Bu yazı Şeyh Ebu Basir Nasir el-Vuheyşi'nin Inspire dergisinde yayınlanan makalesinin Türkçeye tercüme edilmesiyle hazırlanmıştır.
Zaferin Müjdesi
Hamd yalnızca Allah’adır. Kullarına zaferi bahşeden, ordularını üstün kılan ve düşmanlarını alt eden O’dur. Salat ve selam nebilerin sonuncusu olan Peygamber ﷺ adır. Bundan sonra:
Afganistan’ın onurlu Müslüman halkının, Amerika önderliğindeki haçlı ordusu tarafından işgal edilmesinin üzerinden 15 yıl geçti. Amerika haksız sömürge hedeflerine ulaşmak için en iğrenç suçlara imza attı, en çirkin kötülükleri işledi. Savaş etiğinin tüm kurallarını ve düzenini ihlal etti. Hatta iş Müslümanlara ve diğer uluslara karşı önderlik ettiği Haçlı Ordusuna gelince, kendi kanunlarını, taahhütlerini ve anlaşmalarını bile fesh etti ve yokmuş gibi davrandı. Bununla da tatmin olmadı ve Avrupalı Haçlılarla, onlara uşaklık edenler, ajanlar ve diğer kafirler arasından Müslümanlara düşmanlık besleyen herkesi bir araya topladı.
İslam dünyasının kalbi olan Filistin’e karşı İsrail’i, Amerika’dan başka kim destekliyor? Kendi suçlarını ve saldırılarını meşrulaştırıp, hakkını savunanları terörist olarak tanımlayan kimdir? Tüm bu zulüm ve saldırganlığa rağmen, Müslüman halklar Haçlılara karşı direnmiştir. Mücahidler de onların etrafında toplanmıştır. Amerika’yı ekonomik durumu diplere düşene kadar yormuşlardır. Şimdi geriye bir tek onu yıkmak kalmıştır. Amerikan ekonomisi yağmacılık, tefecilik, açgözlülük, insanların parasını haksızca gaspetme ve yüce Allah’a savaş açma üzerine kurulmuştur. Ve bir hiç üzerine kurulan her şey sonunda yok olmaya mahkumdur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, faizi yok eder de, sadakaları arttırır. Allah, günahkar kâfirlerin hiç birini sevmez.” Ve şöyle buyuruyor: “Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.”
Askeri gücüne gelince, o da boşa çıkartıldı. Bu, başkasının başına gelen felaketten dolayı sevinenler için bir ders ve tüm dünyaya örnek oldu. Toplulukları dağıtıldı, kılıçları köreltildi. “Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak tersyüz çevrildiler.”
Sahte Amerikan görkemini yaratan, onun sözlerini süslü gösteren, gerçekleri çarpıtan, halkları aldatan, savaş çığırtkanlarını cilalayan ve Amerikan savaş makinelerini yenilmez ve korkunç olarak gösteren medyası da harap edildi. “(Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular.” Amerikan halkı ve diğer dünya milletleri bu aldatmacaya kanmışlardı.
Ancak Amerikan medyası, Mücahidlerin mütevazi medyası karşısında yenilgiye uğradı. Amerikan medyası yalan ve gerçeği çarpıtma üzerine kurulu iken, Mücahidlerin medyada başarılı olması, içinde barındırdığı dürüstlük ve yalınlıktan kaynaklanır. Peygamber ﷺ bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Size doğruluğu tavsiye ederim. Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe (birr'e) götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.”
Bugün biz ve o insanlar bitiş çizgisine ulaştık; uzun seneleri katettik. Sonuç, ezilen Müslümanların lehinedir. Sabır ve Cihaddan sonra en iyi son ahirettedir. “Kim sakınır ve sabrederse; şüphesiz Allah iyilik edenlerin karşılıklarını boşa çıkarmaz” Maddesel zafer ruhun zaferi ile uyumludur. “Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” Amerikan Haçlı seferinin sonlanması, ekonomik bunalım, zayıflık ve Amerika’nın askeri prestijinin yok olması gibi onlar için kötü sonuçlar doğurmuştur.
Afganistan’daki Amerikan ve İngiliz savaş misyonunun sona ermesi, Afgan halkının direnişi, fedakarlığı, Mücahidlerle birlik içinde olması ve Mücahidlerin liderliğine, hayatını dini ve ümmeti için feda eden, Mücahid kardeşlerini bir pazarlık konusu yapmayı reddeden Emirul Mü’minin Molla Muhammed Ömer’e – Allah onu korusun - duydukları sevgi karşısında aldıkları hezimeti açıkça gösterir. O meşhur bir sözünde şöyle der: “Allah bize zaferi vadetti, Bush bize yenilgiyi vadetti. Kimin sözünde daha doğru olduğunu göreceğiz.” Biz de ona diyoruz ki: “Sevin! Allah’ın zaferi geldi.” “Ve o gün mü'minler sevineceklerdir. Allah'ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.”
Amerika’nın sahadaki bu mağlubiyetinden sonra, kurnaz planlarının, aldatıcı politikalarının ve tek kutuplu siyasetinin hızla çökmesinden sonra, bir yıkımla karşı karşıya kaldılar. Tüm tiranların bir sonu vardır ve sonsuza kadar yaşamaları mümkün değildir. Bu son, onları İranlılarla işbirliği yapmaya itti. “İhtiyacı olan birinden yardım arayan, sıcak bir havada ateşten yardım isteyen gibidir.” (Arap atasözü)
Amerikalılar, suçlarını itiraf etmek, yollarını değiştirip Müslümanları kendi hallerine bırakmak yerine savaşta ısrar ettiler ve suçlarında aşırıya giderek Irak’ta başka bir haçlı seferi başlattılar. Bu defa Şam’a da el uzattılar. Yavaştan almak yerine alelacele işe koyuldular. Bölgede sürekli bir savaş ve huzursuzluk olmasını istediler. Sünniler ile Şia arasında bir savaş başlattılar. Böylece İranlılarla çıkarlarını paylaşarak, gölgeler arkasında komploya müdahil oldular. Zaten parçalanmış olan toprakları parçalayarak Müslüman dünyanın haritasını bir kez daha çizmek istediler. “Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz.”
Hem Batılı haçlılara, hem Rafizilere kötü haberlerimizi ulaştırdık. Yıllar içinde Ümmet savaş alanını tanıdı ve mevcut düzeni kavradı. Oklarını komplolar düzenleyen ve kurnaz planlar çizen gerçek düşmana yöneltti. Uşaklarını ortaya çıkarttı, onlara baş kaldırdı ve onları kovdu. Bu nedenle Ümmet illüzyonlar, yalanlar ve aldatmacalarla kandırılamaz. Oklarını hangi düşmana yöneltmesi gerektiğini bilir.
Amerika’nın bugün Afganistan’daki mağlubiyeti, dün Irak’taydı ve yarın da Şam’da olacaktır. Ey Amerikalılar, talihsiz son sizin her yerde müttefikinizdir. Ve bu son, tüm çağlarda ve tüm topraklarda zalimlerin sonu olmuştur. Size gelince ey gafil Amerikan halkı. Bu politikalar sizi bir uçurumun eşiğine sürüklemekte. Siz ise sonunuzu alkışlıyor ve destekliyorsunuz. Diken eken gül toplamaz. “Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.”
Allah’ın lütfuyla Ümmet en zor aşamayı geçti. Mübarek devrimlerden sonra halkın kendi kendini silahlandırmasıyla askeri aşamaya ulaştı. Birkaç yıl içinde bu savaşlar, Ümmetin arasında dinleri için canlarını avuçlarında taşıyan binlerce genci savaşçı olarak yetiştirdi.
Amerika, vekalet savaşları ve mezhep provokasyonlarından fayda elde edemeyecektir. Geçtiğimiz son birkaç yıl bu oyunun etkisiz olduğunu dahası tersini meydana getirdiğini kanıtlamıştır. Irak’a ve Suriye’ye sorun. Geçtiğimiz sekiz sene boyunca Amerika’nın El-Maliki’ye olan desteği nerede? Irak ve Şam’daki durumun insanlarla Mücahidler arasında nasıl bir uyuma dönüştüğüne bakın.
Müslümanlar sevinin ve müjdelenin. Vallahi zaferden emin olmadığımız hiçbir savaşa girmedik. Tüm Müslüman topraklardaki Mücahid kardeşlerimiz! Allah sizi sevindirsin ve Cihadınızı kabul etsin. Bugün sizler Ümmetin umudusunuz. Boyunlar sizin yönünüze döndü, gözler sizin üzerinizde. Sorumluluklarınızı olması gerektiği gibi yerine getirin. Zaferde yarışın. İhtilaflarınızı bir kenara bırakın. Allah bizimle düşmanlarımız arasında hükmünü verinceye kadar tek bir vücut gibi mücadele edin. Bize kendisinden dönülmeyecek olan gerçek bir söz, zafer sözü verildi. Müslim’de geçen sahih bir hadiste Resulullah ﷺ şöyle buyuruyor: “Sizler Arap yarımadasını fethetmek için savaş yapacaksınız, Allah onun fethini nasip edecek. Sonra Fars diyarının fethi için savaşacaksınız, Allah onun da fethini nasip edecek. Sonra Rumlarla savaşacaksınız, Allah onun da fethini müyesser kılacak. Sonra Deccalle savaşacaksınız, Allah onun da zaferini nasip edecek.” Son duamız hamd alemlerin Rabbi olan Allah’adır.
Inspire Dergisi
2014
Zaferin Müjdesi PDFYazının PDF haline aşağıdan ulaşabilirsiniz
Moderatör tarafında düzenlendi: