Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yolumuzu Çizen Allahtır

  • Konbuyu başlatan Ebu & Dücane
  • Başlangıç tarihi
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
İnandığı Gibi Yaşamayanlar, Yaşadıkları Gibi İnanmaya Başlarlar...
Hayra Şer ile Kutsal Hedefe Şeytanın Yolu ile Varılamaz...
Tevhid dini İslam'ın yeryüzüne adalet ve rahmet getirecek nizamını sünnetullahın emri ve sünnetiresulun örnekliği çerçevesinde hayatlarına ve uygulamalarına taşıyarak tebliğ mücadelesi vermeyenler, kendi kafalarına/zanlarına göre modelledikleri ve pratize ettikleri mufsid yollarla bir çok mevkii ve menfaat elde edebilirler. "Lailaheillallah"ın anlamına uygun tebliğ mücadelesi veren Hz.Muhammed(sav)'in örnekliğinden uzak bir anlayışla kazanılanlar, hiçbir zaman Allah'ın istediği muradın gerçekleşmesine zemin oluşturamazlar... Fikren ve İtikaden Allah'ın dilemesine uygun olarak sistemin dışında kalarak sistem ile diyaloga girmeyen ve sistemden beslenmeyenler ancak Hz.Muhammed(sav) gibi, muvahhid ve muttaki bir toplum oluşturabilirler. Bunun dışında adlarına cemaat veya hizmet adı verilmesi bu benzeri fırkaların bir İslam cemaati olduklarını göstermez. Tersine Allah'ın emrettiği nebevi tebliğ yönteminin dışında hareket etmeleri nedeniyle fırkalaşarak müfsid bir hizib olurlar.
Bakışımızı ve her tür amelimizi Allah'ın emrettiği şekilde dizayn etmeden ortaya koyacağımız tüm faaliyetler nihayetinde göreceli olarak bu dünyada bazı kazanımlar elde etmemizi sağlasa da bunların hiçbiri mutlak anlamda hayra ulaştıran unsurlar değil, aksine dalalete sürükleyen menfaatler olacaktır.
Sistemin içinde sistemle aynı ağzı kullanan ve sistemin öngördüğü topluma uygun olarak faaliyet yürüttüklerini ve kendilerinin de bu topluma hayırlı evlatlar yetiştirdiklerini söyleyen bu fırkalar, belki zihinlerinin arka planında daha İslami bir hayatı arzulayan ve buna göre yaşamak isteyen kişilerden oluşmuş olabilirler. Lakin bu düşüncelerini yada İslamın istediği müslümanca bir tavrı kendi hayatlarında bile sergilemeyi bir tedbir ve kalıcı hayat düsturu haline getirdiklerinden, bir süre sonra yaşanmayan bir inancın yerini yaşanan bir hayat alacağından, bu fırkalar yaşadıkları gibi inanmaya başlayacaklardır. Bu Allah'ın bizi uyardığı ve sakındırdığı en temel itikadi tehlikelerden biridir.
Allah'ın dilediği şekilde Sünnetullahına uymayan zanni her düşünce ve inançla gidilen yol şeytanın yoludur.. Şeytanın gösterdiği yoldur... Bugüne kadar şeytanın bu tuzağına düşenler olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Müslümanın emrolunduğu gibi dosdoğru olması, nebiler tarihini iyi anlaması ve idrak etmesi, Kur'an ve sünnette göre yolunu çizmesi, geçmişde olduğu gibi günümüzde yaşananlardan ders çıkarması gerekir.
Bugün beşeri batıl sistemlerle uyum içinde görünmek için takiyyeden öte müfsid bir anlayışla kolkola hareket edenler, zaman içerisinde sistemi ele geçirmek üzere elde ettikleri kadrolara yerleştikçe bu kadrolara alışkanlık kesbedecekler hatta bu kadroların getirdiği menfaatlerden vazgeçemez hale geleceklerdir. Bu anlayışla gelişen fırkaların zihni alt yapılarında kemikleşen bu düşünce inançları haline gelecek ve kendi zanni felsefelerine iman ederken, Allah'ın murad ettiği bir hayattan fersah fersah uzaklaşacaklardır. Bu fırkalar için artık sistemin varlığı şarttır. Bir zamanlar sistemi değiştirmek için sistemin içine yuvalanan ve sistemin bütün menfaatlerinden faydalanmayı hayat felsefesi haline getirenler için artık sistemin varlığı bir zaruretdir. Bu sistemi değiştirmek adına kurdukları yapılar, parti yada eğitim kurumları olsun, her ne gerekçe veya ad ile olursa olsun, kurdukları her müessese artık bu fırkaların vazgeçilmez menfaatleri haline gelmiştir. Çünkü artık kendileride sistemin bir parçası olmuşlardır, varlıkları bu sistemin varlığına bağlı hale gelmiştir. Sistemin çökmesi kendi müesseselerininde çökmesi demektir. Bu fırkaların kavgaları artık Allah'ın yolunda Kelime-i tevhid davası değil, dayandıkları menfaatlerin ellerinde kalması için gayret ettikleri bir batıl davadır.
Hz.Muhammed(sav) efendimiz, hiçbir kimse yanında değilken, rahat lüks içinde yaşadığı bir mekan yokken, maddi imkanlardan yoksun halde bir sığınak ve dayanaktan bile mahkum iken neler yapmıştı... Taif'e gelmişti, amacı Allah'ın rahmetini onlara ulaştırmaktı... Ama buna rağmen taşladılar onu... Kanlar içinde kalmışken bile ağzından kötü bir laf çıkmadı..."Rabbim onlar bilmiyorlar ki"" demişti. Elbette Allah'da biliyordu,Taif'lilerin bilmediklerini.... Ama Allah'ın git dediği yolundan giden rehberimiz, bize en güzel örnekliğini gösteriyordu...Alemlere rahmet olarak gönderilme sıfatına yakışır, yaraşır bir davranış sergiliyordu.. Sen bizim tek örneğimizsin eyyy Resul(sav)...
Bugün sünnetullah davasının dışında batıl yollara dalan fırkaların başındakiler, menfaatleri için, hak olmayan mevkileri ellerinden gidecek endişesi için bile beddua etmekten utanmıyorlar. Çünkü kendi zanlarındaki Allah'dan istediklerini her zaman almaya alışmışlardır... Zanlarındaki Allah, ne zaman ne isterlerse yapacaktır, onlara göre... Şunun evini yık, ateş doldur... bunu devir, v.s.. bağırır dururlar.... Bir kerede zalim tağutlar için, budistler için, müslüman kanı döken israil, amerika, esed için kullansaydı bu kelimeleri bari... Ama ifsad olmuş akıllarına zalimlere karşı hakkı söylemek asla gelmezki.. Zaten şeytan bu gibilerin aklını almıştır.. Zira zihinleri batılla ifsad olmuş ve zanları şeytanla özdeşleşmiştir. Böyle bir şey akıllarının ucuna bile gelmez, getirilmez.. Yaşayageldikleri zan ile elde ettikleri menfaatleri şeytanların ve şeytani sistemlerin tahakkümünde olan sistemlerin kontrolündedir... Derler ya,,, kimi kime şikayet edeceksin... Şeytanın yolundan gideceksin, elde ettiğin menfaatlerin kurulu batıl sistemin öngörüleri ile çatışınca menfaat kavgasına gireceksin... Öfkeleneceksin, şeytanın verdiği vesvese/ilham ile dahada azgınlaşacaksın, seni besleyenlerden hep batıl telkinler alacaksın, sonra kalkıp kötü dilekler, beddualar savuracaksın... Adama Allah demez mi?, bugüne kadar kiminle iş tuttuysan git ondan yardım dile ve kötü isteklerinin yerine gelmesini de ondan iste... Batıl yoldan giden insanın azgınlaşmasının sonu budur... Ömürlerinin sonuna geldikleri halde azdıkca azarlar...
Halbuki tek önderimizin hayatı bunun tam tersi değil midir.?
Ömür boyunca tağutlar ve zalimlerle mücadele eden rahmet, merhamet ve adaletin en güzel örnekliğini yaşamış ve ömrünün sonuna kadar da bunu daha da ziyadeleştirmiş... Kur'an Ahlaklı İnsan, Hz.Muhammed(sav)...
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt