvik anlamında payı olan Şeyh Üsame bin Laden ve yardımcısı Dr. Eymen el-Zevahiri, şanlı Çeçen komutanı Şamil Basayev (Allah rahmet eylesin) ve bayrağı taşıyan Komutan Dokko Ömerov, Cezayir’de demokrasi oyununa gelmeyerek silahı bırakmayan ve Fransız yanlısı Cezayir devletinin canını okuyanEbu Mus’ab Abdulvedud ve isimleri şu aklımıza gelmeyen nice şahsiyetli önderler bu cümleden olarak Mevla Teâlâ’nın bu ümmete göndermiş olduğu birer “nimet”tir.
ABD’nin, 11 Eylül uçaklama eyleminden sonra iyice azgınlaşarak İslam dünyasına saldırması ve fakat gelinen süreçte iyice batağa saplanması dünya Müslümanlarını cesaretlendirmiş, ifadesini “kendinden zuhur” düşüncesinde bulan bir anlayışla cephe cephe, grup grup oluşumlar meydana gelmiş, her düşünce ve akımdan Müslümanlar kendi zaviyelerince cihâdî hareketler tesis etmişlerdir.
Bilindiği gibi savaş konusunda çok ciddi tecrübeye sahip olan ve ABD’nin baş belası konumunda olan el-Kaide içersinde her anlayıştan Müslüman bulunmaktadır. Çünkü gelinen süreçte el-Kaide’nin elinde olmaksızın emperyalizme başkaldıran her türlü fraksiyondan Müslüman hatta kimi gayr-i Müslim unsurlar el-Kaide’nin çekiciliğinden dolayı kendilerini el-Kaide’ye nisbet etmektedirler. Ancak mühim olan anlayış noktasında el-Kaide’nin kurucularının durduğu nokta neresi olduğudur.
Biz bu yazıda son zamanlarda Türkiye’de çoğalmaya başlayan, sadece cihada ve mücahidlere sevgi duyan, fakat bu konularda herhangi bir altyapısı olmayan, sırf Anadolu’da hâkim olan Hanefi-Maturidi-Tasavvufi çizgiye karşı oldukları için Suud parasıyla büyümüş cihad ve mücahid düşmanı hocaların kitaplarını Türkiye’de okuyan ve okutan kimi samimi fakat bilgisiz kardeşlerimize o çok övdükleri İbn Useymin,İbn Baz gibi kimselerin Üsame bin Laden’e ve diğer mücahidlere ne denli düşman olduklarını delilleriyle göstereceğiz. İkinci olarak Türkiye’deki Osmanlı aleyhtarlığı yapan bu bilgisiz kardeşlerimize Şeyh Üsame şahsında el-Kaide’nin Osmanlı Devleti’ne bakışını kendi sözlerinden yorumsuz olarak aktaracağız.

“OSMANLI HİLAFET DEVLETİ”
Üsame bin Laden ve Eymen el-Zevahiri hemen her konuşmasında “ba’de sukuti devleti’l-hilafeti’l-Usmaniyye” demektedirler ki “Osmanlı Hilafet Devleti’nin yıkılmasından sonra” anlamına gelmektedir. Her şeyden önce bu ifadeden onların Osmanlı Devleti’ni şer’î bir hilafet devleti olarak kabul ettiklerini anlıyoruz. Nitekim el-Kaide’nin Irak emiri şehid Ebu Mus’ab ez-Zerkavi’nin şehadetinden kısa bir süre önce seri halinde yayınlanan konuşmalarında bu durum gayet açık bir şekilde görülüyor.
Şöyle diyor şehid Zerkavi: “Ve o Rafiziler (Şiiler) Osmanlılar zamanında, Osmanlılar İslam’ın cihad hareketini canlandırdığında, hatta Avrupa’ya kadar ulaştıklarında Osmanlılar haçlılarla savaştığı sırada Rafıziler İslâm beldelerini elde etmek için Müslümanlara zarar verdiler.”
Zerkavi “Osmanlı Hilafet Devleti” olarak bahsettiği Osmanlılar’a Şiiler’in ihanetlerini sayarken siyasi açıdan müstakil bir devlet kurmak istemeleri ve “Osmanlı’nın mücahidleri” Avrupa’nın kalbindeyken fetihlerin durmasına sebep olduklarını vurguluyor.(1)
Üsame bin Laden Suudi Arabistan’ı her eleştirdiğinde Suudiliği ilk kuranın Osmanlı’yı arkadan vurmasına vurgu yapar sık sık:
“Riyad’ın Karzai’si yakın zaman önce Amerika’ya sığınarak Kuveyt’e saldırmasında yardım eden değil mi? Tıpkı dedesi ibnü’r-Reşid’in Osmanlı devletine saldırarak onları öldürmek istemesi gibi. İşte onlar Haçlılar’dır. Riyad’ın Karzai’siyle Kabil’in Karzaisi arasında hiçbir fark yoktur.”(2)
Nitekim el-Kaide’nin resmi yayın organı es-Sahab Media’nın ilk yayınladığı videolardan olan Hâlu’l-Ümmeh (Ümmetin Durumu) isimli VCD’nin birinci bölümünde el-Cezire TV’de yayınlanmış olan Emir Tallal bin Abdulaziz’in röportajından Suudi Devleti’nin kurucusuyla alakalı aşağıdaki diyalog görüntülü olarak nakledilmektedir:
Tallal: Kral Abdulaziz şöyle söylüyor: İhsa’ya gittik. Ve oranın zayıflığını gördüğümüzde orayı Türklerden aldık. Bu şu anlama geliyor ki: Eğer onlar güçlü olsaydı biz İhsa kentini almakta tereddüt edecektik. Bu yüzden ülkelerindeki süper güç ile yani İngilizlerle barış anlaşması yaptı.
Sunucu: Onun İngiltere’den maaş aldığı doğru mu?
Tallal: Evet, o maaş alıyordu. Ve benim düşünceme göre bu maaş zengin ülkelerin fakir ülkelere verdiği bir borç gibiydi.
Sunucu: Yani demek istiyorsunuz ki bu maaş İngilizlerle olan ittifakının bir ödülü veya susmasının karşılığı değildi öyle mi?
Tallal: Muhtemelen! Bu İngilizlerin bir oyunudur. Çölde yaşayan bir insana o zamanda 5.000 paund vermelerinin ne anlamı olabilir? Ona bunu yalnız Allah rızası için vermeleri mümkün mü? Ona kendi menfaatlerini yapması için verdiler.
Üsame bin Laden şehid Zerkavi’nin ilk ve son görüntülü konuşmasının yer aldığı videoda Irak’a yakın ülkelerde yaşayan Müslümanların Irak direnişine destek olmaları gerektiğini belirtirken Türkiye üzerinde özellikle duruyor ve Anadolu halkına şöyle sesleniyor:
“Ey Sultan Muhammed Fatih’in torunları! Irak’taki cihadın yardımına koşun.”
Şimdi Üsame bin Laden’i sevdiğini söyleyen arkadaşlar Osmanlı aleyhinde sarfettikleri sözleri kime nisbetle söylüyorlar anlamak mümkün değil! Olsa olsa bilgisizlikten söylüyorlar.
Şimdi bir de klasik Suudi hocalarından bir tanesinin kitabından Osmanlı Devleti ile ilgili pasajları yorumsuz olarak aktaralım ki sözkonusu arkadaşlar kendi zihinlerinde bir kıyas yapsınlar:
“Buna karşılık Osmanlı devleti yönetimindeki güçler, bid’at ehline, tasavvufçulara ve akılsız kimselere her türlü fikir hürriyeti tanımıştı. Bu kimselerinhalk nezdinde değerini yücelterek halkın onların evliyâ olduklarına inanmalarınısağlamıştır.”
“Merkezî yönetim tarafından tasavvuf tarikatlarının nüfûzunun yayılması, bizzat müslüman âlimler tarafından desteklenmekteydi. Tasavvuf tarikat şeylerinin nufûzu öyle bir noktaya ulaştı ki onlardan birkaçı belirli bir dönem Ezher şeyhliğine bilegetirildiler.
Bunun yanında Osmanlı devletinin hâkim olduğu bölgelerin tamamı ile diğermüslüman ülkelerde insanlar arasında yaygınlaşan bid’atlar tevhîdin özüne işlemişti. Bu sebeple çeşitli ülkelerde, evliyâ ve sâlih kimselerin türbelerinin üzerine kubbelerin yapılması yaygınlaşmış, yalvarmak, yardım dilemek, kurban kesmek,adak adamak ve şefaat istemek gibi, Allah’tan başkasına yapılması câiz olmayan şeyleri, insanlar türbelerde yatanlara yapmaya başlamıştı.”
“Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in doğum gününü kutlamak ve bu merasimlerde gerçek İslâm’ın özünden tamamen uzak olan işlenen bid’atlar, bubid’atlardandır. Osmanlıların bu ve buna benzer bütün bid’atlerle İslâm dînineverdikleri önemi kaybettiklerini ve tabiyetinde yaşayanların gönüllerine yerleştirmesigereken gerçek İslâm dînine gereken önemi vermediklerini görmekteyiz.
Muhammed Hâmid Fakkî bu konuda şöyle der:
“Osmanlıların İslâm dînine verdiği önem, câmileri süslemek, Kur’ânlarıyaldızlarla süslemek, Delâilul-Hayrât kitabı ile (Bûsîrî’nin) Kaside-i Bürde’sinin basımını yenilemek ve buna benzer şeyler yapmaktanibâretti.”(3)

