Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Dar'ul İslam'da Müslüman, Kâfire Dava Açarsa İslâm Mahkemesinde mi Yargılanır?

Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Müslüman birisi, kâfire dava açtı. Burada kâfir olan kişiye İslâm hukukuna göre mi muamele edilir? Müslümana her türlü öyle diye biliyorum peki kâfir olan, ehl-i Kitab olan kimse yahut zındık olan kimse de bu mahkemede İslâm hukukuna göre mi ceza alır? (Müslüman olan kişi dava açtığı için)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Daru'l İslam'da Müslüman, Kâfire Dava Açarsa İslâm Mahkemesinde mi Yargılanır?


1. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye (Osmanlı Hukuku)

Mecelle’de, Müslümanlar ile zimmîler (gayr-ı muslimler) arasındaki davalar İslâm hukukuna göre karara bağlanır. Mahkemenin her iki tarafı da eşit bir şekilde dinlemesi gerektiği vurgulanır. (Mecelle, Madde 1790 - 1800)

2. İbn Kudâme el-Makdisî - El-Muğnî
İbn Kudâme’nin el-Muğnî adlı eserinde, zimmîlerin (Dâru’l-İslâm’da yaşayan gayr-ı muslimlerin) İslâm mahkemesinde yargılanmaları konusunda açıklamalar yer alır. Müslüman bir davacı ile zimmî bir davalının, İslâm hukuku çerçevesinde hükme bağlanacağı belirtilir. (İbn Kudâme, el-Muğnî, C. 9, Sf: 350 - 360)


3. Ebu Yusuf - Kitabu’l-Harac

Ebu Yusuf, Kitabu’l-Harac adlı eserinde, İslâm Devleti’nde yaşayan gayr-ı muslimlerin hakları, yükümlülükleri ve yargılanma süreçlerine dair detaylı bilgi verir. Müslüman ve gayr-ı muslim arasındaki davaların İslâm mahkemesinde görülmesinin zorunlu olduğu ifade edilir.
(Ebu Yusuf, Kitabu’l-Harac, el-Muğnî, Sf: 125 - 130)


4. İmam Şâfiî - El-Umm

İmam Şâfiî’nin el-Umm adlı eserinde, Müslümanlarla zimmîler arasındaki davalar ele alınır. Burada, İslâm mahkemelerinin adaletli bir şekilde her iki tarafı da dinlemesi gerektiği, ancak hükmün İslâm hukuku çerçevesinde verilmesi gerektiği belirtilir. (İmam Şâfiî, el-Umm, C. 4, Sf: 300 - 310)

5. Serahsî - El-Mebsût

Serahsî’nin bu eseri, Hanefî mezhebine göre Müslümanların ve gayrimüslimlerin Dâru’l-İslâm’da yargılanma süreçlerini detaylandırır. Zimmîlerin hukukunun korunduğu, ancak yargılamanın İslâm hukukuna göre yapılacağı vurgulanır. (İmam Serahsî, el-Mebsût, C. 16, Sf: 87 - 90)

Dâru’l-İslâm’da bir Müslüman, bir kâfire dava açarsa bu dava, İslâm mahkemesinde görülür ve hüküm İslâm hukukuna göre verilir.



Daru'l Harb'de Müslüman, kâfire Dava Açarsa Nerede, Nasıl Yargılanır?

1. İmam Serahsî - El-Mebsût

Serahsî, Dâru’l-Harb’te yaşayan Müslümanların karşılaştığı hukuki sorunları kâfire karşı dava açmasının zaruret durumlarında mümkün olduğunu belirtir. Dâru’l-Harb’te, İslâm mahkemesi olmadığı için hakkını elde edebilmek için yerel mahkemelere başvurmasının maslahat gereği caiz olabileceğini belirtir. Ancak bu, Müslümanın hakkını koruma amacıyla sınırlı olmalıdır. (İmam Serahsî, el-Mebsût, C. 10, Sf: 115-120)

2. İbn Kudâme el-Makdisî - El-Muğnî

İbn Kudâme, el-Muğnî eserinde, Dârü’l-Harp’te Müslümanların haklarını savunmak için yerel mahkemelere başvurabileceğini zaruret durumlarına (bunu yalnızca adaleti sağlamak ve hakkını elde etmek amacıyla) dayandırır. Ancak bu durumun, İslâm’a açıkça aykırı hükümlerin kabul edilmemesi şartıyla caiz olduğunu belirtir. (İbn Kudâme, el-Muğnî, C. 9, Sf: 350 - 360, 460-465)

3. İbn Kayyim el-Cevziyye - Ahkâmu’l-Zimmiyîn

İbn Kayyim, gayr-ı muslimlerin hâkim olduğu bölgelerde Müslümanların adalet talebinde bulunabilmesi için, maslahat ve zaruret ilkesine dayanarak yerel mahkemelere başvurabileceğini ifade eder. Dâru’l-Harb’te İslâm mahkemesi olmadığı için, Müslümanın hakkını koruması öncelikli bir ihtiyaç olarak değerlendirilir. (İbn Kayyim, Ahkâmu’l-Zimmiyîn, Sf: 240 - 265)

4. Ebu Yusuf - Kitabu’l-Harac

Ebu Yusuf, İslâm devletinin otoritesinin dışında kalan bölgelerde, Müslümanların haklarını koruma konusunda dikkatli olması gerektiğini belirtir. Dâru’l-Harb’te bir Müslüman, adaleti sağlamak için yerel otoritelere başvurabilir, ancak bu yalnızca İslâm’ın temel değerlerine zarar vermemek koşuluyla caiz görülür. Müslümanların kendi haklarını savunmaları ve zulmu engellemeleri için bulunduğu şartlara göre hareket etmesinin uygun olduğunu belirtir. Bu, mahkeme sisteminin tamamen İslâm’a aykırı olduğu durumlarda maslahat ilkesine dayanır. (Ebu Yusuf, Kitabu’l-Harac, Sf: 130 - 135, 155-160)

5. Şafiî Mezhebi Görüşü - El-Umm

İmam Şâfiî, Müslümanların Dâru’l-Harb’te karşılaştığı durumlarda, maslahat ve zaruret prensiplerine uygun olarak hareket etmeleri gerektiğini ifade eder. Ancak, Müslümanın kendi inancına aykırı hüküm veya şartları kabul etmemesi gerektiğini açıklar. Bu bağlamda, yerel mahkemeye başvurmanın zaruret halinde caiz olduğu belirtilir. (İmam Şâfiî, el-Umm, C. 4, Sf: 320 - 325)

6. İbn Teymiyye - Mecmu'ul Fetâvâ

İbn Teymiyye, bir Müslümanın Dâru'l-Harb’te gayr-ı muslimlere karşı hakkını ararken yerel hukuk sistemine başvurmasının, İslam’a aykırı bir niyet taşımadığı sürece kabul edilebilir olduğunu ifade eder. Ancak, verilen kararların İslam'a uygunluğuna dikkat çekmiştir. ( İbn Teymiyye, Mecmu'ul Fetâvâ, C. 28, Sf: 600 - 605)
 
Üst Ana Sayfa Alt