Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Nakşibendilerde Hatme Bidatı ve Menzil Şeyhinin Sahtekarlığı

Ahıskalı Çevrimiçi

Ahıskalı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Et-tekraru ahsen velev kane yüzseksen sözü icabı, vird meselesinde başlangıç olarak aktardığımız rivayetleri tekrardan aktaralım;

Huzeyfe bin Yeman Hazretleri ibadet icat edip sonrada dine katma hususunda bidat bağlamında demiştir ki;

كلُّ عبادةٍ لا يتعبدُها أصحابُ رسولِ اللهِ ﷺ فلا تعبدوها، فإن الأولَ لم يدعْ للآخرِ مقالًا

‘’Sahabenin yapmadığı –yani Peygamberin ﷺ öğretip tavsiye etmediği- bir ibadeti yapmaktan sakının. Zira öncüler geriden gelenlere söz edecek tek bir kelime bile bırakmamıştır.’’

İbn Kesir –rahimehullah- yine aynı manada demiştir;

أهل السنة والجماعة يقولون في كل فعل وقول لم يثبت عن الصحابة: هو بدعة؛ لأنه لو كان خيرا لسبقونا إليه، لأنهم لم يتركوا خصلة من خصال الخير إلا وقد بادروا إليها

‘’Ehli Sünnet ve’l-cemaat uleması şöyle dedi; Sahabenin söylemediği söz yapmadığı bir fiil bidat niteliği taşır. Eğer bu manada bidatta bir hayr olsaydı onlar bizden bu konuda geride kalmaz ve gerekeni yaparlardı. Zira kendileri her türlü hayır içerikli hasletlere ve özelliklere sahiptiler.’’

Hatmede sahabenin yapmadığı hatta yapanı sakındırdığı bidat ritüellerden birisidir. Tafsilatına girmeden en az iki kişiyle yapılması uygun görülmüştür. Bu iki kişi hatme yapacağı alanı kendine tahsis edip bir süreden sonra o alanı dışarıdan izole edip kimseyi içeri sokmamaları icab etmektedir.

Taşlarla veyahut zaruri durumlarda leblebilerle zikir adedi sayılmaktadır. Büyük hatmelerde azami durumda odanın şekli alınır ama orta derecedeki hatmelerde genelde kıbleyse sırtının dönük imamın imame görevi görmesiyle birlikte cemaat etrafında halka olur. İmamın talimatına göre zikirler ve sureler taş adedince sessizce okunur ve bitince bütün silsileyi övüp onlara hediye ederler.

Bu mevzuyu menzil tarikatının en üst düzey şeyhin (gavs?) kendi kitabında icra ettiği bir şark kurnazlığıyla sizlere batıllığını ispatlayacağım.

Bahsettiğim menzil şeyhi Seyyid Muhammed Saki el-Huseyni olarak bilinir. Bu zatın ‘’Hatmi Hacegan ve Saadetli Sadatı’’ isminde hacmen büyük termo-deri ciltli bir kitabı yayınlanmıştır.

Burada, ‘’Sahabe-i Kiram döneminde Tabiin Hatmesine Bir Örnek’’ başlığı adı altında Süneni Darimiden naklettiği bir hadis şöyledir;

‘’ Amr b. Yahya’dan; “babamı, babasından (naklen) şöyle rivayet ederken duydum: (Babam) dedi ki sabah namazından önce Abdullah b. Mes'ûd'un kapısının önünde otururduk. Çıktığında, onunla beraber mescide giderdik.

Neyse (bir gün) Ebû Musa el Eş'arî yanımıza geldi ve; "Ebû Abdirrahman (yâni Abdullah b. Mesûd) şimdiye kadar yanınıza çıktı mı?" dedi. "Hayır" dedik. O da bizimle beraber oturdu. Nihayet Abdullah çıktı. Çıkınca toptan ona ayağa kalktık.