Meşhur SELEFİ HOCALARININ ÜSAME BİN LADEN’E BAKIŞI
Üsame bin Laden Suudi yönetimini gayr-ı meşru kabul ettiği için oradaki meşhur selefi hocaları kendisine çok sert bir cephe almışlardır. Bin Laden bir röportajında şöyle demektedir: “Afganistan tek İslam devletidir, Pakistan İngiliz kanunlarına tabi olmuştur. Ben Suudi Arabistan’ın İslam devleti olduğuna itibar etmiyorum.”(4) Buna rağmen Üsame bin Laden sürekli olarak Hicaz’daki Amerikan askerlerinin varlığına vurgu yapmış, savaş kızışana ve Suud yönetimi ihanette son raddeye varıncaya kadar Suudilere karşı saldırma emri vermemiştir.
Nitekim Üsame bin Laden bu sözüyle kalmamış, teorik düşüncesini pratiğe geçirerek önce sözlü uyarılar yapmış, ancak ne Suud kralı ne de kuyrukçuları uyarılardan nasibini almayınca Üsame’nin adamları Hobar’daki ABD üssünü basmışlar ve 19 tane Amerikan askerinin ölümüne sebep olmuşlardır. Ardından körfezdeki ABD savaş gemisine patlayıcı yüklü kayıklarla saldırmışlar ve 25 tane Amerikan askerini cehenneme postalamışlardır. Daha bunun dışında Arap Yarımadası’nda mevcut olan pek çok Amerikan hedeflerini vurmuşlardır. Bütün bu olanlara Amerikalılardan fazla Suudi yöneticileri ve kuyrukçuları, alim geçinen cühela takımı üzülmüş ve mücahidler karşısında iğrenç yüzlerini göstermişlerdir. Patlamalarla ilgili Üsame bin Laden şöyle demektedir:
“Ümmeti, Harem-i Şerif’i işgal ve gasp eden bu düşmanı çıkarmaya teşvik ettik. Bunun sonucunda bu teşviğimize gençlerden icabet eden etti. Bunlardan bir kısmı şu gençlerdi: Fahd bin Said, Abdulaziz el-Ma’sem, el-Haciri, Muslihu’ş-Şemrani. Allah şehadetlerini kabul eylesin. Onlar ümmetin şerefini korudular ve Suudi Arabistan hükümetinin küfre karşı göstermiş olduğu yaltaklanmadan dolayı bize bulaşmış utançtan bir kısmını yok ettiler. İşte biz kahraman, mücahid gençlere baktığımızda onların Allah Resulü (SAV)’nün cihad anlayışına uyduğunu görüyoruz. Biz teşvik ettik, onlar da icabet ettiler. Allah-u Teala’dan onların şehadetini kabul etmesini, ailelerine sabır vermesini, ailelerine ve bizeşefaat edecek şehidler kılmasını dilerim.”

