Kabirin Şekli:
Kabir toprak seviyesinden bir karış kadar yükseltilir, dört köşe halinde yapılmaz. Kabri kireçleyip süslemek, üzerine bina yapmak, üzerinde oturmak, ve yatıp uyumak, mezarı çiğnemek, ve üzerinde büyük veya küçük abdest etmek hep mekruh işlerdir.Şöhret için, öğünmek için mezarlar üzerine yazı yazmak haramdır.Mezarın izi kaybolmamak için isim ve tarih yazmak caizdir.
Cenaze gömüldükten sonra başı ucunda Kur'an okuyup ona dua etmek müstehapdır.
Mezarları Ziyaret Etmek:
Ahireti düşünmek, ölümden ibret almak, Kur'an okuyup sevabını ölülere göndermek ve onlar için Allah'a dua etmek maksadıyla mezarları ziyaret etmek sünnettir.Ziyaretin cum'a ve bayram günlerinde, perşembe ve cumartesi günlerinde yapılması daha makbüldür. Ziyaretçi ziyaret edeceği mezarı gördüğü zaman:
-Esselamü aleyküm dare kavmin mü'miniyne ve inna in şaallahü biküm lahikune- der.
Salih ve iyi kimselerin kabrini ziyarete çıkmak menduptur.
Peygamber s.a.v'in kabrini ziyaret etmek ise çok büyük önem taşır.
Sünnete riayet edecek şekilde kadınların da mezarları ziyaret etmesi menduptur.Fitneye sebebiyet verecek hallerde ziyaret etmeleri haram olur.
Ziyaret esnasında mezar etrafında dönülmez, mezara el yüz sürülmez, bez bağlanmaz, mum yakılmaz, adakta bulunulmaz, para ve eşya bırakılmaz, ölüden medet umulmaz,bir şey istemez.
PEYGAMBER S.A.V' İN KABRİNİ ZİYARET ETMEK VE DİĞER KABİR MEVZULARI
Cenaze namazı ile ilgili konular arasında kabirlerin ziyareti üzerinde durulmuş ve bunun meşruiyyetine işaret edilmişti.Günümüzde kabir ziyaretçilerinin maksat ve yapılışı bakımından çok değişik hallerine rastlanmakta ve İslam inancı ile bağdaşmayan hareketler görülmekte olduğundan delillere dayanarak bu mevzu üzerinde daha geniş bir bilgi edinmek lüzümlu ve faydalı bulunmuştur. Önce mutlak olarak kabir ziyaretinin cevazına ve ne maksatla yapılmasına delil teşkil eden Peygamber s.a.v efendimizin hadisi şeriflerinden birkaçını alalım:
Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet edildiğine göre demiştir ki , Resullullah s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Annem için mağfiret dilemek hususunda Rabbimden izin istedimde bana izin vermedi.Fakat annemin kabrini ziyaret etmem için ondan izin istedim de bana izin verdi.-(52)
Yine Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Peygamber s.a.v annesinin kabrini ziyaret etti ve ağladı ve çevresindekileri de ağlattı.Bunun üzerine Peygamber s.a.v şöyle buyurdu:
-Bu anneme mağrifet dilemek için Rabbimden izin istedim de bana izin verilmedi. Fakat kabrini ziyaret etmek için izin istedim ve bana izin verildi.Siz de kabirleri ziyaret ediniz; çünkü kabirler ölümü hatırlatır.-(53)
Büreyde'den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur.