Sonra Ebû Musa ona şöyle dedi: "Ey Ebû Abdirrahman! Biraz önce mescidde yadırgadığın bir durum gördüm. Ama yine de, Allah'a şükür, hayırdan başka bir şey görmüş değilim.

Abdullah: "Nedir o?" diye sordu. O da; "Yaşarsan birazdan göreceksin" dedi (ve) şöyle devam etti: "Mescidde halkalar halinde, oturmuş, namazı bekleyen bir topluluk gördüm. Her halkada (İdareci) bir adam, (halkadakilerin)ellerinde de çakıl taşları var.

(idareci):"Yüz defa Allahu ekber deyin" diyor, onlar da yüz defa Allahu Ekber diyorlar. Sonra, yüz defa La İlahe İllallah, deyin diyor, onlar da yüz defa La ilahe İllallah diyorlar. Yüz defa Subhanallah deyin diyor, onlar da yüz defa Subhanallah diyorlar." Abdullah b. Mes'ûd : "Peki onlara ne dedin?" dedi. "Senin görüşünü bekleyerek veya "senin emrini bekleyerek" onlara bir şey söylemedim." dedi. Dedi ki; "onlara kötülüklerini hesab etmelerini emredip (bununla) iyiliklerinden hiçbir şeyin de zayi edilmeyeceğine dair onlara güvence verseydin ya!" dedi.

Sonra gitti, biz de onunla beraber gittik. Nihayet o, bu halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve şöyle dedi: "Bu, yaptığınızı gördüğüm nedir?"

Dediler ki; "Ey Ebû Abdirrahman! Bunlar çakıl taşları.Onlarla Ellahu Ekber, La ilahe İllallah ve Subhanallah deyişleri sayıyoruz."

Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ûd : dedi ki; "Artık kötülüklerinizi sayıp (hesab edin)! Ben, iyiliklerinizden hiç bir şeyin zayi edilmeyeceğine kefilim. Yazıklar olsun size! Ey Ummeti Muhammed, ne çabuk helak oldunuz! Peygamberinizin salallahu aleyhi ve sellem şu sahabesi içinizde hâlâ bolca bulunmakta. İşte onun elbiseleri, henüz eskimemiş; kapları, (henüz) kırılmamış.

Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki, sizler kesinlikle ya Muhammed'in dininden daha doğru yolda olan bir din üzerindesiniz (ki bu imkânsızdır) veya bir sapıklık kapısı açmaktasınız."

Onlar; "Vallahi, ey Ebû Abdirrahman, biz, başka bir şey değil, sadece hayrı (elde etmeyi) istedik" dediler.

O da şöyle karşılık verdi; "Hayrı (elde etmek) isteyen niceleri vardır ki onu hiç elde edemeyeceklerdir. Rasulullah salallahu aleyhi ve sellem bize haber vermişti ki;

Kur'an'ı okuyacak olan bir topluluğun bu okuyuşları sadece dilde kalacak, onların köprücük kemiklerini ileriye geçmeyecek. Vallahi, bilmiyorum, belki onların çoğu sizdendir."

Sonra Abdullah onlardan yüz çevirdi . Amr b. Yahya'nın dedesi: Amr b. Selime, bundan sonra şöyle dedi: Bu halkalardaki (insanların) tamamını, en Nehrevân olayında, haricîlerin yanında bize karşı vuruşurken gördük."


Görüldüğü gibi burada bir kısım insanı Abdullah ibn Mesud (radıyallahu anhu) adeta sofiler gibi hatme yaptıkları için onları bidatçılıkla suçluyor ve onları eleştiriyor.

Fena fillah makamında, nefsini tezkiye edip mutmain eylemiş peygamber soyundan gelen bu şahsın yaptığına da hele bir bakın!

Güya kendisine göre –işine gelen- kısım sahih ama –işine gelmeyen- Abdullah ibn Mes’udun tenkidi ve tavrı ise zayıf, bunu da şöyle açıklıyor;

İbn Hacer el-Heytemi (yanlış, Askalani olacak) Lisanu’l-Mizan adlı eserinde 4/378. Sahife , Zehebi de Mizanu’l-İ’tidal (3/293. Sahife) adlı eserinde dipnotta verdiği cilt ve sahifelerde geçtiği üzere Abdullah ibn Mesudun (radıyallahu anhu) hatme yapanları bidatçı diye eleştirmesi kısmı zayıfmış.

Acizane ben bu eserlerde belirtilen numaralara baktım ve burada Darimide geçen bu haberin senedindeki Amr bin Yahya’nın cerhini gördüm ve rivayetin bir kısmının sahihlenip bir kısmının zayıflandığına dair tek bir kelime dahi görmedim.

Bu da demek oluyor ki menzil şeyhi Muhammed Saki Erol’un işine geldiği kısmı sahihlemesi işine gelmediği kısmı zayıflaması çabasıda bertaraf oluyor. Zira bu iki eserde cerh edilen Amr bin Yahya rivayetin tamamını aktarıyor. Kendisinin önünde iki seçenek var; Ya rivayeti tamamen kendi içtihadınca kabul edecek. Ya da tamamen red edip kitaba almasına bile gerek görmeyecek!

Burada rivayeti ikiye bölüp işine gelen kısmı sahihleyip geri kalan kısmı güya eserlere dayanıp zayıflatmak, fena fillah, Allah dostu, keramet sahibi bir insana asla yakışmaz!

Peki bu rivayet o raviye göre zayıfsa siz niye bu eserle ihticac ediyorsunuz?

Şatibiden dolayı ve muasır muhakkiklerin Amr bin Yahya’nın tadiline dair rivayetlere dayanarak hadisi sahihlemeseni dayanıp biz de sizi bu rivayetle ilzam ediyoruz.

İmam Şatıbinin el-İ’tisam adlı eserinde 2/322. Sahifesinde bu rivayetle istişhad ederek bidat konusunda kesin ve sert tavrını ortaya koymuştur. Rabbimden niyaz ederim ki biz bütün Müslümanları bidatlere ve hurafelere karşı şuurlu eylesin.
 
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Emin misiniz ?





"Ey İman edenler! Allah'ı çokça zikredin. Onu sabah akşam tesbih edin!"
-Ahzab 33/41-42


Enes b. Malik'ten (r.a) rivayet edilen bir hadis-i şerif'te Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir topluluk Allah'ı zikretmek için toplanıp bununla O'nun rızasından başka bir şey murad etmezse, bir münadi semadan onlara şöyle seslenilir: Günahlarınız affedilmiş olarak kalkın, hiç şüphesiz günahlarınız iyiliğe çevirildi!"
(Ahmed b. Hanbel, Müsned 19.cilt 437.sayfa)


Enes b. Malik'ten (r.a) rivayet edilen bir hadis-i şerif'te Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"...
Cennet bahçeleri, zikir halkalarıdır"
(Tirmizi, Daavat, 87 ve Ahmed b. Hanbel, Müsned, 19.cilt 498. sayfa)


Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet edilen bir hadis-i şerif'te Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah Teâlâ'nın yollarda dolaşıp zikir ehlini arayan melekleri vardır.Bunlar Allah Teâlâ’yı zikreden bir topluluk bulduklarında birbirlerine, 'Gelin, işte aradığınız burada’ diye seslenirler ve zikreden topluluğu dünya semasına kadar kanatlarıyla kuşatırlar. Rab'leri onların hallerini daha iyibildiği halde meleklerine,

- Kullarım ne diyorlar, diye sorar. Melekler şöyle cevap verir:
- Seni teşbih ediyorlar, tekbir getiriyorlar, sana hamdediyorlar ve seni yüceltiyorlar.

- Onlar beni gördüler mi?- Hayır, yâ Rab, vallahi seni görmediler.- Peki, beni görseler ne yaparlardı?- Seni görselerdi daha çok ibadet ederler, şanını daha çok övüp yüceltirlerve seni daha çok teşbih ederlerdi.- Onlar benden ne istiyorlar?- Cenneti istiyorlar.- Onlar cenneti gördüler mi?- Hayır, yâ Rab, vallahi cenneti görmediler.- Peki, cenneti görseler ne yaparlardı?- Cenneti görselerdi ona karşı daha istekli, daha fazla arzulu olurlardı veonu elde etmek için daha çok rağbet gösterirlerdi.- Peki onlar neyden korkup bana sığınıyorlar?- Cehennemden korkup sana sığınıyorlar.- Peki, onlar cehennemi gördüler mi?- Hayır, yâ Rab, vallahi onu görmediler.- Ya cehennemi görselerdi ne yaparlardı?- Eğer onu görselerdi ondan daha fazla sakınır ve daha çok korkarlardı.Bunun üzerine Allah Teâlâ meleklerine,- Siz de şahit olun ki ben onları bağışladım, buyurur. Meleklerden biri,- Yâ Rabbi,falanca onlardan değil, sadece bir ihtiyacı için gelmişti, der. Ozaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:- Onlar öyle kimselerdir ki onların arasında bulunanlar bedbaht olmaz."
(Buhari, Daavat, 66)


Ebû Said el-Hudrî (r.a) anlatıyor:

"Muâviye [radıyallahu anh] bir gün mescidde halka halinde oturan birtopluluğun yanma geldi ve onlara,- Burada niçin oturuyorsunuz, diye sordu.- Allah'ı zikretmek için toplandık, diye cevap verdiler.- Allah aşkına söyleyin gerçekten sadece bunun için mi toplandınız, dedi.- Evet, sadece bu niyetle toplandık, dediler. Bunun üzerine Muâviye [radıyallahu anh] şöyle dedi:- Ben size inanmadığım için yemin ettirmiş değilim. Fakat Resûlullah'a [sallallahu aleyhi vesellem] benim kadar yakın olup da benden daha azhadis rivayet eden kimse yoktur. Bir gün Resûl-i Ekrem [sallallahu aleyhivesellem] ashabından halka kurmuş bir grubun yanına geldi ve onlara, - Burada niçin oturuyorsunuz, diye sordu. Onlar,- Bizi İslâm ile hidayete erdirdiği ve onu bize ihsan ettiği için AllahTeâlâ'yı zikredip O'na hamdetmek için oturduk, diye cevap verdiler.Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem], - Allah aşkına söyleyin, gerçekten siz burada bunun için mi oturdunuz,diye sordu. Onlar da, - Vallahi biz sadece bu niyetle oturduk, dediler. Bunun üzerine Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem], - Ben size inanmadığım için yemin ettirmiş değilim. Fakat bana Cebrailgeldi ve Allah Teâlâ'nm meleklere karşı sizinle iftihar ettiğini haber verdi,buyurdu."
(Müslim, Zikir, 11)


Yine Ebû Said el-Hudrî ve Ebû Hüreyre'den [radıyallahu anhümâ] rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
"Bir topluluk Allah’ı zikretmek üzere bir araya gelirse melekler onları kuşatır, rahmet onları kaplar, onların üzerine sekınet (huzur) iner ve AllahTeâlâ onları katında bulunanların (meleklerin) yanında anar."
(Müslim, Zikir, 11)


En büyük delillerden birisi ise, şu hadis-i şeriftir:


Şeddâd b. Evs [radıyallahu anh] şöyle anlatmış, Ubâde b. Sâmit de [radıyallahu anh] orada onu tasdik etmiştir:
"Bir gün Resulullah (sav)'in yanındaydık ve şöyle buyurdu: Aramızda yabancı olan var mı sahabiler ?

'Hayır yâ Resûlallah' diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah (sav) kapının kapatılmasını emretti ve sonra şöyle buyurdu:
'Ellerinizi kaldırın ve lâ ilahe illallah deyin.'"Şeddâd b. Evs [radıyallahu anh] diyor ki:" Ellerimizi bir müddet kaldırıp 'lâ ilâhe illallah' dedik. SonraResûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] ellerini indirdi ve şöyle buyurdu:
'Allah'a hamdolsun. Allahım! Beni bu kelimeyle gönderdin ve bana bukelimeyi söylememi emrettin. Bu kelimeyle bana cenneti vaat ettin. Şüphesizki sen sözünden dönmezsin.' Sonra Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle devam etti:

Size müjdeler olsun ki Allah Teâlâ sizi bağışladı."
(Hâkim, el-Müstedrek, 1. cilt 679.sayfa)


Hatme-i Hacegan, bu tür hadis-i şerifler ve ayetler aracılığı ile toplu zikir ile fazla sevap kazanma maksadı ile yapılmıştır.
İçerisindeki uygulamalar (İhlas, İnşirah, Salavat, İstiğfar vs...) tamamı ile Nass'a uygundur. Burada yapılan zikirler hem toplu yapılarak hemde ayrı ayrı yapmak yerine tek seferde yapılarak faziletli bir ibadete dönüşür.



İbadet olan Hatme değil, zikirdir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ahıskalı Çevrimiçi

Ahıskalı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Koskoca menzil şeyhi bu ritüeli meşrulaştırmak için sahtekarlık yapıyor sen bunu göremiyorsunda bu yazıları mı paylaşıyorsun? Abdullah ibn Mesudun tepkisini de mi göremedim hatme yapanlara karşı?

Vallahi ham sofuluk, bağnazlık nedir deseler senin bu mesajını gösterirdim
 
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Koskoca menzil şeyhi bu ritüeli meşrulaştırmak için sahtekarlık yapıyor sen bunu göremiyorsunda bu yazıları mı paylaşıyorsun? Abdullah ibn Mesudun tepkisini de mi göremedim hatme yapanlara karşı?

Vallahi ham sofuluk, bağnazlık nedir deseler senin bu mesajını gösterirdim
menzil ile alakalı menzil savunucusu bir şey söylemedim, her sufi şirke kaçar bidatçıdır diye bir şey yok. Taliban'da diyobendi (asyadaki nakşibendiler) mesela. Emirul Muminin Molla Ömer diyobendi medreselerinde büyüdü.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Koskoca menzil şeyhi bu ritüeli meşrulaştırmak için sahtekarlık yapıyor sen bunu göremiyorsunda bu yazıları mı paylaşıyorsun? Abdullah ibn Mesudun tepkisini de mi göremedim hatme yapanlara karşı?

Vallahi ham sofuluk, bağnazlık nedir deseler senin bu mesajını gösterirdim
ben size ayetlerle hadislerle hatme uygulamasının kuran ve sünnete uygun bir zikirden başka bir şey olmadığını anlattım, ayrıca Resulullah (sav)'in övdüğü zikir şekillerine uygun bir zikir olduğunu kaynakları ile verdim. Sizin bunlara cevap vermeniz gerekir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ahıskalı Çevrimiçi

Ahıskalı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
özür dilerim sert çıktıysam bir an nefs yapmış olabilirim. bahsettiklerine ayrıca cevap veririm niyetimi tazelersem. saol
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Emin misiniz ?



En büyük delillerden birisi ise, şu hadis-i şeriftir:


Şeddâd b. Evs [radıyallahu anh] şöyle anlatmış, Ubâde b. Sâmit de [radıyallahu anh] orada onu tasdik etmiştir:
"Bir gün Resulullah (sav)'in yanındaydık ve şöyle buyurdu: Aramızda yabancı olan var mı sahabiler ?

'Hayır yâ Resûlallah' diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah (sav) kapının kapatılmasını emretti ve sonra şöyle buyurdu:
'Ellerinizi kaldırın ve lâ ilahe illallah deyin.'"Şeddâd b. Evs [radıyallahu anh] diyor ki:" Ellerimizi bir müddet kaldırıp 'lâ ilâhe illallah' dedik. SonraResûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] ellerini indirdi ve şöyle buyurdu:
'Allah'a hamdolsun. Allahım! Beni bu kelimeyle gönderdin ve bana bukelimeyi söylememi emrettin. Bu kelimeyle bana cenneti vaat ettin. Şüphesizki sen sözünden dönmezsin.' Sonra Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle devam etti:

Size müjdeler olsun ki Allah Teâlâ sizi bağışladı."
(Hâkim, el-Müstedrek, 1. cilt 679.sayfa)


Hatme-i Hacegan, bu tür hadis-i şerifler ve ayetler aracılığı ile toplu zikir ile fazla sevap kazanma maksadı ile yapılmıştır.
İçerisindeki uygulamalar (İhlas, İnşirah, Salavat, İstiğfar vs...) tamamı ile Nass'a uygundur. Burada yapılan zikirler hem toplu yapılarak hemde ayrı ayrı yapmak yerine tek seferde yapılarak faziletli bir ibadete dönüşür.



İbadet olan Hatme değil, zikirdir.
Rivâyet Sahih mi ?
 
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Rivâyet Sahih mi ?
hocam cehri zikir ile hatme bambaşka şeyler. Hatme-i Hacegan toplu şekilde yapılan faziletli bir zikirdir. Zikir ile Hatme-i Hacegan arasında bir fark yoktur. Hatme, cehri zikir değil hafi zikir yapar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Rivâyet Sahih mi ?
Paylaştığınız konuda benim dediğim hadis-i şerife cevap yazmışsınız ancak sadece raşid b. davud ve ismail b. ayyaş değil; hakim en-nisaburi'nin el müstedrek eserinde geçiyor, sahih hadis kitabıdır. Üstelik Hakim, Bütün hadislerin Sahih-i Buhari veya Sahih-i Muslim'in şartlarına göre güvenilir olduklarını vurgulamıştır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin

(Hâkim, el-Müstedrek, 1. cilt 679.sayfa)
Verdiğin hadis kaynağında hadis sahih değildir. Hangisi sahih diyorsan kaynağını tam olarak arabca metniyle birlikte koy buraya.
وَعَنْ يَعْلَى بْنِ شَدَّادٍ قَالَ : حَدَّثَنِي أَبِي شَدَّادُ بْنُ أَوْسٍ - وَعُبَادَةُ بْنُ الصَّامِتِ حَاضِرٌ يُصَدِّقُهُ - قَالَ : كُنَّا عِنْدَ النَّبِيِّ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - فَقَالَ : " هَلْ فِيكُمْ غَرِيبٌ ؟ " - يَعْنِي أَهْلَ الْكِتَابِ - قُلْنَا : لَا يَا رَسُولَ اللَّهِ ، فَأَمَرَ بِغَلْقِ الْبَابِ وَقَالَ : " ارْفَعُوا أَيْدِيَكُمْ وَقُولُوا : لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ " . فَرَفَعْنَا أَيْدِينَا سَاعَةً ، [ ثُمَّ وَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - يَدَهُ ] ، ثُمَّ قَالَ : " الْحَمْدُ لِلَّهِ ، اللَّهُمَّ إِنَّكَ بَعَثْتَنِي بِهَذِهِ الْكَلِمَةِ ، وَأَمَرْتَنِي بِهَا ، وَوَعَدْتَنِي عَلَيْهَا الْجَنَّةَ ، وَإِنَّكَ لَا تُخَلِفُ الْمِيعَادَ " . ثُمَّ قَالَ : " أَلَا أَبْشِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ غَفَرَ لَكُمْ
Ashabtan Şeddad b. Evs ile Ubâde b. Sâmit der ki:
“Peygamber (aleyhissalatu vesselam)ın yanında bulunuyorduk. Peygamber aleyhissalatu vesselam:
İçinizde garîb (Ehl-i Kitab) var mı’ diye sordu. ‘
Hayır, yâ Rasûlallâh’ dedik.
Bunun üzerine kapıların kapatılmasını emretti. ‘Ellerinizi kaldırınız ve Lâ ilâhe illAllâh deyiniz.’ buyurdu.
Ellerimizi kaldırdık ve bir saat boyunca birlikte ‘Lâ ilâhe illallâh’ dedik.
Rasûlullâh (aleyhissalatu vesselam), elini indirdi. Sonra da: ‘Allah’a hamdolsun. Allah’ım! Sen, beni bu kelime ile gönderdin ve beni bununla memur kıldın. Cenneti de, bana bu söz üzerine vaat ettin. Şubhe yok ki sen, asla vaadinden dönmezsin’ diyerek dua etti.
Sonra da: ‘Sevininiz! Hiç şubhesiz Aziz ve Celil olan Allah, sizi bağışladı.’ buyurdu.
(Ahmed b. Hanbel, Musned, IV, 124, Hadis no: 16790, 16672; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 1 / 19, Hadis no: 23, 16798;
Hâkim, Mustedrak, I, 501, Hadis no: 1887; İbn Asakir, Tarihu Dimeşk, no: 16002 ; Taberâni, Mucemu'l Kebir, no: 7018, 7163; Bezzar, Musned, Hadis no: 3483)

