Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Zalim Sultana Hakkı Söylemek, En Büyük Cihaddır

A Çevrimdışı

Abu Jafar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bir hadis´de Rasul Allah, sallallahu alaihi ve sellem, söyliyor ki:
"Kim bir zalim Sultana karsi bir söz söylerse, o en büyük cihad´dir"

Bu Hadis´in Tefsiri nasil? Ulema´lar ne dediler bunun üzeri. Ve bu Hadis "en büyük cihad Allah´in yolunda olan cihad´dir" Hadis´lerle nasil uydurulur?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Peygamber (s.a.v.)’e cihadın hangisi efdaldir? diye sorulunca : “Zâlim sultana karşı hakkı söylemektir.”
(Ahmed bin Hanbel, 5/251; İbn Mâce, Fiten 20, hadis no: 4011-4012; Tirmizî, Fiten 13, hadis no: 2175; Ebu Dâvud, Melâhim 17)



4344... Ebu Said el-Hudri şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) "En efdal cihad, zalim sultanın -veya zalim emirin- (Şubhe ravilerden birisine aittir) yanında adaleti söylemektir." buyurdu.
(Tirmizi, fiten 13: İbn Mace, filen 20; Nesai, biat 37; Ahmed. b. Hanbel III, 19, 61; IV, 314, 315; Sunen-i Ebu Davud, Melahim, 17, Şamil Yayınevi: 14/499)


Açıklama

Hadisin Tirmizi'deki rivayetinde, "en efdal cihad" yerine "cihadın en efdalindendir." denilmektedir. İbn Mace'nin bir rivayetinde de "adaleti söylemek" yerine "hakkı söylemek" denilmiştir.
Zalim sultanın yanında hakkı veya adaleti söylemekten maksat ona iyiliği hatırlatıp kötülükten men'etmektir.
Bu hareketin en efdal cihad oluşu Hattabi'nin (V.388/998)dediğine göre şu yöndendir:
"İnsan düşmanla savaş ettiği zaman galib mi geleceği, mağlub mu olacağı (ölüm korkusu, yaşama ümidi taşır) belli değildir. Mağlubiyetten korktuğu gibi galibiyet umudunu da taşır. Ama zalim bir hükümdarın yanında (bütün yetki ve gücüyle karşıdadır) hakkı söyler onu kötülükten men etmeye çalşırsa kesin bir şekilde kendisini tehlikeye atmıştır."


En değerli cihâd; zâlim idareciye hak söz söylemektir
2174- Ebu Saîd el Hudrî (r.anh)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: En üstün cihâd zâlim olup haksızlık yapan devlet idarecisine gerçeği söylemektir.” (Tirmizi, Fiten, 13; İbn Mâce, Fiten: 5)
Tirmizî: Bu konuda Ebu Umâme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.


37- ZALİM İDARECİYE HAKKI HAYKIRMALI MIYIZ?

4138- Tarık b. Şihab (r.anh)’tan rivâyete göre, bir adam ayağını üzengiye koymuş olduğu halde Rasulullah (s.a.v)’e gelerek: “Hangi cihad daha değerlidir?” diye sormuştu da Rasulullah (s.a.v): “Zalim idarecinin karşısında hakkı konuşmaktır” diye cevab verdi. (Nesai, Bey’at, 37; Musned, 18076)

4340... Ebu Said el-Hudri demiştir ki;
Rasulullah (s.a.v.)'i: "Kim bir kötülük görür de onu eli ile değiştirmeye gücü yeterse eli ile değiştirsin (mani olsun)..." buyururken işittim.

Hennad hadisin geri kalanını kesti, İbn A'la (Hennad ve Ebu'l Âla, Ebu Davud'un hadisi rivayet elliği ustadlardır. Hennad hadisi kısa kesmiş. Ebu'l Ala tamamını rivayet etmiştir.) ise şu şekilde tamamladı : "(eli ile değiştirmeye) gücü yetmezse, dili ile (değiştirsin) Dili ile (değiştirmeye) gücü yetmezse kalbi ile (değiştirsin) Bu sonuncusu ise, imanın en zayıfıdır."

(Muslim. el-İyman 78: Timizi, fıten 11; İbn Mace, fiten 21; Nesai, iyman 17; Sunen- Ebu Davud, Melahim, 17, Şamil Yayınevi: 14/492-493)

Açıklama

Bu hadis Ebû Davud'un kitabu’s salat bölümünde 1140 nolu hadis olarak daha önce geçti. Hadisin oradaki rivayetinde Ebû Said el-Hudri bu hadisi, Mervan'ın, bayram günü minberi musallaya çıkarması ve bayram namazından önce minbere çıkması üzerine "sünnete muhalefet ettin" diyen bir adamın sözünü te'yid için rivayet etmiştir.
Hadisin zahiri, bir kötülüğün işlendiğini gören bir müslümanın o kötülüğe gücü ölçüsünde eli veya dili ile mani olmasının, bunlara gücü yetmediği zaman kalbi ile buğzetmesinin gerektiğine delîl teşkil etmektedir.
Kötülüğe el ile mani olmak, onu fiilen engellemektir. Kötülük aletini kırmak, içki ise dökmek, bir malın gasbı ise gasbedilen malı sahibine geri vermektir. Kötülüğe fiilen engel olmanın boyutları sadece bu değildir. Öyle ki Emr-i bîl-Ma'ruf ve Nehy-i anil-Munker'in birçok safhasında kendisini gösteren oldukça önemli bir konudur.
Dil ile mani olmak; kötülük işleyene nasihat etmek, Allah'ın o kötülüğü işleyenler için vaad ettiği cezayı hatırlatmak ve o konudaki âyetleri okumaktır.
Kalb ile mani olmak da; o kötülüğe radı olmamak, kölülük işleyene içinden buğzetmektir. Davranışın bu şekli kötülüğü manen engellemektir. Çünkü onun gücü daha fazlasına yetmemektedir.
Kötülüğe kalben buğzetmekle yetinmek imanın en zayıf durumda oluşudur.
Nevevi, bundan maksadın imanın semeresinin az olması olduğunu söyler. Aliyyu'I-Kâri ise: "Bu durumdaki müslüman, iman ehillerinin en zayıfıdır. Çünkü o kuvvetli olsaydı ve dini gayreti yüksek birisi olsa idi kalben buğzetmekle yetinmezdi. En efdal cihad, zalim sultanın yanında hak söz söylemektir, "manasındaki hadis bunu teyid etmektedir."
(Ebu Davud, Melahim, 17)


*************
Zalim sultanın karşısında iken Hakk'ı söylemenin en efdal cihad olması, Allah yolunda canıyla malıyla savaşıp cihad edenin cihadından farklılık arz etmekte, daha çok emr'i bil mâruf, we nehy-i ani'l munkerin zirvesine çıkmak, Sultanın doğru bildiklerinin batıllığını, bâtıl bildiklerinin de Hakk olduğunu söylemek manasındadır.

Bu hadise örnek bir vakıa gösterecek olursak şu iki olayı aktarırız :

1 - Abdullah bin Huzafe el Sehmi olayı

Rumlar bunu esir alıp krallarına getirdiklerinde “bu Muhammed’in sahabilerinden en değerli birileri, buna gerekenleri yapalım bu hırıstiyan olursa bir çoğu Hrıstiyanlığı kabul eder” diye telkinlerde bulunmuşlar.

Kral da Abdullaha: “
Ben sana elimde bulunan iktidara ortak edeceğim , otorite sahibi kılacağım gel hırıstiyan ol” diye teklifte bulunmuş .
Abdullah: “
sen bütün elinde bulunanları , hatta Arapların elinde bulunanları bana verecek olsan Muhammed’in dininden bir göz açıp kapayıncaya kadar bir zaman için dahi vazgeçmem“ cevabını vermiş.
Kral: ”
O halde seni öldüreceğim” demiş .
Abdullah: ”
Bildiğini yapmakta serbestsin” cevabını vermiş.
Kral: “
Abdullah’ın bir yerden aşağı asılmasını, okçular tarafından ellerine, ayaklarına okların yağdırılmasını ve burada Abdullah’ın hırıstiyanlığı kabul etmek zorunda kalacağınısöylemiş.
Bu işlemler Abdullah’a yapılırken , Abdullah diretmiş evet dememiştir.
Sonra indirilmesini, yakmış olduğu ateşte suyun kaynatılmasını, Müslümanlardan 2 esirin getirilip onun içine atılarak kebab edilmesini emretmiş. Abdullah burada da hırıstiyanlığı kabul etmeyi reddetmiş hırıstiyan olmamıştır.
Sonra Abdullah’ın da aynı suyun içine atılarak yakılmasını emretmiş. Abdullah ağlayınca kral bundan ümitvar olmuş. Artık dininden döneceğini zannetmiş , getirin onu buraya deyip tekrar hırıstiyan olmasını teklif etmiş, Abdullah ağlamış.
Kral : “
sen niye ağlıyorsun?” deyince
Abdullah: “Kendi içimden dedim ki “
Şu an kaderin gereği buraya atılıyorsun, ve ben arzuluyordum ki başımdaki bulunan saçların adetince cesedimde başlarım olsun, her biri Allah yolunda şehid olsun. Şu an birden ölüp gidiyorum buna ağlıyorum.”
Kral: ”
Ne dersin benim başımı öp seni serbest bırakayım?” demiş
Abdullah: ”
Diğer bütün Müslüman esirleri de serbest bırakacak mısın?” diye sorunca
Kral: ”
Evet diğer bütün Müslüman esirleri de serbest bırakacağım
Abdullah diyor ki: içimden dedim ki “bu Allah’ın düşmanlarından biri , başını öpeyim beni serbest bıraksın , diğer Müslümanları da serbest bıraksın, ondan sonra benim bunu göreceğim yok, umurumda değil ne olursa olsun.”
Yaklaştı bana, öptüm başını. Esirleri verdi bana. Onlarla Ömer’in Huzuruna vardım, Ömer’e durumu anlattım.
Ömer dedi ki :”
Her müslümanın Abdullah bin Huzafe’nin başını öpmesi icab eder. İlk Onun başını öpmeye de ben başlıyorum” dedi ve öptü.


(Bu olay Hakim’in Mustedrek’inde, Hayatu’s sahabede, el-İsabe fi Temyizi's-Sahabe, Kenzul Ummal isimli hadis kitabında , Beyhaki’nin Suneninde, İbn Asakir’de zikredilmektedir.)


2 - Ahmed bin Hanbel'in, Mutezili'nin fikri ürünü Kur'anın mahluk olduğu fitnesi zamanında, Abbasi halifesi Mûtasım'a Hakk'ı söylemesi ve bunun sonucunda zindana atılıp işkenceye uğratılması.

 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt