Z Kuşağı Sorguluyor !..
Başlık, günümüzün kurgusal ve üretme saptırıcı kavramlarından birisidir. İslami anlamda konuşanlar bile, kimlerin ne amaçla uydurduğu belli olmayan bu ifadeyi esas alarak güya gençleri tahlil etmeye çalışıyorlar. İnternette birçok video bulabilirsiniz, gençlerin niye dinden uzaklaştığının tahlili yapılıyor güya, neymiş adına Z kuşağı denilen gençler sorguluyormuş, falanmış filanmış. Allah aşkına Z kuşağı diye tabir edilen yeni yetme liseli veya üniversiteli gençlerin genelinde ne ilmi-bilimsel kapasite var ki neyi sorguluyorlar?!..
Bir defa bir şeyi sorgulamak için onu etraflıca incelemek, araştırmak, anlamak ve sonrasında belli bilimsel kriterler çerçevesinde somut ilmi tutarsızlıklar ortaya koymakla olur. Gençlerin en çok dikkat çeken açısı, giderek daha da dinden uzaklaşmalarıdır. Onun dışında kimsenin bir şeyi sorguladığının propagandası yapılmıyor, en fazla belki birileri muhalif politik partiler için kullanır. Peki, bunlardan kaç tanesi gerçekten İslam’ı incelemiş, derinlemesine araştırmış, ne olduğunu, ne dediğini anlamış ve neticesinde bilimsel olarak tutarsızlıklarını ortaya koyup, o sebeple dinden uzaklaşmıştır?!...
Hâlbuki bu gençler içerisinde, okulda zorunlu müfredat olarak okutulan kitaplar dışında kitap okuyan bile neredeyse yoktur. Hatta belki çoğu müfredat kitaplarını dahi sadece sınavları geçmek için okuyor. Biz uzayda yaşamıyoruz, hem reel hayatta ve hem de sanal âlemde iç içeyiz, birbirimizi iyi tanırız. Üniversite bulunan yerlerde, fakültelerin çevrelerinde kaç tane kütüphane vardır, ben şahsen hiç görmedim. Ancak her fakültenin çevresinde onlarca kafe, kafeterya bulabiliyorsunuz ve buralar gece gündüz gençlerle dolup taşmaktadır. Girdiğinizde her tarafta karışık oturmuş ve hiçbir adap tanımadan kahkahalarla sohbet eden gençler bulursunuz. Bunlar mı sorguluyormuş?!..
Bu gençlerin en büyük marifeti, sosyal ağları maharetle kullanmalarıdır. Oralarda da çoğunlukla karşı cinsin peşinde olurlar maalesef. İlmi bir yazıyı okuyanların sayısı ne kadar çok olsa, yüzü zor bulur ama boş beleş birilerinin yazdığı absürt bir lafı veya paylaştığı bir fotoğrafı inceleyenlerin sayısı binleri çok rahat geçiyor. Bundan arta kalan vakitlerde ise, birilerinin çektiği videoları dinlerler. İşte çoğunluğun bütün bilgisi bu kadardır, birilerinin çektiği videolar, hatta o videolarda da birkaç dakikayı geçmeyenleri izlerler. Yoksa birazcık uzun olsa, ilim bilim falan hikâye olur, çok azı dışında izleyen olmaz.
Herkesin hevasına göre konuştuğu bir ortamda, dahası din adına konuşanların da geneli ya ehliyetsiz ya da garazlı olduğu bir vasatta birilerini dinleyerek sorguluyor geçinmek veya öyle kabul etmek, en basit tabirle sefihliğin dibidir. O sebeple gençliğin sorguladığını iddia edenler ya amaçlı yönlendiriyor ya da vakıayı hiç bilmeyen basiretsizdir. Yahu gençlik nefsin şehvetinden vakit mi buluyor ki sorgulasın? Bir arkadaşla özel bir lisenin yanından geçerken paydosa denk geldik, çıkan bütün kızlar mini etekli ve olabildiğine çekici, erkekler de ona göre. Arkadaş, bunların aklına ders girer mi artık sözünü söylemeden edemedi!..
