Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Yüzük Takmanın Hükmü

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
YÜZÜK TAKMANIN HÜKMÜ

Kefa Bil Mevt Vaizan Nasihat Olarak Ölüm Yeter.jpgyüzük 1.jpg

İbn Ömer (r.anhuma) şöyle der:
Peygamber (s.a.v.) altın bir yüzük edindi. Sonra onu bıraktı. Bilâhere gümüşten bir yüzük edindi ve onun üzerine "Muhammedû'r Rasulullah" nakşettirdi ve "Benim bu yüzüğümün nakşı üzerine kimse nakış yapmasın" buyurdular.
Onu taktığı vakit, taşını avucunun içine çevirirdi.
Muaykib (r.anh)'den rivayet edilen hadise göre Eris kuyusuna düşen yüzük odur.

(Muslim, Libâs, 55).

Peygamber efendimiz, gümüş yüzüğü aynı zamanda mühür olarak kullanmıştır.

Enes b. Mâlik şöyle der:
Peygamber (s.a.v.), Kisra (Fars İmparatoru), Kayser (Rum İmparatoru) ve Necâşî (Habeşistan Kralı)'na, onları imana davet için mektub yazmak istedi.
Kendisine, "Onlar mühürsüz mektub kabul etmezler" denilince gümüşten halka bir yüzük yaptırdı ve üzerine "Muhammedû'r Rasulullah" cümlesini nakşettirdi.
(Muslim, Libâs, 58)

"Hanefi fûkahası: "Mühür vurmaya ihtiyaçları olduğu için; Ulû'lemr ve kadı yüzük takınır. Başkası için efdal olan yüzük takınmayı (mühür bulundurmayı) terk etmektir. Çünkü ona (mühüre) ihtiyaç yoktur" (İbn-i Humam Kemâluddîn Muhammed b. Abdilvâhid b. Abdilhamîd es-Sivâsî el-İskenderî, Fetḥu’l Kâdîr li’l-ʿâcizi’l-faḳīr, Beyrut: 1317 C: 8, Sf: 96;
Musannıf İbrahim Halebi-İzahlı Multeka El Ebhur Tercemesi-İst: 1976 C: 4, Sf: 150,
Ebu’l-Hasen Burhânuddîn Alî b. Ebî Bekr b. Abdilcelîl el-Fergānî el-Mergīnânî, el-Hidâye, C:4, Sf: 82) hükmünde muttefiktir. Buradaki incelik; yüzüğün mühür olarak kullanılmasının, umerâya tahsis edilmesidir.

Demir, taş ve heykel yapımında kullanılan tunçtan imal edilmiş yüzüklerin takılması haramdır.
Hanefi mezhebine göre yüzük gümüş olursa erkek ve kadın için mubahtır. Tunç, demir gibi şeylerden olursa erkek için haramdır.

Şafi'i mezhebine göre ise gümüş yüzük takmak sünnettir. Çünkü Peygamber (s.a.v.) gümüş yüzük takardı.

Enes'den rivayet edilmiştir:
Peygamber (s.a.v.) Kisra, Kayser ve Necasi'ye birer mektub yazmak istedi. Peygamber'e (s.a.v.) "Bunlar mühürsüz mektub kabul etmezler denildi.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) gümüş bir yüzük yaptırdı. Ve üzerindeki nakış "Allah'ın Rasulu Muhammed cümlesinden ibaretti.


Rasûl-u Ekram (s.a.v.) parmağında tunçtan imal edilmiş yüzük bulunan kimseye hitaben: "Bana ne oluyor! Sende putların kokusunu buluyorum" demiştir.

Burayde (radıyallahu anh) anlatıyor:
Rasulullah (aleyhissalatu vesselam)ın yanına, parmağında demir yüzük bulunan bir adam uğramıştı.
(Yüzüğü görünce):
Niye bazılarınızın üzerinde ateş ehlinin süsünü görüyorum! buyurdu.
Adam derhal onu çıkarıp attı.
Sonra parmağında sarı renkli (pirinç) yüzük taşıyor olduğu halde geldi.
Bu sefer :
Niye sende putların kokusunu hissediyorum? dedi.
Bilâhare adam Altın yüzük takmış olarak geldi`
Bu sefer de:
Sende niye cennet ehlinin süsünü görüyorum? dedi.
Bunun üzerine adam: Öyleyse yüzüğüm neden olsun? diye sordu.
Gümüşten dedi, ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın.
(Tirmizi, Libas 43, (1786); Ebu Davud, Hatem 4, (4223); Nesai, Zinet 47, (8,172).

Ali (r.anh)'den rivayet edilen bir Hadis-i Şerif'te de:
"Rasûlullah (s.a.v.) erkeklere altın yüzük takmayı nehyetti" denilmiştir.
(Ebu’l-Hasen Burhânuddîn Alî b. Ebî Bekr b. Abdilcelîl el-Fergānî el-Mergīnânî, el-Hidâye, C: 4, Sf: 82,
İbn-i Humam Kemâluddîn Muhammed b. Abdilvâhid b. Abdilhamîd es-Sivâsî el-İskenderî, Fetḥu’l Kâdîr li’l-ʿâcizi’l-faḳīr, C: 8, Sf: 95)

Erkeğe sadece gümüş yüzük takmak mubahtır.

Hanefî mezhebine göre, maddesi ne olursa olsun ihtiyaç duyulmaması halinde yüzük takılmaması daha iyidir.

Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haram işlemiş olurlar. Kadınlar ise takabilirler.
(el-Mevsılî, el-İhtiyar fi Ta'lili'l-Muhtar, Mısır IV, 224; Ebu’l-Hasen Burhânuddîn Alî b. Ebî Bekr b. Abdilcelîl el-Fergānî el-Mergīnânî, el-Hidâye, IV, 82; Ibn Abidîn, Reddu'l Muhtar, Ist. 1233, V, 216)

Peygamber bir hadisinde; "İpek ve altın ummetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" (Tirmizî, Libas, 1.) buyurmuştur.

Yüzüğün hangi parmağa takılması gerektiği hususunda ûlema farklı görüşler ortaya koymuştur. Genellikle; sol elin küçük parmağına takılmasının gerektiği zikredilmiştir. Fakat essas olan; her iki elin küçük parmaklarına da takılabileceğidir.
(Şeyh Muhammed b. Suleyman-Mecmuaû'l Enhûr -Şerhû Damad - C: 2, Sf: 536; Şeyh Nizamuddin Feteva-ı Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 5, Sf: 335-336)

Gümüşten yapılan yüzüğü hem erkekler hem de kadınlar takabilirler. Ancak, erkeklerin takacakları yüzüğün, kadınların taktıklarına benzememesi ve ağırlığının üç gramdan daha az olması gerekir. (el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh ale'l-Mezahilai'l-Erbaa, II, 16; Alâuddin Abidin, El-Hediyyetu'l-Alâiyye, 1978, 318)

Kârî'nin Cemiu'l-Vesâil'deki nakline göre konu Şafiîler arasında ihtilaflıdır. Yani bazılarına göre yüzüğün ağırlığı bir miskalden daha az olmalıdır, bazılarına göre ise böyle bir ayırım yoktur.

Neylu'l Meârib'de bir miskalden fazla bile olsa erkeklerin de kadınların da gümüş yüzük takabilecekleri zikredilmektedir. Kari bunu Tahâvî'nin şerhlerinden de nakletmiştir.
Malikîlere göre, iki dirhemden daha ağır olan yüzüğü takmak haramdır.
(Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/310-312)

Demir, bakır, kurşun ve tunç gibi madenlerden yapılan yüzükler hem erkeklere hem de kadınlara mekruhtur.
(el-Mevsılî, el-Ihtiyar fi Tâlili'l-Muhtar, Mısır IV, 224)

Akîk ve yeşim gibi kıymetli taşlardan yapılanlar ise kadın erkek herkes için caizdir.
(İbn Abidîn, Reddu'l Muhtar, Ist. 1233, V, 315)

Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor:
Rasulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın şöyle dediğini işittim:
İpek ve İbrişim elbise giymeyin. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlarda yemek yemeyin. Zira bu iki şey dünyada onlar
(kafirler), ahiratte de sizin içindir.
(Buhari, Etime 28, Eşribe 28, Libas 25; Muslim, Libas 4, (2067); Tirmizi, Eşribe 10 (1879); Ebu Davud, Eşribe 17 (3723); Nesai, Zinet 87, (8, 198, 199); İbnu Mace, Eşribe 17, (3414)

Bir kadın Rasulullah'a (s.a.v.) gelerek:
"Ey Allah'ın Rasulu! Kendimi sana hibe etmeye geldim" dedi.
Peygamber (s.a.v.) kadına bakarak onu tepeden tırnağa süzdü. Sonra başını eğdi. Kadın Peygamber'in kendisi hakkında bir hüküm vermediğini görünce bir yere oturdu.
Bu arada ashabdan birisi ayağa kalkarak: "Ey Allah'ın Rasulu! Eğer senin bu kadına bir ihtiyacın yoksa onu benimle evlendir" dedi.
Rasulullah ona: "Yanında (mehir verecek) bir şey var mı?" diye sordu.
O zat: "Yemin olsun hayır! Ey Allah'ın Rasulu!" dedi.
Rasulullah (s.a.v.) : "Evine gidib de bak bir şey bulabilir misin?" buyurdu.
O zat gitti sonra dönüb geldi ve: "Hayır vallahi Ey Allah'ın Rasulu! Hiçbir şey bulamadım" dedi.
Rasulullah: "İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok!'' buyurdu.
O zat yine gitti. Sonra dönüp gelince: Hayır Ey Allah'ın
Rasulu! Demirden bir yüzük dahi bulamadım. Ancak işte kaftanım (Ravi Sehl Bu şahsın bütün malı bundan ibaretti demiştir.) Bunun yarısı kadının olsun dedi.
Bunun üzerine Rasulullah: "Senin izarını ne yapsın? Onu sen giymiş olsan kadının üzerinde bir şey kalmayacak; kadın giyse senin üzerinde ondan bir şey kalmayacak!" buyurdu.
Adam bulunduğu yere oturdu. Bir hayli oturduktan sonra kalktı. Dönüp giderken Rasulullah onun çağrılmasını emir buyurdu.
Adamı çağırdılar gelince Peygamber ona hitaben: "Kur'an'dan ezberinde ne var?" diye sordu.
O sahabe: "Filan ve filan sureler ezberimde" diyerek bildiği sureleri saydı.
Rasulullah (s.a.v.): "Bu sureleri ezberinden okuyabilir misin?" diye sordu.
O zat: "Evet" cevabını verdi.
Rasulullah: "Haydi git! Ezbere bildiğin surelerle o kadına malik kılındın" buyurmuştur.
Sahih-i Muslim'deki hadis numarası: 2554
(Buhari, Nikâh 6, 32, 35, 37, 40, 44, 50, 51, Vekâle 9, Fedâilu'l-Kur 'ân 21, 22, Libas 49; Muslim, Nikâh 76, (1425); Muvatta, Nikâh 8, (2, 526); Ebu Dâvud, Nikâh 31, (2111); Tirmizi, Nikâh 22, (1114); Nesâi, Nikâh 62, (6, 113).


Yüzüğün kaşına Allah'ın, Peygamberin ya da kişinin kendi adını işletmesin de mahzur yoktur. Fakat insan ve hayvan gibi bir canlının resminin konulması günahtır. Kaşında Allah'ın ismi veya Peygamber'in adının yazılı olduğu bir yüzükle helâya giren kişi, yüzüğünü gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharâtleneceğinde parmağından çıkarmalıdır.
(İbn Abidîn, Reddu'lMuhtar, Ist. 1233, V, 317)
Yüzük, her iki elin her hangi bir parmağına takılabilir. Ancak, küçük parmağa takılması sünnettir.
(İbn Abidîn, Reddu'lMuhtar, Ist. 1233, V, 316 ; Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, XII, 108.)

Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.v.) yüzüğümü şu parmağa koymamı yasakladı - ve eliyle orta ve ondan sonra gelen (şehadet) parmağına işaret etti- buyurdu"
(Muslim, Libas (2078); Tirmizi, Libas(1787)

Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Rasûlullah (s.a.v.) yüzüğünü sağ eline takardı."
(Ebu Davud, Hatim 5, (4226); Nesai, Zinet 49, (8, 175).)

Peygamberimiz şahadet parmağı ile orta parmağa yüzük takılmasına musaade etmemiştir. Yüzük küçük parmakla onun yanındaki parmağa takılmalıdır."
(Günümüz Meselelerine açıklamalı Fetvalar, Mehmed Emre)

Kadın için; altın yüzük takmak zînettir.