“Ben bu büyük insanlara büyük bir saygı ve hürmetle bakıyorum. Çünkü onlar Riyad’daki, Hobar’daki, Doğu Afrika’daki ve diğer yerlerdeki patlamalarla ümmete bulaşmış zilleti bir nebze de olsa kaldırdılar.”(5)
Buna karşılık meşhur Suudi müftüsü Abdulaziz bin Baz bu saldırıları yapanlara karşı bakın neler diyor: “Bu suçu işleyenlerin şüphesiz Allah’a ve ahiret gününe imanı yoktur.”(6)

Yine Afgan cihadında Üsame bin Laden hakkında övücü sözler söylerken namlunun Suud’a döndüğünü görünce çark eden meşhur İbn Useymin ise bunu yapanların çok çirkin bir yolda olduklarını ve Hariciler’den olduklarını iddia ediyor.(7)

Salih e-Fevzan: “Şüphesiz onlar Hariciler’dir. Onların fiili Haricilerin fiilidir. Bilakis onların fiili Hariciler’in fiilinden daha şiddetlidir.”(8)
Bin Baz: “Üsame bin Ladin veliyyü’l emr’e itaatten çıkan, şerli ifsad yolunu ortaya çıkaran yeryüzünde fesad çıkaran bir kişidir.”(9)
İşte bu şerli alim geçinen işbirlikçi hainler ilmini dünyalık karşılığında satan, ilim ve fikir namusundan uzak kimselerdir. Bunlar bir yandan bizde de birilerinin yaptığı gibi kitaplarında “Suud Devletinin Faziletleri”(10) diye bölümler yazarlarken, bir yandan da Üsame bin Laden’i ABD’ye teslim etmeyen Hanefi-Maturidi çizgisinde olan Molla Muhammed Ömer’e savaş esnasında “Sufi, Hurafeci ve Diyobendi” diyerek iğrenççe saldırmışlar ve ciğerlerindeki lekeyi olduğu gibi göstermişlerdir.

NETİCE
Bu yazımız bu konuda bir giriş denemesi oldu. Türkiye’de Bin Baz ve İbn Useymin gibi cihad ve mücahid düşmanlarının bilgisiz arkadaşlarca örnek alim gibi gösterilmesi çok yanlış. Öte yandan Osmanlı aleyhine ikide bir konuştuklarını görmemiz de bizi üzüyor. Üstelik bu kardeşlerimiz şunun farkında olsunlar:
Eymen el-Zevahiri’nin şer’i lider ve Mü’minlerin Emiri dediği ve Üsame bin Laden’in de kendisine biat ettiği Taliban lideri Molla Muhammed Ömer amelde Hanefi, itikadda Maturidi ve aynı zamanda Tasavvufu ve ehlini önceleyen bir Ehl-i Sünnet savaşçısıdır. O ki sırf “misafirimdir” dedi Şeyh Üsame için ve “bir Müslüman asla bir müslümanı kafirlerin eline teslim etmez” düsturunu haykırarak ülkesinin işgali pahasına “misafir”ini vermedi. Ve de halen her ikisi de aslanlar gibi savaşıyorlar.
Ümmetin zor zamanlar geçirdiği şu günümüzde böyle ayrılık konularına vurgu yaparak insanların dikkatlerini başka tarafa çekmeyin.