Peki, niye dinden uzaklaşma bu kadar hızlandı, öncelikle bazı şeylerin kasıtlı olarak yaygınlaştırılmaya çalışıldığını unutmayalım. Yani bu iddialar mutlak anlamda doğru değildir. Ancak önemli ölçüde haklılık payı da vardır. Dinden uzaklaşan gençler sorguladığı için değil, yetiştirilmediği veya başka türlü yetiştirildiği için uzaklaşıyor. En başta Müslüman kabul edilen kitle içerisinde çocuklarını yetiştirebilecek kapasitede olan ebeveyn maalesef ki azdır. Üzücüdür ki çarşaflı veya tesettürlü annelerin, namazlı, sakallı babaların çocuklarına verebilecekleri çok fazla bir şeyleri yok. Üstelik kendilerinde de namaz, oruç, tesettür, sakal gibi ritüeller var ama İslam’ın ahlak ve adabı yok. Dolayısıyla en başta ebeveynlerin davranışları, sözleri, hareketleri, muameleleri, İslam’dan bihaber olan çocuklarının gözünde İslam’ı temsil etmektedir. Diğer bir ifadeyle çocukları onların yaptıklarını İslam zannediyor ve bu anlamda çok kötü örnek olabiliyorlar.
Son süreçte seküler İslamcılık da İslam adına kabul edildi ve bütün yaptıkları, İslam’a mal oldu. Zaten İslam’ı bilmeyen, İslam ile alakası kalmamış bu gençler için bu da ayrı bir iticilik oldu. İşte burada bile eğer gerçekten bir sorgulama olsaydı, proje politik oluşumlar İslami zannedilmez ve onların yaptıkları İslam’a mal edilmezdi.
Bunun yanında çocuklarını yetiştirme kaygısı da pek yok maalesef, kendisi yapamasa bile aileler en azından bu amaçla başka Müslümanlarla işbirliği yapıp birlikte hareket edilebilirdi, o da yok. Sonuç itibariyle çocuklar laik sistemin, din iman tanımayan kurumlarına, çoğunun din karşıtlığı olan öğretmenlerine teslim ediliyor ve sonrasında bir takip falan da olmuyor. Buralarda neler olup bittiğini anlatmaya çok gerek yok sanırım. Geçenlerde mini eteğiyle vücudunun çekiciliğini sergileyen, tahmini lise son sınıf ergenlerine ders veren bir kadının videosu sosyal ağlarda epey revaç bulmuştu. Şimdi öğretmenlerinin vücut hatlarını incelemekle meşgul olan bu gençler sorguladılar ve bu sebeple dinden uzaklaştılar öyle mi?!..
Netice itibariyle ailelerde pek bir şey kalmadı maalesef, üstelik örneğin güya Kur’an kursu hocası olan annenin veya imam olan babanın bile bütün tavırları, hal hareketleri en başta kendi çocukları için bile iticidir. Sonra hiçbir kontrol olmaksızın bu çocuklar olabildiğince dinsizliği ve ahlaksızlığı aşılayan kurumlara teslim ediliyor. Bütün bunların yanında bir de beşeri düzenler insanlar için her türlü nefsi şehvet bataklığının önünü açmakla kalmıyor, teşvik ediyor hatta itiyor. Mesela her yaşta gayrimeşru ilişki bir hak olarak kabul edilirken, evliliğin önü olabildiğince kapatılıyor hatta var olan evliliklerin bozulması için de adeta ciddi çabalar sarf ediliyor.
Din ise, nefis şehvetinin önünü kapatıyor; iffeti, namusu, şerefi, erdemi öngörüyor. Bunlar da nefsin şehvetine batmış gençlerin hiç mi hiç istemediği şeylerdir. En basitinden şu facebook’un watch, reels kısımlarında bile vücutlarını, en mahrem yerlerine kadar teşhir eden binlerce hatta belki de sayları milyonlara varan genç kızlar ve bunları izleyen büyük ihtimalle milyonları aşan erkek vardır. İşte burada onlar için iki seçenek kalıyor: hayatlarından, ya örneğin bu videolardan başlayarak iffet ve namusu zedeleyen her şeyi çıkaracaklar ya da dini çıkaracaklar. Çok önemli bir kitle hayatından dini çıkarmayı seçiyor, mesele büyük ölçüce bundan ibaret, gerisi sadece kılıftır.
Sözün özü şu ki yetiştirilememiş, nefsin bataklığına atılmış ve heba edilmiş bir nesil var. Z kuşağı, sorgulama falan işin hikâye tarafıdır. Vesselam.
