Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Vitir Namazında Kunut

S Çevrimdışı

selefi bin mesut

Üye
İslam-TR Üyesi
bismillahirrahmanirrahim

hamd alemlerin rabbi olan ALLAH (c.c.)'adir

O’ndan yardım diler ve O’na istiğfar ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allahu Teala kime hidayet ederse onu saptıracak ve kimi de saptırırsa ona hidayet edecek yoktur. Allah’tan başka ilah olmadığına, tek olup ortağının bulunmadığına, Muhammed’in Sallallahu Aleyhi ve Sellem O’nun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederiz.


vitir namazin'da kunut


"Hz. Peygamber (s.a.v.) bazen vitir namazının son rekâtında kunut yapardı."1

"Bunu da rükûdan önce yapardı."2

Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Ali'nin oğlu Hasan'a şu duayı öğretmiş ve [Vitir namazının son rekâtında kıraatı bitirdiği zaman] okumasını söylemiştir :

اللَّهُمَّ اهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنِي فِيمَنْ عَافيْتَ، وَتَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ، وَبَارِكْ لِي فِيمَا أعْطَيْتَ، وَقِنِي شَرَّ مَا قَضَيْت، [فـ]إنَّكَ تَقْضِي ولاََ يُقْضَى عَلَيْكَ، [وَ] إنَّهُ َ يَذِلُّ مَنْ وَالَيْتَ، [و لاَ يَعِزُّ مَنْ عَادَيْتَ]، تَبَارَكْتَ رَبَّنَا وَتَعَالَيْتَ، [لاَ مَنْجَا مِنْكَ إِلاَّ إِلَيْكَ]
"Allahümme'hdinî fî men hedeyte, ve âfinî fî men âfeyte, ve tevellenî fî men tevelleyte, ve bârik lî fî mâ a'tayte, ve kınî şerre mâ kadayte, [fe] inneke takdî ve lâ yukdâ aleyke, [ve] innehu lâ yezillu men vâleyte, [ve lâ yaizzü men âdeyte], tebârekte rabbenâ ve teâleyte, [lâ mencâ minke illâ ileyke]"
"Allah'ım ! Beni hidayet verdiklerinden kıl, afiyet verdiklerinden eyle, Beni, işlerini üzerine aldıkların arasına koy. Verdiklerini hakkımda mübarek kıl. Vukuuna hükmettiğin şerlerden beni koru. Sen dilediğin hükmü verirsin, kimse seni mahkûm edemez. Sen kimin işini üzerine aldıysan o zelil olmaz. [düşman edindiğin de asla aziz olmaz.]3 "Ey Rabbimiz ! Sen yücesin, âlisin. [Senden kurtuluş yine ancak sanadır.]"4






1 İbn Nasr ve Dârekutnî sahih senedle rivâyet etmiştir. Burada “bazen” ifadesi şunun için gelmiştir: Vitr’i rivâyet eden sahâbîler kunuttan söz etmemişlerdir. Şayet Hz. Peygamber (s.a.v.) bunu her zaman yapsaydı, bütün sahâbîler bunu bize mutlaka naklederlerdi. Übey b. Ka’b bunu Hz. Peygamber’den (s.a.v.) tek başına rivâyet etmiştir. Bu da Hz. Peygamber’in vitir namazında kunutu arasıra yaptığını gösterir. Bu hadis, vitirde kunut yapmanın vacip olmadığına da delildir. Nitekim âlimlerin çoğunluğunun görüşü de budur. Bundan dolayı büyük âlim İbnü’l-Humâm, “Fethü’l-kadîr” adlı kitabında (1/306, 359, 360) vitirde kunut yapmanın vacip olduğunu söylemenin zayıf bir görüş olduğunu söylemiştir ki, bu itiraf, onun hakkı teslim etme arzusundan ve taassuptan uzak durmasından ileri gelmektedir. Çünkü onun tercih ettiği bu görüş, bağlı olduğu mezhebin görüşüne ters düşmektedir.
2 İbn Ebû Şeybe (12/41/1), Ebû Davud, “es-Sünen-el-kübrâ” adlı kitabında (varak, 218/1-2) Nesâî, Ahmed, Taberânî, Beyhakî ve İbn Asâkir (4/244/2) sahih senedle rivâyet etmiştir. Hadisin sadece dua kısmını İbn Mendeh “et-Tevhîd” kitabında (70/2) başka bir hasen senedle rivâyet etmiştir. Hadis, “el-İrvâ”da (426) tahriç edilmiştir.
UYARI: Nesâî, kunutun sonuna fazladan “ve sallallahu ale’n-nebiyyi’l-ümmî” getirmiştir ki, bu fazlalığın senedi zayıftır. İbn Hacer, Kastallânî, Zürkânî ve başkaları bu fazlalığın zayıf olduğunu söylemişlerdir. Bu sebeple biz ilaveleri birleştirme metodumuza rağmen, kitabın önsözünde belirttiğimiz şarta bağlı kalarak bunu kitaba almadık. İz b. Abdüsselâm “el-Fetâvâ” adlı kitabında (66/1, baskı yılı: 1962) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber’e kunutta salâvat getirme konusunda sahih hiçbir rivâyet yoktur. Bu nedenle Hz. Peygamber’in (s.a.v.) salâtına herhangi bir ilavede bulunulamaz.”
Onun bu açıklamasında, sonraki dönem âlimlerinden bazılarının kabul ettiği gibi bid’at-ı hasene ile hüküm verilemeyeceğine işaret de vardır.
Sonra bir düzeltme yaptım ve şöyle dedim: Übey b. Ka’b’ın ramazanda namaz (teravih) kıldırırken kunutun sonunda Hz. Peygamber’e salâvat okuduğu sabit olmuştur. Bu, Hz. Ömer’in hilafeti döneminde olmuştu. İbn Huzeyme “es-Sahih” adlı kitabında (1097) bunu nakletmiştir. İsmail el-Kâdî (no: 107) ve başkalarının naklettiğine göre, yine Hz. Ömer döneminde insanlara imamlık yapan Ebû Hâlime Muaz el-Ensârî’nin de benzer şekilde yaptığı sabittir. Selef âlimleri kendisiyle amel ettiği için bu ilaveyle amel edilmesi meşrudur. Bu sebeple, hiçbir kayıtla sınırlandırmaksızın doğrudan bu ilavenin bid’at olduğunu söylemek uygun olmaz.
[Yukarıda yer alan UYARI notunda “Nesâî, kunutun sonuna fazladan “ve sallallahu ale’n-nebiyyi’l-ümmî” getirmiştir” açıklaması bulunmaktadır. Biz bunu Nesâî’de “ve sallallahu ale’n-nebiyyi Muhammed” olarak tesbit ettik.
Nesaî, Kıyamü'l-leyl 51 (1746), c. 3-4, s. 359; İbn Mâce, İkametü's-salât 120 (1182), c.3, s.544; Ebû Dâvud, Vitr 5 (1427), c.5, s.355-356. Mütercim]
3 Bu ilave, Hafız’ın “et-Telhis”de de bildirdiği üzere hadis olarak sabittir. Ben de bunu “el-Asl”da tahkik ettim. Nevevî ise, “Ravzatü’t-talibîn” adlı kitabında (1/253, el-Mektebü’l-islâmî yayınevi baskısı) bunu fark edememiş ve “fe leke’l-hamdü alâ mâ kadayte, estağfiruke ve etûbu ileyke” (Her türlü hükmüne karşılık sana hamd olsun! Senden beni bağışlamanı ister ve sana tevbe ederim.) duasında olduğu gibi bunun da âlimler tarafından yapılan bir ilave olduğunu söylemiştir. Tuhaf olan ise şu: İmam Nevevî, bu açıklamasının birkaç satır sonrasında ise şöyle der: “Lâ yaizzu men âdeyte” ilavesini kabul etmeyen Ebü’t-Tayyib’in bu sözünde yanıldığında âlimler ittifak etmişlerdir. Bu ilave, Beyhakî’nin rivâyetinde geçmektedir. Allah en iyisini bilir.”
[Tirmizî, Vitr 338 (462), c.1, s.318; Nesaî, Kıyamü'l-leyl 51 (1745-1746), c. 3-4, s. 359; Ebû Dâvud, Vitr 5 (1425), c.5, s.349. Mütercim]
4 İbn Huzeyme (1/119/2), İbn Ebû Şeybe ve önceki tahriçte zikredilenler rivâyet etmiştir.


Namazda اللَّهُمَّ رَبّنَا وَلَكَ الحَمْد سَمِعَ اللّهُ لِمَنْ حَمِدَه "Semiallahu limen hamideh. Allahümme rabbenâ ve leke'l-hamd" deyince"2, "açıktan"3 ve "ellerini de kaldırarak"4 dua eder, "arkasındaki cemaat de âmin derdi."5


 
Üst Ana Sayfa Alt