-Kabirleri ziyaret etmeyi ben size yasaklamıştım.Şimdi annesinin kabrini ziyaret hususunda Muhammed'e(s.a.v) izin verilmiştir. Siz de kabirleri ziyaret ediniz; çünkü bu ziyaret ahireti hatırlatır.-(54)
Yine Büreyde'den (r.a) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resulullah s.a.v şöyle buyurdu:
-Kabirleri ziyaretten sizi alıkoymuştum. Şimdi ise onları ziyaret ediniz; çünkü onları ziyarette bir uyarma vardır.-
(55)
Yukarıya çıkarılan ve sahih kabul edilen hadis-i şeriflerle ve yine bu manada varid olan diğer hadisler, mutlak olarak kadın ve erkeklerin kabirleri ziyaret etmelerinin caiz olduğuna delil olmaktadır. Ancak kadınların ziyaretleri hususunda varid olan hadis-i şeriflerin tearuz etmeleri sebebiyle alimler ihtilafta bulunmuşlar ve kadınlar için haram, mekruh ve mübah görüşlerini ileri sürmüşlerdir.
İmam Buhari ve İmam Müslim'in tahriç ettikleri bir hadis-i şerif şöyle: Enes'den (r.a) rivayet edildiğine göre, Peygamber s.a.v , bir mezar yanında ağlamakta olan bir kadına rasgeldi ve bu kadına:-Allah'tan kork(takva sahibi ol) ve sabret- diye buyurdu. Burada Peygamber s.a.v kadına , kabrin ziyaretini yasaklamadığı ve onu bu hareketinden alıkoymadığı itibarla kadınlara kabir ziyaretinin haram olmadığı manası çıkarılmaktadır.Diğer taraftan Hazret-i Aişe (r.a) validemiz, Peygamber s.a.v'e -Kabirleri ziyaret ettiğim zaman nasıl söyleyeyim?- sorusuna karşı Peygamber s.a.v şu cevabı vermişlerdi:
-Şunu söyle: Mümin ve müslümanlardan ibaret olan bu yer ehline selam olsun. Allah bizden öncekilere ve bizden sonrakilere rahmet etsin.Biz de Allah dilediği zaman sizlere kavuşacağız.-
Bu iki hadisi şerif, kadınların da kabirleri ziyaretlerine delil iseler de, Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet ettiği şu hadisi şerif de bu ziyaretin kadınlar için haram olduğuna delil gösterilmektedir:
-Resulullah s.a.v , kabirleri ziyaret eden kadınlara lanet etmiştir.- (56)
Netice: Bazı alimler, kadınlar için olan bu yasak, Peygamber s.a.v , kabirleri ziyarete izin vermeden önce olmuştur, diyorlar. Sonra ilk hadislerde de görüldüğü gibi kabirleri ziyarete ruhsat verilince, mutlaka ve umumi olan mana içine kadınlar da girmişler ve yasak dışında kalmışlardır. Bununla beraber kabirleri ziyaret esnasında bağırıp çağıracak, açılıp saçılacak, fitneye sebep olacak hareket ve kıyafetlerle ziyaret etmeleri haram olur.Cevaz ölümden ibret almak isteyen ve İslam adabına riayet eden bilhassa yaşlı kadınlar içindir.Kadınların sabırları az ve feryadları çok olduğu için, bazı alimler de kadınların ziyaretini mekruh saymışlardır.
Ziyaretten Maksad:
Peygamber s.a.v kabirleri ziyaret edene ruhsat verdiği zaman, bunun sebep ve hikmetini de:- Çünkü kabirleri ziyaret etmekle ölümü ve ahireti hatırlama ve bir uyarma vardır.- buyurarak bildirmiştir. İnsan ölümü ve ahireti hatırlayınca, Allah'a karşı olan vazifelerini yerine getirmenin önem ve lüzumunu anlar ve ona göre noksanlarını gidermeye çalışır.Dinin emrettiği işleri yapmaya ve yasakladığı şeylerden kaçınmaya çalışır , tevbe eder ve böylece kendini ahirete hazırlar. Böyle bir maksad dışında yapılacak ziyaretlerin bir faydası olmadığı gibi, bazı inanç ve hareketler insanın imanını da zedeler ve küfre kadar götürür. Her işte Peygamber Efendimizin söz ve hareketleri bize örnek olmalıdır.Ziyaret esnasında peygamber efendimizin okudukları duaları okumalı, hem ölüler için hem diriler için, Allah'dan mağrifet dilemelidir. Bununla beraber Kur'an'dan sureler okumak suretiyle ölülerimizin ruhuna sevabını bağışlamak da uygundur.
Peygamber S.A.V in Kabr-i Şerifini Ziyaret
Umumiyetle mü'minlerin kabrini ziyaret etmenin caiz olduğu delillerle sabit olduktan sonra, bilhassa alemlere rahmet olarak gönderilen ve beşeriyyeti küfür karanlıklarından kurtarıp iman nuru ile nurlandıran Allahü Teala hazretlerinin en son ve en üstün peygamberinin kabri şerifini ziyaret, büyük mana ve önem taşır.Üstelik bu ziyaretin yapılmasını teşvik eden hadisi şerifler vardır. Her ne kadar bu hadislerin sıhhatı üzerinde alimlerin mevzu, zayıf ve sahih gibi değişik görüşleri varsa da, bu görüşler ziyaretin önemine bir halel getirmez.Örnek olarak şu hadisleri alabiliriz:
İbni Ömer'den (r.a) dan rivayet ettiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip olmuştur-(57)
Enes'den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Beni (hayatımda ve hayatımdan sonra) Allah rızasını niyyet ederek Medine'de ziyaret eden kimseye kıyamet günü şahid ve şefaatçi olurum-(58)
Diğer taraftan Peygamber Efendimizin Mescidlerinde (Mescid-i Resul) namaz kılmanın diğer mescidlerde namaz kılmaktan daha faziletli olduğu hakkında sahih hadisler mevcuttur.Kabri şeriflerinin de bu mescid içinde bulunması bu ziyarete ayrı bir şeref kazandırmaktadır.Hadis-i Şerif şu:
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Benim mescidimde bir namaz bundan başka mescitlerdeki bin namazdan daha hayırlıdır;Mescid’i Haram müstesna…-(59)
Bu hadis-i şerifi Buhari, Müslim,İmam Malik ve diğer muhaddisler rivayet etmiştir.
Yine Ebu Said El Hudri’den (r.a) rivayet edilen diğer bir hadisi şerifte Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Üç mescidden başka hiçbir mescid için sefere çıkılmaz;bu mescidler:Mescidi Haram, benim şu Mescidim ve Mescidi Aksadır.-(60)
Şu hadisi şerifi de Buhari,Müslim,İmam Ahmed rivayet etmişler ve her iki hadis de alimler tarafından sahih kabul edilmiştir.
Demek oluyor ki, Mekke’de bulunan Harem-i şerif Mescidi müstesna, diğer bütün mescidlerde kılınan bir namazdan bin defa hayırlı bir namaz, ancak Medine’de bulunan ve içinde kainatın efendisi medf’un bulunan Mescidi Resul’de kazanılabiliyor; ve bu üç mescidden başka başka hiçbir mescid için ziyade sevap kazanmak kasdı ile sefere çıkılması gerekmiyor. Mescid-i Aksa, Kudüs’te bulunan mesciddir.Bu üç yerden başka hiçbir yer için , sefere çıkmayı gerektiren özel bir fazilet yoktur.
Hal böyle oluca, Mescidi Resul’de vekar ve tadil’i erkan ile namaz kılmanın ve orada medf’un bulunan nur kaynağının kabr-i şerifini ziyaret etmenin ve bu sebepler onun ahlakı ile ahlaklanmanın değeri kendiliğinden meydana çıkar. Bununla beraber şeklen yapılacak bir ziyaretin de hiçbir fazilet ve önemi de yoktur;böyle bir ziyaret turistik bir ziyaret olur.
Ziyaretin Asıl Manası Şu:
{Kainatın yaratıcısı ve idare edicisi olann Allah’ü Teala Hazretleri kurduğu nizam üzere,ilk insanı yarattığından itibaren bütün insanları ahiret hayatına çekmektedir.Bunlar arasında geçmiş ve gelecek bütün varlıkların en hayırlısı ve en şereflisi bulunan son peygamberi Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’i de kendine çekmiş bulunmaktadır. Çaresiz dönüş ancak O’na olacak ve hesap O’na verilecektir. Bu hesaptan selametle çıkışın tek yolu da, O’nun son peygamberi vasitasiyle bize gönderdiği hak İslam dinidir.Bu dinin en güzel ve en mükemmel tatbik edicisi şanı yüce Peygamber.(s.a.v) dir. Ben bu üstün Peygamberin ümmetinden olabilmem için , onun şefaatine ahirette kavuşabilmem için , onun tebliğ ettiği hak dinin emirlerine daha sıkı bağlanmaya, haram ve yasaklarından kaçınmaya söz veriyorum.Hayatta bulunduğum müddet, onun hizmet anlayışı din uğrunda çalışmayı kendime gaye ediniyorum.}
Bu niyyet ve inançla yapılan ziyaretin manevi değeri çok büyüktür. Peygamberin manevi huzurunda, emir ve yasaklarına riayet etmek hususunda kendilerine söz veriliyor, beyat ediliyor. İşte asıl gaye bu…
NOT:Kendim yazdım yazım hatam varsa affola.
KAYNAK: AÇIKLAMALI-MUAMELATLI İSLAM İLMİHALİ,
İSLAM FIKHI VE HUKUKU(HANEFİ)
A.FİKRİ YAVUZ
(52).Müslim :Kitabül Cenaiz, hadis :105
(53).Müslim :Kitabül Cenaiz, hadis:106
(54).Tirmizi: Ebvabüül-Cenaiz, hadis:1054
(55).Ebu Davud:Kitabul Cenaiz.hadis:3235
(56)Tirmizi:Kitabül Cenaiz,hadis:1056
(57).Feyzül Kadir. C. VI, hadis:8715
(58).Feyzül Kadir. C. VI, hadis:8716
(59) Tirmizi,Ebvabüs Salat.hadis 326
(60)Tirmizi,Ebvabüs Salat.hadis 326
Kabir toprak seviyesinden bir karış kadar yükseltilir, dört köşe halinde yapılmaz. Kabri kireçleyip süslemek, üzerine bina yapmak, üzerinde oturmak, ve yatıp uyumak, mezarı çiğnemek, ve üzerinde büyük veya küçük abdest etmek hep mekruh işlerdir.Şöhret için, öğünmek için mezarlar üzerine yazı yazmak haramdır.Mezarın izi kaybolmamak için isim ve tarih yazmak caizdir.
Cenaze gömüldükten sonra başı ucunda Kur'an okuyup ona dua etmek müstehapdır.
Mezarları Ziyaret Etmek:
Ahireti düşünmek, ölümden ibret almak, Kur'an okuyup sevabını ölülere göndermek ve onlar için Allah'a dua etmek maksadıyla mezarları ziyaret etmek sünnettir.Ziyaretin cum'a ve bayram günlerinde, perşembe ve cumartesi günlerinde yapılması daha makbüldür. Ziyaretçi ziyaret edeceği mezarı gördüğü zaman:
-Esselamü aleyküm dare kavmin mü'miniyne ve inna in şaallahü biküm lahikune- der.
Salih ve iyi kimselerin kabrini ziyarete çıkmak menduptur.
Peygamber s.a.v'in kabrini ziyaret etmek ise çok büyük önem taşır.
Sünnete riayet edecek şekilde kadınların da mezarları ziyaret etmesi menduptur.Fitneye sebebiyet verecek hallerde ziyaret etmeleri haram olur.
Ziyaret esnasında mezar etrafında dönülmez, mezara el yüz sürülmez, bez bağlanmaz, mum yakılmaz, adakta bulunulmaz, para ve eşya bırakılmaz, ölüden medet umulmaz,bir şey istemez.
PEYGAMBER S.A.V' İN KABRİNİ ZİYARET ETMEK VE DİĞER KABİR MEVZULARI
Cenaze namazı ile ilgili konular arasında kabirlerin ziyareti üzerinde durulmuş ve bunun meşruiyyetine işaret edilmişti.Günümüzde kabir ziyaretçilerinin maksat ve yapılışı bakımından çok değişik hallerine rastlanmakta ve İslam inancı ile bağdaşmayan hareketler görülmekte olduğundan delillere dayanarak bu mevzu üzerinde daha geniş bir bilgi edinmek lüzümlu ve faydalı bulunmuştur. Önce mutlak olarak kabir ziyaretinin cevazına ve ne maksatla yapılmasına delil teşkil eden Peygamber s.a.v efendimizin hadisi şeriflerinden birkaçını alalım:
Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet edildiğine göre demiştir ki , Resullullah s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Annem için mağfiret dilemek hususunda Rabbimden izin istedimde bana izin vermedi.Fakat annemin kabrini ziyaret etmem için ondan izin istedim de bana izin verdi.-(52)
Yine Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Peygamber s.a.v annesinin kabrini ziyaret etti ve ağladı ve çevresindekileri de ağlattı.Bunun üzerine Peygamber s.a.v şöyle buyurdu:
-Bu anneme mağrifet dilemek için Rabbimden izin istedim de bana izin verilmedi. Fakat kabrini ziyaret etmek için izin istedim ve bana izin verildi.Siz de kabirleri ziyaret ediniz; çünkü kabirler ölümü hatırlatır.-(53)
Büreyde'den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur.
-Kabirleri ziyaret etmeyi ben size yasaklamıştım.Şimdi annesinin kabrini ziyaret hususunda Muhammed'e(s.a.v) izin verilmiştir. Siz de kabirleri ziyaret ediniz; çünkü bu ziyaret ahireti hatırlatır.-(54)
Yine Büreyde'den (r.a) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resulullah s.a.v şöyle buyurdu:
-Kabirleri ziyaretten sizi alıkoymuştum. Şimdi ise onları ziyaret ediniz; çünkü onları ziyarette bir uyarma vardır.-
(55)
Yukarıya çıkarılan ve sahih kabul edilen hadis-i şeriflerle ve yine bu manada varid olan diğer hadisler, mutlak olarak kadın ve erkeklerin kabirleri ziyaret etmelerinin caiz olduğuna delil olmaktadır. Ancak kadınların ziyaretleri hususunda varid olan hadis-i şeriflerin tearuz etmeleri sebebiyle alimler ihtilafta bulunmuşlar ve kadınlar için haram, mekruh ve mübah görüşlerini ileri sürmüşlerdir.
İmam Buhari ve İmam Müslim'in tahriç ettikleri bir hadis-i şerif şöyle: Enes'den (r.a) rivayet edildiğine göre, Peygamber s.a.v , bir mezar yanında ağlamakta olan bir kadına rasgeldi ve bu kadına:-Allah'tan kork(takva sahibi ol) ve sabret- diye buyurdu. Burada Peygamber s.a.v kadına , kabrin ziyaretini yasaklamadığı ve onu bu hareketinden alıkoymadığı itibarla kadınlara kabir ziyaretinin haram olmadığı manası çıkarılmaktadır.Diğer taraftan Hazret-i Aişe (r.a) validemiz, Peygamber s.a.v'e -Kabirleri ziyaret ettiğim zaman nasıl söyleyeyim?- sorusuna karşı Peygamber s.a.v şu cevabı vermişlerdi:
-Şunu söyle: Mümin ve müslümanlardan ibaret olan bu yer ehline selam olsun. Allah bizden öncekilere ve bizden sonrakilere rahmet etsin.Biz de Allah dilediği zaman sizlere kavuşacağız.-
Bu iki hadisi şerif, kadınların da kabirleri ziyaretlerine delil iseler de, Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet ettiği şu hadisi şerif de bu ziyaretin kadınlar için haram olduğuna delil gösterilmektedir:
-Resulullah s.a.v , kabirleri ziyaret eden kadınlara lanet etmiştir.- (56)
Netice: Bazı alimler, kadınlar için olan bu yasak, Peygamber s.a.v , kabirleri ziyarete izin vermeden önce olmuştur, diyorlar. Sonra ilk hadislerde de görüldüğü gibi kabirleri ziyarete ruhsat verilince, mutlaka ve umumi olan mana içine kadınlar da girmişler ve yasak dışında kalmışlardır. Bununla beraber kabirleri ziyaret esnasında bağırıp çağıracak, açılıp saçılacak, fitneye sebep olacak hareket ve kıyafetlerle ziyaret etmeleri haram olur.Cevaz ölümden ibret almak isteyen ve İslam adabına riayet eden bilhassa yaşlı kadınlar içindir.Kadınların sabırları az ve feryadları çok olduğu için, bazı alimler de kadınların ziyaretini mekruh saymışlardır.
Ziyaretten Maksad:
Peygamber s.a.v kabirleri ziyaret edene ruhsat verdiği zaman, bunun sebep ve hikmetini de:- Çünkü kabirleri ziyaret etmekle ölümü ve ahireti hatırlama ve bir uyarma vardır.- buyurarak bildirmiştir. İnsan ölümü ve ahireti hatırlayınca, Allah'a karşı olan vazifelerini yerine getirmenin önem ve lüzumunu anlar ve ona göre noksanlarını gidermeye çalışır.Dinin emrettiği işleri yapmaya ve yasakladığı şeylerden kaçınmaya çalışır , tevbe eder ve böylece kendini ahirete hazırlar. Böyle bir maksad dışında yapılacak ziyaretlerin bir faydası olmadığı gibi, bazı inanç ve hareketler insanın imanını da zedeler ve küfre kadar götürür. Her işte Peygamber Efendimizin söz ve hareketleri bize örnek olmalıdır.Ziyaret esnasında peygamber efendimizin okudukları duaları okumalı, hem ölüler için hem diriler için, Allah'dan mağrifet dilemelidir. Bununla beraber Kur'an'dan sureler okumak suretiyle ölülerimizin ruhuna sevabını bağışlamak da uygundur.
Peygamber S.A.V in Kabr-i Şerifini Ziyaret
Umumiyetle mü'minlerin kabrini ziyaret etmenin caiz olduğu delillerle sabit olduktan sonra, bilhassa alemlere rahmet olarak gönderilen ve beşeriyyeti küfür karanlıklarından kurtarıp iman nuru ile nurlandıran Allahü Teala hazretlerinin en son ve en üstün peygamberinin kabri şerifini ziyaret, büyük mana ve önem taşır.Üstelik bu ziyaretin yapılmasını teşvik eden hadisi şerifler vardır. Her ne kadar bu hadislerin sıhhatı üzerinde alimlerin mevzu, zayıf ve sahih gibi değişik görüşleri varsa da, bu görüşler ziyaretin önemine bir halel getirmez.Örnek olarak şu hadisleri alabiliriz:
İbni Ömer'den (r.a) dan rivayet ettiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip olmuştur-(57)
Enes'den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Beni (hayatımda ve hayatımdan sonra) Allah rızasını niyyet ederek Medine'de ziyaret eden kimseye kıyamet günü şahid ve şefaatçi olurum-(58)
Diğer taraftan Peygamber Efendimizin Mescidlerinde (Mescid-i Resul) namaz kılmanın diğer mescidlerde namaz kılmaktan daha faziletli olduğu hakkında sahih hadisler mevcuttur.Kabri şeriflerinin de bu mescid içinde bulunması bu ziyarete ayrı bir şeref kazandırmaktadır.Hadis-i Şerif şu:
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Benim mescidimde bir namaz bundan başka mescitlerdeki bin namazdan daha hayırlıdır;Mescid’i Haram müstesna…-(59)
Bu hadis-i şerifi Buhari, Müslim,İmam Malik ve diğer muhaddisler rivayet etmiştir.
Yine Ebu Said El Hudri’den (r.a) rivayet edilen diğer bir hadisi şerifte Peygamber s.a.v şöyle buyurmuştur:
-Üç mescidden başka hiçbir mescid için sefere çıkılmaz;bu mescidler:Mescidi Haram, benim şu Mescidim ve Mescidi Aksadır.-(60)
Şu hadisi şerifi de Buhari,Müslim,İmam Ahmed rivayet etmişler ve her iki hadis de alimler tarafından sahih kabul edilmiştir.
Demek oluyor ki, Mekke’de bulunan Harem-i şerif Mescidi müstesna, diğer bütün mescidlerde kılınan bir namazdan bin defa hayırlı bir namaz, ancak Medine’de bulunan ve içinde kainatın efendisi medf’un bulunan Mescidi Resul’de kazanılabiliyor; ve bu üç mescidden başka başka hiçbir mescid için ziyade sevap kazanmak kasdı ile sefere çıkılması gerekmiyor. Mescid-i Aksa, Kudüs’te bulunan mesciddir.Bu üç yerden başka hiçbir yer için , sefere çıkmayı gerektiren özel bir fazilet yoktur.
Hal böyle oluca, Mescidi Resul’de vekar ve tadil’i erkan ile namaz kılmanın ve orada medf’un bulunan nur kaynağının kabr-i şerifini ziyaret etmenin ve bu sebepler onun ahlakı ile ahlaklanmanın değeri kendiliğinden meydana çıkar. Bununla beraber şeklen yapılacak bir ziyaretin de hiçbir fazilet ve önemi de yoktur;böyle bir ziyaret turistik bir ziyaret olur.
Ziyaretin Asıl Manası Şu:
{Kainatın yaratıcısı ve idare edicisi olann Allah’ü Teala Hazretleri kurduğu nizam üzere,ilk insanı yarattığından itibaren bütün insanları ahiret hayatına çekmektedir.Bunlar arasında geçmiş ve gelecek bütün varlıkların en hayırlısı ve en şereflisi bulunan son peygamberi Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’i de kendine çekmiş bulunmaktadır. Çaresiz dönüş ancak O’na olacak ve hesap O’na verilecektir. Bu hesaptan selametle çıkışın tek yolu da, O’nun son peygamberi vasitasiyle bize gönderdiği hak İslam dinidir.Bu dinin en güzel ve en mükemmel tatbik edicisi şanı yüce Peygamber.(s.a.v) dir. Ben bu üstün Peygamberin ümmetinden olabilmem için , onun şefaatine ahirette kavuşabilmem için , onun tebliğ ettiği hak dinin emirlerine daha sıkı bağlanmaya, haram ve yasaklarından kaçınmaya söz veriyorum.Hayatta bulunduğum müddet, onun hizmet anlayışı din uğrunda çalışmayı kendime gaye ediniyorum.}
Bu niyyet ve inançla yapılan ziyaretin manevi değeri çok büyüktür. Peygamberin manevi huzurunda, emir ve yasaklarına riayet etmek hususunda kendilerine söz veriliyor, beyat ediliyor. İşte asıl gaye bu…
NOT:Kendim yazdım yazım hatam varsa affola.
KAYNAK: AÇIKLAMALI-MUAMELATLI İSLAM İLMİHALİ,
İSLAM FIKHI VE HUKUKU(HANEFİ)
A.FİKRİ YAVUZ
(52).Müslim :Kitabül Cenaiz, hadis :105
(53).Müslim :Kitabül Cenaiz, hadis:106
(54).Tirmizi: Ebvabüül-Cenaiz, hadis:1054
(55).Ebu Davud:Kitabul Cenaiz.hadis:3235
(56)Tirmizi:Kitabül Cenaiz,hadis:1056
(57).Feyzül Kadir. C. VI, hadis:8715
(58).Feyzül Kadir. C. VI, hadis:8716
(59) Tirmizi,Ebvabüs Salat.hadis 326
(60)Tirmizi,Ebvabüs Salat.hadis 326