Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Yılbaşının Sahte Hazzı

Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
Yılbaşı'nın Sahte Hazzı ve İnananların Tavrı
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a(sallallahu aleyhi ve sellem), ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mu’minlere olsun.

Aylardan Aralık. Dünya yeni bir yılbaşını kutlamanın, yeni bir yıla girmenin heyecanı ve mutluluğunu yaşıyor. Yılbaşı hazırlıkları, harcama kampanya ve banka kredileri, hediyeler, yiyecek ve içecekler, hindili menüler.
NOEL-horz.jpg

Yeni kıyafetler, yılbaşı balolaları, konserler eğlenceler...

Eğlenmek gerekli çılgınca, şehevi duygular daha bir coşmalı, içkiler su gibi tüketilmeli zira yılbaşı bu bütün bunlar yılbaşı mutluluğunun yaşanması gereken hazları...

Şu yeni yıl çok şeylere kadir! Bunun için yeni yıl temennileri var. Yeni yıl mutluluk getirsin, yeni yıl huzur getirsin, barış dolu bir yıl olsun, insanlar dostluk içinde yaşasın, savaşlar olmasın!Yeni yılda çoook zengin olalım! Mutlu yeni yıllar!

Ölüm mü?... Hayır hayır bahsetmeyin böyle şeylerden. Zamanı değil daha. Hem belki hiç gelmeyecek ölüm, öyle yaşıyoruz çünkü içimizde bir umut, herkes ölse de bana gelmedikçe inanmam öleceğime...

Yılbaşı ikramiyesi belki bana çıkar dünyanın zenginleri arasına girerim..Yeni bir ev evler, villalar. Lüks arabalar, eğlencenin türlü çeşidi işte mutluluk, işte cennet, dünya cenneti, zaten asıl cennete gitmem çok zor bari burada yaşayayım cenneti. Aslında kâlbim temiz benim, kimseye kötülük yapmadım, kimseyi rahatsız etmedim, kimsenin malını gasbetmedim, daha ne olsun!
Bu kadar kötülük yapanların yanında ben melek gibiyim, hem zaten affeder Allah, niye azab etsin ki bana! Yok yok ben cennete niye gitmeyeyim, giderim elbette ama şimdi bunları düşünmenin sırası değil yılbaşı heyecanı sarmış her yanımı, keyfim bozulmasın, tadım kaçmasın....

Cebimde fazla param yok ama borç da olsa bulup çeyrek de olsa yılbaşı çekilişi, büyük ikramiye için milli piyango biletimi almalıyım, hatta bankadan kredi bile çekmeye değer bunun için ne de olsa ucunda büyük bir servet var, bir kaç bilet alsam şansım daha yüksek olur, belki bu sefer şans yüzüme güler evet mutlaka piyango biletimi almalıyım...

Geçen yıl yılbaşı ağacımız olmamıştı, ama çocuklar çok istiyor, hem ben de istiyorum. Şöyle yemyeşil, üzeri rengarenk ışıklandırılmış bir yılbaşı ağacı. Şöyle tam dışardan bakıldığında görünen bir yere yerleştiririz, ışıl ışıl...Herkes görsün ağacımızı, olmayanlar, almayanlar imrensin, dillerde söylesin. Ağaçsız yılbaşı olurmu hiç?

Belki yılbaşı Noel Baba bize de uğrar, ne şevimli şey o öyle, kırmızı kıyafetli kan kırmızısı renginde ama kanla işi olmaz Noel Babanın! O çok sevecen hep hediye getirir, gerçi bize hiç getirmedi ama belki bir gün getirir neden olmasın!...

Dünyanın bir yerlerinde hatta hemen yanıbaşımızda insanlar ölüyor, bebekler çocuklar ölüyor... Ya bahsetmeyin böyle şeylerden tadımızı kaçırmayın, sıkmayın canımızı. N'palım yani biz mi öldürüyoruz onları? Hem devletimiz gereken ne varsa yapıyor banane, bize ne? Hem şu Suriye'lilerden de bıktık artık ne işleri var burada? Ülkelerinde savaş varmış hepsini biz mi besleyelim, bakalım? Başka ülkelere gitsinler, orada burada görüyoruz canımızı sıkıyorlar, kuzum atın bunları ülkemizden ne halleri varsa görsünler....

Aman sağlıklı besleneyim, çocuklarımı da gıdasız vitaminsiz, proteinsiz bırakmayayım.

- Kızım sütünü içmeden yatma! Oğlum ye şu meyveyi vitaminsiz kalma, bak sonra hasta olursun! Kış geldi bol bol C vitamini alalım hasta olmayalım keyfimiz bozulmasın. Sebze meyve kürleri detoks yapalım vücudumuz yenilensin, cildimiz güzel ve pürüzsüz olsun!

Farklı yemekler tatlılar yapalım offf bıktık hep aynılarından, hem şu çocuklar da her şeyi yemiyorlar, yemezse ölmez biliyorum ama hasta olmasın kilo kaybetmesin, ne de olsa büyüme gelişme çağındalar gıdasız kalmasınlar.

Yaaa şu ev de dar geliyor artık bize! Daha geniş bir eve çıkalım, hem semt te iyi değil, daha saygın, refah seviyeleri, kültür seviyeleri yüksek insanların yaşadığı yerlerde oturalım, neyimiz eksik onlardan?

Halılar, perdeler, mobilyalar değişmeli, hem yılbaşı geliyor şu yemek takımını da yenilesek....

Arkadaşlarım geldiğinde utanıyorum bu eşyalardan, bu evden, geçenlerde Tülin'in evine gittiğimde baktım yeni koltuklar almışlar, halıları da koltuklara uygun renklerle değiştirmişler çok şık olmuştu evi, benim ki de öyle olmalı, hatta daha güzeli olmalı, ben layık değil miyim bunlara, fazlasıyla layığım....
Uzaaar gider bu böyle...

Günümüz Rabbani alimlerinden Abdulaziz Merzuk et-Tarifi şükürsüzlük ve acı akıbetini şu sözlerle özetlemiş.
"Allah’ın nimetini inkar etmenin en kötü örneği onu Allah’a karşı masiyet işlemekte kullanmaktır.
İnkar etmenin ilk seviyesi şükretmemektir, sonra nankörlük etmektir, en sonunda da Allah’ın nimeti ile Allah’ın dinine savaş açmaktır."

********
Yılbaşı gecesinde saat gece tam 00:00'da dünyanın müreffeh şehirlerinde havai fişekler aydınlatırken gökyüzünü, Şam'ın semalarını yine bombalar aydınlatıyor olacak Allahu A'lem...Happy christmas, mutlu yıllar naralarıyla yeni yılı kutlayan azgınlar sürüsü Allah azze ve celle'nin azabını buyur edecek yine...Ama Rabbimiz sabırlı, azgınlara isyankârlara mühlet veriyor, erteliyor ama asla ihmal etmiyor...

Şam Beldesi başta olmak üzere zulümler, mazlumların feryatları, çocuk çığlıkları, ağlayışları arşı titretiyor ne gam! İnsanların hayrına diye bilinen teknolojinin eseri olan, son model bombalar, füzeler, her gün masum insanların, bebeklerin, yüzlerine bakmaya kıyamadığımız tatlı yavruların üzerine yağıyor. Belki üzerlerine bu kadar yağmur yağmamıştır, ama her gün füze yağmurları, bomba yağmurları ıslatmıyor, yakıyor onları...

Şam Beldesi öyle bir belde ki, orası serbest atış alanı, dünyanın neresinden olursa olsun, kim olursa olsun orayı bombalayabilir, orada kuş gibi insan avlayabilir ve böyle de oluyor. Dünyanın bir çok yerinden gelen insan avcısı keskin nişancılar Şam'ı mekan tutmuşlar hareket eden her canlı, çocuk büyük onların hedefinde. Hesap soran yok burada. Dünya bütün gücü ile Şam'ı vurmakta...

Yeni model bombalar, füzeler, silahlar Şam'ın insanı, çocuğu, bebeği toprağı, üzerinde deneniyor. Kâh denizden boşalıyor bombalar, füzeler, kâh havadan...Hesap soran engel olan yok zira... İnsan hakları, çocuk hakları diyenler Şam'a kör, sağır ve dilsizler. Katledilen müslümansa önemi yok, kökleri kurutulmalı onlar için. Zalimlerin, saltanatının sürmesi için müslümanlar yeryüzünden temizlenmeli, ya köle olmalılar, ya da yok edilmeliler...

Çocuğumuzun bir yerine minicik bir diken batsa, bir yeri kesilse nasıl telaş eder üzülürüz. Ya Şam'ın yaralı kuşları masum yavruları?... Kolları, bacakları, başları kopan masumları onlara kim acır, kim üzülür? Onlara acıyacak, Onlar için ağlayacak anne babaları bile olmuyor çoğu zaman...Orada, daha dünyaya merhaba demeden, anneciğinden ayrılan kurşunlarla, bombalarla tanışan minik yavrular var.

Düşen bombaların sarsıntısıyla her gün, her saat depremi yaşıyor Şam'ın mazlum insanları, çocukları...

Öyle bir belde ki Şam Beldesi, bunca bombaların, füzelerin yakıcı, yıkıcı sağanaklarının altında hala hayattaysanız sizi yokluk, açlık, sefalet acı dolu bir hayat bekliyor yaşadığınız sürece... Her yanınız yıkık dökük, kalbiniz gibi... Her yanınız molozlarla dolu, birilerinden belki sevdiklerinizden kalan kırılmış eşyalar, yırtık eski kıyafet parçaları, perdeler, örtüler... Buna rağmen o harabeyi andıran evlerde hayat sürdürenler, ayakta kalmaya çalışanlar var, nereye gidebilirler? Kalmak zorundalar, bütün gidenlere inat onlar kalmalılar...Bu kadar acının, mücadelenin yüz güldüren bir sonucu mutlaka olacak, burada olmasa ötelerde... Sabır... Sabır... Sabır...

Dünyanın zengin, refah seviyesi yüksek ülkelerinde insanlar türlü çeşit yiyecekler ve rahat içinde şişmanlayıp, sonra da aldıkları kiloları vermek için paralar harcarken, Şam'ın çocukları, bebekleri, açlıktan bir deri bir kemik kalıyor, açlıktan ölüyorlar...

Zaman durmak zamanı değil, işte zalim dünya ve içimizdeki, o zalim dünyanın kulu kölesi, hayranı olmuş cahiller, münafıklar, fasıklar, ahmaklar...

Zaman durmak zamanı değil, yılbaşı kutlamalarının heyacanını yaşayanlara inat cihad heyecanı yaşamalı kalplerimiz, evlerimiz, evlatlarımız...Kardeşlerimizin evlerine, yurtlarına bombalar düşerken, bizim yüreklerimize, ocaklarımıza cihad ateşi düşmeli... Bir şekilde bizler cihada Şam Cihadına destek vermeliyiz, duamızla, malımızla, dilimizle, canımızla, cananımızla. Biz bir şekilde bu cihadın içinde olmalıyız. Bu safın belli edilmesidir, safsızlık, tarafsızlık zulümse sözkonusu olan ölüm gibidir.

Bir yolu var elbet, bize uygun bir yol, destek vereceğimiz, becerebileceğimiz bir yol... Rabbimiz bizden gücümüzün üstünde bir şey beklemiyor, ama imkan vermişse bedelini istiyor.

Çünkü İmtihan bu... Böyledir imtihan, kolay değil ki cennet, ebedi saadet, bedel ister, yürek ister...

Biz dünya cenneti hayalleri kurmuyoruz, bizler zulme karşı mazlumların yanında durmak zalime hak ettiği cezayı bildirmek istiyoruz, zulüm dursun istiyoruz. Ama kimse bize Adaleti sunmuyor, zalime anladığı dilden haddini bildirmek gerekiyor. Hak ve Batıl mücadelesi bu, bitmiyor.. Kıyamete değin sürecek. Bırakın onlar yılbaşının heyecanını taşırken, sahte mutluluğunu yaşarken, bizler Şam beldesindeki mubarek cihadın heyecanını tadalım, mücadelesini verelim, destekçisi, duacısı olalım, sonunda kazanan bizler olacağız inşeAllah. Yeter ki, dik durmasını, Hakkın yanında yer almasını bilelim, feda etmeyi, feda olmayı bilelim...Zafer Rabbimizin tasarrufunda bize düşen gayret, ihlas, samimiyet. Sahte yılbaşılarını kutlayanlar, kutladıkları çirkefliğin geçici, sonu elem verici hazzını yaşayadursunlar...

"Bırak onları, yesinler, içsinler, keyif sürsünler ve emel kendilerini oyalasın; sonra bilecekler!"
Hicr suresi/3. ayet meali


Bizler mücadelenin sonu tatlı ve hazzı hiç bitmeyecek cennet ödülünün ümidiyle çalışalım, ebedi saadet inananların, Hakkın yanında batıla karşı saf olanların olacak bi-iznillah...

(Cennetlik olanlar şöyle) derler: “ - Hamd olsun o Allah’a ki, bize olan vaadini yerine getirdi; ve bizi cennet yerine mirascı kıldı, cennetde istediğimiz yere konuyoruz. İşte (dünyada Allah için güzel) amel işliyenlerin mükâfatı ne iyi!...”

Zumer suresi/74.ayet meali

islahhaber
 
Üst Ana Sayfa Alt