Başlık, günümüzün kurgusal ve üretme saptırıcı kavramlarından birisidir. İslami anlamda konuşanlar bile, kimlerin ne amaçla uydurduğu belli olmayan bu ifadeyi esas alarak güya gençleri tahlil etmeye çalışıyorlar. İnternette birçok video bulabilirsiniz, gençlerin niye dinden uzaklaştığının tahlili yapılıyor güya, neymiş adına Z kuşağı denilen gençler sorguluyormuş, falanmış filanmış. Allah aşkına Z kuşağı diye tabir edilen yeni yetme liseli veya üniversiteli gençlerin genelinde ne ilmi-bilimsel kapasite var ki neyi sorguluyorlar?!..
Bir defa bir şeyi sorgulamak için onu etraflıca incelemek, araştırmak, anlamak ve sonrasında belli bilimsel kriterler çerçevesinde somut ilmi tutarsızlıklar ortaya koymakla olur. Gençlerin en çok dikkat çeken açısı, giderek daha da dinden uzaklaşmalarıdır. Onun dışında kimsenin bir şeyi sorguladığının propagandası yapılmıyor, en fazla belki birileri muhalif politik partiler için kullanır. Peki, bunlardan kaç tanesi gerçekten İslam’ı incelemiş, derinlemesine araştırmış, ne olduğunu, ne dediğini anlamış ve neticesinde bilimsel olarak tutarsızlıklarını ortaya koyup, o sebeple dinden uzaklaşmıştır?!...
Hâlbuki bu gençler içerisinde, okulda zorunlu müfredat olarak okutulan kitaplar dışında kitap okuyan bile neredeyse yoktur. Hatta belki çoğu müfredat kitaplarını dahi sadece sınavları geçmek için okuyor. Biz uzayda yaşamıyoruz, hem reel hayatta ve hem de sanal âlemde iç içeyiz, birbirimizi iyi tanırız. Üniversite bulunan yerlerde, fakültelerin çevrelerinde kaç tane kütüphane vardır, ben şahsen hiç görmedim. Ancak her fakültenin çevresinde onlarca kafe, kafeterya bulabiliyorsunuz ve buralar gece gündüz gençlerle dolup taşmaktadır. Girdiğinizde her tarafta karışık oturmuş ve hiçbir adap tanımadan kahkahalarla sohbet eden gençler bulursunuz. Bunlar mı sorguluyormuş?!..
Bu gençlerin en büyük marifeti, sosyal ağları maharetle kullanmalarıdır. Oralarda da çoğunlukla karşı cinsin peşinde olurlar maalesef. İlmi bir yazıyı okuyanların sayısı ne kadar çok olsa, yüzü zor bulur ama boş beleş birilerinin yazdığı absürt bir lafı veya paylaştığı bir fotoğrafı inceleyenlerin sayısı binleri çok rahat geçiyor. Bundan arta kalan vakitlerde ise, birilerinin çektiği videoları dinlerler. İşte çoğunluğun bütün bilgisi bu kadardır, birilerinin çektiği videolar, hatta o videolarda da birkaç dakikayı geçmeyenleri izlerler. Yoksa birazcık uzun olsa, ilim bilim falan hikâye olur, çok azı dışında izleyen olmaz.
Herkesin hevasına göre konuştuğu bir ortamda, dahası din adına konuşanların da geneli ya ehliyetsiz ya da garazlı olduğu bir vasatta birilerini dinleyerek sorguluyor geçinmek veya öyle kabul etmek, en basit tabirle sefihliğin dibidir. O sebeple gençliğin sorguladığını iddia edenler ya amaçlı yönlendiriyor ya da vakıayı hiç bilmeyen basiretsizdir. Yahu gençlik nefsin şehvetinden vakit mi buluyor ki sorgulasın? Bir arkadaşla özel bir lisenin yanından geçerken paydosa denk geldik, çıkan bütün kızlar mini etekli ve olabildiğine çekici, erkekler de ona göre. Arkadaş, bunların aklına ders girer mi artık sözünü söylemeden edemedi!..
Peki, niye dinden uzaklaşma bu kadar hızlandı, öncelikle bazı şeylerin kasıtlı olarak yaygınlaştırılmaya çalışıldığını unutmayalım. Yani bu iddialar mutlak anlamda doğru değildir. Ancak önemli ölçüde haklılık payı da vardır. Dinden uzaklaşan gençler sorguladığı için değil, yetiştirilmediği veya başka türlü yetiştirildiği için uzaklaşıyor. En başta Müslüman kabul edilen kitle içerisinde çocuklarını yetiştirebilecek kapasitede olan ebeveyn maalesef ki azdır. Üzücüdür ki çarşaflı veya tesettürlü annelerin, namazlı, sakallı babaların çocuklarına verebilecekleri çok fazla bir şeyleri yok. Üstelik kendilerinde de namaz, oruç, tesettür, sakal gibi ritüeller var ama İslam’ın ahlak ve adabı yok. Dolayısıyla en başta ebeveynlerin davranışları, sözleri, hareketleri, muameleleri, İslam’dan bihaber olan çocuklarının gözünde İslam’ı temsil etmektedir. Diğer bir ifadeyle çocukları onların yaptıklarını İslam zannediyor ve bu anlamda çok kötü örnek olabiliyorlar.
Son süreçte seküler İslamcılık da İslam adına kabul edildi ve bütün yaptıkları, İslam’a mal oldu. Zaten İslam’ı bilmeyen, İslam ile alakası kalmamış bu gençler için bu da ayrı bir iticilik oldu. İşte burada bile eğer gerçekten bir sorgulama olsaydı, proje politik oluşumlar İslami zannedilmez ve onların yaptıkları İslam’a mal edilmezdi.
Bunun yanında çocuklarını yetiştirme kaygısı da pek yok maalesef, kendisi yapamasa bile aileler en azından bu amaçla başka Müslümanlarla işbirliği yapıp birlikte hareket edilebilirdi, o da yok. Sonuç itibariyle çocuklar laik sistemin, din iman tanımayan kurumlarına, çoğunun din karşıtlığı olan öğretmenlerine teslim ediliyor ve sonrasında bir takip falan da olmuyor. Buralarda neler olup bittiğini anlatmaya çok gerek yok sanırım. Geçenlerde mini eteğiyle vücudunun çekiciliğini sergileyen, tahmini lise son sınıf ergenlerine ders veren bir kadının videosu sosyal ağlarda epey revaç bulmuştu. Şimdi öğretmenlerinin vücut hatlarını incelemekle meşgul olan bu gençler sorguladılar ve bu sebeple dinden uzaklaştılar öyle mi?!..
Netice itibariyle ailelerde pek bir şey kalmadı maalesef, üstelik örneğin güya Kur’an kursu hocası olan annenin veya imam olan babanın bile bütün tavırları, hal hareketleri en başta kendi çocukları için bile iticidir. Sonra hiçbir kontrol olmaksızın bu çocuklar olabildiğince dinsizliği ve ahlaksızlığı aşılayan kurumlara teslim ediliyor. Bütün bunların yanında bir de beşeri düzenler insanlar için her türlü nefsi şehvet bataklığının önünü açmakla kalmıyor, teşvik ediyor hatta itiyor. Mesela her yaşta gayrimeşru ilişki bir hak olarak kabul edilirken, evliliğin önü olabildiğince kapatılıyor hatta var olan evliliklerin bozulması için de adeta ciddi çabalar sarf ediliyor.
Din ise, nefis şehvetinin önünü kapatıyor; iffeti, namusu, şerefi, erdemi öngörüyor. Bunlar da nefsin şehvetine batmış gençlerin hiç mi hiç istemediği şeylerdir. En basitinden şu facebook’un watch, reels kısımlarında bile vücutlarını, en mahrem yerlerine kadar teşhir eden binlerce hatta belki de sayları milyonlara varan genç kızlar ve bunları izleyen büyük ihtimalle milyonları aşan erkek vardır. İşte burada onlar için iki seçenek kalıyor: hayatlarından, ya örneğin bu videolardan başlayarak iffet ve namusu zedeleyen her şeyi çıkaracaklar ya da dini çıkaracaklar. Çok önemli bir kitle hayatından dini çıkarmayı seçiyor, mesele büyük ölçüce bundan ibaret, gerisi sadece kılıftır.
Sözün özü şu ki yetiştirilememiş, nefsin bataklığına atılmış ve heba edilmiş bir nesil var. Z kuşağı, sorgulama falan işin hikâye tarafıdır. Vesselam.
Burhanüddin Aldiyaî