(Ebu’l-Hasen Burhânuddîn Alî b. Ebî Bekr b. Abdilcelîl el-Fergānî el-Mergīnânî, el-Hidâye, C: 4, Sf: 82)

Esasen altın yüzüğün hükmü beyan edilirken, kadınlara helâl olduğu belirtilmiştir."


Söz, Nişan, Evlilik Yüzüğü
yüzük.jpg
Bekarlıktan evliliğe geçilen süreçte ve evli olduğunun alâmetlerinden biri olan yüzük takmak dinden değil örfen bir adettir. Bu adet mûmin kâfir çeşitli toplumlarda da tatbik edilegeldiği gibi, bekarların da yüzük takması ne dinen ne örfen yasaktır.
Aslında bu adet (evlilikle ilgili takılan yüzük) Asr-ı saadette mevcud olmayıb ne Rasulullah (s.a.v.) ne de ashab (r.anhum), evlenildi diye yüzük takmış veya takılması gerektiğini zikretmişlerdir. Fakat günümüzde bu durum sanki nikahın veya nikaha giden sürecin olmazsa olmaz adeti (anlayışı) olmuştur. (Yüzük takmazsa yahud yüzüğü çıkarınca, nikaha zarar geleceğine inanmak yahud bir uğursuzluk vb. gibi olumsuzluğa sebeb olacağı zannediliyor, düşünülüyorsa) Eğer yüzük takan kişi(ler)de bu anlayış yerleşmişse, o kişi için yüzük mekruh, hatta haram boyutunda bir hal almıştır. Bu bâtıl anlayışların hiç biri söz konusu olmadan bu tür yüzükleri kullanmanın bir zararı olmadığını düşünüyorum. Allahu âlem
 
N Çevrimdışı

nureddin_79

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah razi olsun.

Elinde beş altı tane yüzük, niye bunları takıyorsun diye sorunca ''sünnettir'' diyor...
 
toprak56 Çevrimdışı

toprak56

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yüzüğün şehadet ve orta parmağa takılmasının haram olduğunu öğrendik. Bunun dışındaki parmaklara takılabilirmi? mesela baş parmağına takan bir sürü kardeşimiz var. islam buna herhangi bir kısıtlama getirmişmidir?
ALLAH razı olsun.
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
yüzüğün şehadet ve orta parmağa takılmasının haram olduğunu öğrendik. Bunun dışındaki parmaklara takılabilirmi? mesela baş parmağına takan bir sürü kardeşimiz var. islam buna herhangi bir kısıtlama getirmişmidir?
ALLAH razı olsun.

Yüzüğün hangi parmaklara takılabileceği belirlenmiştir. Bunun ölçüsü budur.
Rasulullahın orta ve işaret parmağına yüzüğü takmayı yasaklaması yüzük takılma ihtimali olabilecek parmaklar olmasındandır. Hiç ihtimali olmayan , insanların sonradan sapıtarak farklı farklı yerlerine takacak olmasından bahsetmedi diye caiz olacak durumu yoktur. Aynı zamanda bir kişi ayak parmağına da nasılsa özel olarak bu parmak yasaklanmadı diye takmasının caiz olması düşünülemez.
Ayrıca baş parmağa yüzük takma adeti gayrimuslimlerin adeti olduğunu biliyorum.
 
mmt1 Çevrimdışı

mmt1

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Dönem öyle bir hal almış ki; başına örtü takıp altına sıkı pantolon geçirenlerin çoğu yüzüğü ya baş parmağına ya da şehadet parmağına geçirmeye başlamış.Hem de tonlarca ağırlıkta bu tipler. Bu özentiden başka birşey değil...ALLAH (celle celaluhu) ıslah etsin!..
 
GuLYaRaSi Çevrimdışı

GuLYaRaSi

VuSLaTa HaSReT
Admin
Ayni seyi basi örtülü olmayanlar da yapiyor..ayrica tesettürlü olanlarda yapabiliyor..cogu insan bilmiyor olabilir, yüzügün oralara takilmadigini, helede ortaya takilmadigini..
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
bayanlardan ricam lütfen arkadaşlarına söylesinler. son zamanlarda kaç kişi gördüysem orta parmağa takıyo garip şekilli yüzükler.
uyaralım lütfen bayanlar
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
valla ben bi kaç kere denemeye çalıstım. yüzüm ttmadı.banane dedim ne yazıkki. bayanlar yapsın etkili olur
 
S Çevrimdışı

sworden

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hz. Peygamber bir hadisinde; "İpek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" (Tirmizî, Libas, 1.) buyurmuştur

Böyle bir hadis varsa "yüzde yüz uydurmadır" dememiz lazım.Kuran'da açık şekilde haram edilmeyen bir şeye peygamberimiz "haram" derse Allah'a iftira etmiş olur.Bu sözleri peygamberimize isnat edenler aslında peygamberimizi Allah'a iftira etmek gibi büyük bir günahı işlemiş gibi gösteriyorlar.Böyle bir gunahı peygamberimize nasıl yakıştırıyorsunuz? Veya bunun farkındamısınız?
Lütfen dikkatlice ve onyargısız olarak aşağıdakileri okuyunuz.
HAKKA SURESİ 45-46-47. AYETLER MEALİ
45. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.
46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

Burda Allah'ın büyük bir tehditi vardır.Tehdit ise peygamberimizedir. Peygamberizin tehdit edildiği şey ise 44. ayette yazmaktadır.
43. ayeti de yazıyorum ki bahsedilen şeyin Kuran olduğu anlaşılsın.

HAKKA SURESİ 43. 44. AYETLERİN MEALİ
43. Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.
44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,

Burda geçen "bazı laflar" Allah'ın Cebrail vasıtasıyla indirdiği Kuran hükümlerinin dışında kalan her laf olarak açıklanabilir.Bu peygamberizin şahsi sözleri de olsa farketmez.Çünkü eğer Allah ile beraber bir başkasının sözleri de din hükmü yapılırsa bu din Allah'ın saf dini değil, bir şirk dini olur.O yüzden de tehdit bu kadar büyüktür.Görüldüğü üzere peygamberimiz Kuran vahyinde en ufak bir dğişiklik yapsaydı Allah'ın gazabıyla karşılacaktı ve kimse de buna engel olamayacaktı.Bizler de bu ayetlerden ders çıkarmalı Kuran'a hüküm ilave edici her sözden kaçınmalıyız.

Diğer yandan peygamberimiz bazı ekonomik veya sosyal nedenlerden dolayı bir takım yasaklamalar getirmiş olabilir.Bunlar dinen bir haram etme değil ekonomik ve sosyal düzenin korunması veya iyileştirmesi açısından yapılan düzenlemelerdir.Bu ikisini karıştırmamız gerekir.
 
E Çevrimdışı

Ebu Katade

Misafir
sen ne söylediğin farkındamısın yaaa KURAN da yok diye sünneti inkarmı edelim......
 
A Çevrimdışı

Askalani

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Peygamber bir hadisinde; "İpek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" (Tirmizî, Libas, 1.) buyurmuştur

Böyle bir hadis varsa "yüzde yüz uydurmadır" dememiz lazım.Kuran'da açık şekilde haram edilmeyen bir şeye peygamberimiz "haram" derse Allah'a iftira etmiş olur.Bu sözleri peygamberimize isnat edenler aslında peygamberimizi Allah'a iftira etmek gibi büyük bir günahı işlemiş gibi gösteriyorlar.Böyle bir gunahı peygamberimize nasıl yakıştırıyorsunuz? Veya bunun farkındamısınız?
Lütfen dikkatlice ve onyargısız olarak aşağıdakileri okuyunuz.
HAKKA SURESİ 45-46-47. AYETLER MEALİ
45. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.
46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

Burda Allah'ın büyük bir tehditi vardır.Tehdit ise peygamberimizedir. Peygamberizin tehdit edildiği şey ise 44. ayette yazmaktadır.
43. ayeti de yazıyorum ki bahsedilen şeyin Kuran olduğu anlaşılsın.

HAKKA SURESİ 43. 44. AYETLERİN MEALİ
43. Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.
44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,

Burda geçen "bazı laflar" Allah'ın Cebrail vasıtasıyla indirdiği Kuran hükümlerinin dışında kalan her laf olarak açıklanabilir.Bu peygamberizin şahsi sözleri de olsa farketmez.Çünkü eğer Allah ile beraber bir başkasının sözleri de din hükmü yapılırsa bu din Allah'ın saf dini değil, bir şirk dini olur.O yüzden de tehdit bu kadar büyüktür.Görüldüğü üzere peygamberimiz Kuran vahyinde en ufak bir dğişiklik yapsaydı Allah'ın gazabıyla karşılacaktı ve kimse de buna engel olamayacaktı.Bizler de bu ayetlerden ders çıkarmalı Kuran'a hüküm ilave edici her sözden kaçınmalıyız.

Diğer yandan peygamberimiz bazı ekonomik veya sosyal nedenlerden dolayı bir takım yasaklamalar getirmiş olabilir.Bunlar dinen bir haram etme değil ekonomik ve sosyal düzenin korunması veya iyileştirmesi açısından yapılan düzenlemelerdir.Bu ikisini karıştırmamız gerekir.

uydurma olduğunu nereden anladın
metinde yada sendde bir arıza mı var
kafana göre değil bu iki şarta göre uydurma yada zayıf olup olmadığı tespit edilir.
NİSA : 80 - Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.
NUR : 56 - Hem namazı kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz.
bu ayetler peygambere itaatin Allaha itaat olduğunu vurguluyor bilmem farkında mısın?
Kuranda olmayıp sünnette yasaklanan bir çok hüküm var...
 
S Çevrimdışı

sworden

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ben diyorum ki o hadis uydurmadır.Kuran'da haram edilmeyen bir şeye peygamber "haram" demez.Bunun sünnetle alakası yoktur.Direk tevhid ve şirk ile ilgilidir.Kuran'Da haram edilmeyene "haram" hükmü verirsen dine hüküm eklersin, şirke düşersin.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Ben diyorum ki o hadis uydurmadır.Kuran'da haram edilmeyen bir şeye peygamber "haram" demez.Bunun sünnetle alakası yoktur.Direk tevhid ve şirk ile ilgilidir.Kuran'Da haram edilmeyene "haram" hükmü verirsen dine hüküm eklersin, şirke düşersin.

Bende diyorum ki, hadi oradan!!!

NİSA : 80 - Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.
Bak üstte size ayet yazılmış buna benzer ayetlerde mevcuttur. Kafana göre bu hadis uydurmadır demek cahilliğinizin göstergesidir. Böyle demekle tüm ehli sünnetin otorite kabul ettiği buhari,müslim,tirmizi,müsned,darimi,ebu davud vs büyük hadis külliyatlarındaki sahih hadislerle gelen tüm kuran dışında yasaklanmış şeyleri inkar ediyorsunuz Allah sizi ıslah etsin.

Son bir ayet aktarım.

Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir. haşr suresi 7. ayet.

Sizin gibi hadis inkarcıları,vahy inkarcılarına forumda yer yoktur.Siteyi terk edin ve dilerim Rabbimden layıkınızı bulursunuz.
 
S Çevrimdışı

slckgns

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum. öncelikle hadisi inkar etmek olmaz.sahih ve uydurma hadisi birbirinden ayırmak gerekir fakat bir tirmizinin bir kaynağına uydurma demeden önce baya bir düşünmek baya bir araştırmak lazım çünkü bu tür sağlam kaynklar bir hadisi yazmadan önce çok araştırırdı.bize tek kalemde uydurmadır demek zan dan başka bişi olmaz. yoksa zan ederekmi iman ediyorsun bu dünyada! ayrıca ekonomik ve sosyal veya kültürel anlamda bir önlem olarak algılamak gerekir cünkü bu bahsettiğin kavramlar zaten dünyevi kavramlardır. arkadaşlar uslupta cok önemli uslupta bir şeyleri kırıcı olmadan ifade etmek bence en güzel cevaptır. selam ve dua İle.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
aleykum selam. Bizlere uslüp dersi verene kadar hadis külliyatlarını okumanızı tavsiye ederim. Yazınızdan hadis külliyatlarına hiç bakmadığınızı anlıyorum. Bu yüzden yanıt verme gereği görmüyorum.
 
DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ben diyorum ki o hadis uydurmadır.Kuran'da haram edilmeyen bir şeye peygamber "haram" demez.Bunun sünnetle alakası yoktur.Direk tevhid ve şirk ile ilgilidir.Kuran'Da haram edilmeyene "haram" hükmü verirsen dine hüküm eklersin, şirke düşersin.

Öncelikle arkadasim " Ben diyorum ki " yazisiniza siz kimsiniz...

ikinci olarakta bence gibi laflari kullanacagina biraz elline Kurani Kerimi, Tefsiri, Hadisi Serif Eserlerini Aliniz.. !

siz diyorsunuz ki "Kuran'da haram edilmeyen bir şeye peygamber "haram" demez" Halbuki Kuran Sizi yalanlamakta...

Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. ( Ahzab 36 )



Helal ve Harami, ALLAH ve onun izni ile Resullu Belirler...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
sworden;160775' Alıntı:
Ben diyorum ki o hadis uydurmadır.Kuran'da haram edilmeyen bir şeye peygamber "haram" demez.Bunun sünnetle alakası yoktur.Direk tevhid ve şirk ile ilgilidir.Kuran'Da haram edilmeyene "haram" hükmü verirsen dine hüküm eklersin, şirke düşersin.



Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Rasûle, o ummî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (A'raf 157. ayet)


Peygamber (s.a.v.), de bizzat kendisi de şu ifadelerle İslâmî uygulamadaki yerine dikkat çekmekte ve âdeta asırlar öncesinden bugünkü sünnet karşıtlarına mesaj vermektedir.

"Bana Kur'ân ve onun gibisi, yani sünnet verildi. Yakın bir zamanda karnı tok koltuğuna yaslanmış kimseler çıkacak ve diyecekler ki:

"Size bu Kur'ân yeter. Onda neyi haram bulursanız haram, neyi de helâl bulursanız helal sayın.'
Biliniz ki Allah Rasûlu'nün haram kıldığı da haramdır. Ehlî eşek eti ve köpek dişli hayvanlar size haram kılınmıştır."
(Ebû Dâvud, Sünnet, 5; İmâre, 33; Tirmizi, İlim, 10; İbn Hanbel, IV,130-131)


Kur'ân karşısında açıklayıcılık, hüküm koyma ve tavzih etme gibi çok önemli fonksiyonları bulunan sünnetin en önemli özelliği hayatın içinde olmasıdır. Bu yüzden sünnetin Kur'ân'la ilgili bu tavrını sahabe nesli ve ardından gelenler suhûletle kabul edilip benimsemişlerdir. Ancak sahabe neslinin sonlarına doğru tek tük dinin kaynağının Kur'ân olduğu görüşüyle sünneti hafife alanlar çıkmıştır.
Nitekim İmran b. Husayn'ın bulunduğu bir mecliste adamın biri: "Bana Kur'ân da bulunmayan şeylerden bahsetmeyin." deyince o: "Sen ahmak mısın be adam? Öğle namazının dört rekat farzını Kur'ân'da bulabilir misin?" diye çıkışmıştır.

Allah Rasûlu: "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız öyle namaz kılın!" (Buhari, Ezan, 18) buyurarak sünnet uygulamasına dikkat çekmiştir.

İbn Mes'ud'a göre: "Sünnetin emir ve tavsiye ettiği bütün davranışlar aslında Kur'ân'ın istediklerini yerine getirmekten ibarettir.
Peygamber, Kur'an'ın mucmel geçtiği hususları açıklamıştır. Beni Esed kabilesinden bir kadın İbn Mes'ud'a gelib der ki: "Senin dövme yaptırana, yüzündeki kılları aldırana, dişlerinin arasını ayırana lânet ettiğini duydum. Bunu nereden çıkarıyorsun?"

İbn Mes'ud da cevaben: "Ben kim oluyorum ki Allah'ın lânet ettiğine lânet etmeyeyim." der.
Kadın ısrarla: "Ben Kur'ân'da böyle bir hükme rastlamadım." diye üsteleyince İbn Mes'ud: "Kur'ân'da Allah'ın yarattığını değiştirmeyi yasaklayan" (en-Nisâ, 4/ 119) âyet ile "Emir verdiğinde Allah Rasûlu'ne uymayı emreden" (el Haşr, 59/ 7) âyet buna delildir" der.



İlgili Konu :

HADİS - SÜNNET
https://www.islam-tr.org/konu/hadis-sunnet.11790/
 
Üst Ana Sayfa Alt