Aleykum selam we rahmetullah ;
Rabb'imiz, nikah konusunda kafirleri / muşrikleri iki sınıfa ayırmıştır. Kitabsız Muşrikler ve ehl-i kitab kafirler.
Semâvi kitabtan dâhi olmayan muşrik kadınların, musluman erkeklerle evlenmesi dâhi helal değildir.
Katâde (r.anh)'ye göre, «Ey mûminler Allah'a eş tanıyan kadınlarla, onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin..." (Bakara 221) âyetinden maksad, okuyup amel edecekleri hiçbir semavi kitabları olmayan muşrik Arab kadınlarıdır. (lbn-i Hamid, Taberi tefsiri, C. 2, S. 377)
Hammâd'dan şöyle rivayet edilmiştir:
«Ben, İbrahim en-Nehâî'ye, «Hristiyan ve Yahudi bir kadınla evlenmek mubah mıdır? diye sordum.
«Evlenilir» cevabını alınca tekrar,
«Allah (cc) muşrik kadınla evlenmeyiniz buyurmamış mıdır?» dedim.
O'da «Âyette «muşrik» kadından maksat, puta ve ateşe tapan kadınlardır» dedi. (Alusi, Ruhu'l meani, C. 2. S. 1)
"Ne bunlar onlara helaldir, ne de onlar bunlara helaldir" (Mumtehine 10) buyurulmuştur. Burada kâfirlerden büyük ihtimalle Mekke muşrikleri kastedilmektedir; ancak kullanılan ifade, mânası daha kapsamlı olan "kâfir"dir ve bu ifadeye göre de kâfir erkek ile Müslüman kadın evlenemez.
Ehl-i kitab muşriklerden ise helal olan sadece kadınlarıdır. Yani musluman erkek, Hırıstiyan ya da Musevi bir kadını nikahlaması mubahtır, câizdir.
"Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitab verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve mûminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitab verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve O, ahiratte zarara uğrayanlardandır." (Maide 5)
Ömer (r.anh), bir Yahudi kadınla evlenen Huzeyfetu'l Yemanî'ye yazdığı mektubda, evlendiği kadını boşamasını tavsiye etti.
O, Ömer (r.anh)'e yazdığı cevabı mektubda «Eğer Yahudi bir kadınla evlenmek haram ise, boşayayım» dedi.
Ömer (r.anh), O'nun mektubuna verdiği cevabda şöyle dedi: «Onlarla evlenmek haram değildir. Endişem, sizin iffetfi olmayan kadınlarla evlenmenizdîr. Çünkü Allah (cc), kitab ehli kadınlarla evlenmeyi ancak iffetti olmak, yani kimseyle zina yapmayan veya gizli ilişkisi olmayan kadın olmak şartıyla mubah kılmıştır.» (Taberi, tefsiri, C. 2, Sf: 37; Fahreddin er-Razi, Tefsiri Kebir, C. 8, Sf: 61. Kurtubi ,El-Camiu li Ahkamu'l Kur'an, C. 3, Sf: 81)
Ömer (r.anh)'in, Huzeyfetu'l Yemani'ye (r.anh) yazdığı mektubdan, müslümanların evlilik hususunda çok dikkatli ve ihtiyatlı olmalarını tavsiye ettiğini görüyoruz. Yoksa mektubdan, kitab ehli bir kadınla evlenmenin haram olduğu anlaşılmaz.
Câbir b. Abdillah (r.anh), “Ehl-i Kitabın bayanları bize helaldir, bizim bayanlarımız onlara haramdır" buyurmuştur. (Abdurrazzak, Musannef, no: 1052; Beyhaki, Sunen, VII, 172)
Şayet bu nevi bir nikâh vukû bulursa bâtıl olduğu için gerçekleşmiş olmaz. Hasan b. Muhammed'den: Dedi ki: "Rasulullah (s.a.v.) Hecr Mecusilerine yazdığı bir mektubda, onları İslâm'a davet ederek şöyle diyordu:
“Kim Müslüman olursa, O'nun Müslümanlığı kabul edilir. Kim kâbul etmezse O'na cizye vergisi vurulur, kestiği yenilmez ve hiçbir (müslüman) kadın onunla evlenemez."
Musluman kadının ise, ister ehl-i kitabtan olsun, ister kitab ehl-i olmayan muşriklerden bir erkekle olsun evlenmesi helal değildir. Nikah bâtıldır.
“Muşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla evlenmeyin! Mûmin bir cariye, hoşunuza giden hür bir muşrik kadından daha hayırlıdır! Mûmin kadınları da, onlar iman etmedikçe, muşriklere nikâhlamayınız; Mûmin bir köle hoşunuza giden hür bir muşrikten daha hayırlıdır. Muşrikler sizi cehenneme dâvet ederler. Allah ise sizi Kendi izniyle, cennete ve mağfirete dâvet eder ve üzerinde düşünüb gerekli dersi alsınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.” (Bakara, 221)
"Muşrik erkeklere de, Onlar iman edinceye kadar, (mûmin kadınları) nikahlamayın» (Bakara, 221) âyeti, muşrik bir erkeğin, müslüman bir kadınla evlenmesini kesinlikle haram kılar.
Âyette «muşrik» kelimesinden murat, İslâm dinine girmeyen, putperest, mecusi, yahudi, hrlstiyan ve murtedlerdir. Bunların hepsi de âyette de görüldüğü gibi kesinlikle haramdır. Bunun hikmeti de İslâmın izzet ve şerefinin herşeyin üstünde olmasıdır. Hiçbir şey, İslâm'ın üstüne çıkamaz.
Müslüman bir erkeğin, yahudi ve hırıstiyan bir kadınla evlenmesi helal olduğu halde, hristiyan veya yahudi bir erkeğin, müslüman bir kadınla evlenmesi kesin olarak haramdır. Çünkü Allah (cc) «Onlar sizi cehenneme çağırırlar...» âyetiyle bunu beyan etmiştir. Yani onlar, sizi kufre davet eder, küfür ise cehennem ateşine atılmaya sebebdir. İslam'a göre erkeğin, kadın üzerinde mutlaka bir hakimiyeti vardır. Bu nedenle evlendiği kimse, mûmine kadını dinini terk etmeye zorlayarak kendi dinine sokabilir. Doğan çocukları babası hristiyan, musevî veya putperest yapabilir. Çünkü çocuklar, babanın yanında terbiye olmuştur. Bu da çocuğun ateşe girmesine vesile olur.
Diğer taraftan müslüman bir erkek, İsa ve Musa (a.s.)'a inandığı gibi onlara inzal olan İncil ve Tevrat'a da inanır. Erkeğin müslüman olması, hristiyan veya yahudi karısına eza ve cefa yapmasına manidir. Çünkü o, karısının inandığı peygamberlere de inanır. Hiç bir dinî ihtilafları, eza ve cefaya sebeb olmaz. Ama Kur'an'a ve Rasulullah (s.a.v.)'a inanmayan bir gayr-i muslim erkek, dininden dolayı her zaman karısına işkence yapar ve dinini hafife alır. Ayrıca “Allah, mûminlerin âleyhine kâfirlere asla bir yol vermeyecektir.” (Nisa 141) mealindeki ayetin ifadesinde de kâfirlerin Müslümanlara hâkim olmaları yasaklanmıştır. Erkek kadın üzerinde bir nevi hâkim olduğuna göre, Müslüman kadının kâfir erkeklerle evlenmesinin caiz olmadığına da bir delildir. (Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l_İslamî, C.7, s. 152)
Sonuç olarak; Musluman bir kadının, ehl-i kitabtan dahi olsa bir erkekle evlenmesi helal değildir. Bunda ummetin icmâsı vardır. Böyle bir nikah bâtıldır, geçersizdir. İslam devletinde tesbit edilmesi halinde had uygulanır. Çocukları veled-i zina hukmundedir. Bu nikahın Helal görülmesi halinde kâfir olunur!