Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Yemek Yeme Sünneti Hakkında Sorular?

bahakar Çevrimdışı

bahakar

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
SELAMÜN ALEYKÜM.. AŞAĞIDA BAHSİ GEÇEN KONULAR HAKINDA SÜNNET ORTAYA KOYAN HADİSLER VAR MIDIR?

1- YEMEĞİ MASADA DEĞİL DE YERDE YEMENİN FAZİLETLİ OLMASI
2- YEMEĞİ TEK BİR KAPTA YEMENİN AYRI KAPLARDA YEMEKTEN FAZİLETLİ OLMASI
3- İFTARI HURMAYALA AÇMANIN MI YOKSA İFTAR YEMEĞİNİN SADECE HURMA DAN OLUŞMASI MI SÜNNET?
4- ÜÇ PARMAKLA YEMEK SÜNNET MİDİR?

ŞİMDİDEN ALLAH RAZI OLSUN...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
bahakar;295201' Alıntı:
SELAMÜN ALEYKÜM..
AŞAĞIDA BAHSİ GEÇEN KONULAR HAKINDA SÜNNET ORTAYA KOYAN HADİSLER VAR MIDIR?
ŞİMDİDEN ALLAH RAZI OLSUN...

Aleykum selam we rahmetullah ;


bahakar;295201' Alıntı:
1- YEMEĞİ MASADA DEĞİL DE YERDE YEMENİN FAZİLETLİ OLMASI
C 1- Bize Muâz ibn Hişâm tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Hişâm ed-Destevâî tahdîs etti. Yûnus ibn Ebu'I-Furât şöyle demiştir: Alî -ki o el-İskâftır- Katâde'den; o da Enes (r.anh)'ten söyledi.
Enes: Ben Peygamber (s.a.v.)'in "sukkurruce" (denilen küçük yemek tahtası) üzerinde yemek yediğini bilmiyorum. Onun için hâlis buğday unundan yufka ekmek yapıldığını da hatırlamıyorum. Onun yüksek yemek masası üzerinde yemek yediğini de bilmiyorum, dedi.
Katâde'ye:
Onlar ne üzerinde yemek yerlerdi? denildi.
Katâde: — Onlar (Peygamber ailesi ve sahâbîlerin çoğu) sofralar üzerinde yemek yerlerdi, dedi
(Buhari, Kitabu't Et'ime, Bab 7, Hadis no: 13)

Peygamber'in bunu yememesi, caiz olmadığından değil, tevâzu'u, alçak gönüllülüğünden ve örnek davranışındandır.
es-Sukkurruce: Cem'i Sekâric. Küçük tabak, üzerinde yemek yenilen küçük yemek tahtası, yemek teknesi...
es-Sufra: Sîn'in ötresiyle yolcunun beraberinde taşıdığı yol yemeğine denir. Sufraîu'1-Cild bundan alınmıştır, yânî yiyecek sardıkları bilinen değirmi deriye Sufra denmesi hâliyet ve mahalliyet alâkasıyle bundan alınmıştır. Yolcuların yiyecek sarıp götürdükleri ve yiyeceğin altına yaydıkları meşinden yaygıdır... Lisânımızda sâd ile "Sofra" ta'bîr olunur... (Kaamûs Ter.)

İbn Battal şöyle dedi: Yufka ekmeği yemek caizdir, mubahtır. Peygamber bunu ancak dunyâdan zuhd, ni'metlere boğulmayı terk; Allah yanındakileri tercih olarak terketmiştir. Masa üzerinde, yemek tahtası üzerinde yemek de böyledir, yânî caizdir... (Aynî).
Bunları yemek ve bu şeyler üzerinde yemek caiz olmasaydı, Enes'in evinde yenilmez ve kullanılmazdı.


bahakar;295201' Alıntı:
2- YEMEĞİ TEK BİR KAPTA YEMENİN AYRI KAPLARDA YEMEKTEN FAZİLETLİ OLMASI
C 2- Vahşî b. Harb (b. Vahşî b. Harb)'in dedesinden rivayet olunmuştur: Peygamber (s.a.v.)'in sahâbîleri (Peygambere):
"Ey Allah'ın Rasûlu, biz (yemek) yiyoruz, fakat doymuyoruz", demişler.
Peygamber de onlara: "Her halde siz (yemeği) ayrı ayrı (kaplarda) yiyorsunuzdur (değil mi)?" demiş.
Onlar da: Evet, cevabını vermişler.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): "Yemeği toplu halde yeyiniz ve üzerine Besmele çekiniz. (O zaman) Allah o yemekte sizin için bereket halk eder (de karnınız doyar)" buyurmuş.
(Ebu Davud, Et'ime, Bab 14, Hadis no: 3764; İbn Mâce, et'ime, 17)

Bu hadis-i şerifi rivayet eden Vahşî (r.anh), Uhut'da, Hamza (r.anh)'ı şehid eden ve sonra Mekke'nin fethinde müslüman olan meşhur Vahşî'dir.
Kendisi müslüman olduktan sonra küfür döneminde işlediği cinayetten duyduğu vicdan azabını peygamberlik iddiasında bulunan Museylemetu'l -Kezzâb'ı katlederek hafifletti. Tâif heyetiyle birlikte Peygamber'in huzuruna geldiği zaman Hamza'yı nasıl şehid ettiğini anlattı. Peyamber (s.a.v.) onu affetti. Fakat onu görmek kendisine çok sevdiği amcasının acı hatırasını hatırlattığı için ona: "Bir daha bana görünme" diye emretti.
Bu hadis-i şerifte, bir sofra üzerine konan bir kaptan topluca yemek yemekte bereket olduğu bildirilmekte, bir ailenin ayrı ayrı kaplarda yemek yemeleri yerine bir kaptan yemek yemeleri tavsiye edilmektedir.
Nitekim Ebû Ya'lâ'nın Musned'inde, İbn Hibbân'ın Sahih'inde, Beyhakî'nin de Sunen'inde Câbir'den (r.anh)'ten rivayet edilen merfû bir hadiste:
"Yemeklerin Allah'a en sevimli olanı üzerinde ellerin en çok olanıdır" (el-Munavî, Feyzu'l-Kadîr, I, 172; Ziyâuddin el-Gümüşhanevî, Levâmiu'l-Ukûl, I, 122) buyurmuştur.

Taberânî'nin, İbn Ömer'den (r.anhuma) naklen rivayet ettiği mevkuf bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:
"İki kişinin yemeği dört kişiye dört kişinin yemeği de sekiz kişiye yeter. Binaenaleyh yemeği toplu halde yeyiniz, dağılmayınız." (Suyûtî, Câmiu's-Sağîr, II, 56)
Cenab-ı Hak her-şeyi bir sebebe bağladığı gibi yemeklerin maddî manevî bereketini de o yemeğe uzanan ellerin çokluğuna bağlamıştır.
Bir yemeğe uzanan ellerin adedi nisbetinde Allah o yemeğe bereketini ve yiyenlere de feyz ve rahmetini indirir. Ehl-i basiret inen bu rahmeti açıkça muşahede ettiği halde, gafiller gerçeği göremediklerinden bu hadisteki tavsiyeye uymazlar.
Binaenaleyh, "Hep bir arada toplu olarak da dağınık olarak da yemek yemenizde bir sakınca yoktur.” (Nur 61) âyet-i kerimesinde de açıklandığı üzere ayrı ayrı kaplarda ve sofralarda yemek yemek caiz olmakla beraber, bir sofra üzerinde ve bir kaptan topluca yemek yemek mendubdur.


bahakar;295201' Alıntı:
3- İFTARI HURMAYALA AÇMANIN MI YOKSA İFTAR YEMEĞİNİN SADECE HURMA DAN OLUŞMASI MI SÜNNET?
C 3- Selmân b. Amir'den; demiştirki; "Rasûlullah (s.a.v.);
"Sîzden bîriniz oruçlu olduğu zaman hurma ile, hurma bulamazsa su ile iftar etsin. Çünkü su temizleyicidir."buyurdu.
(Ebu Davud, Siyam, Bab 21, Hadis no: 2355; Nesâî, siyam 28; Tirmizî, Zekât 26; îbn Mâce, sıyâm 25; Ahmed b. Hanbel, IV, 17-18, 213, 215.)

(Selman b. Amir: Ashabtandir. Bizzat Peygamber'den hadis rivayet etmiştir. Kutub'i sitte de rivayetleri mevcuttur. Cemel vak'asında 100 yaşında iken vefat etmiştir. (İbnu'l-Esir, Usdu'l-ğabe, II, 416; İbn Hacer, Tehzibu’t-Tehzib, IV, 137; el-tsâbe, II, 62)
Hadis-i şerîf, oruçluların oruçlarını hurma ile açmalarını teşvik etmektedir. Bu emir, bu işin vacib olduğunu değil, mendub / mustehab olduğunu gösterir.


İftar etmek için ilk planda hurmanın tavsiye edilmesi daha çok, hurmanın göze kuvvet verdiği hikmetine dayandırılıyor. Çünkü her ne kadar hurmanın çoğu gözlere zarar ise de, azı faydalıdır.' Tatlı olduğu için iştahı keseceği, böylece haddinden fazla yemeye mâni olacağı hususu da düşünülebilir.
Bazı âlimler bu hadiste, imanın tatlılığına ve isyanın acılığına işaret bulunduğunu söylemektedirler. Çünkü oruç tâatlerin en büyüklerindendir.
Hurmanın bulunmaması durumunda suyun tercih edilmesindeki hikmet de, suyun temizleyici olmasıdır. Su ile iftar eden kişi, suyun temizleyiciliğinden dolayı iç ve dış temizliğine kavuşmuş olur.

Enes (radiyallahu anh)'dan:
Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
"Kim hurma bulursa iftarını hurma ile açsın, kim bulamazsa orucunu su ile açsın. Çünkü su temizdir."
(Tirmizî, Siyam, Bab 10, Hadis no: 694; Ebû Dâvûd, Sıyam: 21; İbn Mâce, Sıyam: 25)
(Bu hadisi Tirmizî, Muh. b. Ömer b. Alî el-Mukachlenıian Saîd b. Âmir an Şu'be an Abdilazîz b. Suheyb an Enes senedi ile tahrîc etti.
İsnadı hakkında Tirmizî şu bilgiyi vermektedir: "Bu hadis mahfuz değildir; bunu Abdulazîz b. Suheyb an Enes tarikinden bir aslını bilmiyoruz. Şu'be'nin ashabı bu hadisi an Asım el-Ahvel an Hafsa binli Şîrîn ani'r-Rebâb an Selmân b. Âmir tarikiyle tahrîc etti."
Tirmîzî: Rasûlullah (s.a.v.)’in kış günlerinde hurma ile, yaz günlerinde ise su ile orucunu açtığına dair rivâyetler vardır.
Rudani, Büyük Hadis Kulliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: C. 2, s. 50, Siyam, 2958)


Ebû Davud'un rivayeti:
"Allah Rasûlu (sallallahu aleyhi ve sellem) namaz kılmadan önce birkaç yaş hurma ile; bulamazsa birkaç kuru hurma ile iftar ederdi. Kuru hurma da olmadığı zaman birkaç avuç su ile oruç açardı."
(Bu hadisi Ebû Dâvud, no. 2356; Tirmizî , no. 696;
Abdurrazzâk an Ca'fer b. Suleyman an Sabit an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Tirmizî'ye göre isnadı "hasen garîb"tir.

Rudani, Büyük Hadis Kulliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: C. 2, s. 50, Siyam, 2959)

bahakar;295201' Alıntı:
4- ÜÇ PARMAKLA YEMEK SÜNNET MİDİR?
C 4-
وعن كعْبِ بنِ مالك رضيَ اللَّه عنه قال: رَأَيْتُ رسولَ اللَّه
صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَأْكُلُ بِثلاثِ أَصابِعَ فَإِذا فَرغَ لَعِقَها. رواه مسلم.
Kâ`b İbni Mâlik (radıyallahu anh) şöyle dedi:
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in üç parmağıyla yemek yediğini, yemekten sonra da parmaklarını yaladığını gördüm.
(Muslim, Eşribe, Bab 18, Hadis no: 131, 132 ; Ebû Dâvûd, Et`ime, Bab 49, Hadis no: 3845; Tirmizî, Et`ime 11)

Yemeğin bereketini elde etmek için yemekten sonra kendileriyle yemek yenen parmaklan yalamak mustehabdır. Zahirî'lere göre farzdır.

İbn Abbas (r.anh)'dan rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz(yemeğini) yediği zaman elini yalamadıkça yahutta yalatmadıkça mendille silmesin."

(Buharî, et'ime 52; Muslim, eşribe 134, 137; Ebu Davud,Et'ime, Bab 51, Hadis no : 3847; Tirmizî, et'ime 10; İbn Mâce, et'ime 9; Dârimî, et'ime 5, 6, 10; Ahmed b. Hanbel, I, 221, 293, 346, 370, II, 341, 415, III, 301, 331, 337, 366, 394, VI, 386.)
Abdurrahman b. Kâ'b b. Mâlik'in babasından rivayet olunduğuna göre;
Rasûlullah (s.a.v.), (yemeğini) üç parmakla yermiş ve yalamadıkça elini silmezmiş.
(Muslim, eşribe 131; Ebu Davud, Et'ime, Bab 51, Hadis no : 3848; Ahmed b. Hanbel, II, 7, 111, 177)

Hanefî ulemasından Aliyyu'l-Kârî'nin açıklamasına göre;
"Bir veya iki parmakla yemek kibir alâmetidir. Dört parmakla yemek ise yemeğe düşkünlük ve hırs alametidir. Şeytan yemeğini iki parmağı ile yer. Bu bakımdan Rasûl-i Zişan Efendimiz yemeklerini sürekli üç parmağıyla yermiş. Ancak mazeret hallerinde veya üç parmağın yeterli olmadığı bazı yemekleri dört parmakla yemenin caiz olduğunu göstermek için dört parmakla yediği de olmuştur.

Bu sebeble ulema yemeği üç parmakla yemenin mustehab olduğunu, zaruret olmadıkça dördüncü ve beşinci parmaklan kullanmaktan kaçınılması gerektiğini söylemişlerdir. (AIiyyu'l-Kârî, Şerhu Ayni'l-İlm ve Zeyni'l-Hilm, I, 278)

Yemekten sonra parmaklan yalamak ise, yemeğe saygı ile ilgili olduğu kadar yemeğin bereketinin neresinde olduğu yani yenen kısımda mı, yoksa parmaklara bulaşan kısımlarda mı olduğunun bilinememesiyle ilgilidir. Binaenaleyh yemeğin bereketi şayet parmağa bulaşan kısımda ise onu yalamadan silen kimse bu yemeğin feyzinden mahrum kalacaktır.

Meselenin ehemmiyetine binaen müslümanlar yemekten sonra parmaklarını yalamaya teşvik edilmiş ve bir hadiste; "Yemekten sonra yemek kabını ve parmaklarını yalayan kimseyi Allah dünyada da âhiretle de doyurur" buyurulmuştur. (AIiyyu'l-Kârî, Şerhu Ayni'l-İlm ve Zeyni'l-Hilm, I, 279)
Ulema bu emre uymanın mustehab olduğunu söylemiştir. Hadis-i şerifte geçen, "yahutta yalatmadıkça" anlamındaki söz, insanın yemekten sonra elindeki bulaşığı koyun keçi gibi bir hayvana yalattırmasının da caiz olacağına delâlet etmektedir.
 
Üst Ana Sayfa Alt