- - - Updated - - -

Akhiler yukardaki yazıyada bakarmısınız ne düşünüyorsunuz ben araştırıyorum sadece
 
E Çevrimdışı

Et Tevhid vel Cihad

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu makalede Usame bin ladenin (Allah şehadetini kabul etsin) bahsi gecen konu hakkındaki sözleri neden yok? ben o konuşmayı hatırlıyorum sanki şeyh sadece osmanlıya karşı savaşılmayı hata oldugunu söylemişti yukardaki yazı bence biraz maksadını aşmış! sanki Şeyh Muhammed bin abdulvahab hain gibi lanse ediliyor yada ben öle anlıyorum!!!!
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
...
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu makalede Usame bin ladenin (Allah şehadetini kabul etsin) bahsi gecen konu hakkındaki sözleri neden yok? ben o konuşmayı hatırlıyorum sanki şeyh sadece osmanlıya karşı savaşılmayı hata oldugunu söylemişti yukardaki yazı bence biraz maksadını aşmış! sanki Şeyh Muhammed bin abdulvahab hain gibi lanse ediliyor yada ben öle anlıyorum!!!!
İbda dergilerinde yayınlanmış onlarda selefilere düşmandır ama el kaide ve talibanı destekler gerçi onlar kim amerikaya karşıysa onları destekleme eğilimindeler ama eğer senin dediğin gibi Osmanlıya karşı savaşmayı neden yanlış görmüş Muhammed Et Temimi kardeşin dediği gibi Osmanlı düzgün bir devlet sayılmaz peki Şeyh Usame neden böyle bir görüş belirtmiş birde neden Muhammed bin Abdülvehhabı davasında haklı çıkarmamış bunlar benim kafamı karıştırıyor acaba bunda Abdullah Azzamın etkisi olabilirmi çünkü Kayıp Minare kitabında Erbakan dahil Osmanlıyla ilgili epey olumlu görüşü var: Abdullah Azzam: Erbakan, İslami uyanışı sağladı / İlkeli Tarafsız Gerçek Haberin Doğru Yönü Hicrethaber
 
E Çevrimdışı

Et Tevhid vel Cihad

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbda dergilerinde yayınlanmış onlarda selefilere düşmandır ama el kaide ve talibanı destekler gerçi onlar kim amerikaya karşıysa onları destekleme eğilimindeler ama eğer senin dediğin gibi Osmanlıya karşı savaşmayı neden yanlış görmüş Muhammed Et Temimi kardeşin dediği gibi Osmanlı düzgün bir devlet sayılmaz peki Şeyh Usame neden böyle bir görüş belirtmiş birde neden Muhammed bin Abdülvehhabı davasında haklı çıkarmamış bunlar benim kafamı karıştırıyor acaba bunda Abdullah Azzamın etkisi olabilirmi çünkü Kayıp Minare kitabında Erbakan dahil Osmanlıyla ilgili epey olumlu görüşü var: Abdullah Azzam: Erbakan, İslami uyanışı sağladı / İlkeli Tarafsız Gerçek Haberin Doğru Yönü Hicrethaber

Kardeş Osmanlının çok düzgün oldugunu kimse idda edemez ben şeyh usamenin bu konu hakkındaki konusmasını 5 yada 6 yıl önce dinlemiştim aklımda kalan maslahaten hata oldugunu söyledigini sanıyorum ben şlimdi o konuşmayı arıyorum ama bulmadım
 
G Çevrimdışı

gulyabanii

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbda dergilerinde yayınlanmış onlarda selefilere düşmandır ama el kaide ve talibanı destekler gerçi onlar kim amerikaya karşıysa onları destekleme eğilimindeler ama eğer senin dediğin gibi Osmanlıya karşı savaşmayı neden yanlış görmüş Muhammed Et Temimi kardeşin dediği gibi Osmanlı düzgün bir devlet sayılmaz peki Şeyh Usame neden böyle bir görüş belirtmiş birde neden Muhammed bin Abdülvehhabı davasında haklı çıkarmamış bunlar benim kafamı karıştırıyor acaba bunda Abdullah Azzamın etkisi olabilirmi çünkü Kayıp Minare kitabında Erbakan dahil Osmanlıyla ilgili epey olumlu görüşü var: Abdullah Azzam: Erbakan, İslami uyanışı sağladı / İlkeli Tarafsız Gerçek Haberin Doğru Yönü Hicrethaber

ben o kitabı Abdullah Azzam'ın yazdığına inanmıyorum. Ayrıca Usame çocuk değil ki idrak edebilme kudretini kaybetsin.

ayrıca Seyyid Kutub'ta osmanlıdan bahsederken islam hilafeti diye bahsediyor, ecdat tekfir edilmeden de muvahhid bir şahsiyet olabilirsin.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
EL-KÂİDE’NİN OSMANLI’YA BAKIŞI



Abdulkadir COŞKUN


Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra başsız kalan ümmet işgalcilere karşı tarihi mücadeleler vermiş, fakat hemen hemen hepsi maddede kurtulurken, başlarına yerli işbirlikçiler geçtiği için mânâda kurtulamamışlardır......


Akhiler yukardaki yazıyada bakarmısınız ne düşünüyorsunuz ben araştırıyorum sadece

Araştırdığın şey ve burda bu konuyu açmaktaki amacın nedir.
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Seyyid Kutup sadece Yahudiyle Savaşımız kitabında hilafet olarak bahsetmiş diye biliyorum oda biraz siyasi yani Yahudilerin Osmanlıyı yıkmadığını kim iddia edebilir kemalizm ittihat ve terakki yahudi kadroları olduğundan hiç şüphe yok birde Seyyid Kutupun kardeşi Muhammet Kutupun Osmanlıyla ilgili bu görüşüne bakın ki Muhammed Kutup tekfirci biri değildir kardeşinin tekfirci olmadığı söylemiştir:

https://www.islam-tr.org/serbest-kursu/44729-muhammed-kutup-ve-osmanli.html
 
G Çevrimdışı

gulyabanii

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Seyyid Kutup sadece Yahudiyle Savaşımız kitabında hilafet olarak bahsetmiş diye biliyorum oda biraz siyasi yani Yahudilerin Osmanlıyı yıkmadığını kim iddia edebilir kemalizm ittihat ve terakki yahudi kadroları olduğundan hiç şüphe yok birde Seyyid Kutupun kardeşi Muhammet Kutupun Osmanlıyla ilgili bu görüşüne bakın ki Muhammed Kutup tekfirci biri değildir kardeşinin tekfirci olmadığı söylemiştir:

https://www.islam-tr.org/serbest-kursu/44729-muhammed-kutup-ve-osmanli.html

Osmanlıyı tekfir edenler de 1 kitapta tekfir ediyorlar zaten.
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İnhiraf çizgisi adlı makalesi onun tam metnini bulamazmıyız bu arada Mustafa İslamoğluyla görüşmüşler sanırım onun metni varmı
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Seyh Nasır el-Fahdın bu konu hakkında kitabı var. Kitabın ismi ise: Osmanlı İmparatorluğu ve Seyh Muhammed bin Abdulvahhabın davetinin ona karsı durusu.

Seyh Nasır el-Fahd diyorki: Her kim Osmanlı hakkında arastırırsa, iki sey gözüne çarpacaktır: 1. Sirki yayması ve 2. Tevhide karsı savası.

Şeyh Nasır el Fahd kim peki Küresel Cihad haraketine verdiği destek sebebiyle Suud zindanlarında şuan

"Şeyhimiz Nasır el-Fahd'ı serbest bırakın!" | Orta Doğu | Press Medya
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ecdadcılık gütmek ne ibn abdulvahhab ın tarafını tutma mazereti ile, ne de osmanlıcılık mazereti ile doğru değil. muasır alim, mütefekkir, mücahidlerinden toplanacak sözler de osmanlı için delil olmayacaktır. tarih hakkında bilgisi olan insanların makalelerine bakalım velev ki osmanlı kafir olup da şeyh usame, seyyid kutub tekfir etmese de tekfir etmemekten ötürü onlar küfre girecek değillerdir. aynı şekilde tekfir eden kimseler de belli delilleri görüp onun ışığında tekfir ediyorsa direk "harici" yaftası yapıştırmamak lazım.
 
K Çevrimdışı

Khaled21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Evet akhi Osmanlıyı tekfir etmediler diye kimse tekfir edilmez ama Osmanlıyla ilgili neden çok farklı görüş var Makdisinin bir görüşü varmı Osmanlıyla?
 
Üst Ana Sayfa Alt