Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Osmanlı'nın Sufi Zannedilmesi

Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Metanol alevi
İslam-TR Üyesi
Şeyh Bedreddin ayaklanması gibi neredeyse devleti yıkacak tehlikeli isyanları unutturup, aslında Osmanlı'ya düşman olmayan Muhammed bin AbdulVehhab gibi adamların çarpıtılarak gündeme getirildiği ve onun güya hain olduğunu ve sözde İngilizlerle iş tuttuğunu isbatlayan İngiliz Casusunun İtirafları kitabını ortaya koyan -başta Cubbeli zındık hoca gibi- adamlarla uğraştığımız bir zamanda yaşıyoruz.

Söylenen şey şu komedidir. Biz Osmanlı'yı kurduk, Osmanlı tarikatlar sayesinde büyüdü, selefi Vehhabiler yüzünden yıkıldı.

Öncelikle bu görüşteki tarih cahilliğini yanıtlayalım.

İngiliz Casusunun İtirafları kitabı, isnadı meçhul, tarikatçılar tarafından piyasaya sürülmüş, içerisinde de tarihsel hata bulunan bir kitaptır. Örneğin 1700'lü yıllarda fotoğraf makinesinden bahsedilmesi gibi.

Bu uydurma kitap ile selefiliğe saldırıyorlar. Osmanlı selefiliğe karşı olmayı bırakın, selef akidesinin devlete hakim olduğu bazı dönemler vardır. Bunun bazı misallerini verecek olursak:

Ebussuud efendi dönemi: Birçok tarikat şeyhini idam ettirmiş ve tasavvufu ağır tenkitlere tutmuş olan Ebussuud efendi kendisinin selefi salihine tabi olan bir âlim olduğunu söyler. Kanuni Sultan Süleyman'ın harikulade derecede hürmet gösterip dostane konuşmalarda bulunduğu şeyhulislam, saraydan istediği kişiyi bidatçı hurafeci olduğu gerekçesiyle 2.Selime kovdurtacak kadar devlet içinde güçlü bir yere sahipti.

Kadızadeliler: İmam Birgivi liderliğinde başlayan fikir hareketi Kadızadeli Mehmed Efendi ile beraber bir hareket haline gelmiştir ve Osmanlı devletindeki en güçlü selefi hareketlerden birisidir. Devlete şeyhülislamlar yetiştirmiş, Sivasiler gibi tarikatçı gruplarla münazaralar yapmışlar ve ülke içinde ciddi bir rüzgar esmesine sebep olmuşlardır. Sonradan çıkan şeylerin hepsini bidat ilan eden ve bunlarla mücadeleye girişen Kadızadeliler vesilesiyle payitahtta selefiler fazlasıyla kuvvetlenmişlerdir. Bir dönem tekkelerin kapatılması amacıyla taleplerde bulundukları ve silahlandıkları bile yazar.

Çivicizadeliler ailesi: Yine devlete şeyhülislamlar yetiştirip tarikatlarla mücadele eden, tasavvufu tenkitlere tutan bir diğer güçlü selefi sülaledir.

Şeyhülislam demek, devlet bu fikrin arkasında demektir. Osmanlı devletinde birçok selefi şeyhülislam gelmiş ve padişahlar onların yanında durmuş, tarikatlara karşı taleplerini kabul etmiştir.

Bunun örnekleri çoğaltılabilir. Ne var ki günümüzde tarikatçılar bidatlarını yaymanın yöntemini bulmuşlardır. Arkaya bayrak asmak, başa Osmanlı sarığı sarmak, sultanların resimlerini sağa sola duvara sabitlemek ve ara sıra da bilmedikleri tarihi konuşmak suretiyle "bakın biz Osmanlıyız" "bakın bize tabi olursanız Osmanlı kadar güçlü oluruz" "uyanışın çaresi bizde" dercesine Osmanlı'yı kullanmak suretiyle bidatlerini yayıyorlar. Tabi kimileri bir yandan m. kemal övücülüğü yaparak yerlerini güzelce garantiye de almaya çalışıyorlar.

Peki Osmanlı devleti bunlar gibi miydi?

Yani son Osmanlı şeyhülislamlarından Mustafa Sabri efendinin ülkeyi mürted ilan edip gitmesini falan da geçiyorum.

Osmanlılar, demokratlara boyun eğecek, cihadları terörizm gösterecek, belamları hoca diye halkın önüne sürecek, dünya hakimiyetini kafirlere bırakıp dört duvar arasında zikirle hayatını geçirecek, hem atatürkçülük hem muhafazakarlık kasacak bir medeniyet miydi?

Yoksa daha kuruluşundan başlayarak Allah'ın davasını yeryüzüne yaymak için durmadan savaşan, kimseye boyun eğmeyen, din ve fen ilimlerini kuvvetlendirmek için sahn-ı seman gibi medreseler açan, daha birkaç yüz çadırlık döneminde kurucusunun vasiyetinde dahi Şeriat yolunu İslâmı dünyaya hakim kılmayı esas gaye olarak emreden, Allah'ın rızasını ve yardımını isteyip cihad eden ve mazlumları kurtaran, cesur alimleri şeyhülislam yapan ve ön plana çıkaran, dünyanın parasını hazinesine doldurup bunları kafirlerin düzenini yıkmak için kullanan bir devlet miydi?

Peki şimdi soruyorum. Şuan kim daha çok Osmanlı ruhunu temsil ediyor? Sufiler mi, Selefiler mi?

Ey Türkiye tasavvufu. Allah yolunda cihad edenleriniz nerede
Selefiler bu cihadı dünyanın her yerinde veriyor
Siz kendi uydurduğunuz mitolojiyi insanlara anlatırken, Selefiler kendi dergilerinde ve kanallarında din ve fen ilimlerini öğretiyor.
Siz demokrasiye boyun eğmişken, Selefiler şirke girmemek için Şeriatı kararlılıkla savunup oy vermiyor.
Siz sinip pısmışken, Selefiler cesurca konuşuyor.
Siz milyonluk paralar için birbirinize taş atarken, Usame gibi zengin selefiler tüm servetlerini bu davaya harcadı ve kendileri kanaatkarca hayat sürdüler.

Şüphesiz bugün Osmanlı'yı Selefiler temsil etmektedir.
 
A Çevrimdışı

Azeribirmuvahhid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyh Bedreddin ayaklanması gibi neredeyse devleti yıkacak tehlikeli isyanları unutturup, aslında Osmanlı'ya düşman olmayan Muhammed bin AbdulVehhab gibi adamların çarpıtılarak gündeme getirildiği ve onun güya hain olduğunu ve sözde İngilizlerle iş tuttuğunu isbatlayan İngiliz Casusunun İtirafları kitabını ortaya koyan -başta Cubbeli zındık hoca gibi- adamlarla uğraştığımız bir zamanda yaşıyoruz.

Söylenen şey şu komedidir. Biz Osmanlı'yı kurduk, Osmanlı tarikatlar sayesinde büyüdü, selefi Vehhabiler yüzünden yıkıldı.

Öncelikle bu görüşteki tarih cahilliğini yanıtlayalım.

İngiliz Casusunun İtirafları kitabı, isnadı meçhul, tarikatçılar tarafından piyasaya sürülmüş, içerisinde de tarihsel hata bulunan bir kitaptır. Örneğin 1700'lü yıllarda fotoğraf makinesinden bahsedilmesi gibi.

Bu uydurma kitap ile selefiliğe saldırıyorlar. Osmanlı selefiliğe karşı olmayı bırakın, selef akidesinin devlete hakim olduğu bazı dönemler vardır. Bunun bazı misallerini verecek olursak:

Ebussuud efendi dönemi: Birçok tarikat şeyhini idam ettirmiş ve tasavvufu ağır tenkitlere tutmuş olan Ebussuud efendi kendisinin selefi salihine tabi olan bir âlim olduğunu söyler. Kanuni Sultan Süleyman'ın harikulade derecede hürmet gösterip dostane konuşmalarda bulunduğu şeyhulislam, saraydan istediği kişiyi bidatçı hurafeci olduğu gerekçesiyle 2.Selime kovdurtacak kadar devlet içinde güçlü bir yere sahipti.

