Kırgınlıklarla acı duyduğumuz anlarda,bizi acıtanlara bakıp, onları başka dünyalardan gelen Anne Babalar mı büyüttü diye sorarız kendi kendimize... Elbirliği ile götürürler yalnızlığa, bu yüzden herkes biraz suçludur büyüdükçe yalnızlığa kapılıyorsak...
Eğer hala son insanlık dersini alan insanlar azınlıkta ise; varlığını hiçbir savaşın, kavganın bozamadığı tabiattan almamız gereken bu son ders olan 'huzur ve sükunet' bozulmaya mahkudur...
Doğumgünü kartlarına yazarım, herkesin bildiği sıradan dedikleri bu cümleyi; bir de ısrarımı yükleyip.
'Herşey ama herşey gönlünce olsun.'
Neler ister gönüllerimiz?..
Ürettiğimiz sevginin, bir gün gelip kapımızı çalmasını mı?... O en yalnız kaldığımız zamanlarda kucaklamak, çocuk yüreğimizden uzaklaştıkça,göğsümüze bu sevgilerimizi yeniden basmak için mi?..
Gönüle ne basılır?..
Neler basılmaz ki gönüllere... Herbirimiz hep bu soru(nun) peşinden koşmadık mı bir ömür boyu... Bizi mutlu eden bir tek şey için yorulmadık mı?.. Ne iyi olurdu değil mi,her şey gönlümüzce olsa... Yaşamak için sadece kendi kalbimiz yetseydi...
Bir gün ağlıyordum, elime aldığım kitabımda kendimi, derdimi unutmaya çalışırken şu cümle ile yine geliyordum kendime.
'Ağlamasak gökkuşağı olmaz ki yüreğimizde...'
Ağlayan açılır...
Her şey ama her şey gönlümüzde olur...
"sen varsan mutluyum, sen yoksan mutsuz
kim ne derse desin inanmam
aşk varsa mutluyuz, aşk yoksa mutsuz
kocaman adamlar,kocaman kadınlar gördüm
aşk için çocuklar gibi ağladılar..."
alıntı
Eğer hala son insanlık dersini alan insanlar azınlıkta ise; varlığını hiçbir savaşın, kavganın bozamadığı tabiattan almamız gereken bu son ders olan 'huzur ve sükunet' bozulmaya mahkudur...
Doğumgünü kartlarına yazarım, herkesin bildiği sıradan dedikleri bu cümleyi; bir de ısrarımı yükleyip.
'Herşey ama herşey gönlünce olsun.'
Neler ister gönüllerimiz?..
Ürettiğimiz sevginin, bir gün gelip kapımızı çalmasını mı?... O en yalnız kaldığımız zamanlarda kucaklamak, çocuk yüreğimizden uzaklaştıkça,göğsümüze bu sevgilerimizi yeniden basmak için mi?..
Gönüle ne basılır?..
Neler basılmaz ki gönüllere... Herbirimiz hep bu soru(nun) peşinden koşmadık mı bir ömür boyu... Bizi mutlu eden bir tek şey için yorulmadık mı?.. Ne iyi olurdu değil mi,her şey gönlümüzce olsa... Yaşamak için sadece kendi kalbimiz yetseydi...
Bir gün ağlıyordum, elime aldığım kitabımda kendimi, derdimi unutmaya çalışırken şu cümle ile yine geliyordum kendime.
'Ağlamasak gökkuşağı olmaz ki yüreğimizde...'
Ağlayan açılır...
Her şey ama her şey gönlümüzde olur...
"sen varsan mutluyum, sen yoksan mutsuz
kim ne derse desin inanmam
aşk varsa mutluyuz, aşk yoksa mutsuz
kocaman adamlar,kocaman kadınlar gördüm
aşk için çocuklar gibi ağladılar..."
alıntı