Rivâyet zayıftır!
İmam Ahmed bin Hanbel; "Râvilerinden Raşid b. Davud'un kendisinde zayıflık vardır." (Heysemi, Mecmau'z Zevâid, Hadis no: 16798)


Zehebi ise, "bu hadis rivayetinde yer alan Raşid b. Davud’un Dârakutni tarafından zayıf görülmüştür." (Zehebi, Talhis)

Hâkim; "
bu hadis rivayetinde yer alan râvi İsmail b. Ayyaş’ın hıfz / hafıza yönünden iyi olmadığını belirtmiştir." (Hâkim, Mustedrak, I, 501)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Paylaştığınız konuda benim dediğim hadis-i şerife cevap yazmışsınız ancak sadece raşid b. davud ve ismail b. ayyaş değil; hakim en-nisaburi'nin el müstedrek eserinde geçiyor, sahih hadis kitabıdır. Üstelik Hakim, Bütün hadislerin Sahih-i Buhari veya Sahih-i Muslim'in şartlarına göre güvenilir olduklarını vurgulamıştır.
Hâkim; "bu hadis rivayetinde yer alan râvi İsmail b. Ayyaş’ın hıfz / hafıza yönünden iyi olmadığını belirtmiştir." (Hâkim, Mustedrak, I, 501)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Verdiğin hadis kaynağında hadis sahih değildir. Hangisi sahih diyorsan kaynağını tam olarak arabca metniyle birlikte koy buraya.
Hakim'in rivayet ettiği kitapta tamamı ile müslim ve buhariye uyan hadis-i şeriflerin bulunduğunu kendisi de söylüyor. Müstedrek tarifinden de anlaşılacağı gibi eserin telifinde hareket noktası, mesela İbn Hibban’ın ve İbn Huzeyme’nin kendi bağımsız ölçüleriyle –Buhârî ve Müslim gibi‐ sahih kabul ettikleri hadisleri derlemek maksadıyla telif edilmiş bir eser olmayıp “ale’s‐sahihayn” kaydından da anlaşılacağı üzere Buhârî ve Müslim’in bir hadisin sahih olması için aradıkları şart ve nitelikleri taşıdığını kabul ettiği, ama her ne sebepten ise Buhârî ve Müslim’in kendi kitaplarına kısmen ya da tamamen yahut az farklılıklardan ötürü ya da başka sebeplerle almadıklarını tespit ettiği ama onların ikisinin ya da birinin öngördüğü şartları taşıdığına kanaat getirdiği hadisleri alıp kaydeder.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hakim'in rivayet ettiği kitapta tamamı ile müslim ve buhariye uyan hadis-i şeriflerin bulunduğunu kendisi de söylüyor. Müstedrek tarifinden de anlaşılacağı gibi eserin telifinde hareket noktası, mesela İbn Hibban’ın ve İbn Huzeyme’nin kendi bağımsız ölçüleriyle –Buhârî ve Müslim gibi‐ sahih kabul ettikleri hadisleri derlemek maksadıyla telif edilmiş bir eser olmayıp “ale’s‐sahihayn” kaydından da anlaşılacağı üzere Buhârî ve Müslim’in bir hadisin sahih olması için aradıkları şart ve nitelikleri taşıdığını kabul ettiği, ama her ne sebepten ise Buhârî ve Müslim’in kendi kitaplarına kısmen ya da tamamen yahut az farklılıklardan ötürü ya da başka sebeplerle almadıklarını tespit ettiği ama onların ikisinin ya da birinin öngördüğü şartları taşıdığına kanaat getirdiği hadisleri alıp kaydeder.
Kardeşim ; aktardığın yazıyı okuyor musun?

Hem hadis, Buhari ve Muslim'in aradıkları şartı kabul ediyor hem de Buhari ve Muslim bu hadisi neden kitablarına tamamen ya da kısmen bile almadıklarınıi belki de başka sebeblerden dolayı kitablarına almamışlardır diyor.
Hadis ehlinin geneli tarafından rivayet sened açısından sahih kabul edilmemektedir. Alttaki muhaddisler yorum değil delil istiyor!


İmam Ahmed bin Hanbel; "Râvilerinden Raşid b. Davud'un kendisinde zayıflık vardır." (Heysemi, Mecmau'z Zevâid, Hadis no: 16798)

Zehebi ise, "bu hadis rivayetinde yer alan Raşid b. Davud’un Dârakutni tarafından zayıf görülmüştür." (Zehebi, Talhis)

Hâkim; "
bu hadis rivayetinde yer alan râvi İsmail b. Ayyaş’ın hıfz / hafıza yönünden iyi olmadığını belirtmiştir." (Hâkim, Mustedrak, I, 501)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hakim Mustedrak'inde râvi İsmâil bin Ayyaş hakkında neler diyor görmek istersin diye ...


Hakim.jpg
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İslamciMuhammed Çevrimdışı

İslamciMuhammed

Al Qital Media
İslam-TR Üyesi
Şamile'den (al sunnah) verdiğim hadis ve sayfa nosunu (I, 501) teyid edelim:

hocam öncelikle ben yedi şey diyorum siz birini cevaplıyorsunuz, dediğiniz hadis zayıf çıktı diyelim. Zayıf hadislerin helal, haram, akaid ve ahkam ile ilgili olanları hariç, terğib, terhib ve amellerin faziletleri ile ilgili olanlarını zayıf olduklarını açıklamadan da rivayet etmek caizdir ki; bir çok muhaddis kitaplarında zayıf hadislere yer vermiştir. Ayrıca az önce dediğim konular haricindeki zayıf hadislere uymada bir problem yoktur. Bu bahsettiğimiz hadis ise terğib ve amellerin fazileti meselesidir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
hocam öncelikle ben yedi şey diyorum siz birini cevaplıyorsunuz, dediğiniz hadis zayıf çıktı diyelim. Zayıf hadislerin helal, haram, akaid ve ahkam ile ilgili olanları hariç, terğib, terhib ve amellerin faziletleri ile ilgili olanlarını zayıf olduklarını açıklamadan da rivayet etmek caizdir ki; bir çok muhaddis kitaplarında zayıf hadislere yer vermiştir. Ayrıca az önce dediğim konular haricindeki zayıf hadislere uymada bir problem yoktur. Bu bahsettiğimiz hadis ise terğib ve amellerin fazileti meselesidir.
Kardeşim ; ne demek istiyorsanız, sayfa görüntüsü var ise daha güzel olur, alıntılayarak Kur'an ve sunnetten soru cevab bölümüne soru olarak yazınız inceleyelim. Forumun geneline düzenli bakamıyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt