Âleykum selam we rahmetullah kardeşim;İslam nizamının egemen olduğu veya İslam ahkamının yürürlükte olduğu ilan edilen diyarlarda şeriatın tüm konularını, hükümlerini tatbik edebilmek zaman / güç gerektiren durum söz konusu olabilir. Bu sebeble ilim ve hikmetle hareket etmek gerekebilir. Davet, tebliğ, sabr ile muamelede bulunmak önemlidir. Hele ki günümüzde her anın dünyanın her tarafındaki tağutlar tarafından haberdar edildiği ve gözlemlenebildiği devirde daha bir ölçü ve ihtimam gerektiren bir durumdur. Bundan dolayı Suriye'den önce Afganistan da şeriat tam anlamıyla tatbik edildiği söylenemez (2024). Rabb'im (c.c.) ahkâmını en güzel şekilde tatbik edileceği diyarları ummete göstersin.
İslam devletinde bulunan kâfirlere ve murtedlere (İslam’dan dönenlere) yapılacak muamele, Kur’an ve Sünnet’in ışığında belirlenmiştir. Bu muameleler, adalet, merhamet ve toplum düzenini koruma ilkelerine dayanmaktadır. Suriye fethi konusunda
1. İslam Devletinde Bulunan Kâfirler :
İslam devleti sınırları içinde Kâfirler farklı statülerde bulunabilirler:
Zimmîler (İslam devleti vatandaşı olan gayr-ı muslimler),
Muvâhadlar (anlaşmalı) ve Musteminler (geçici olarak koruma altındaki yabancılar).
İslam devleti hakimiyetindeki kâfirlere muamelede Adalet ve merhametle hareket edilir. Keyfi cezalandırma, zulûm ve haksızlık Kur’an ve Sünnet’te kesin olarak yasaklanmıştır.
"Allah, Sizinle din konusunda savaşmayan ve Sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve Onlara adaletle davranmanızı yasaklamaz. Şubhesiz ki Allah, adaletle davrananları sever." (Mumtehine, 8)
"Eğer Onlar barışa yanaşırlarsa, Sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et." (Enfal, 61)
a) Zimmîlerin Hakları ve Yükümlülükleri
İnanç Özgürlüğü:
"Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla sapıklık birbirinden ayrılmıştır." (Bakara, 256)
"Kim bir zimmîye zulmederse, Ona güç yetirilemeyecek bir yük yüklerseniz, rıdası dışında bir şey alırsanız, Ben kıyamet gününde Onun hasmı olurum." (Ebu Davud, Cihad, 31)
Can ve Mal Güvenliği:
"Eğer Allah, insanların bir kısmını diğer bir kısmıyla savmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın adı çokça anıldığı mescitler yıkılıp giderdi." (Hac, 40)
"Ehl-i Kitab’tan Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Rasulu’nün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, küçük düşürülmüş bir hâlde kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın." (Tevbe,29)
b) Muvâhadlar (anlaşmalı) ve Musteminler
Anlaşmalara Bağlılık:
"Anlaşma yaptığınız muşrikler, Size karşı dürüst davrandıkları sürece Siz de Onlara karşı dürüst olun. Şubhesiz ki Allah, takva sahiblerini sever." (Tevbe, 7)
Geçici Koruma Altındaki Kişiler (Musteminler):
"Eğer muşriklerden biri Senden sığınma isterse, Ona sığın ki Allah’ın sözünü işitsin. Sonra Onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Çünkü Onlar bilmeyen bir topluluktur." (Tevbe,6)
İslam Devletinde Kâfirlere (zimmî, muvâhad ve musteminler): İslam devleti, gayr-ı muslimlere can, mal ve inanç güvenliği sağlar. Ancak devlete bağlılık ve vergi yükümlülüğü (cizye) beklenir.
2. Murtedlere (İslam’dan Dönenlere) Muamele
Tövbe Çağrısı ve Afvedilme İmkanı:
"Şubhesiz ki Ben, tövbe eden, iman edip salih amel işleyen ve sonra doğru yolda olan kimseyi bağışlarım." (Tâhâ, 82)
Murtedlerin Ahiretteki Durumu:
"İçinizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, Onların amelleri hem dünyada hem ahirette boşa gider ve Onlar cehennemliktir. Orada ebedî olarak kalacaklardır." (Bakara, 217)
Murtedin Cezası:
"Dinini değiştiren kişiyi öldürün." (Buhârî, Cihad, 149)
Tövbe Fırsatı Verilmesi:
Abdullah b. Abbas’tan (r.anhuma) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.), murted olan kişilere önce İslam’a dönmeleri için süre tanımış ve Onları tövbeye davet etmiştir.
İslam Devletinde Murtedlere: Tövbe etmeleri için süre tanınır. Eğer tövbe etmezler ve toplumsal düzeni bozan bir fitneye sebeb olurlarsa, cezai mueyyideler uygulanabilir.
****
ebu Muhammed Cevlanî ( أبو محمد الجولاني ) yada gerçek Adıyla Ahmed eş Şara terör listesindeki HTŞ (Heyetu Tahrîri'ş-Şâm) lideri olarak Türkiye ile anlaşarak hareket ettiği anlaşılıyor.
2011 yılında Irak'taki Işid'in emri Bağdadi'nin emriyle Suriye'ye gönderilen; Bağdadi ile ters düşünce el Kaide'ye yanaşan, el Kaide ile ters düşünce Şam'ın Fethi Cephesi daha sonra da 2017 de Heyetu Tahrîri'ş-Şâm ilan edilen ; 2024 e kadar İdlib'de kalıp Türkiye (Smo - Öso) ile eş zamanlı operasyona başlayıp Emevi Caminde Mit Başkanı İbrahim Kalın'ın özel şoförlüğüne evrilme yaşayan bir Cevlani görüyoruz. Bugün HTŞ'den dolayı Türkiyede terörle mucadele altında yargılananlar mevcud iken, HTŞ emiri Mit başkanına şoförlük yapması nasıl normal olabilir.
Tüm bunlara rağmen Suriye'de bir Afganistan düzeyinde İslami bir yönetim (şimdilik) beklemiyorum. Kuvvetle ihtimal ki terör listesindeki HTŞ'ye sessiz kalınıp kurulacak hükümet ve yönetime farklı etnik unsurlara sus payı olarak koltuk verileceği ve şeriatın eksik olarak tatbik edileceği bir yönetim düzenlenecek gibi.
Her ne olursa olsun, bir zalim tağut sökülüp atıldı ve Halk bir zâlimden ve zulmunden kurtuldu.
Şeyh Muhammed Asım el Makdisi'nin de dediği gibi önümüzde yönetim olarak çok kötü bir Bosna tecrubemiz var. İnşeAllah orada devlet kurulduktan sonra müslumanlar ve mucâhidlerin başına gelenler burada tekrar etmez Bize düşen mucâhid ve müslümanlara dua etmektir. Zaten elimizden başka bir şey gelmiyor. Yarın hayal kırıklığına uğramamak için şimdiden mümkün olabilecek yönetimi ve hayallerimizin (beklentilerimizin) yere sağlam basması gerektiği, aksi taktirde hayal kırıklığı yaşanması kuvvetle muhtemel. Rabb'im (c.c.) İslam ummetinin yardımcısı olsun ve ahkâmının tatbik edileceği Dâr'ul İslam'ı bizlere bir an önce nâsib eylesin. Allahumme Âmîn.