Kadızadeliler: İmam Birgivi liderliğinde başlayan fikir hareketi Kadızadeli Mehmed Efendi ile beraber bir hareket haline gelmiştir ve Osmanlı devletindeki en güçlü selefi hareketlerden birisidir. Devlete şeyhülislamlar yetiştirmiş, Sivasiler gibi tarikatçı gruplarla münazaralar yapmışlar ve ülke içinde ciddi bir rüzgar esmesine sebep olmuşlardır. Sonradan çıkan şeylerin hepsini bidat ilan eden ve bunlarla mücadeleye girişen Kadızadeliler vesilesiyle payitahtta selefiler fazlasıyla kuvvetlenmişlerdir. Bir dönem tekkelerin kapatılması amacıyla taleplerde bulundukları ve silahlandıkları bile yazar.

Çivicizadeliler ailesi: Yine devlete şeyhülislamlar yetiştirip tarikatlarla mücadele eden, tasavvufu tenkitlere tutan bir diğer güçlü selefi sülaledir.

Şeyhülislam demek, devlet bu fikrin arkasında demektir. Osmanlı devletinde birçok selefi şeyhülislam gelmiş ve padişahlar onların yanında durmuş, tarikatlara karşı taleplerini kabul etmiştir.

Bunun örnekleri çoğaltılabilir. Ne var ki günümüzde tarikatçılar bidatlarını yaymanın yöntemini bulmuşlardır. Arkaya bayrak asmak, başa Osmanlı sarığı sarmak, sultanların resimlerini sağa sola duvara sabitlemek ve ara sıra da bilmedikleri tarihi konuşmak suretiyle "bakın biz Osmanlıyız" "bakın bize tabi olursanız Osmanlı kadar güçlü oluruz" "uyanışın çaresi bizde" dercesine Osmanlı'yı kullanmak suretiyle bidatlerini yayıyorlar. Tabi kimileri bir yandan m. kemal övücülüğü yaparak yerlerini güzelce garantiye de almaya çalışıyorlar.

Peki Osmanlı devleti bunlar gibi miydi?

Yani son Osmanlı şeyhülislamlarından Mustafa Sabri efendinin ülkeyi mürted ilan edip gitmesini falan da geçiyorum.

Osmanlılar, demokratlara boyun eğecek, cihadları terörizm gösterecek, belamları hoca diye halkın önüne sürecek, dünya hakimiyetini kafirlere bırakıp dört duvar arasında zikirle hayatını geçirecek, hem atatürkçülük hem muhafazakarlık kasacak bir medeniyet miydi?

Yoksa daha kuruluşundan başlayarak Allah'ın davasını yeryüzüne yaymak için durmadan savaşan, kimseye boyun eğmeyen, din ve fen ilimlerini kuvvetlendirmek için sahn-ı seman gibi medreseler açan, daha birkaç yüz çadırlık döneminde kurucusunun vasiyetinde dahi Şeriat yolunu İslâmı dünyaya hakim kılmayı esas gaye olarak emreden, Allah'ın rızasını ve yardımını isteyip cihad eden ve mazlumları kurtaran, cesur alimleri şeyhülislam yapan ve ön plana çıkaran, dünyanın parasını hazinesine doldurup bunları kafirlerin düzenini yıkmak için kullanan bir devlet miydi?

Peki şimdi soruyorum. Şuan kim daha çok Osmanlı ruhunu temsil ediyor? Sufiler mi, Selefiler mi?

Ey Türkiye tasavvufu. Allah yolunda cihad edenleriniz nerede
Selefiler bu cihadı dünyanın her yerinde veriyor
Siz kendi uydurduğunuz mitolojiyi insanlara anlatırken, Selefiler kendi dergilerinde ve kanallarında din ve fen ilimlerini öğretiyor.
Siz demokrasiye boyun eğmişken, Selefiler şirke girmemek için Şeriatı kararlılıkla savunup oy vermiyor.
Siz sinip pısmışken, Selefiler cesurca konuşuyor.
Siz milyonluk paralar için birbirinize taş atarken, Usame gibi zengin selefiler tüm servetlerini bu davaya harcadı ve kendileri kanaatkarca hayat sürdüler.

Şüphesiz bugün Osmanlı'yı Selefiler temsil etmektedir.
Abi bir de şey var şu fotodaki Şeyh ibn Abdulvehhabmış diyorlar. 1700 yıllarında bu kadar kaliteli fotoğraf makinesi olsa direkt isyanları internette paylaşıp Osmanlıyı kurtarırlardı zaten :d
 
A Çevrimdışı

Azeribirmuvahhid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyh Bedreddin ayaklanması gibi neredeyse devleti yıkacak tehlikeli isyanları unutturup, aslında Osmanlı'ya düşman olmayan Muhammed bin AbdulVehhab gibi adamların çarpıtılarak gündeme getirildiği ve onun güya hain olduğunu ve sözde İngilizlerle iş tuttuğunu isbatlayan İngiliz Casusunun İtirafları kitabını ortaya koyan -başta Cubbeli zındık hoca gibi- adamlarla uğraştığımız bir zamanda yaşıyoruz.

Söylenen şey şu komedidir. Biz Osmanlı'yı kurduk, Osmanlı tarikatlar sayesinde büyüdü, selefi Vehhabiler yüzünden yıkıldı.

Öncelikle bu görüşteki tarih cahilliğini yanıtlayalım.

İngiliz Casusunun İtirafları kitabı, isnadı meçhul, tarikatçılar tarafından piyasaya sürülmüş, içerisinde de tarihsel hata bulunan bir kitaptır. Örneğin 1700'lü yıllarda fotoğraf makinesinden bahsedilmesi gibi.

Bu uydurma kitap ile selefiliğe saldırıyorlar. Osmanlı selefiliğe karşı olmayı bırakın, selef akidesinin devlete hakim olduğu bazı dönemler vardır. Bunun bazı misallerini verecek olursak:

Ebussuud efendi dönemi: Birçok tarikat şeyhini idam ettirmiş ve tasavvufu ağır tenkitlere tutmuş olan Ebussuud efendi kendisinin selefi salihine tabi olan bir âlim olduğunu söyler. Kanuni Sultan Süleyman'ın harikulade derecede hürmet gösterip dostane konuşmalarda bulunduğu şeyhulislam, saraydan istediği kişiyi bidatçı hurafeci olduğu gerekçesiyle 2.Selime kovdurtacak kadar devlet içinde güçlü bir yere sahipti.

Kadızadeliler: İmam Birgivi liderliğinde başlayan fikir hareketi Kadızadeli Mehmed Efendi ile beraber bir hareket haline gelmiştir ve Osmanlı devletindeki en güçlü selefi hareketlerden birisidir. Devlete şeyhülislamlar yetiştirmiş, Sivasiler gibi tarikatçı gruplarla münazaralar yapmışlar ve ülke içinde ciddi bir rüzgar esmesine sebep olmuşlardır. Sonradan çıkan şeylerin hepsini bidat ilan eden ve bunlarla mücadeleye girişen Kadızadeliler vesilesiyle payitahtta selefiler fazlasıyla kuvvetlenmişlerdir. Bir dönem tekkelerin kapatılması amacıyla taleplerde bulundukları ve silahlandıkları bile yazar.

Çivicizadeliler ailesi: Yine devlete şeyhülislamlar yetiştirip tarikatlarla mücadele eden, tasavvufu tenkitlere tutan bir diğer güçlü selefi sülaledir.

Şeyhülislam demek, devlet bu fikrin arkasında demektir. Osmanlı devletinde birçok selefi şeyhülislam gelmiş ve padişahlar onların yanında durmuş, tarikatlara karşı taleplerini kabul etmiştir.

Bunun örnekleri çoğaltılabilir. Ne var ki günümüzde tarikatçılar bidatlarını yaymanın yöntemini bulmuşlardır. Arkaya bayrak asmak, başa Osmanlı sarığı sarmak, sultanların resimlerini sağa sola duvara sabitlemek ve ara sıra da bilmedikleri tarihi konuşmak suretiyle "bakın biz Osmanlıyız" "bakın bize tabi olursanız Osmanlı kadar güçlü oluruz" "uyanışın çaresi bizde" dercesine Osmanlı'yı kullanmak suretiyle bidatlerini yayıyorlar. Tabi kimileri bir yandan m. kemal övücülüğü yaparak yerlerini güzelce garantiye de almaya çalışıyorlar.

Peki Osmanlı devleti bunlar gibi miydi?

Yani son Osmanlı şeyhülislamlarından Mustafa Sabri efendinin ülkeyi mürted ilan edip gitmesini falan da geçiyorum.

Osmanlılar, demokratlara boyun eğecek, cihadları terörizm gösterecek, belamları hoca diye halkın önüne sürecek, dünya hakimiyetini kafirlere bırakıp dört duvar arasında zikirle hayatını geçirecek, hem atatürkçülük hem muhafazakarlık kasacak bir medeniyet miydi?

Yoksa daha kuruluşundan başlayarak Allah'ın davasını yeryüzüne yaymak için durmadan savaşan, kimseye boyun eğmeyen, din ve fen ilimlerini kuvvetlendirmek için sahn-ı seman gibi medreseler açan, daha birkaç yüz çadırlık döneminde kurucusunun vasiyetinde dahi Şeriat yolunu İslâmı dünyaya hakim kılmayı esas gaye olarak emreden, Allah'ın rızasını ve yardımını isteyip cihad eden ve mazlumları kurtaran, cesur alimleri şeyhülislam yapan ve ön plana çıkaran, dünyanın parasını hazinesine doldurup bunları kafirlerin düzenini yıkmak için kullanan bir devlet miydi?

Peki şimdi soruyorum. Şuan kim daha çok Osmanlı ruhunu temsil ediyor? Sufiler mi, Selefiler mi?

Ey Türkiye tasavvufu. Allah yolunda cihad edenleriniz nerede
Selefiler bu cihadı dünyanın her yerinde veriyor
Siz kendi uydurduğunuz mitolojiyi insanlara anlatırken, Selefiler kendi dergilerinde ve kanallarında din ve fen ilimlerini öğretiyor.
Siz demokrasiye boyun eğmişken, Selefiler şirke girmemek için Şeriatı kararlılıkla savunup oy vermiyor.
Siz sinip pısmışken, Selefiler cesurca konuşuyor.
Siz milyonluk paralar için birbirinize taş atarken, Usame gibi zengin selefiler tüm servetlerini bu davaya harcadı ve kendileri kanaatkarca hayat sürdüler.

Şüphesiz bugün Osmanlı'yı Selefiler temsil etmektedir.
Arkaya osmanlı bayrağı asıp selefilere sallayan sözde hoca olan şarlatanlar yerine 4 yaşında tevhid ehli bir çocuk çıksa daha faydalı şeyler anlatır.
 
Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Metanol alevi
İslam-TR Üyesi
Abi bir de şey var şu fotodaki Şeyh ibn Abdulvehhabmış diyorlar. 1700 yıllarında bu kadar kaliteli fotoğraf makinesi olsa direkt isyanları internette paylaşıp Osmanlıyı kurtarırlardı zaten :d

Yoksa İbrahim Müteferrika matbaayı değil de telefon ve kameraları mı getirmeye çalışmıştı acaba
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt